İŞ HUKUKU KAPSAMINDA REKABET SÖZLEŞMESİ
23 Ekim 2025
1. REKABET YASAĞI SÖZLEŞMESİ NEDİR?
İş hukukunda rekabet yasağı sözleşmesi, işçinin iş ilişkisinin sona ermesinden sonra belirli bir süre boyunca işverenin faaliyet alanıyla doğrudan veya dolaylı şekilde rekabet edebilecek işlerde görev almamasını, benzer bir ticari faaliyete girişmemesini ya da rakip işletmelere hizmet vermemesini şart altına alan bir anlaşmadır.
Bu sözleşme ile hedeflenen, işçinin çalıştığı süre boyunca edindiği müşteri çevresi, iş sırları ve stratejik bilgiler gibi işverene ait hassas verileri kullanarak işvereni zarara uğratmasının önlenmesidir. Rekabet yasağı sözleşmesinin geçerliliği, Türk Borçlar Kanunu’nun 444 ve devamı maddeleri uyarınca; süre, yer ve konu açısından makul sınırlamalarla güvence altına alınmıştır.
2. REKABET YASAĞI SÖZLEŞMESİNİN TEMELİ: REKABET ETMEME BORCU
İşçinin rekabet etmeme yükümlülüğü esasen iş sözleşmesinin devamı süresince geçerlidir; ancak tarafların anlaşmasıyla bu yükümlülük sözleşme sona erdikten sonra da sürdürülebilir.
İş sözleşmesi devam ederken rekabet yasağı, işçinin sadakat borcunun olumsuz yönünü ifade eder ve TBK m. 396/3 uyarınca işçinin iş sırlarını koruma yükümlülüğü bu kapsamda düzenlenmiştir. Bu dönemde rekabet yasağı için sözleşmede özel bir hüküm bulunmasına gerek yoktur; çünkü bu borç, sadakat borcunun doğal sonucu olarak kendiliğinden doğar.
İş sözleşmesi devam ederken işçi tarafından rekabet etmeme borcunun ihlal edilmesi hâlinde, işveren iş sözleşmesini 4857 sayılı İş Kanunu 18’nun 25/2,e maddesi uyarınca haklı nedenle feshedebilir. İşverenin ayrıca tazminat talep hakkı saklıdır. (m. 26/2; TBK m. 400/1).
Sadakat borcunun bir uzantısı olan rekabet etmeme yükümlülüğü, kural olarak iş sözleşmesinin sona ermesiyle birlikte ortadan kalkar. Ancak taraflar, iş ilişkisi devam ederken iş sözleşmesine bu yükümlülüğün sözleşme bitiminden sonra da devam edeceğine dair bir hüküm ekleyebilir veya bu konuda ayrı bir rekabet yasağı sözleşmesi yapabilir. Bu sebeple, söz konusu yükümlülük sadakat borcuna dayalı olmayıp, bağımsız ve sözleşmeden doğan bir borç niteliği taşır.
3. REKABET YASAĞI SÖZLEŞMESİNİN GEÇERLİLİK KOŞULLARI
A. EHLİYET
Türk Borçlar Kanunu’nun 444/1. maddesi gereğince rekabet yasağı sözleşmesinin geçerliliği için işçinin fiil ehliyetine sahip olması zorunludur ve bu ehliyet, sözleşmenin imzalandığı ana göre değerlendirilir. Sözleşme sırasında fiil ehliyeti bulunmayan işçinin imzaladığı rekabet yasağı hükümleri geçersizdir.
Ayrıca, ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar (sınırlı ehliyetsizler) bu sözleşmeyi ne kendi başlarına ne de kanuni temsilcilerinin onayıyla yapabilir; aynı şekilde tam ehliyetsizler için de rekabet yasağı sözleşmesi hükümsüzdür.
B. ŞEKİL
Türk Borçlar Kanunu m. 444/1 uyarınca, rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı şekilde yapılması zorunludur. Kanun, yazılı şekli bir geçerlilik koşulu olarak düzenlemiş olup bu kapsamda yazılı olarak yapılmayan sözleşme geçersizdir. Öte yandan, rekabet yasağı sözleşmesinde öngörülen yazıl şekil adi yazılı şekil olup, sözleşmenin geçerliliği için noter onayı aranmamaktadır.
C. İŞVERENİN HAKLI VE KORUNMAYA DEĞER MENFAATİ İLE ÖNEMLİ ZARAR TEHLİKESİ
TBK m. 444/2 gereğince, rekabet yasağı sözleşmesinin geçerliliği için işverenin korunmaya değer haklı bir menfaatinin bulunması zorunludur. İşverenin böyle bir menfaate sahip olduğunun kabul edilebilmesi için, işçinin işverenin üretim süreçleri, ticari sırları veya müşteri çevresi hakkında bilgi edinme imkânına sahip olması ve bu bilgileri kullanarak işvereni önemli ölçüde zarara uğratma ihtimalinin bulunması gerekir.
D. İŞÇİNİN ÜRETİM SIRLARI, İŞVERENİN İŞLERİ VEYA MÜŞTERİ ÇEVRESİ HAKKINDA BİLGİ EDİNME OLANAĞI BULUNMASI
Rekabet yasağının temel amacı, işçinin çalışma süresince edindiği üretim sırları, işverenin faaliyetlerine ilişkin bilgiler veya müşteri portföyüne dair verileri, iş ilişkisi sona erdikten sonra işverenle rekabet edecek şekilde kullanmasını önlemektir. Bu kapsamda, sözleşmeye konu bilgilerin gizli ve mahrem nitelikte olması şarttır.
İşçinin görev ve yetki alanı da bu noktada belirleyici olup, vasıfsız veya alt kademede çalışan bir işçinin rekabete konu olabilecek bilgilere erişimi bulunmadığından, bu kişilerle yapılan rekabet yasağı sözleşmeleri geçersizdir.
Nitekim Yargıtay, hemşire olarak çalışan bir işçinin iş sırlarına nüfuz etmek olanağına sahip bulunmaması nedeniyle rekabet yasağı kaydıyla bağlı tutulamayacağına hükmetmiştir. (Y 9. HD, 10.3.2008, 11865/3993, Süzek, İşçinin Rekabet Etmeme Borcu, s.459.)
Yargıtay bir başka kararında, işverene ait işyerinde proje mühendisi olarak çalışan işçinin, yaptığı görev itibariyle işyeri sırlarını bilebilecek durumda olduğunu kabul etmiştir. (Y 9. HD, 19.2.2007, 2006/19491 E., 2007/4131 K, )
Burada önemle belirtmek gerekir ki; İşçinin müşteri çevresi, kişisel nitelikleri, yetenekleri ve bilgisi sayesinde oluşmuşsa; örneğin avukat, doktor veya kuaför gibi mesleklerde yapılan rekabet yasağı sözleşmeleri geçerli sayılmaz. Çünkü bu durumda işverenin uğrayabileceği zarar, işçinin müşteri bilgisine değil, kişisel yetkinlik ve becerilerine dayanmaktadır.
E. İŞÇİNİN EKONOMİK GELECEĞİNİN TEHLİKEYE DÜŞÜRÜLMEMESİ
Rekabet yasağı sözleşmesi, işçinin çalışma ve sözleşme özgürlüğünü, ekonomik geleceğini haksız ve ölçüsüz şekilde tehdit edecek biçimde yapılmamaktadır. Bu durumu ihlal eden rekabet yasağı sözleşmeleri geçersizdir.
4. REKABET YASAĞININ SINIRLANDIRILMASI
TBK m. 445 hükmüne göre:
"Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz."
Bu düzenleme ile rekabet yasağı sözleşmeleri; yer, zaman ve işlerin türü yönünden makul ölçülerle sınırlandırılmış, işçinin ekonomik geleceğini haksız şekilde zedeleyecek aşırı kısıtlamaların geçersiz olacağı açıkça belirtilmiştir.
- Zaman Yönünden Sınırlandırılması:
TBK’nın 445/1. maddesine göre; rekabet yasağının süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz.
Rekabet yasağının süresi, iş sözleşmesinin sona erdiği tarihte başlar. Yasak süresince açılacak bir dava sürenin işlemesine engel olmaz.
İki yılı aşan süreyle rekabet yasağı getirilmesine imkân veren "özel durum ve koşulların varlığını ispat yükü, işverene aittir.
- Yer Bakımından Sınırlandırılması:
TBK m. 445/1 gereğince, rekabet yasağının geçerliliği için yasağın yer bakımından belirli sınırlar içinde tanımlanması gerekir. Bu yer, doğrudan bir coğrafi bölge veya şehir olarak gösterilebileceği gibi, işverenin faaliyet alanının etki sahasına atıfla da belirlenebilir. Ancak bu sınır, işverenin korunmaya değer menfaatinin bulunduğu alanla sınırlı olmalıdır. Dolayısıyla, bir kişinin ülkenin tamamında rekabet yasağına tabi tutulmasını öngören sözleşmeler hukuken geçersiz sayılır.
Nitekim Yargıtay’a göre de; tüm bankalarda çalışmamayı kabul ve taahhüt biçimindeki bir düzenleme yer ve iş bakımından sınırlama getirmemesi ve ayrıca işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı şekilde tehlikeye sokması nedeniyle geçersizdir.
- İşlerin Türü Bakımından Sınırlandırılması
Rekabet yasağı, işverenin tüm faaliyet alanı ile değil, işçinin işletmede yapmakta olduğu işle doğrudan ilgili, somut göreviyle sınırlı kalmalıdır.
İşveren, iş ilişkisi sürerken faaliyet alanını değiştirirse, artık terk ettiği faaliyetleri rekabet yasağı kapsamına dâhil edememektedir. Aynı şekilde, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra başlattığı yeni faaliyetler de bu yasağın kapsamında yer almamaktadır.
5. REKABET YASAĞINA AYKIRILIĞIN HUKUKİ SONUÇLARI
TBK m. 446 hükmüne göre:
"Rekabet yasağına aykırı davranan işçi, bunun sonucu olarak işverenin uğradığı bütün zararları gidermekle yükümlüdür.
Yasağa aykırı davranış bir ceza koşuluna bağlanmışsa ve sözleşmede aksine bir hüküm de yoksa, işçi öngörülen miktarı ödeyerek rekabet yasağına ilişkin borcundan kurtulabilir; ancak, işçi bu miktarı aşan zararı gidermek zorundadır.
İşveren, ceza koşulu ve doğabilecek ek zararlarının ödenmesi dışında, sözleşmede yazılı olarak açıkça saklı tutması koşuluyla, kendisinin ihlal veya tehdit edilen menfaatlerinin önemi ile işçinin davranışı haklı gösteriyorsa, yasağa aykırı davranışa son verilmesini de isteyebilir."
Yukarıdaki düzenleme uyarınca, işçi rekabet yasağı sözleşmesine aykırı davrandığında işverenin uğradığı müspet zararı tazmin etmekle yükümlüdür. Ayrıca, sözleşmede cezai şart öngörülmüşse işveren, bu bedelin ödenmesini talep edebilir; bunun yanında, sözleşmede açıkça düzenlenmiş olması koşuluyla, işçinin yasağa aykırı faaliyetlerini sona erdirmesini de isteyebilir.
6. REKABET YASAĞININ SONA ERMESİ
Rekabet yasağının ortadan kalkmasına neden olan hâller şunlardır:
Rekabet yasağının süresi, özel durumlar dışında en fazla iki yıl olabilir. Taraflarca belirlenen veya hâkim tarafından kısaltılan bu sürenin sona ermesiyle birlikte rekabet yasağı, herhangi bir işleme gerek kalmaksızın kendiliğinden hükümsüz hâle gelir.
Rekabet etmeme borcu, işçiye sıkı sıkıya bağlı bir yükümlülük olduğundan, işçinin ölümü ile kendiliğinden sona erer. İşverenin ölümü ise kural olarak rekabet sözleşmesini sona erdirmemektedir.
Rekabet yasağı, işverenin bu yasağın sürdürülmesinde gerçek bir yararının olmadığı belirlenmişse sona erer. ( TBK m.447/1 )
Sözleşme, haklı bir sebep olmaksızın işveren tarafından veya işverene yüklenebilen bir nedenle işçi tarafından feshedilirse, rekabet yasağı sona erer. ( TBK m.447/2 )
Bunun yanı sıra, işçi İş Kanunu’nun 24. maddesi kapsamında derhal fesih sebebi oluşturmayan ancak işverene yüklenebilecek makul bir gerekçeyle sözleşmeyi süreli feshederse, bu durumda da rekabet yasağı sona ermektedir.
Yararlanılan Kaynaklar:
AYDEMİR, Efrail/MEMİŞ, Yusuf/RUHİ, Ahmet Cemal/GÜLEÇ UÇAKHAN Sema: Hukuk Davaları, C.1, 1.Bası, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2016
KOVANCI, Nuray. "Noncompetition Contract In Turkish Labour Law". Türkiye Adalet Akademisi Dergisi, S.31, Temmuz, 2017.
KULAÇ, Cansu: "Üretim Ve İş Sırlarının İfşası Suretiyle İşçinin İradi Rekabet Etmeme Yükümlülüğü", Ankara Barosu Dergisi 82, S.2, Nisan, 2024.