TAHKİKAT
22 Kasım 2025
1. GENEL OLARAK
Tahkikat, ön incelemeden sonra başlayan ve davanın esasının incelendiği safhadır. Bu aşamada mahkeme, tarafların iddia ve savunmalarını açıklığa kavuşturur, ileri sürülen vakıaları araştırır ve delilleri değerlendirir. Dolayısıyla tahkikat, yargılamanın en yoğun faaliyetlerin yürütüldüğü bölümünü oluşturmaktadır. Burada mahkeme, tarafların sunduğu delilleri toplar, gerektiğinde tanık dinler, bilirkişi incelemesi yaptırır ve tarafların dinlenmesini sağlar.
Böylece, davanın esasına yönelik hüküm kurulabilmesi için gerekli tüm araştırma ve değerlendirmeler tahkikat aşamasında gerçekleştirilir.
2. TAHKİKAT AŞAMASINA NE ZAMAN GEÇİLİR?
Ön inceleme aşaması tamamlanmadan tahkikat safhasına geçilmesi mümkün değildir. Çünkü ön inceleme, davanın esasına girilmeden önce çözülmesi gereken usule ilişkin meseleleri kapsar. Bu aşamada mahkeme; dava şartlarının mevcut olup olmadığını, tarafların arabuluculuk veya zorunlu başvuru yollarını yerine getirip getirmediğini ve ilk itirazların bulunup bulunmadığını inceler. Eğer dava şartları tamamsa ve ilk itirazlar sonuçlandırılmışsa, mahkeme tahkikat aşamasına geçilmesine karar verir. (HMK m.147/1)
3. TAHKİKATIN YAPILIŞ USULÜ
Tahkikat, yargılamanın esasının incelendiği aşamadır ve duruşmalar yoluyla yürütülür. HMK m.157 uyarınca, duruşmada hâkim ve zabıt kâtibinin hazır bulunması şarttır; taraflar veya vekilleri de katılarak iddia ve savunmalarını sunabilirler.
Duruşmalar, aleniyet ilkesine uygun olarak açık yapılır. Hâkim, düzeni sağlar, taraflara söz verir, delilleri toplar, gerektiğinde tanıkları dinler veya bilirkişi incelemesine karar verir. Bu aşamada davanın esasına doğrudan etki edecek işlemler yerine getirilmektedir.
Kural olarak, her davada duruşma yapılması ve tarafların mahkeme huzurunda dinlenmesi gerekir. Bu sebeple taraflar, usulüne uygun şekilde davet edilerek yargılamaya katılmaları sağlanır. Bununla birlikte, mahkeme her durumda duruşma yapmak zorunda değildir. Bazı hâllerde dosya üzerinden karar verilmesi mümkündür.
Örneğin; Dava şartları ve ilk itirazların incelenmesi sırasında, ihtiyati tedbir taleplerinde (m.390/2), delillerin incelenmesiyle ilgili usulî işlemlerde (örneğin bilirkişi tayini, keşif kararı vb. HMKm.403), geçici hukuki korumaların değerlendirilmesinde veya hakimin reddi taleplerinde mahkeme duruşma yapmadan dosya üzerinden karar verebilmektedir.
Bunun yanında, duruşmalarda taraf vekilleri tanıklara, bilirkişilere veya çağrılan diğer kişilere doğrudan soru yöneltebilmekte; taraflar ise sorularını hâkim aracılığıyla sorabilmektedir. Yöneltilen sorulara itiraz edilmesi hâlinde, sorunun yöneltilmesinin gerekip gerekmediğine hâkim karar vermektedir. Böylece tahkikat aşaması, hem delillerin toplanması hem de tarafların doğrudan katılımıyla yürütülen esaslı bir yargılama süreci olarak şekillenmektedir. (HMK m.152/1)
4. TARAFLARIN TAHKİKAT DURUŞMASINA DAVET EDİLMESİ
Taraflar, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra tahkikat ve sözlü yargılama için duruşmaya davet edilir. (HMK m. 147/1)
Taraflara gönderilecek davetiyede, belirlenen gün ve saatte geçerli bir özrü olmadan mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde, duruşmaya yokluklarında devam edileceği ve yapılan işlemlere itiraz edemeyecekleri, tahkikatın sona erdiği duruşmada sözlü yargılamaya geçileceği, sözlü yargılama için duruşmanın ertelenmesi hâlinde taraflara ayrıca davetiye gönderilmeyeceği ve 150 nci madde hükmü saklı kalmak kaydıyla, yokluklarında hüküm verileceği bildirilir. (HMK m. 147/2)
Mahkemenin, dinlenilmek üzere mahkemeye gelmeleri için iki tarafa vereceği süre
iki haftadan az olamaz. Bu süre, gerektiğinde, mahkemece resen veya iki taraftan birinin talebi üzerine uzatılabileceği gibi kısaltılabilir. (HMK m.144/2)
Buna karşılık, usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.
Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edememektedir. (HMK m.150/2)
5. SES VE GÖRÜNTÜ NAKLEDİLMESİ YOLUYLA VEYA BAŞKA YERDE DURUŞMA İCRASI
HMK m.149’da düzenlenen hükme göre, mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine, tarafın veya vekilinin aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla duruşmaya katılmasına karar verebilir. Aynı şekilde tanık, bilirkişi veya uzman da bu yöntemle dinlenebilir.
Mahkeme, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri dava ve işlerde ilgililerin, aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla bulundukları yerden dinlenilmesine resen karar verebilir. (HMK m.149/3)
Ayrıca fiilî engel veya güvenlik sebebi varsa, duruşma il sınırları içinde başka bir yerde yapılabilir; bunun için yargı çevresindeki bölge adliye mahkemesi adalet komisyonunun uygun görüşü alınmalıdır. (HMK m.149/4)
6. DURUŞMA DÜZENİ
Hâkim, duruşma sırasında düzeni bozan kişiyi uyarır ve bu davranışa devam etmesi hâlinde, avukatlar hariç, salondan çıkarılmasına karar verebilir. Eğer kişi uyarıya rağmen uygunsuz söz veya davranışta bulunmayı sürdürürse, derhâl yakalanır ve hakkında dört güne kadar disiplin hapsi uygulanır; bu yaptırım da avukatlar için geçerli değildir. (HMK m. 151/2)
Ayrıca, mahkeme düzenini bozan eylem ya da söylenen uygunsuz söz aynı zamanda bir suç oluşturuyorsa, durum tutanakla Cumhuriyet başsavcılığına bildirilir ve gerek görülürse, avukatlar hariç, ilgili kişinin tutuklanmasına da karar verilebilir. (HMK m. 151/3)
7. DURUŞMA TUTUNAĞI
Hakim tahkikat ve yargılama işlemlerinin icrasıyla, iki tarafın ve diğer ilgililerin sözlü açıklamalarını, gerekirse özet olarak zabıt kâtibi aracılığıyla tutanağa Kaydettirir. Taraflar veya diğer ilgililer sözlü açıklamalarını hâkimin izniyle doğrudan da tutanağa yazdırabilir.
Aşağıdaki hususlar mutlak olarak tutanağa yazılır:
- a) Mahkemenin adı, duruşmanın açıldığı yer, gün ve saat.
- b) Hâkim, zabıt kâtibi, hazır bulunan taraflar ve varsa vekilleri, kanuni temsilcileri, fer’î müdahil ve tercümanın ad ve soyadları.
- c) Yargılamanın aleni ya da gizli yapıldığı.
- ç) Beyanda bulunana okunmak ve imzası alınmak kaydıyla ikrar, yeminin edası, davanın geri alınmasına muvafakat, davadan feragat, davayı kabule ilişkin beyanlar ve sulh müzakereleri ile sonucu.
- d) Beyanda bulunana okunmak kaydıyla taraf, tanık, bilirkişi veya uzman kişi beyanı.
- e) Duruşma dışında yapılan işlemlerin özeti.
- f) Tarafların sundukları belgelerin neler olduğu.
- g) Tarafların soruşturmaya ilişkin istekleri ile diğer kanunların tutanağa yazılmasını emrettiği konular.
- ğ) Ara kararları ve hükmün sonucu.
- h) Karar veya hükmün açıklanma biçimi
Tutanak, hâkim ve zabıt kâtibi tarafından derhâl imzalanır. Tutanağa imza atamayacak durumda olan kimsenin parmak izi alınır, bunun hangi parmağa ait olduğu belirtilir. Ancak elinde parmak bulunmayanlar, imza yerine mühür veya özel işaret kullanabilirler. ( HMK m.155/1)
Ön inceleme, tahkikat ve yargılama işlemleri, ancak tutanakla ispat olunabilir. (HMK m.156/1)
8. TAHKİKAT AŞAMASININ SONA ERMESİ
Mahkeme, taraflarca gösterilmiş olan delillerin incelenmesinden sonra, davanın muhakeme ve hüküm için yeterli derecede aydınlandığını anlarsa, tahkikatın bittiğini kendilerine bildirir. (HMK m.146)
9. KONUYA İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 21.05.2025 T. 2024/208 E. 2025/328 K. sayılı kararı:
"…Bilindiği üzere taraflar, tahkikat aşamasında kural olarak iddia ve savunmalarını genişletip değiştiremezler; yani yeni vakıa ileri süremezler ve eski vakıaların yerine yeni vakıalar ikâme edemezler. Bunun yapılabilmesi ancak karşı tarafın açık muvafakati, bunun mümkün olmaması durumunda da ıslah suretiyle gerçekleştirilebilir. Basit yargılama usulünde ise iddia ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı, yazılı yargılama usulünden farklı olarak dava açılmasıyla ve cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlar."
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 05.03.2019 T. 2017/11394 E. 2019/2246 K. sayılı kararı:
"…Bu genel anlatımlar ışığında; davacı vekilinin 24.05.2016 tarihli dilekçesi ile 15.03.2016 tarihli on dördüncü ve 24.05.2016 tarihli on beşinci celsedeki beyanlarında, değer arttırmak için süre verilmesini talep ettiği, mahkeme tarafından bu taleplerle ilgili bir değerlendirme yapılmadığı, 24.05.2016 tarihli duruşmada, davacı vekilinin dilekçesini tekrarla, talebi doğrultusunda karar verilmesi halinde belirsiz alacak davası olarak açmış olduğumuz davada değer arttırmak için tarafına süre verilmesini istediği halde, davalı vekilinin bilirkişi raporuna itirazı ile ilgili redde yönelik ara kararı verdiği halde, davacı vekilinin bu talebine ilişkin herhangi bir değerlendirme yapmaksızın, "tahkikat aşaması sona ermiş olmakla sözlü yargılama aşamasına geçilmesine" şeklinde değerlendirmede bulunduğu görülmektedir. Yukarıdaki açıklamalar karşısında, tahkikatın bitiminden sonra tarafların iddia ve savunmalarını ıslah yolu ile dahi değiştirmeleri mümkün değil ise de, Mahkemece davacı tarafın tahkikatın bitimi öncesinde ileri sürdüğü bu taleplerinin hiçbiri hakkında değerlendirme yapılmaması nedeniyle tahkikat aşamasının sona ermediği gözden kaçırılarak, usul ve kanuna, hukuki dinlenme hakkına aykırı şekilde tahkikat aşamasının sona erdiğinden bahisle sözlü tahkikat aşamasına geçildiğinin bildirilmesi ve devamında da davacı tarafın tahkikat aşaması sona erdikten sonra talebini artırdığı gerekçe gösterilerek 27.05.2016 tarihli dilekçede yazılı miktar artırımının reddine karar verilmesi doğru olmamıştır."
Yararlanılan Kaynaklar:
AYDEMİR, Efrail/MEMİŞ, Yusuf/RUHİ, Ahmet Cemal/GÜLEÇ UÇAKHAN Sema: Hukuk Davaları, C.1, 1.Bası, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2016.
KURU, Baki: Medenî Usul Hukuku, Yetkin Kitabevi, Ankara, 2017.
PEKCANITEZ, Hakan/ ATALAY, Oğuz/ÖZEKES, Muhammet: Medenî Usul Hukuku, Yetkin Yayınevi, 12. Bası, Ankara, 2011.