HUKUK YARGILAMASINDA TEMYİZ
08 Eylül 2025
1. GENEL OLARAK
Temyiz, hukuk yargılamasında verilen hükümlerin üst dereceli yargı organı tarafından gözden geçirilmesini sağlayan olağan bir kanun yoludur. Taraflardan biri, verilen kararın hukuk kurallarına aykırı olduğu kanaatine vardığında, temyize başvurarak bu kararın Yargıtay denetimine götürülmesini talep edebilir.
Temyiz, istinaftan farklı olarak davayı yeniden inceleyip esas hakkında karar vermez; yalnızca verilen hükmün kanuna uygun şekilde kurulup kurulmadığını denetler. Bu denetim sayesinde, yargı kararlarının ülke genelinde tutarlılık göstermesi sağlanır ve hukuk güvenliği bakımından önemli bir teminat oluşturulur.
2. TEMYİZ EDİLEBİLECEK KARARLAR
Temyiz, ancak kanunda açıkça öngörülmüş kararlar bakımından mümkündür; dolayısıyla her hükmün Yargıtay incelemesine götürülmesi söz konusu değildir. Hangi kararların temyize tabi olduğu hususu HMK m. 361’de düzenlenmiş olup, aynı maddenin birinci fıkrasında şu hüküm yer almaktadır: " Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinden verilen temyizi kabil nihai kararlar ile hakem kararlarının iptali talebi üzerine verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir." Bu düzenleme uyarınca, bölge adliye mahkemelerinin nihai nitelikteki kararları ile hakem kararlarının iptali davalarına ilişkin hükümler Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimine tabidir.
3. TEMYİZ EDİLEMEYECEK KARARLAR
Temyiz, her ne kadar olağan bir kanun yolu olsa da, bütün kararlar bakımından uygulanabilir değildir. Kanun koyucu, yargılamanın gereksiz yere uzamasını önlemek ve Yargıtay’ın iş yükünü hafifletmek amacıyla bazı kararları temyiz kapsamı dışında bırakmıştır. Bu sınırlamanın çerçevesi ise HMK m. 362/1 hükmünde açıkça gösterilmiştir:
"MADDE 362- (1) Bölge adliye mahkemelerinin aşağıdaki kararları hakkında temyiz yoluna başvurulamaz:
- a) Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar.
- b) Kira ilişkisinden doğan ve miktar veya değeri itibarıyla temyiz edilebilen alacak davaları ile kira ilişkisinden doğan diğer davalardan üç aylık kira tutarı temyiz sınırının üzerinde olanlar hariç olmak üzere 4 üncü maddede gösterilen davalar ile (23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundan doğup taşınmazın aynına ilişkin olan davalar hariç) özel kanunlarda sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği belirtilen davalarla ilgili kararlar.
- c) Yargı çevresi içinde bulunan ilk derece mahkemelerinin görev ve yetkisi hakkında verilen kararlar ile yargı yeri belirlenmesine ilişkin kararlar
- ç) Çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar.
- d) Soybağına ilişkin sonuçlar doğuran davalar hariç olmak üzere, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarla ilgili kararlar.
- e) Yargı çevresi içindeki ilk derece mahkemeleri hâkimlerinin davayı görmeye hukuki veya fiilî engellerinin çıkması hâlinde, davanın o yargı çevresi içindeki başka bir mahkemeye nakline ilişkin kararlar.
- f) Geçici hukuki korumalar hakkında verilen kararlar.
- g) (Ek:22/7/2020-7251/39 md.) 353 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi
Kapsamında verilen kararlar"
Kanunda temyize başvuru için öngörülen alt sınır her ne kadar 40.000 TL olarak belirlenmiş olsa da, bu miktar her yıl güncellenmektedir. 2025 yılı itibarıyla malvarlığı davalarında istinaf ve temyiz yoluna başvurulabilmesi için aranan parasal sınır 544.000 TL’ye yükselmiş olup, bu tutarın altında kalan davalar Yargıtay incelemesine götürülemez.
4. TEMYİZ BAŞVURU SÜRESİ
Temyiz süresi, hak düşürücü bir nitelik taşıdığından, bu süre geçirildikten sonra artık başvuru imkânı ortadan kalkar. HMK m. 361/2 hükmünde ise bu durum, "Temyiz süresi, hükmün usulen taraflara tebliğinden itibaren iki haftadır." şeklinde düzenlenmiştir. Dolayısıyla temyiz süresi, yalnızca usule uygun biçimde yapılmış tebligatla işlemeye başlar ve iki haftalık süre içinde kullanılmadığında karar kesinleşir.
5. TEMYİZ İNCELEMESİ
Temyiz incelemesi, Yargıtay tarafından belirli aşamalar halinde yapılır. Bu aşamalar hem şekli denetimi hem de kararın esas yönünden değerlendirilmesini içerir. Kanun koyucu, bu süreci ayrıntılı şekilde düzenlemiş ve Yargıtay’ın incelemeyi hangi sıra ile yapacağını açıkça ortaya koymuştur.
A. ÖN İNCELEME
Yargıtay, ilk olarak başvurunun usule uygun yapılıp yapılmadığını inceler. HMK m. 366/1’a göre" Temyiz dilekçesi ve cevap dilekçesi ile dosya Yargıtay’a gönderilir. Temyiz incelemesi, evrak üzerinde yapılır." Bu incelemede temyiz süresine uyulup uyulmadığı, kararın temyize elverişli olup olmadığı ve parasal sınır gibi koşullar değerlendirilir.
B. ESASTAN TEMYİZ İNCELEMESİ
Usule ilişkin koşulların yerine getirildiği belirlendiğinde dosya esas yönünden incelenir. İnceleme kural olarak duruşmasız yapılır; ancak taraflardan birinin talebi üzerine ve kanunda öngörülen şartların mevcut olması hâlinde Yargıtay duruşmalı inceleme de gerçekleştirebilir (HMK m. 369). Bu aşamada hükmün hukuka uygunluğu denetlenir ve esasa dair hukuka aykırılıklar değerlendirilir.
Temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yürütülmesi, yalnızca istisnai nitelikte olup, HMK m. 369/2 hükmü uyarınca kanunda belirtilen koşulların varlığı hâlinde mümkündür. Buna göre:
- Tüzel kişiliğin feshine veya genel kurul kararlarının iptali,
- Evlenmenin butlanına veya iptali,
- Boşanma veya ayrılık,
- Velayet,
- Soybağı,
- Kısıtlamaya ilişkin davalar ile
- Miktar veya değeri 816.000 TL ‘yi aşan alacak ve ayın davaları duruşmalı olarak yürütülebilir.
C. TEMYİZ İNCELEMESİ SONUCU VERİLEBİLECEK KARARLAR
Yargıtay, temyiz incelemesi sonucunda çeşitli türde kararlar verebilir. Bu kararlar, hükmün hukuka uygunluğu veya aykırılığına göre farklılık göstermektedir.
a. Onama Kararı
Eğer ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi kararında hukuka aykırılık bulunmazsa Yargıtay, kararı onar. Böylece hüküm kesinleşir ve icra edilebilir hâle gelir (HMK m. 370/1). Bunun yanında Yargıtay, onama kararında onadığı hükmün hukuk kurallarına uygunluğunu açıklayan gerekçeyi de göstermekle yükümlüdür.
b. Düzelterek Onama Kararı
Temyiz olunan kararın, esas yönünden kanuna uygun olup da kanunun olaya uygulanmasında hata edilmiş olmasından dolayı bozulması gerektiği ve kanuna uymayan husus hakkında yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde Yargıtay, kararı düzelterek onayabilir. Esas yönünden kanuna uygun olmayan kararlar ile hâkimin takdir yetkisi kapsamında karara bağladığı edalar hakkında bu fıkra hükmü uygulanmaz.(HMK m.370/2)
c. Bozma Kararı
Yargıtay, temyiz incelemesi sonucunda mahkeme kararında hukuka aykırılık tespit ederse, hükmü gerekçesiyle birlikte bozar (HMK m. 371). Bozma kararı, ilk derece veya bölge adliye mahkemesi kararının ortadan kalkması anlamına gelir ve dosya yeniden yargılama yapılmak üzere ilgili mahkemeye gönderilir.
Bozma kararında Yargıtay, hangi hukuka aykırılıkların hükmü sakatladığını gerekçeleriyle belirtmek zorundadır. Bu nedenler; Hukukun veya taraflar arasındaki sözleşmenin yanlış uygulanmış olması, Dava şartlarına aykırılık bulunması, Taraflardan birinin davasını ispat için dayandığı delillerin kanuni bir sebep olmaksızın kabul edilmemesi, Karara etki eden yargılama hatası veya eksiklikleri bulunması olabilir.
Burada önemle belirtilmelidir ki Yargıtay, bozma kararı verirken mahkemenin yerine geçerek esasa ilişkin yeni bir karar kuramaz. Yargıtay’ın görevi yalnızca hukuka uygunluk denetimi yapmak ve mahkemenin hatalarını göstermekle sınırlıdır. Esasa dair yeniden karar verme yetkisi, bozma sonrasında yargılamayı sürdürecek olan mahkemeye aittir.
Bozma kararından sonra yerel mahkeme, Yargıtay’ın gösterdiği bozma gerekçelerine uygun şekilde yeniden yargılama yapar. Ancak bazı durumlarda mahkeme, kendi görüşünü koruyarak direnme kararı verebilir. Bu halde dosya tekrar Yargıtay’a gelir ve uyuşmazlık Hukuk Genel Kurulu tarafından karara bağlanır.
6. TEMYİZ HAKKINDAN FERAGAT
Temyiz kanun yoluna başvurma hakkı taraflara tanınmış bir usul hakkıdır ve bu haktan açık bir irade beyanıyla vazgeçilebilir. Bu vazgeçiş "temyizden feragat" olarak adlandırılır. Feragat, temyiz başvurusu yapılmadan önce ya da başvurudan sonra gerçekleştirilebilir; her iki durumda da karşı tarafın kabulüne bağlı değildir.
Feragat beyanı yazılı dilekçe ile yapılabileceği gibi, tutanağa geçirilmek kaydıyla sözlü olarak da açıklanabilir. Feragat kesin nitelik taşır ve geri alınamaz; bu nedenle feragat eden taraf daha sonra aynı kararı temyize götüremez.
7. TEMYİZİN İCRAYA ETKİSİ
Temyiz başvurusu, genel kural olarak hükmün icrasını durdurmaz. (HMK m. 367/1) Yani karar temyiz edilse bile, çoğu durumda kesinleşmeden önce de infaz edilebilir. Bu özellikle para alacaklarına ilişkin hükümler açısından geçerlidir. Ancak bu gibi durumlarda, teminat gösterilmesi şartıyla Yargıtay’dan icranın geri bırakılmasına karar verilmesi talep edilebilir ve bu kararın verilmesiyle birlikte hükmün icrası durdurulabilir.
Bununla birlikte, bazı kararların kesinleşmeden icra edilemeyeceği öngörülmüştür. Örneğin; Kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe yerine getirilemez. Bu nedenle, bu konulara ilişkin olarak icranın geri bırakılması kararı alınması gerekmemektedir.
8. KONUYA İLİŞKİN YARGITAY KARARI:
Yargıtay 06.03.2023 T. 2023/1306 E. 2023/1297 K. Sayılı Kararı:
"Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Davacı fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL için belirsiz alacak davası açmıştır.
Dosya içeriğine göre reddedilen ve temyize konu edilen toplam miktar 1.000,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı, ayrıca davacının dilekçesinde alacağının temyiz miktarının üzerinde olduğuna dair bir beyanı bulunmadığı gibi dosyadaki belge ve bilgilerden de temyiz miktarının üzerinde bir alacağının olmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan sebeple; Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE"
Yararlanılan Kaynaklar:
AYDEMİR, Efrail/MEMİŞ, Yusuf/RUHİ, Ahmet Cemal/GÜLEÇ UÇAKHAN Sema: Hukuk Davaları, C.1, 1.Bası, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2016.
KURU, Baki: Medenî Usul Hukuku, Yetkin Kitabevi, Ankara, 2017.
PEKCANITEZ, Hakan/ ATALAY, Oğuz/ÖZEKES, Muhammet: Medenî Usul Hukuku, Yetkin Yayınevi, 12. Bası, Ankara, 2011.