YARGILAMA USULLERİ
25 Kasım 2025
1. GENEL OLARAK
Medeni yargılamada kural olarak yazılı yargılama usulü uygulanır. Bu usulde taraflara dört dilekçe hakkı tanınmakta ve yargılama, daha ayrıntılı ve şekle bağlı bir süreç içerisinde yürütülmektedir. Bununla birlikte, usul ekonomisinin sağlanması ve uyuşmazlıkların daha kısa sürede çözümlenmesi amacıyla kanun koyucu, belirli dava ve işler için daha basit ve hızlandırılmış bir usul öngörmüştür.
Bu bağlamda basit yargılama usulü, yazılı usule kıyasla daha dar kapsamlı usul işlemleri ve kısaltılmış süreler öngörerek davaların hızlı şekilde sonuçlandırılmasını amaçlamakta; özellikle sulh hukuk mahkemelerinin görev alanına giren veya kanunda açıkça belirtilen uyuşmazlıklarda uygulanmaktadır.
2. HMK’DA DÜZENLENEN BASİT YARGILAMA USULÜNE TABİ DAVA VE İŞLER
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK) hangi dava ve işlerde bu usulün uygulanacağı açıkça gösterilmiş olup, m. 316’da bu haller sınırlı olarak sayılmıştır. Buna göre basit yargılama usulüne tabi dava ve işler şunlardır:
- a) Sulh hukuk mahkemelerinin görevine giren dava ve işler.
- b) Doğrudan dosya üzerinden karar vermek konusunda kanunun mahkemeye takdir hakkı tanıdığı dava ve işler.
- c) İhtiyati tedbir, ihtiyati haciz, delil tespiti gibi geçici hukuki koruma talepleri ile deniz raporlarının alınması, dispeççi atanması talepleri ve bunlara karşı yapılacak olan itirazlar.
- ç) Her çeşit nafaka davaları ile velayet ve vesayete ilişkin dava ve işler.
- d) Hizmet ilişkisinden doğan davalar.
- e) Konkordato ve sermaye şirketleri veya kooperatiflerin uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırılmasına ilişkin açılacak davalar.
- f) Tahkim hükümlerine göre, mahkemenin görev alanına giren dava ve işler.
- g) Diğer kanunlarda yer alan ve yazılı yargılama usulü dışındaki yargılama usullerinin uygulanacağı belirtilen dava ve işler.
3. DİĞER KANUNLARDA YER ALAN BASİT YARGILAMA USULÜ UYGULANAN DAVA VE İŞLER
Basit yargılama usulü, yalnızca 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile sınırlı olmayıp çeşitli özel kanunlarda da kabul edilmiştir.
Nitekim Türk Medeni Kanunu’nda velayet, vesayet ve nafaka gibi aile hukukuna ilişkin davaların basit usulle yürütüleceği düzenlenmiştir. Benzer şekilde, İş Kanunu ve İş Mahkemeleri Kanunu çerçevesinde işçi ile işveren arasındaki pek çok uyuşmazlık da basit yargılama kapsamında görülmektedir.
Bunun dışında, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da düzenlenen tüketici uyuşmazlıkları, İcra ve İflas Kanunu’ndan kaynaklanan şikâyet ve itirazlar ile çeşitli özel kanunlarda yer alan bazı talepler de aynı usule tabi kılınmıştır.
Çekişmesiz yargı işlerinde, niteliğine uygun düştüğü ölçüde, basit yargılama usulü uygulanır. (HMK m. 385/1)
4. BASİT YARGILAMA USULÜ VE YAZILI YARGILAMA USULÜNÜN DAVA AŞAMALARI BAKIMINDAN FARKLARI
A. DİLEKÇE AŞAMASI
Yazılı yargılama usulünde taraflar dört dilekçe sunma hakkına sahiptir. Davacı dava dilekçesini verir, davalı buna cevap dilekçesiyle karşılık verir. Ardından davacı “cevaba cevap dilekçesi”, davalı ise “ikinci cevap dilekçesi” verebilir (HMK m. 136/1). Basit yargılamada ise böyle bir imkân yoktur; HMK m. 317/3 gereğince taraflar yalnızca dava ve cevap dilekçesi sunabilir. Bu kural emredici nitelikte olduğundan farklı bir düzenleme yapılması mümkün değildir.
Basit yargılamada cevap dilekçesi süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Ancak bu süre davanın özelliklerine göre kısa kalırsa, davalının talebi üzerine mahkeme yalnızca bir kez ve en fazla iki hafta ek süre verebilir.(HMK m.317/2)
Yazılı yargılama usulünde de cevap dilekçesi için öngörülen süre iki haftadır. Fakat bu sürede dilekçenin hazırlanmasının çok zor ya da imkânsız olduğu hallerde, davalının talebi üzerine mahkeme yalnızca bir kez olmak üzere, bir aya kadar ek süre tanıyabilir. (HMK m.127/1)
B. İDDİALARIN VE SAVUNMALARIN GENİŞLETİLMESİ YASAĞI
Yazılı yargılama usulünde taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri aşamasında iddia ve savunmalarını serbestçe genişletebilir veya değiştirebilirler. Ancak bu aşama tamamlandıktan sonra artık iddia ve savunmaların genişletilmesi ya da değiştirilmesi mümkün değildir .(HMK m. 141/1)
Basit yargılama usulünde ise bu yasak daha erken başlar. İddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı, dava açıldığı anda; savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı ise cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle doğar. (HMK m. 319/1)
C. DELİLLERİN SUNULMASI
Basit yargılama usulünde, taraflar dilekçeleriyle birlikte tüm delillerini açıkça bildirmek, her bir delilin hangi vakıayı ispat edeceğini belirtmek ve ellerinde bulunan belgeleri dilekçelerine eklemek zorundadırlar. Ayrıca, başka yerlerden getirilecek belge ve dosyalar için gerekli bilgileri de dilekçelerinde göstermek durumundadırlar (HMK m. 318) Yani ek süre verilmemektedir.
Yazılı yargılama usulünde ise, davetiyenin tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içinde tarafların, dilekçelerinde belirttikleri ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerlerden getirtilecek belgelerin getirilebilmesi için gerekli açıklamaları yapmaları gerekir. Bu yükümlülükler süresinde yerine getirilmezse, açıklama yapmayan tarafın o delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verilir (HMK m. 140/5)
D. ÖN İNCELEME TAHKİKAT AŞAMASI
Basit yargılama usulünde mahkeme, HMK m. 320/1 uyarınca tarafları duruşmaya davet etmeksizin dosya üzerinden karar verebilir. Duruşma yapılması gerektiğinde ise, ilk oturumda dava şartları, ilk itirazlar, zamanaşımı ve hak düşürücü süreler değerlendirilir; ayrıca ön inceleme ve tahkikat aşamaları birlikte yürütülür. Böylece süreç hızlandırılmış olur.
Yazılı yargılama usulünde ise HMK m. 137 ve devamı gereği, ön inceleme ve tahkikat birbirinden ayrıdır. Ön incelemeden sonra tahkikat aşamasına geçilir; zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazları da bu aşamalarda ayrıca karara bağlanır.
Duruşma sayısı bakımından da farklılık vardır. Yazılı yargılamada ön inceleme en fazla iki oturumda (HMK m. 140/4) yapılabilirken, basit yargılamada bu aşama yalnızca tek duruşmayla (HMK m. 320/2) tamamlanır. Tahkikat ise basit yargılamada en fazla iki oturumla sınırlı olup, duruşmalar arasında bir aydan fazla süre verilemez (HMK m. 320/3). Yazılı yargılamada ise ne oturum sayısı ne de aralıklar bakımından böyle bir sınırlama vardır.
Son aşamada, yazılı yargılamada tahkikat bittikten sonra sözlü yargılama aşamasına geçilir. (HMK m. 186) Mahkeme taraflara son beyanlarını sunmaları için ayrıca süre tanıyabilir. Buna karşılık basit yargılamada tahkikat bitiminde tarafların son beyanları aynı celsede alınır ve karar hemen tefhim edilir. (HMK m. 321/1)
E. DAVANIN TAKİPSİZ BIRAKILMASI
Basit yargılama usulünde, işlemden kaldırılan bir davanın yalnızca bir defa yenilenmesine izin verilmektedir. Nitekim HMK m. 320/4 hükmü uyarınca, dosyanın ilk yenilenmeden sonra tekrar takipsiz bırakılması halinde dava açılmamış sayılır.
Yazılı yargılama usulünde ise kanun koyucu daha geniş bir imkân tanımıştır. HMK m. 150/6’ya göre, işlemden kaldırılan dava iki defa yenilenebilir; ancak ikinci yenilemeden sonra tekrar takipsiz bırakılması durumunda dava açılmamış kabul edilir.
Yararlanılan Kaynaklar:
AYDEMİR, Efrail/MEMİŞ, Yusuf/RUHİ, Ahmet Cemal/GÜLEÇ UÇAKHAN Sema: Hukuk Davaları, C.1, 1.Bası, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2016.
KURU, Baki: Medenî Usul Hukuku, Yetkin Kitabevi, Ankara, 2017.
PEKCANITEZ, Hakan/ ATALAY, Oğuz/ÖZEKES, Muhammet: Medenî Usul Hukuku, Yetkin Yayınevi, 12. Bası, Ankara, 2011.