Davalar & Makaleler

BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ

01 Eylül 2025

1. BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ GEREKTİREN HALLER

Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Ancak genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. (HMK 266/1)

Hukuk öğrenimi görmüş kişiler, hukuk alanı dışında ayrı bir uzmanlığa sahip olduğunu belgelendirmedikçe, bilirkişi olarak görevlendirilemez. (HMK 266/1)

2. BİLİRKİŞİ İNCELEMESİNE KARAR VERİLMESİ

Hâkim, bir davada bilirkişi incelemesine ihtiyaç olup olmadığına tarafların talebi üzerine karar verebileceği gibi, gerekli görmesi hâlinde re’sen de bilirkişi incelemesine de karar verebilir.

Taraflardan biri mahkemeden bilirkişi incelemesi talep ediyorsa, bu incelemenin hangi sebeple gerekli olduğunu ve dayanaklarını açıkça ortaya koymakla yükümlüdür. (HMK m. 194/2)

Hâkim, taraflardan birinin bilirkişi incelemesi talebini kabul edebileceği gibi, uyuşmazlığın çözümünün hukuk bilgisiyle mümkün olduğu veya kendisinin yeterli teknik bilgiye sahip bulunduğu kanaatine varırsa bu talebi reddedebilir.

Mahkeme, tarafların talebi üzerine bilirkişi incelemesi yapılmasına karar vermişse, bu talepte bulunan taraf, mahkeme tarafından belirlenen avansı verilen kesin süre içinde yatırmakla yükümlüdür. (HMK m. 324/1)) Eğer dava niteliği itibariyle re’sen araştırma ilkesinin olduğu bir dava ise hâkim belirlenen süre içinde bu işlemlere ait giderleri karşılayacak miktarda avans yatırılmazsa ileride bu gideri ödemesi gereken taraftan alınmak üzere Hazineden ödenmesine hükmeder. (HMK m.325)

Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. (HMK m.324/2)

Davacının bilirkişi incelemesi yapılması talebinden vazgeçmiş sayılması nedeniyle, dava ispat edilemediği gerekçesi ile reddedilirse, bu ret kararı (usule ilişkin olmayıp) esasa ilişkin bir karar olduğundan maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder.

3. BİLİRKİŞİ SAYISININ BELİRLENMESİ

Mahkeme, bilirkişi olarak, yalnızca bir kişiyi görevlendirebilir. Ancak, gerekçesi açıkça gösterilmek suretiyle, tek sayıda, birden fazla kişiden oluşacak bir kurulun bilirkişi olarak görevlendirilmesi de mümkündür. (HMK m.267)

4. BİLİRKİŞİLERİN GÖREVLENDİRİLMESİ VE YEMİNİ

Bilirkişilerin görevlendirilmesine ilişkin usul ve esaslar HMK m.268’de düzenlenmiştir. HMK m.268/3 ‘e göre kanunların görüş bildirmekle yükümlü kıldığı kişi ve kuruluşlara görevlendirildikleri konularda bilirkişi olarak öncelikle başvurulur. Örneğin; adlî tıp ile ilgili konularda Adlî Tıp Kurumu resmi bilirkişidir. Ancak kamu görevlilerine, bağlı bulundukları kurumlarla ilgili dava ve işlerde, bilirkişi olarak görev verilemez.

Bilirkişiye yemin verdirilmesi zorunludur. Bu kapsamda, listelere kayıtlı bilirkişiler, bölge kurulu veya adalet komisyonu huzurunda tarafsızlık, dürüstlük ve bilimsel esaslara bağlılık üzerine yemin ettirilir ve her görevde ayrıca yeniden yemin etmezler; yalnızca görevlendirme yazısında önceki yemine bağlı oldukları hatırlatılır.(HMK m. 271/1)

Buna karşılık, listede yer almayan kişiler bilirkişi olarak seçilmişse, mahkeme huzurunda göreve başlamadan önce aynı içerikte yemin ettirilir ve bu husus tutanak altına alınır. (HMK m. 271/2)

5. BİLİRKİŞİNİN GÖREV ALANININ BELİRLENMESİ

HMK m. 273’e göre, mahkeme tarafların da görüşünü almak suretiyle bilirkişinin görevlendirilmesine ilişkin kararında, aşağıda belirtilen hususlara yer vermek zorundadır:

a) İnceleme konusunun bütün sınırlarıyla ve açıkça belirlenmesi.

b) Bilirkişinin cevaplaması gereken sorular.

c) Raporun verilme süresi.

Bilirkişiye, görevlendirme yazısının ekinde, inceleyeceği şeyler, dizi pusulasına bağlı olarak ve gerekiyorsa mühürlü bir biçimde teslim edilir; ayrıca bu husus tutanakta gösterilir. (HMK m. 273/2)

6. BİLİRKİŞİNİN GÖREVİNİ YAPMAKTAN YASAKLI OLMASI VE REDDİ

Bilirkişi görevini yerine getirirken tarafsız olmak zorundadır. Bu nedenle, Hâkimler hakkındaki yasaklılık ve ret sebepleriyle ilgili kurallar, bilirkişiler bakımından da uygulanır. Ancak, bilirkişinin, aynı dava veya işte daha önceden tanık olarak dinlenmiş bulunması, bir ret sebebi teşkil etmez. (HMK m. 272/1)

Hâkimler hakkındaki yasaklılık sebeplerinden biri (HMK m. 34) , bilirkişinin şahsında gerçekleşmişse, mahkeme, hüküm verilinceye kadar, her zaman bilirkişiyi resen görevden alabileceği gibi, bilirkişi de mahkemeden, görevden alınma talebinde bulunabilir. (HMK m. 272/2)

Ret sebeplerinden birinin (HMK m. 36) bilirkişinin şahsında gerçekleşmesi hâlinde taraflar, bilirkişinin reddini talep edebileceği gibi, bilirkişi de kendisini reddedebilir. Ret talebi veya bilirkişinin kendisini reddetmesinin, ret sebebinin öğrenilmesinden itibaren en geç bir hafta içinde yapılmış olması şarttır. Ret sebeplerinin ispatı için, yemin teklif edilemez. (HMK m. 272/3)

Bilirkişinin görevden alınması, reddi veya kendi talebiyle çekilmesi hâlinde, bu husustaki başvurular bilirkişiyi görevlendiren mahkemece dosya üzerinden incelenir ve karara bağlanır. Kabul kararları kesin olup, red kararlarına karşı yalnızca esas hükümle birlikte kanun yoluna başvurulabilir. (HMK m. 272/4)

7. BİLİRKİŞİNİN YETKİLERİ

Bilirkişi, görevini dürüstlük kuralları çerçevesinde bağımsız, tarafsız ve objektif olarak yerine getirir. (Bilirkişilik K. m.3/1)

Bilirkişi, kendisine tevdi olunan görevi bizzat yerine getirmekle yükümlü olup, görevinin icrasını kısmen yahut tamamen başka bir kimseye devredemez. (Bilirkişilik K. m.3/4)

Bilirkişi, görevini, mahkemenin sevk ve idaresi altında yürütür. (HMK m. 278/1)

Bilirkişi, görev alanı veya sınırları hakkında tereddüde düşerse, bu tereddüdünün giderilmesini, her zaman mahkemeden isteyebilir. (HMK m. 278/2) Bilirkişi, incelemesini gerçekleştirirken ihtiyaç duyarsa, mahkemenin de uygun bulması kaydıyla, tarafların bilgisine başvurabilir. Taraflardan birinin bilgisine başvurulacağı hâllerde, mahkemece bilirkişiye taraflardan biri bulunmaksızın diğerinin dinlenemeyeceği hususu önceden hatırlatılır. (HMK m. 278/3) Bilirkişinin oy ve görüşünü açıklayabilmesi için bir şey üzerinde inceleme yapması zorunlu ise mahkeme kararı ile gerekli incelemeyi yapabilir. Bu işlemin icrası sırasında taraflar da hazır bulunabilir. (HMK m. 278/4)

8. BİLİRKİŞİ RAPORU

Mahkeme, bilirkişinin oy ve görüşünü yazılı veya sözlü olarak bildirmesine karar verir. (HMK m. 279/1)

Mahkeme, bilirkişinin oy ve görüşünü sözlü olarak açıklamasına karar verirse, bilirkişinin açıklamaları tutanağa geçirilir ve tutanağın altına bilirkişinin de imzası alınır. Kurul hâlinde görevlendirme söz konusu ise bilirkişilerin bilgilerine başvurulan hususu hemen aralarında müzakere etmelerine imkân tanınır ve müzakere sonucunda açıklanan oy ve görüş, tutanakla tespit edilip; tutanağın altı, bilirkişilere imza ettirilir. (HMK m. 279/3)

Raporda, tarafların ad ve soyadları, bilirkişinin görevlendirildiği hususlar, gözlem ve inceleme konusu yapılan maddi vakıalar, gerekçe ve varılan sonuçlarla, bilirkişiler arasında görüş ayrılığı varsa, bunun sebebi, düzenlenme tarihi ve bilirkişi ya da bilirkişilerin imzalarının bulunması gerekir. Azınlıkta kalan bilirkişi, oy ve görüşünü ayrı bir rapor hâlinde de mahkemeye sunabilir. (HMK m. 279/2)

Bilirkişi, raporunda ve sözlü açıklamaları sırasında, hukuki değerlendirmelerde bulunamaz. (HMK m. 279/4)

9. BİLİRKİŞİ RAPORUNA İTİRAZ

Taraflar, bilirkişi raporunun kendilerine tebliğinden itibaren iki hafta içinde rapordaki eksikliklerin tamamlanmasını, belirsizliklerin giderilmesini veya yeni bilirkişi atanmasını talep edebilirler. Mahkeme ise rapordaki eksiklik ya da belirsizlikleri gidermek için ek rapor alabilir, bilirkişiyi duruşmada açıklama yapmaya çağırabilir veya gerekli görürse yeni bir bilirkişi görevlendirerek yeniden inceleme yaptırabilir. (HMK m.281)

10. BİLİRKİŞİ GÖREV SÜRESİ VE ÜCRETİ

Bilirkişi raporu için verilecek süre üç ayı aşamaz; gerekli hâllerde mahkeme, gerekçesini göstermek suretiyle bu süreyi en fazla üç ay daha uzatabilir. Belirlenen sürede raporunu sunmayan bilirkişi görevden alınarak yerine yenisi atanabilir. Bu durumda görevden alınan bilirkişiden yaptığı işlemleri açıklaması, dosya ve eklerini iade etmesi istenir. Ayrıca, hukuki ve cezai sorumlulukları saklı kalmak üzere, kendisine ücret ödenmemesine veya bilirkişilikten geçici olarak men edilmesine ya da listeden çıkarılmasına karar verilebilir. (HMK m.274)

Bilirkişiye, sarf etmiş olduğu emek ve mesaiyle orantılı bir ücret ile inceleme, ulaşım, konaklama ve diğer giderleri ödenir. Bu konuda, Adalet Bakanlığınca çıkarılacak ve her yıl güncellenecek olan tarife esas alınır. (HMK m. 283)

11. BİLİRKİŞİNİN SORUMLULUĞU

Bilirkişinin Ceza Sorumluluğu: Bilirkişi, Türk Ceza Kanunu uyarınca kamu görevlisi sayılmaktadır. Yargı mercileri veya soruşturma yetkisine sahip kişi ya da kurullar tarafından görevlendirilen bilirkişinin gerçeğe aykırı rapor düzenlemesi hâlinde üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. (TCK m.276) Ayrıca, TCK’nın ilgili hükümleri uyarınca, bu fiil nedeniyle yargılamanın iadesi talep edilebilmesi, kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyeti kararının bulunmasına bağlıdır. (HMK m.375/2)

Bilirkişinin Hukuki Sorumluluğu: Bilirkişinin kasten veya ağır ihmal suretiyle düzenlemiş olduğu gerçeğe aykırı raporun, mahkemece hükme esas alınması sebebiyle zarar görmüş olanlar, bu zararın tazmini için Devlete karşı tazminat davası açabilirler. ( HMK m. 285)

Devlet, ödediği tazminat nedeniyle, sorumlu bilirkişiye, ödeme tarihinden itibaren bir yıl içinde rücu eder. Hükme esas alınan bilirkişi raporu kasten gerçeğe aykırı olarak düzenlenmişse, bu durumda, ceza zamanaşımı süresi uygulanır. (HMK m. 287)

12. KONUYA İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI

Yargıtay HGK 15.03.2023 T. 2022/508 E. 2023/226 K. Sayılı Kararı:

"… Yapılan açıklamalar ışığında uyuşmazlık incelendiğinde; davacı resmî şekli haiz olmamakla geçersiz satış sözleşmesine dayanarak sözleşmeye konu taşınmazın rayiç bedelini istemiştir. Mahkeme ve Özel Daire arasında çekişmesiz olduğu üzere, bu hâlde taraflar ancak sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde verdiklerini geri isteyebileceklerinden Mahkemece yapılması gereken iş, denkleştirici adalet ilkesi gereği sözleşmedeki satış bedelinin dava tarihinde ulaştığı değeri bilirkişi marifetiyle hesaplamaktan ibaretken alınan ilk bilirkişi raporunda taşınmazın rayiç bedeli hesaplanmıştır. Hukuki nitelendirmeyi yapmak ve uygulanacak hukuk kurallarını belirlemekle görevli olan Mahkeme sonradan yanılgıyı fark etmiş ve tam da olması gerektiği gibi kendiliğinden yeni bir bilirkişi incelemesine başvurmuş, neticeten sözleşme bedelinin dava tarihindeki karşılığını hesap eden ikinci bilirkişi raporunu benimseyerek yazılı şekilde davayı kısmen kabul etmiştir. Böyle bir durumda hukuken hükme esas almaya elverişli olmayan ilk bilirkişi raporunun taraflarca itiraz edilmeyerek kesinleştiğinden bahisle taşınmazın rayicine hükmetme zorunluluğu doğurur şekilde davacı lehine usuli kazanılmış hak doğduğundan bahsedilemez.

28. Hâl böyle olunca aynı gerekçeyle verilen direnme kararı yerindedir.

29. Ne var ki, davacı vekilinin hükmolunan miktara ilişkin sair temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir."

Yargıtay 22.02.2023 Tarihli Ve 2022/1824 E. 2023/713 K Sayılı Kararı:

"…Dosyaya ibraz edilen uzman görüşlerinde bilirkişi raporuyla tespit edilen görüşlerin aksine tespit ve görüşler ileri sürülmüş olup, uzman görüşlerinde ayrıntılı teknik açıklama ve gerekçelere yer verilerek akredite labaratuvarda analizi yapılan ve sonuçları analiz raporunda açıklanan biyodizel numunesinin TS EN 14214:2012+A2:2019 standardını sağlamadığı açıklanmıştır. Bu haliyle bilirkişi raporu ile uzman görüşleri ciddi şekilde çelişkiler içermektedir. Alınan bilirkişi raporu ile uzman görüşü arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla dosyanın yeni bilirkişi heyetine tevdi edilmesi yerine esaslı ve teknik yönden itiraza uğrayan rapora dayanılarak uzman görüşleri kararda gerekçeli olarak değerlendirilip tartışılmadan karar verilmiş olması doğru olmamıştır. O halde, mahkemece yapılması gereken iş, maddi gerçeğin ortaya çıkması için 6100 sayılı HMK'nın 266 ve devamı maddeleri ile 281/3 maddesi hükümlerine uygun olarak yeniden oluşturulacak konusunda uzman bilirkişi kurulundan dosya kapsamında mevcut delillere, iddia ve savunmaya göre taraflar ve özellikle davalının bilirkişi raporuna yönelik uzman görüşlerine dayalı teknik ve ayrıntılı itirazları değerlendirilip karşılanmak suretiyle gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınmasından, alınacak rapora itiraz edilmesi halinde ek rapor alınmasından ve bozma ilamında belirtilen hususlarda dikkate alınarak oluşacak kanaate göre hüküm kurmaktan ibaret olmalıdır. Açıklanan hususlar dikkate alınmadan eksik inceleme ile davanın kabulü doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir."

Yargıtay 18.02.2021 T. 2018/94 E. 2021/111 K. Sayılı Kararı:

"… Bir tarafın bilirkişi raporuna itiraz etmemesi ile, diğer (bilirkişi raporuna itiraz eden) taraf lehine usulî kazanılmış hak doğar. Yani, bir taraf bilirkişi raporuna itiraz etmez, diğerinin itirazı (veya mahkemenin kendiliğinden gerekli görmesi) üzerine yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılır (veya aynı bilirkişiden ek rapor alınır) ve ikinci bilirkişi raporu (veya ek rapor) birinci rapora itiraz edenin daha da aleyhine olursa, ilk rapora itiraz etmeyen taraf bakımından ilk bilirkişi raporu kesinleştiğinden ve bununla diğer (itiraz eden) taraf lehine usulî kazanılmış hak doğduğundan, mahkemenin ilk bilirkişi raporuna göre karar vermesi gerekir"

Yararlanılan Kaynaklar:

AYDEMİR, Efrail/MEMİŞ, Yusuf/RUHİ, Ahmet Cemal/GÜLEÇ UÇAKHAN Sema: Hukuk Davaları, C.1, 1.Bası, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2016.

KURU, Baki: Medenî Usul Hukuku, Yetkin Kitabevi, Ankara, 2017.

PEKCANITEZ, Hakan/ ATALAY, Oğuz/ÖZEKES, Muhammet: Medenî Usul Hukuku, Yetkin Yayınevi, 12. Bası, Ankara, 2011.

Bu sitede paylaşılan çalışmalar yalnızca bilgilendirme amaçlı olup, Türkiye Barolar Birliği'nin ilgili düzenlemeleri uyarınca reklam, teklif, hukuki öneri veya danışmanlık teşkil etmez.

Popüler

Öne Çıkan

Yeni

Toplu İş Sözleşmesinin Yapılması Sürecinde Toplu Görüşmelere Kadar Yaşanan Yasal Prosedür
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
01 Mayıs 2019
YLSY Öğrenim Programı Kapsamında Yurtdışında Lisansüstü Öğrenim Gören Öğrencilerin Karşılaştığı Hukuki Sorunlar
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
03 Mayıs 2019
İş Makinelerinin Mülkiyetinin Tespiti ve Tescili
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
06 Mayıs 2019
Doktorların Kamu Hastanelerinde ve/veya Özel Hastanelerde Çalışma Halleri
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
09 Mayıs 2019
Kamulaştırma Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
11 Mayıs 2019
Trafik Kazaları Sonrasında Karşılaşılan Hukuki Süreç ve Problemler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
14 Mayıs 2019
Aldatan Eşin Sevgilisinin, Aldatılan Eşe Manevi Tazminat Ödemesi Hakkında
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
16 Mayıs 2019
Karşılıksız Çek Şikayetinde Başvuru Hakkı ve Şirket Yetkilisinin Belirtilmesi
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
19 Mayıs 2019
Konkordato Halinde İşçi Alacaklarının Durumu
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
21 Mayıs 2019
Konkordato Nedir?
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
24 Mayıs 2019
Tahkim Nedir?
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
26 Mayıs 2019
Kişiler Hukukuna İlişkin Davalar
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
29 Mayıs 2019
Kredi Kullanımında Hayat Sigortasının Yapılması Durumu, Vefat Eden Kişinin Kredi Borcuna İlişkin Mirasçıların Karşılaştığı Problemler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
01 Haziran 2019
Lex Mercatoria And Arbitration
Av. Fatmira MULAJ
03 Haziran 2019
Maçlarda Görev Alan Polis Memurlarının Harcırah Alacağı
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
06 Haziran 2019
Medeni Hukukun Tanımı ve Kapsamı
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
08 Haziran 2019
Milletlerarası Tahkimde Ayrılabilirlik İlkesi
Av. Fatmira MULAJ
11 Haziran 2019
Miras Hukukunda Ortaklığın Giderilmesi Davası (Paylaşma Davası)
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
14 Haziran 2019
Miras Hukukuna İlişkin Dava ve Talepler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
16 Haziran 2019
Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) Davası
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
19 Haziran 2019