Davalar & Makaleler

REKABET YASAĞI VE SIR SAKLAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜN İLİŞKİSİ

21 Ekim 2025

1. GİRİŞ

İşçi-işveren ilişkisi, karşılıklı güven unsuruna dayalı ve sadakat borcu etrafında şekillenen bir hukuki ilişki niteliği taşır. Bu bağlamda, Rekabet yasağı ile sır saklama yükümlülüğü, işçi-işveren ilişkisi çerçevesinde işverenin ticari itibarı, müşteri portföyü, üretim sırları ve ekonomik menfaatlerini korumaya yönelik iki temel hukuki yükümlülük olarak öne çıkmaktadır. Her ne kadar iki kavram da genel olarak sadakat borcunun tamamlayıcı unsurları olmakla birlikte hukuki karakterleri, geçerlilik koşulları ve kapsamları bakımından birbirlerinden farklılık göstermektedir.

2. REKABET YASAĞI VE SIR SAKLAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜN BENZER YÖNLERİ

  • Her İki Kavram Da Sadakat Borcunun Yan Ve Tamamlayıcı Unsurlarıdır.

Rekabet yasağı ve sır saklama yükümlülüğü, işçi-işveren ilişkisini düzenleyen sadakat borcunun doğal bir uzantısı ve tamamlayıcı yükümlülükleri olarak kabul edilmektedir. Öte yandan, Rekabet yasağı iş ilişkisinin sona ermesinden sonra taraflarca ayrıca düzenlenen bir sözleşmeye dayanıyorsa, sadakat borcundan bağımsız olarak sözleşmeden kaynaklanan bir borç niteliği taşımaktadır.

  • Her İki Yükümlülük De İşverenin Haklı Ve Korunmaya Değer Meşru Menfaatlerini Korumayı Hedeflemektedir.

Rekabet yasağı ile sır saklama yükümlülüğü, işçi-işveren ilişkisi çerçevesinde işverenin ticari itibarı, müşteri portföyü, üretim sırları ve ekonomik menfaatlerini korumayı amaçlamaktadır.

  • İş İlişkisi Süresince Kendiliğinden Uygulanmaları

İş sözleşmesi devam ettiği sürece, rekabet etmeme borcu ve sır saklama yükümlülüğü herhangi bir ek anlaşmaya ihtiyaç duyulmaksızın doğrudan kanundan doğmaktadır. Zira kanun, işçinin işverenle rekabet etmesini veya iş sırlarını açıklamasını sadakat borcunun ihlali olarak kabul etmektedir.

  • Bu Yükümlülüklerin İş İlişkisi Sonrası Devam Edebilme İhtimali Bulunması

İşçinin sır saklama yükümlülüğü, Türk Borçlar Kanunu m. 396/4 hükmünde şu şekilde düzenlenmiştir:

"İşçi, iş gördüğü sırada öğrendiği, özellikle üretim ve iş sırları gibi bilgileri, hizmet ilişkisinin devamı süresince kendi yararına kullanamaz veya başkalarına açıklayamaz. İşverenin haklı menfaatinin korunması için gerekli olduğu ölçüde işçi, hizmet ilişkisinin sona ermesinden sonra da sır saklamakla yükümlüdür.’’

Bu düzenlemeye göre İşverenin haklı menfaatinin korunması için gerekli olduğu ölçüde işçi, hizmet ilişkisinin sona ermesinden sonra da sır saklamakla yükümlüdür.

Rekabet yasağının ise iş ilişkisinin sona ermesinden sonra da düzenlenebilmesine ilişkin hükümler TBK m. 444’te yer almaktadır. Buna göre;

"Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir.’’

Bu düzenlemeye göre Rekabet yasağı ancak taraflar arasında yazılı olarak yapılacak bir sözleşmeyle iş sözleşmesinin bitiminden sonra geçerli olabilmektedir.

  • İhlal Durumda Tazminat Yükümlülüğü

Her iki yükümlülüğün ihlali durumunda işçi, işverene karşı tazminat sorumluluğu altına girebilir. Sır saklama yükümlülüğünün ihlali, TBK hükümleri gereğince maddi tazminat gerektirebileceği gibi, bazı durumlarda ceza sorumluluğunu da doğurabilir.(örneğin, ticari sırların açıklanması TCK m.239 )

Rekabet yasağının ihlali durumunda işçi, işverenin uğradığı müspet zararı tazmin etmekle yükümlüdür. Bununla birlikte, sözleşmede cezai şart kararlaştırılmışsa işveren bu bedelin ödenmesini talep edebilir. Ayrıca, sözleşmede açıkça hüküm altına alınmışsa, işveren işçinin yasağa aykırı faaliyetlerini derhal sona erdirmesini de isteyebilir.

3. REKABET YASAĞI VE SIR SAKLAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜN FARKLI YÖNLERİ

  • Kapsam Ve Konu Yönünden Farklılıklar

Sır saklama yükümlülüğü, işverenin ekonomik çıkarlarını ve ticari itibarını korumayı hedefleyen temel bir borçtur. Bu yükümlülük, işverenin üretim süreçleri, pazarlama stratejileri, müşteri bilgileri ve rekabet gücünü artıran gizli verilerin yetkisiz kişilerle paylaşılmasını önlemeye yöneliktir. İşçi, iş ilişkisi sırasında edindiği bu tür bilgi ve belgeleri işverenin onayı olmadan açıklayamaz ya da kendi çıkarı için kullanamaz.

Rekabet yasağı ise, işçinin işverenle aynı sektörde faaliyet gösteren işletmelerde çalışmasını veya işverenin müşteri çevresine yönelik rekabet edici faaliyetlerde bulunmasını engelleyen bir yükümlülüktür. Bu kapsamda işçi, iş sözleşmesi devam ettiği sürece işverenin ekonomik çıkarları ile çelişen girişimlerde bulunmaktan kaçınmak zorundadır. İş ilişkisinin sona ermesinden sonra ise bu yasak, ancak tarafların yazılı bir sözleşme yapması hâlinde hüküm doğurur.

Özetle; Sır saklama yükümlülüğü işçiye sahip olduğu sırrı açıklamama borcu yüklerken, rekabet yasağı bu sırrı rekabet edici faaliyetlerde kullanmama borcu yükler. Bu sebeple, özel olarak kararlaştırılmış bir düzenleme yoksa, işçinin sadece iş sırlarını açıklamış olması rekabet yasağı sözleşmesine aykırılık teşkil etmemektedir.

İki kavram arasındaki bu ayrımı somutlaştırmak için bir markette paketleme bölümünde çalışan işçi örnek verilebilir. İşçi o iş yerinde, paketleme usulüne ilişkin iş sırrı öğrenmiş olabilir. Bunu açıklaması iş sırrını açıklamama borcuna aykırılık teşkil edebilecekken başka bir işyerinde aynı usulde paketleme yapmaya devam etmesi rekabet yasağına aykırılık teşkil etmeyebilir. Zira paketleme tekniği, bir işyerini rekabet faaliyetlerinde öne geçirecek bir unsur değildir.

  • Geçerlilik Şartları

Sır saklama yükümlülüğü, iş sözleşmesinin kurulmasıyla birlikte doğrudan geçerlilik kazanır ve herhangi bir şekil şartına bağlı değildir. Buna karşılık, rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli sayılabilmesi için yazılı şekilde yapılması, işçinin fiil ehliyetine sahip olması ve işverenin korunmaya değer meşru bir menfaatinin bulunması gerekir.

Konuya ilişkin Yargıtay 9. H.D. T. 26.01.2021, 2019/3155 E.2021/2225 K. Sayılı Kararı:

"… 6098 sayılı TBK.’nun 396. Maddesi uyarınca “İşçi, yüklendiği işi özenle yapmak ve işverenin haklı menfaatinin korunmasında sadakatle davranmak zorundadır. İşçi, hizmet ilişkisi devam ettiği sürece, sadakat borcuna aykırı olarak bir ücret karşılığında üçüncü kişiye hizmette bulunamaz ve özellikle kendi işvereni ile rekabete girişemez. İşçi, iş gördüğü sırada öğrendiği, özellikle üretim ve iş sırları gibi bilgileri, hizmet ilişkisinin devamı süresince kendi yararına kullanamaz veya başkalarına açıklayamaz. İşverenin haklı menfaatinin korunması için gerekli olduğu ölçüde işçi, hizmet ilişkisinin sona ermesinden sonra da sır saklamakla yükümlüdür. Keza kanunun TBK.’nun 427. Maddesi uyarınca “Hizmet buluşları üzerinde işçinin ve işverenin hakları, bunların kazanılması ile diğer sınaî ve fikrî mülkiyet hakları konusunda özel kanun hükümleri uygulanır. Diğer taraftan Rekabet yasağı 6098 sayılı T. Borçlar Kanunu’nun Genel Hizmet Sözleşmesi hükümleri içinde 444 ila 447. maddelerinde düzenlenmiştir. Bunun nedeni ise rekabet etmemenin sadakat borcunun bir gereği olmasıdır. İş sözleşmesinin kurulması ile doğan sadakat borcu, işçi tarafından işverenin çıkarlarını koruma ve gözetme borcudur. Rekabet etmeme borcu ise, iş sözleşmesinin sonuçlarından olan; işçinin işverene sadakat borcu içinde yer alan alt bir yükümlülüktür. Taraflar iş ilişkisi devam ederken sözleşmenin bitiminden sonra işçinin rekabet etmeyeceğine ilişkin bir hükmün iş sözleşmesine konulmasına veya bu konuda ayrı bir sözleşme (rekabet yasağı sözleşmesi) yapılmasını kararlaştırabilirler. Rekabet yasağının ihlaline bağlı taraflarca kararlaştırılmış olan belli bir ödemeyi öngören yaptırım, niteliği itibarıyla bir cezai şart hükmüdür. İş akdinin devamı süresince işçinin işverenle rekabet etmemesi sadakat borcu içinde yer alan bir yükümlülüktür. Buna karşılık, taraflar iş ilişkisi devam ederken sözleşmenin bitiminden sonra işçinin rekabet etmeyeceğine ilişkin bir hükmün iş akdine konulmasını veya bu konuda ayrı bir sözleşme (rekabet yasağı sözleşmesi) yapılmasını kararlaştırabilirler. İş akdi sona erdikten sonra işçinin işverenle rekabet etmeme borcu ancak böyle bir yükümlülük sözleşme ile kararlaştırıldığı takdirde söz konusu olmaktadır. Borçlar Kanunu’nun 180. Maddesinin 1. Fıkrasında “Alacaklı hiçbir zarara uğramamış olsa bile, kararlaştırılan cezanın ifası gerekir" hükmü yer aldığından, işverenin herhangi bir zararı ispatlamak zorunda bulunmaksızın sözleşmede kararlaştırılan cezai şartı isteyebilmesi olanağı vardır. Bu durumda işverenin cezai şartı talep edebilmesi için rekabet yasağının ihlal edildiğini ispatlaması yeterlidir."

Yararlanılan Kaynaklar:

AYDEMİR, Efrail/MEMİŞ, Yusuf/RUHİ, Ahmet Cemal/GÜLEÇ UÇAKHAN Sema: Hukuk Davaları, C.1, 1.Bası, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2016

ALPAGUT, Gülsevil: “İşçinin Sadakat Borcu ve Türk Borçlar Kanunu ile Getirilen Düzenlemeler", Sicil İş Hukuk Dergisi 7, S.25, Mart, 2012.

MANAV, Eda: “İş Hukukunda Rekabet Yasağı Sözleşmesinin Geçerlilik Koşulları," TBB Dergisi 22, S.87 Mart, 2010.

Bu sitede paylaşılan çalışmalar yalnızca bilgilendirme amaçlı olup, Türkiye Barolar Birliği'nin ilgili düzenlemeleri uyarınca reklam, teklif, hukuki öneri veya danışmanlık teşkil etmez.

Popüler

Öne Çıkan

Yeni

Toplu İş Sözleşmesinin Yapılması Sürecinde Toplu Görüşmelere Kadar Yaşanan Yasal Prosedür
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
01 Mayıs 2019
YLSY Öğrenim Programı Kapsamında Yurtdışında Lisansüstü Öğrenim Gören Öğrencilerin Karşılaştığı Hukuki Sorunlar
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
03 Mayıs 2019
İş Makinelerinin Mülkiyetinin Tespiti ve Tescili
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
06 Mayıs 2019
Doktorların Kamu Hastanelerinde ve/veya Özel Hastanelerde Çalışma Halleri
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
09 Mayıs 2019
Kamulaştırma Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
11 Mayıs 2019
Trafik Kazaları Sonrasında Karşılaşılan Hukuki Süreç ve Problemler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
14 Mayıs 2019
Aldatan Eşin Sevgilisinin, Aldatılan Eşe Manevi Tazminat Ödemesi Hakkında
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
16 Mayıs 2019
Karşılıksız Çek Şikayetinde Başvuru Hakkı ve Şirket Yetkilisinin Belirtilmesi
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
19 Mayıs 2019
Konkordato Halinde İşçi Alacaklarının Durumu
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
21 Mayıs 2019
Konkordato Nedir?
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
24 Mayıs 2019
Tahkim Nedir?
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
26 Mayıs 2019
Kişiler Hukukuna İlişkin Davalar
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
29 Mayıs 2019
Kredi Kullanımında Hayat Sigortasının Yapılması Durumu, Vefat Eden Kişinin Kredi Borcuna İlişkin Mirasçıların Karşılaştığı Problemler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
01 Haziran 2019
Lex Mercatoria And Arbitration
Av. Fatmira MULAJ
03 Haziran 2019
Maçlarda Görev Alan Polis Memurlarının Harcırah Alacağı
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
06 Haziran 2019
Medeni Hukukun Tanımı ve Kapsamı
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
08 Haziran 2019
Milletlerarası Tahkimde Ayrılabilirlik İlkesi
Av. Fatmira MULAJ
11 Haziran 2019
Miras Hukukunda Ortaklığın Giderilmesi Davası (Paylaşma Davası)
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
14 Haziran 2019
Miras Hukukuna İlişkin Dava ve Talepler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
16 Haziran 2019
Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) Davası
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
19 Haziran 2019