KİRA HUKUKUNDA TEVDİ MAHALLİ TAYİNİ
16 Kasım 2025
1. GENEL OLARAK
Kira sözleşmesi, karşılıklı borç doğuran bir hukuki ilişki olup, Kiraya verenin asli edimi kiralananı kullanıma elverişli halde bulundurmak, kiracının asli edimi ise kira bedelini ödemektir. Kira bedelinin miktarı, ödeme zamanı ve ödeme yeri sözleşme serbestisi kapsamında taraflarca belirlenebilir. Bununla birlikte, uygulamada ödeme yerinin kararlaştırılmamış olması, kiraya verenin ödemeyi kabulden kaçınması yahut kötü niyetli olarak belirsizlik yaratması sıkça karşılaşılan sorunlardandır.
Bu tür durumlarda ortaya çıkan belirsizliğin giderilebilmesi için kiracının tevdi mahallinin tayini davası açarak ödeme yerinin mahkemece belirlenmesini talep etmesi gerekir.
2. TEVDİ MAHALLİ TAYİNİ DAVASI NEDİR?
Kiracının ödeme yapmak istemesine rağmen kiraya verenin bunu kabul etmemesi gibi durumlarda, kanun koyucu kiracıyı temerrüt tehlikesinden korumak için tevdi hakkını düzenlemiştir. Bu husus Türk Borçlar Kanunu m. 107’de şu şekilde ifade edilmiştir:
"Alacaklının temerrüde düşmesi durumunda borçlu, hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak üzere, teslim edeceği şeyi tevdi ederek borcundan kurtulabilir. Tevdi yerini, ifa yerindeki hâkim belirler. Bununla birlikte ticari mallar, hâkim kararı olmadan da bir ardiyeye tevdi edilebilir."
Tevdi yeri çoğu kez devlet bankasında açılan bir hesap ya da kamu kurumunun belirlediği bir depo olarak belirlenir. Kira bedeli usulüne uygun şekilde bu yere yatırıldığında, kiracı hem asıl borcundan hem de yan yükümlülüklerden kurtulur. Ancak yatırma işleminin eksik veya hatalı yapılması hâlinde borç ifa edilmiş sayılmaz ve kiracı temerrüt riskiyle karşı karşıya kalır.
Ayrıca tevdi hakkı yalnızca "verme borçları" için öngörülmüştür; yapma ya da yapmama edimlerinde uygulanması mümkün değildir.
TBK m. 109’a göre borçlu, tevdi ettiği edimi alacaklı henüz kabul etmemişse geri alabilir. Fakat bu durumda borç ve tüm fer’î yükümlülükler yeniden doğar. Dolayısıyla kiracı tevdi ettiği kira bedelini geri alırsa ödeme yapılmamış sayılacak ve temerrüt riski yeniden gündeme gelecektir.
3. TEVDİ MAHALLİ DAVASI ŞARTLARI
Tevdi mahalli tayini davasının açılabilmesi için bazı koşulların gerçekleşmesi gerekir. Bu şartlar şunlardır:
- Kira borcunun muaccel olması: Vadesi gelmemiş bir kira borcu için tevdi mahalli tayini talep edilemez.
- Kiraya verenin temerrüde düşmesi: Kiracı kira bedelini ödemek istese de kiraya verenin bunu haklı bir neden olmadan reddetmesi veya gerekli hazırlıkları yapmaması gerekir. Yani kiraya verenin temerrüde düşmesinde kiracının bir kusuru bulunmamalıdır.
- Ödeme yerinde belirsizlik bulunması: Kiraya verenin banka hesabını kapatması, çelişkili talimatlar vermesi veya ödeme yeri konusunda açık bir belirleme yapmaması halinde bu şart gerçekleşir.
- Kiracının ödeme iradesinin varlığı: Kiracı, kira bedelini ödemeye hazır olduğunu ve borcunu yerine getirmek istediğini ortaya koymalıdır.
Şartlar oluştuğunda kiracı, Sulh Hukuk Mahkemesi’nden tevdi mahallinin belirlenmesini talep etmelidir.
4. TEVDİ MAHALLİNİN TAYİNİNDE GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME
Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 382 uyarınca, tevdi mahallinin tayini davaları çekişmesiz yargı işleri arasında yer almakta olup görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir.
Yetki bakımından ise, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, çekişmesiz yargı işleri için talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesi yetkilidir (HMK m.384/1) Ayrıca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde de bu davalar açılabilir.
Bu tür davalar, çekişmesiz yargı niteliği gereği çoğu zaman duruşma yapılmadan, dosya üzerinden sonuçlandırılmaktadır.
5. TEVDİ MAHALLİ DAVASI KARARLARINA KARŞI KANUN YOLLARI
Sulh hukuk mahkemelerince tevdi mahalli davalarında verilen kararlar kesin nitelikte olmayıp, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf kanun yoluna başvurulabilir. Ancak bu aşamadan sonra verilen kararlar artık kesin nitelik kazanır. Dolayısıyla tevdi mahalli davalarında istinaf incelemesi mümkündür fakat istinaf mahkemesinin verdiği kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamamaktadır.
6. KONUYA İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 26.05.2025 T. 2025/1494 E. 2025/3047 K. sayılı kararı:
"…Uyuşmazlığın giderilmesine konu olan somut olay incelendiğinde; kira sözleşmesi ile ödeme yeri belirlenmediği veya ödeme yeri olarak belirlenen hesabın ya da teamülen ödeme yapılan hesabın sonradan kiraya veren tarafından kapatıldığı, para yatırılmasının engellendiği hallerde veya kiranın konutta ödemeli olarak kiraya verene gönderildiği halde teslim alınmadığı belgelenen hallerde ivedi olarak kiranın yatırılabileceği ödeme yerinin belirlenmesi gerekir. Tevdi mahalli tayini talebi üzerine kiracı mağduriyetine sebep olunmaması için şartları bulunduğunda gecikilmeksizin talebin incelenip gerekli kararın ivedi olarak verilmesi gerekir. Tevdii mahalli kararı çekişmesiz yargı işlerinden olup iki taraflı bir dava niteliğinde olmadığından, bu kararın verilmesi için talep dilekçesininin karşı tarafa tebliği ile bu konuda cevap dilekçesi verilmesi için süre verilmesi ile bu sürenin beklenilmesi kiracı bakımından tahliye gibi ağır sonuçların ortaya çıkmasına sebep olabilecektir. Tevdii mahalli kararının verilmesi öncesinde işin tabiatı gereği karşı tarafa tebligat yapılmasının zorunlu tutulmaması menfaatler dengesine daha uygun düşecektir. Verilecek kararın uyuşmazlığın esasını çözen bir nitelik taşımadığı, kesin hüküm oluşturmadığı ve ilgililerin verilen karara karşı istinaf yoluna başvurmaları halinde mahkeme kararının denetlenebileceği gözetildiğinde, tevdi mahalli kararının verilmesi öncesinde talep dilekçesinin karşı tarafa tebliğ edilmemesi hukuki dinlenilme hakkının ihlali olarak değerlendirilmeyecektir."
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 12.11.2015 T. 2015/10645 E. 2015/9792 K. sayılı kararı:
"…Uyuşmazlık, kira sözleşmesinden kaynaklanan borç nedeniyle, borçlu kiracının tevdii mahalli tayini istemine ilişkindir. Mahkemece tevdi mahalli isteminin kabulüne karar verilmiş, karar karşı taraf vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Sonuç: Mahkemece verilen tevdii mahalli tayini talebinin reddine ilişkin karar 6100 Sayılı HMK'nun 382.maddesinde sayılan çekişmesiz yargı işlerinden olduğundan ve temyizi kabil kararlardan olmamasına göre HMK.nun geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428.maddesi gereğince temyiz isteminin REDDİNE, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 12.11.2015 tarihinde oybirliği ile, karar verildi."
Yararlanılan Kaynaklar:
AKÇAAL Mehmet/UYUMAZ Alper: "Borçlar Kanununun Kira Sözleşmesine İlişkin Genel Hükümlerinin Değerlendirilmesi", Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.21, S.1, 2013, ss.297 - 325