Articles & Cases

DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ VE AYRILMASI

20 Ağustos 2025

1. DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ NEDİR?

Davaların birleştirilmesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 166. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde ile bağlantılı davaların birlikte görülmesine ilişkin usul ve esaslar hükme bağlanmıştır. İlgili düzenleme şu şekildedir:

"MADDE 166- (1) Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar.

(2) Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır.

(3) Birleştirme kararı, derhâl ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilir.

(4) Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır.

(5) İstinaf incelemesi ayrı dairelerde yapılması gereken davaların da bu madde hükmüne göre birleştirilmesine karar verilebilir. Bu hâlde istinaf incelemesi, birleştirilen davalarda uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkiye ait kararı inceleyen bölge adliye mahkemesi dairesinde yapılır."

Davaların birleştirilmesi, ancak ayrı açılmış davalar arasında bağlantı bulunması halinde mümkündür. Bağlantıdan söz edilebilmesi için, davaların aynı veya benzer sebeplerden doğmuş olması ya da bir dava hakkında verilecek hükmün diğer davayı etkileyebilecek nitelikte bulunması gerekir. Örneğin, kısmi dava ile ek dava arasında böyle bir bağlantı mevcut olduğundan, bu davaların birleştirilmesi talep edilebilmektedir.

2. AYNI YARGI ÇEVRESİNDE AÇILAN DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ:

HMK m.166/1’e göre, aynı yargı çevresindeki mahkemelerde açılmış davalar arasında bağlantı bulunması halinde, söz konusu davaların yargılamanın her aşamasında tarafların talebi üzerine ya da mahkemenin re’sen kararıyla birleştirilmesi mümkündür. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar.

Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde görülmekte olan davalar yönünden verilen birleştirme ve ayırma hususundaki ilk derece mahkemesi kararlarına karşı istinaf yoluna; bölge adliye mahkemesi kararları hakkında ise temyiz yoluna, ancak hükümle birlikte gidilebilir. Şu kadar ki, bu husus tek başına, bölge adliye mahkemesinde hükmün kaldırılarak esastan incelenme; Yargıtay’ da ise bozma sebebi teşkil etmez. ( HMK m. 168 )

3. FARKLI YARGI ÇEVRESİNDE AÇILAN DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ

Farklı yargı çevrelerinde açılmış, aynı düzey ve sıfata sahip hukuk mahkemelerindeki davalarda, bağlantı sebebiyle birleştirme istemi ikinci davanın görüldüğü mahkemeye yapılır. İlk davaya bakan mahkeme ise, birleştirme talebinin kabul edilip kararın kesinleşmesinden itibaren bu kararla bağlı olmaktadır.

Birleştirme kararı, derhal ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilir (HMK m.166/3). Davaların birleştirilmesine hükmeden, yani ikinci davanın açıldığı mahkeme bu kararla birlikte dosyadan elini çektiğinden, verilen karar nihai niteliktedir ve bu nedenle tek başına kanun yoluna götürülebilir.

Birleşme kararının kesinleşmesi ile birlikte, ilk davanın görüldüğü mahkeme, ikinci dava ile kendi önündeki davayı birlikte inceleyerek hükme bağlamakla yükümlüdür. İkinci davayı, davalar arasında bağlantı bulunmadığı gerekçesiyle yeniden ikinci mahkemeye gönderme imkânı bulunmamaktadır (HMK m.166/4).

4. DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİNDE USULÜ VE SONUÇLARI

Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir.

Davaların birleştirilmesi, mahkemeden dilekçe ile talep edilebileceği gibi duruşmada sözlü olarak da ileri sürülebilir. Mahkeme, yapılan talep üzerine davalar arasında bağlantı bulunduğu kanaatine varırsa, birleştirme kararı verebilir. Ancak mahkeme, her durumda bağlantılı davaların birleştirilmesine hükmetmek zorunda değildir. Eğer davaların ayrı ayrı görülmesinin yargılamanın daha sağlıklı ve etkin yürütülmesini sağlayacağı kanaatine ulaşırsa, birleştirme talebini reddedebilir.

Birleştirilmelerine karar verilmiş olan davaların esas kayıtlarında bu durum belirtilir.

Başka bir dava ile birleştirilmesine karar verilen davanın karar numarası birleştirme kararına yazılır ve bu durum mahkemede verilen son kararda gösterilir.

Mahkeme tarafından birleştirilen davalarda tahkikat süreci birlikte yürütülür ve davalar birlikte incelenip karara bağlanır ancak hüküm fıkrasında, her bir dava için verilen karar ayrı ayrı gösterilir.

Birleştirilmiş davalar, yargılama süreci ortak yürütülse dahi, hukuken birbirinden bağımsız davalardır. Bu nedenle, her dava için ayrı ayrı dava harcı, yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmektedir.

5. DAVALARIN AYRILMASI NEDİR?

Mahkeme, yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için, birlikte açılmış veya sonradan birleştirilmiş davaların ayrılmasına, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden karar verebilir. Bu durumda mahkeme, ayrılmasına karar verilen davalara bakmaya devam eder. (HMK m. 167).

Davaların ayrılması kural olarak mahkemenin takdir yetkisi kapsamındadır. Ancak her durumda bu yola başvurulması mümkün değildir. Nitekim davacı ile davalı arasında zorunlu dava arkadaşlığı söz konusu olduğunda davaların ayrılmasına karar verilemez. Ayrıca ayrılma kararı verilebilmesi için en az iki davanın mevcut olması gerekir. Bununla birlikte bazı durumlarda ise mahkeme için davaların ayrılmasına karar vermek zorunluluk arz eder.

Davaların ayrılması 3 halde olabilmektedir.

  • Aralarında bağlantı bulunmayan davaların ayrılması

Aralarında m. 166/4 anlamında bir bağlantı bulunmadığı halde, birden fazla dava birlikte açılmış ise taraflardan birinin talebi üzerine veya kendiliğinden davaların ayrılmasına karar verilir.

  • Aralarında bağlantı bulunan davaların ayrılması

HMK m.57’de düzenlenen ihtiyari dava arkadaşlığı veya m.166/4 kapsamında bağlantılı sayılan davaların ayrılması hususu mahkemenin takdir yetkisine bırakılmıştır. Mahkeme, yargılamanın daha sağlıklı yürütülmesini temin amacıyla, birlikte açılmış olan davaların ayrılmasına yargılamanın her aşamasında, tarafların talebi üzerine yahut re’sen karar verebilmektedir.

Özellikle ihtiyari dava arkadaşlarının ileri sürdükleri iddia ve savunmaların ya da yargılama sürecindeki tutumlarının birbirinden farklı veya çelişkili olması halinde, davaların birlikte yürütülmesi yargılamayı güçleştirecek ve tahkikatın uzamasına yol açacaksa, mahkeme yargılamanın daha düzenli ve etkin ilerlemesini temin amacıyla her bir dava ya da bazı dava arkadaşları hakkındaki davaların diğerlerinden ayrılmasına karar verebilir.

  • Mahkemece birleştirilmiş olan davaların ayrılması

Mahkeme, yargılamanın daha düzenli ve etkin bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla (HMK m.30), gerekli gördüğü takdirde sonradan birleştirmiş olduğu davaların ayrılmasına, yargılamanın her aşamasında tarafların talebi üzerine yahut re’sen karar verebilmektedir.

Davaların ayrılmasına karar verilmesi hâlinde mahkeme, davaları başka bir mahkemeye göndermeyip, bizzat bakmaya devam eder. Sonradan birleştirilen davalar farklı mahkemelerden gelmiş olsa bile ayrılma kararı ile geldikleri mahkemelere geri gönderilmez ve ayrılma kararı veren mahkemede görülmeye devam ederler.

6. DAVALARIN AYRILMASI KARARI VE SONUÇLARI

Mahkeme, yukarıdaki hallerde birlikte açılmış davaların ayrılması gerektiği kanısına varırsa, sadece davaların ayrılmasına karar vermekle yetinir. Yoksa mahkeme, bir davayı elinde tutarak diğer davaların (veya davaların tümünü) reddine karar veremez.

Davaların ayrılmasına ilişkin karar veya davaların ayrılması talebinin reddi, nihai nitelikte olmayıp ara karar mahiyetindedir. Bu nedenle tek başına istinaf konusu yapılamaz, ancak asıl hükümle birlikte istinaf edilebilir. Ayrıca, mahkemenin her bir dava yönünden verdiği hüküm usul ve esas bakımından doğru ise, davaların ayrılması kararının hatalı olması tek başına sonuca etkili bir usul hatası teşkil etmeyeceğinden Yargıtay nezdinde bozma sebebi sayılmaz. (HMK m. 168)

7. KONUYA İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI

Yargıtay 9.H.D. 25.09.2023 T. 2023/15196 E. 2023/12636 K. Sayılı Kararı:

"… İlâmın İlgili Hukuk kısmının (2) ve (3) numaralı paragraflarında açıklanan yasal düzenlemeler de dikkate alındığında; birleşen davadan sadır olan ilk kararın karar tarihi itibarıyla istinaf yoluna tâbi olup dosya içeriğinden yargılama safhasında bu kanun yolu incelemesinden de geçtiği anlaşılmıştır. Asıl ve birleşen davalarda takibe konu alacakların farklı olduğu ve birleşen davanın, ek dava mahiyetinin bulunmadığı görülmekle birleşen dava yeni bir dava niteliğindedir.

Hâl böyle olunca Mahkemece, birleşen dava dosyasının işbu davadan tefrik edilerek yeni bir esasa kaydedilmesi ve yapılacak yargılama sonucunda da istinaf yolu açık olmak üzere karar verilmesi gerekir. Kanun yolları farklı olan davaların birleştirilerek görülmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir."

Yargıtay 9.H.D. 19.03.2024 T. 2024/3465 E. 2024/5084 K. Sayılı Kararı:

"… Somut dosyada her ne kadar İlk Derece Mahkemesince tefrik edilen davada davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş ise de bu kabul isabetli değildir. Şöyle ki asıl davadan tefrik edilen dava, asıl dava ile birlikte görülmeye başlanmış ve yargılama sırasında davalı kendisini vekille temsil ettirmiştir. Bu durumda, tefrik edilen dava yönünden verilecek hükümde 6100 sayılı Kanun'un 323 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi ve 332 nci maddesinin birinci fıkrası ile karar tarihinde yürürlükte olan Tarife'nin 7 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 13 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmelidir.

Tefrik edilen davanın ayrı ve bağımsız bir dava olduğu, bu nedenle asıl dava ile birlikte yargılaması devam ederken asıl davadan tefrik edilen dava yönünden, yargılama giderlerinden olan vekalet ücretine ayrıca hükmedilmesi gerektiğinin göz önünde bulundurulmaması hatalı olmuştur."

Yararlanılan Kaynaklar:

AYDEMİR, Efrail/MEMİŞ, Yusuf/RUHİ, Ahmet Cemal/GÜLEÇ UÇAKHAN Sema: Hukuk Davaları, C.1, 1.Bası, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2016.

KURU, Baki: Medenî Usul Hukuku, Yetkin Kitabevi, Ankara, 2017.

PEKCANITEZ, Hakan/ ATALAY, Oğuz/ÖZEKES, Muhammet: Medenî Usul Hukuku, Yetkin Yayınevi, 12. Bası, Ankara, 2011.

Bu sitede paylaşılan çalışmalar yalnızca bilgilendirme amaçlı olup, Türkiye Barolar Birliği'nin ilgili düzenlemeleri uyarınca reklam, teklif, hukuki öneri veya danışmanlık teşkil etmez.

Popular

Featured

Recent

Toplu İş Sözleşmesinin Yapılması Sürecinde Toplu Görüşmelere Kadar Yaşanan Yasal Prosedür
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
01 Mayıs 2019
YLSY Öğrenim Programı Kapsamında Yurtdışında Lisansüstü Öğrenim Gören Öğrencilerin Karşılaştığı Hukuki Sorunlar
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
03 Mayıs 2019
İş Makinelerinin Mülkiyetinin Tespiti ve Tescili
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
06 Mayıs 2019
Doktorların Kamu Hastanelerinde ve/veya Özel Hastanelerde Çalışma Halleri
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
09 Mayıs 2019
Kamulaştırma Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
11 Mayıs 2019
Trafik Kazaları Sonrasında Karşılaşılan Hukuki Süreç ve Problemler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
14 Mayıs 2019
Aldatan Eşin Sevgilisinin, Aldatılan Eşe Manevi Tazminat Ödemesi Hakkında
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
16 Mayıs 2019
Karşılıksız Çek Şikayetinde Başvuru Hakkı ve Şirket Yetkilisinin Belirtilmesi
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
19 Mayıs 2019
Konkordato Halinde İşçi Alacaklarının Durumu
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
21 Mayıs 2019
Konkordato Nedir?
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
24 Mayıs 2019
Tahkim Nedir?
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
26 Mayıs 2019
Kişiler Hukukuna İlişkin Davalar
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
29 Mayıs 2019
Kredi Kullanımında Hayat Sigortasının Yapılması Durumu, Vefat Eden Kişinin Kredi Borcuna İlişkin Mirasçıların Karşılaştığı Problemler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
01 Haziran 2019
Lex Mercatoria And Arbitration
Av. Fatmira MULAJ
03 Haziran 2019
Maçlarda Görev Alan Polis Memurlarının Harcırah Alacağı
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
06 Haziran 2019
Medeni Hukukun Tanımı ve Kapsamı
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
08 Haziran 2019
Milletlerarası Tahkimde Ayrılabilirlik İlkesi
Av. Fatmira MULAJ
11 Haziran 2019
Miras Hukukunda Ortaklığın Giderilmesi Davası (Paylaşma Davası)
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
14 Haziran 2019
Miras Hukukuna İlişkin Dava ve Talepler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
16 Haziran 2019
Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) Davası
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
19 Haziran 2019