Articles & Cases

LİMİTED ŞİRKET HİSSE DEVRİ

18 Kasım 2025

1. GENEL OLARAK

Limited şirket, bir veya birden fazla gerçek ya da tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulmakta olup, esas sermayesi belirli bir tutardan oluşur ve bu sermaye, esas sermaye paylarının toplamını ifade eder. Limited şirkette esas sermaye payı, bir malvarlığı değeri niteliğinde olup kanunen devri mümkün bir haktır. Bu payın el geçiş yollarından biri de pay devridir.

Şirket kurulduktan sonra ortaklık yapısı aynı şekilde devam etmeyebilir; bu nedenle esas sermaye payının devri gerek ortaklar arasında gerekse üçüncü kişilere karşı gerçekleştirilebilir. Türk Ticaret Kanunu’nun 595. maddesi limited şirkette pay devrini özel olarak düzenlemiş olup bu devrin gerçekleşmesini belirli şekil şartlarına bağlamıştır.

Buna göre esas sermaye payının devri için yazılı bir pay devir sözleşmesinin yapılması, tarafların imzalarının noter huzurunda onaylanması, devir işleminin şirkete bildirilmesi ve genel kurulun onayına sunulması gerekir. Ayrıca pay devrinin pay defterine işlenmesi ve ticaret siciline tescil ile ilan edilmesi de zorunludur.

2. PAYIN DEVRİ SÖZLEŞMESİ

TTK m. 595/1, limited şirketlerde esas sermaye payının devrine ilişkin şekil şartlarını açıkça düzenlemiştir. Buna göre, pay devri yazılı olarak yapılmalı ve tarafların imzaları noter tarafından onanmalıdır. Bu kural yalnızca pay devrini değil, devir borcunu doğuran her türlü işlemi de kapsar. Dolayısıyla devir vaadi, ön sözleşme veya taahhütname gibi belgeler de aynı şekil şartına tabidir. Bu sebeple şekil hükmünü koyan birinci cümlede geniş kapsamlı "işlem" terimi kullanılmıştır. Buna karşılık devir, sözleşme şeklinde yapılmalıdır.

Payın devri sözleşmesinde bazı unsurların yer alması zorunludur. Tarafların açık iradeleri, şirketin ticaret unvanı ve devredilen esas sermaye payının itibari değeri mutlaka belirtilmelidir. Payın tam olarak belirlenmemesi veya devir iradesinin açıkça ortaya konmaması hâlinde sözleşme kurulmuş sayılmamaktadır.

Bunlara ek olarak, devir sözleşmesinde bazı özel kayıtların yer alması gerekir. Örneğin ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri, rekabet yasağının ağırlaştırılması veya tüm ortakları kapsayacak biçimde genişletilmesi, önalım, geri alım ve alım hakları ile sözleşme cezasına ilişkin düzenlemeler açıkça belirtilmelidir (TTK m. 595/1). Kanun gerekçesinde, bu kayıtların sözleşmede bulunmamasının işlemi başlı başına geçersiz kılmayacağı, ancak bazı durumlarda devredenin sorumluluğunu doğurabileceği ifade edilmiştir.

Şekil şartına uyulmadan yapılan pay devirleri geçersizdir ve genel kurulun onayı da bu sözleşmelere geçerlilik kazandıramaz. Dolayısıyla geçersiz bir işleme dayanılarak alınan genel kurul kararları da herhangi bir hukuki sonuç doğurmamaktadır. Bu tür geçersizlik, taraflar veya üçüncü kişilerce ileri sürülebileceği gibi, mahkeme tarafından da re’sen gözetilir.

3. PAYIN DEVRİNİN ŞİRKETE BİLDİRİLMESİ

Esas sermaye payının devri için yalnızca kanuna uygun bir devir sözleşmesi yapılması yeterli değildir; şirketin bu devri onaylaması ve devrin şirkete bildirilmesi de gerekir. Kanunda açık bir bildirim zorunluluğu öngörülmemiş olsa da, genel kurul onayının aranması sebebiyle bildirimin yapılması zorunlu kabul edilmektedir. Ancak bildirim, tek başına devri tamamlamaz; yalnızca süreci başlatır. Nitekim TTK m. 595/7 uyarınca, genel kurulun devre ilişkin karar vermesi için öngörülen üç aylık süre bildirimin yapılmasıyla başlar.

Bildirim yapıldıktan sonra şirket müdürleri, devir sözleşmesinin şekli ve maddi geçerliliğini inceler. Bu incelemede tarafların ehliyetleri, temsil yetkileri ve iradeyi sakatlayan durumlar değerlendirilir. Eğer aykırılık tespit edilirse, devrin genel kurul gündemine alınması reddedilir ve gerekçesi bildirene açıklanır. Bu karara karşı dava açılabilir. Aykırılık bulunmadığında ise devir, genel kurulun onayına sunulur.

4. GENEL KURULUN ONAYI

TTK m. 595/2’ye göre, esas sermaye payının devri kural olarak genel kurulun onayı ile geçerlilik kazanır. Onay, ancak genel kurul kararı ile verilebilir ve bu yetki başka bir organa devredilemez. Ancak şirket sözleşmesinde aksi öngörülmüşse, onay şartı kaldırılabilir ve bu durumda devir, imzaların noter tarafından onaylandığı tarihte hüküm doğurur. Genel kurul onayı aranıyorsa, onay verilinceye kadar devir askıda kalır; hem mülkiyet hem de ortaklık hak ve yükümlülükleri devredende kalmaya devam eder. Onayla birlikte devralan ortaklık sıfatını kazanır, devredenin şahsına bağlı hak ve yükümlülükler ise sona erer.

Genel kurulun onayı şarta bağlanamaz. Ancak şirket sözleşmesinde devre ilişkin belirli koşullar öngörülmüşse, onayın verilebilmesi için bu koşulların gerçekleşmesi gerekir. Genel kurul tarafından verilen onay, devir sözleşmesinin tamamlayıcı unsuru olup, sözleşmenin hüküm ve sonuç doğurmasını sağlar.

Pay devrinin onaylanması için müdürün genel kurulu toplantıya çağırması gerekir. Kanunda çağrı için kesin bir süre öngörülmemiştir; bu nedenle çağrı makul bir süre içinde yapılmalıdır. Müdür çağrı yapmazsa, payı devreden şirket sermayesinin en az onda birine sahipse TTK m. 617/2 uyarınca genel kurulun toplantıya çağrılmasını sağlayabilir. Ayrıca, TTK m. 617/4’e göre ortakların yazılı oylarıyla toplantı yapılmaksızın da karar alınabilir.

TTK m. 595/7’ye göre, genel kurul başvurudan itibaren üç ay içinde devri reddetmediği takdirde onay vermiş sayılır. Bu süre, devrin şirkete bildirilmesiyle başlar. Dolayısıyla, üç ayın sonunda devrin reddi söz konusu değilse devralan ortak sıfatını kazanır; onay açıkça verilmişse bu hak, karar tarihi itibarıyla doğar.

Önemle belirtmekte yarar var ki; Toplantının üç ay içinde yapılamaması durumunda, genel kurulun payın devrine zımnen onay verdiği kabul edilmelidir. Bu durumda ise payın devrinin şirkete bildiriminden itibaren üç ayın sonunda payı devralan şirkete ortak olur. Genel kurul payın devrine onay verdiği takdirde ise devralan karar tarihi itibariyle şirkete ortak olur.

5. GENEL KURUL ONAYINDA YETER SAYILAR

Pay devrinin onaylanması için gerekli toplantı ve karar nisabına ilişkin olarak TTK’de özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Sermaye payı devri, şirket sözleşmesinin değişikliği niteliğinde olmadığı için TTK m. 589; önemli kararlar kapsamında da görülmediğinden TTK m. 621 uygulanmaz. Dolayısıyla onay kararı, TTK m. 620’de öngörülen olağan karar nisabına tabidir. Bu çerçevede, şirket sözleşmesinde aksi bir hüküm bulunmadıkça genel kurul, toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğu ile pay devrine onay verir. Ancak, sözleşmeye konulacak hükümlerle bu nisap artırılabilir. Toplantıda çekimser kalanların ret oyu kullandıkları kabul edilir.

İki ortaklı şirketlerde ise onay kararının oybirliğiyle alınması gerektiği kabul edilmektedir. Ayrıca payını devreden ortak, devrin onaylanmasına kadar ortaklık sıfatını koruduğundan genel kurulda oy hakkını kullanabilir. Bununla birlikte TMK m. 2 gereği, dürüstlük kuralına aykırı biçimde devre karşı oy kullanması mümkün değildir. Öte yandan, şirketin kendi payını edinmesine ilişkin kararlarda (TTK m. 619/2) devreden ortak oy kullanamaz. Aynı şekilde, devralan kişinin de şirket ortağı olması halinde oy kullanma hakkı vardır.

6. GENEL KURULUN ONAYI REDDETMESİ

TTK m. 595/3 uyarınca, şirket sözleşmesinde aksi öngörülmedikçe, genel kurul sebep göstermeksizin pay devrine onay vermekten kaçınabilir. Bu düzenleme, özellikle istenmeyen üçüncü kişilerin şirkete ortak olmasını engellemeye yönelik bir güvence niteliği taşır. Ancak genel kurulun bu takdir yetkisi sınırlandırılmak istenirse, şirket sözleşmesinde devre ilişkin özel hükümler konulabilir. Nitekim şirket sözleşmesiyle hem onay şartı tamamen kaldırılabilir (TTK m. 595/2) hem de hangi durumlarda onay verileceği ya da reddedilebileceği düzenlenebilir.

Genel kurulun onay vermemesi hâlinde, pay devri sözleşmesi sonraki imkânsızlık nedeniyle hükümsüz hâle gelir ve taraflar birbirlerine verdiklerini geri isteyebilir. Bu durumda sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır. Ancak devreden ortağın onayın reddinde kusuru varsa, örneğin kendi oyuyla veya diğer ortakları etkileyerek devre engel olmuşsa, ortaya çıkan zarardan dolayı sorumluluğu söz konusu olur.

7. PAYIN DEVRİNİN YASAKLANMASI

TTK m. 595/4 uyarınca, şirket sözleşmesiyle esas sermaye payının devri yasaklanabilir. Bu düzenleme özellikle dışarıdan üçüncü kişilerin ortak olmasının istenmediği durumlarda önem taşır. Şirket sözleşmesine, kanunda öngörülenden daha ağır şartlar getirilebileceği gibi, pay devrinin tamamen yasaklanacağına ilişkin hükümler de konulabilir. Ancak bu yasak, ortağın çıkma hakkını ortadan kaldırmaz. Nitekim TTK m. 595/5 gereğince, payını devretmek isteyen ortak haklı sebeple çıkma talebinde bulunabilir ve bu yönde dava açma hakkına sahiptir.

8. PAY DEFTERİNE KAYIT

TTK m. 594/1 uyarınca, limited şirketlerde pay defteri tutulması zorunludur ve bu deftere esas sermaye paylarının devirleri ile geçişleri yazılır. Pay defterinin tutulması müdürlerin görevleri arasındadır. Payın devri, genel kurul tarafından onaylandığında veya TTK m. 595/7 uyarınca başvurudan itibaren üç ay içinde reddedilmeyerek onaylanmış sayıldığında müdürler tarafından pay defterine kaydedilir. Şirket sözleşmesiyle genel kurul onayı kaldırılmışsa, bu durumda şirkete yapılan devir bildirimi üzerine müdürler devri deftere işler.

Pay defterine kaydın yapılmaması halinde devreden, devralanla birlikte kaydın yapılmasını talep edebilir; ancak diğer ortakların böyle bir talep hakkı bulunmaz. Bu nedenle pay defterine kayıt kurucu değil, açıklayıcı niteliktedir.

Kayıt yapılmadığında ortak, ifa davası açarak mahkeme kararıyla deftere kaydın yapılmasını sağlayabilir.

9. TİCARET SİCİLİNE TESCİL VE İLAN

TTK m. 598/1 uyarınca, esas sermaye paylarının geçişlerinin tescili için ticaret siciline başvurmak şirket müdürlerinin görevleri arasındadır. Ancak bu tescil kurucu değil, açıklayıcı niteliktedir; zira pay sahipliği sıfatı genel kurul onayı ile kazanılır. Tescil, yalnızca pay devrinin üçüncü kişilere karşı açıklanmasını sağlar.

Tescilin özellikle payını devreden ortak açısından önemi büyüktür. Bu nedenle kanun koyucu, devreden ortağa doğrudan sicile başvurarak adının kayıttan silinmesini talep etme hakkı tanımıştır. Nitekim TTK m. 598/2 uyarınca, müdürlerin otuz gün içinde başvuruda bulunmaması halinde, ayrılan ortak ticaret siciline başvurarak adının silinmesini talep edebilir. Bu durumda sicil müdürü, şirkete devralanın kimliğini bildirmesi için süre verir ve bildirimin ardından devredenin adı silinip, devralanın adı tescil edilir.

Kanun, bu hakkı yalnızca payını devreden ortağa tanımış, devralana adının sicile yazdırılması yönünde bir hak vermemiştir.

Pay devrinin ticaret siciline tescil edilmesi halinde üçüncü kişiler devri bilmediklerini ileri süremezler. Böylece her ne kadar tescil kurucu etki doğurmasa da sicildeki kayıtların güvenilirliği korunmuş olur. (TTK m.598/3)

Ayrıca TTK m. 35/3 uyarınca, tescil edilen hususlar, kanun veya ilgili yönetmelikte aksine bir hüküm bulunmadıkça ilan edilir. Dolayısıyla, ticaret siciline kaydedilen pay devrinin Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan edilmesi gerekir. Bu ilan işlemi de tescil gibi açıklayıcı niteliktedir.

10. KONUYA İLİŞKŞN YARGITAY KARARI

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 16.06.2025 T. 2024/6854 E. 2025/4163 K. sayılı kararı:

"…Bölge Adliye Mahkemesince, davalı ...'in davacıya yaptığı hisse devrinin noter onaylı olmasına rağmen şirket pay defterine kaydedilmediği ve ortaklar kurulu tarafından onaylanmadığı, üçüncü kişiye yapılan bu pay devrinin geçerli sayılabilmesi için TTK'nın 595. maddesi uyarınca ortaklar kurulu kararı gerektiği, somut olayda böyle bir karara ve şirkete başvuruya dair delil bulunmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin kısmen kabul kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiş, karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Yararlanılan Kaynaklar:

TÜRE, Murat: "Yargıtay Kararları Işığında Limited Şirkette Esas Sermaye Payının Devri", Türkiye Adalet Akademisi Dergisi, S.51, 2022, ss.143-172.

CANKAT, Rifat: "Limited Ortaklıklarda Opsiyon Hakları", Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, 2017.

Bu sitede paylaşılan çalışmalar yalnızca bilgilendirme amaçlı olup, Türkiye Barolar Birliği'nin ilgili düzenlemeleri uyarınca reklam, teklif, hukuki öneri veya danışmanlık teşkil etmez.

Popular

Featured

Recent

Toplu İş Sözleşmesinin Yapılması Sürecinde Toplu Görüşmelere Kadar Yaşanan Yasal Prosedür
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
01 Mayıs 2019
YLSY Öğrenim Programı Kapsamında Yurtdışında Lisansüstü Öğrenim Gören Öğrencilerin Karşılaştığı Hukuki Sorunlar
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
03 Mayıs 2019
İş Makinelerinin Mülkiyetinin Tespiti ve Tescili
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
06 Mayıs 2019
Doktorların Kamu Hastanelerinde ve/veya Özel Hastanelerde Çalışma Halleri
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
09 Mayıs 2019
Kamulaştırma Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
11 Mayıs 2019
Trafik Kazaları Sonrasında Karşılaşılan Hukuki Süreç ve Problemler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
14 Mayıs 2019
Aldatan Eşin Sevgilisinin, Aldatılan Eşe Manevi Tazminat Ödemesi Hakkında
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
16 Mayıs 2019
Karşılıksız Çek Şikayetinde Başvuru Hakkı ve Şirket Yetkilisinin Belirtilmesi
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
19 Mayıs 2019
Konkordato Halinde İşçi Alacaklarının Durumu
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
21 Mayıs 2019
Konkordato Nedir?
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
24 Mayıs 2019
Tahkim Nedir?
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
26 Mayıs 2019
Kişiler Hukukuna İlişkin Davalar
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
29 Mayıs 2019
Kredi Kullanımında Hayat Sigortasının Yapılması Durumu, Vefat Eden Kişinin Kredi Borcuna İlişkin Mirasçıların Karşılaştığı Problemler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
01 Haziran 2019
Lex Mercatoria And Arbitration
Av. Fatmira MULAJ
03 Haziran 2019
Maçlarda Görev Alan Polis Memurlarının Harcırah Alacağı
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
06 Haziran 2019
Medeni Hukukun Tanımı ve Kapsamı
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
08 Haziran 2019
Milletlerarası Tahkimde Ayrılabilirlik İlkesi
Av. Fatmira MULAJ
11 Haziran 2019
Miras Hukukunda Ortaklığın Giderilmesi Davası (Paylaşma Davası)
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
14 Haziran 2019
Miras Hukukuna İlişkin Dava ve Talepler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
16 Haziran 2019
Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) Davası
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
19 Haziran 2019