Publications

HUKUK YARGILAMASINDA GÖREV

13 Ağustos 2025

1. GÖREVİN TANIMI VE NİTELİĞİ

Hukuk yargılamasında görev, uyuşmazlığın hangi mahkeme tarafından çözüleceğini belirleyen ve dava şartları arasında yer alan usul hukukuna özgü bir kurumdur. Görev kuralları, mahkemeler arasındaki iş bölümünü düzenleyerek yargısal faaliyetin etkin, düzenli ve uzmanlaşmış merciler önünde yürütülmesini temin etmektedir. Bu kuralların doğru biçimde tespit edilmesi, adil yargılanma hakkının korunması, usul ekonomisinin sağlanması açısından özel bir önem taşımaktadır. Dolayısıyla görevin doğru şekilde belirlenmesi, yargılamanın etkin bir biçimde ilerlemesi ve verilen kararların hukuki güvenilirlik kazanması için elzemdir.

2. GÖREVLİ MAHKEMENİN BELİRLENMESİ

Bir davada görevli mahkemeyi tespit ederken, ilk önce o davanın genel mahkemelerin mi yoksa özel mahkemelerin mi görev alanına girdiği araştırılmalıdır. Kanunda açıkça özel mahkemeye bırakılmayan tüm davalar, kural olarak genel mahkemelerin görev alanına girmektedir.

Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. (HMK m.1, Anayasa m.142) Buna göre sulh hukuk mahkemelerinin görevi kural olarak HMK m.4’te, asliye hukuk mahkemelerinin görevi ise HMK m.2’de düzenlenmiştir.

A. Asliye Hukuk Mahkemelerinin Görevli Olduğu Davalar

Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 2. maddesinde Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevi belirtilmiştir. Buna göre;

MADDE 2- (1) Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.

(2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.”

Konusu para ile değerlendirilebilen davalarda davacı, dava dilekçesinde dava değerini göstermek zorundadır. Çünkü bu değer üzerinden harç alınmaktadır. Davacı dava değeri göstermemiş ise hâkim dava değerini belirtmesi için davacıya süre verir. Ayrıca mahkeme davacının göstermiş olduğu değer ile bağlı değildir. Gerekirse, bilirkişi marifetiyle dava değerinin belirlenmesini isteyebilir.

B. Sulh Hukuk Mahkemelerinin Görevli Olduğu Davalar

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 4. maddesinde Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevi belirtilmiştir. Buna göre;

MADDE 4- (1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;

a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları,

b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları,

c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları,

ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları,

görürler.

3. GÖREV KURALLARININ NİTELİĞİ

Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup (HMK m.1), taraflar sözleşme ile görevli olmayan bir mahkemeyi görevli hale getiremezler. Görev, dava şartı ve kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkeme yargılamanın her aşamasında görevli olup olmadığını re’sen incelemek zorundadır ve kendisini görevli görmediği durumda tarafların talebini beklemeksizin görevsizlik kararı verir. Taraflar da yargılama kesinleşinceye kadar görevsizlik itirazında bulunabilir; hatta bu itiraz istinaf ve temyiz aşamalarında dahi ileri sürülebilir.

4. GÖREV İTİRAZI

Taraflardan biri mahkemenin görevsiz olduğunu hüküm kesinleşinceye kadar ileri sürerse, mahkeme bu itirazı değerlendirip karara bağlamakla yükümlüdür. Görev dava şartı niteliğinde olduğundan, diğer dava şartlarında olduğu gibi ön inceleme aşamasında ve tahkikata geçilmeden önce incelenir. Mahkeme, görevsizlik itirazını dosya üzerinden karara bağlayabileceği gibi tarafları ön inceleme duruşmasına davet ederek de değerlendirebilir. Bu durumda:

Mahkeme, yapılan itiraz sonucunda görevli olduğu kanaatine varırsa; görev itirazını reddeder ve davaya bakmaya devam eder. Görev itirazının reddine ilişkin karar, ara karar niteliğinde olup hukukumuzda ara kararlara karşı bağımsız bir kanun yolu öngörülmemiştir. Bu nedenle, bu tür ara kararlara karşı ancak esas hükümle birlikte kanun yoluna başvurulabilir.

Mahkeme, yapılan itiraz sonucunda görevli olmadığı sonucuna varırsa; görevsizlik kararı verir ve dosyayı incelemeyi bırakır. Görevsizlik kararı, nihai karar niteliğinde olduğundan bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir. Ancak malvarlığına ilişkin davalarda istinaf yoluna başvurulabilmesi için davanın değerinin kanunda öngörülen parasal sınırın üzerinde olması gerekir. Ayrıca mahkeme, görevsizlik kararında hangi mahkemenin görevli olduğunu belirterek dosyanın bu mahkemeye gönderilmesine karar vermelidir. Bununla birlikte, sadece gönderilmesine karar verilir; dosya kendiliğinden görevli mahkemeye gönderilmez.

5. GÖREVSİZLİK KARARI ÜZERİNE YAPILACAK İŞLEMLER

Mahkeme tarafından görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde, taraflardan birinin karar kesin nitelikte ise tebliğinden, kanun yoluna başvurulmamışsa kesinleşme tarihinden, kanun yoluna başvurulmuş ve reddedilmişse ise ret kararının tebliğinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye müracaat ederek dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Bu süre içinde talepte bulunulmadığı takdirde dava açılmamış sayılır ve mahkeme bu hususu re’sen dikkate alarak karar verir. (HMK m.20)

6. GÖREVSİZLİK KARARI ÜZERİNE KENDİSİNE BAŞVURULAN GÖREVLİ MAHKEME GÖREVSİZLİK KARARI VEREBİLİR Mİ?

Bu konuda bir ayrım yapmak gerekmektedir. Şayet görevsizlik kararı kanun yolu denetiminden geçerek kesinleşmişse, başvurulan mahkeme görevsizlik kararı ile bağlıdır. (HMK m. 21/1-ç) Görevsizlik kararı kanun yolu denetiminden geçmeden kesinleşmişse, başvurulan mahkeme görevsizlik kararı verebilir. Bu ikinci durumda görev uyuşmazlığı çıkmış olur ve yargı yerinin belirtilmesi (merci tayini) yoluna gidilir.

7. GÖREVSİZLİK KARARI SONUÇLARI

A. Görevsizlik Kararı Üzerine Süresi İçinde Görevli Mahkemeye Başvurulursa;

Bu durumda, görevli mahkemede görülecek dava, görevsiz mahkemede açılan davanın devamı niteliğindedir. Dolayısıyla;

  • Görevsiz mahkemede dava açılmasıyla doğan usulİ sonuçlar korunur.
  • Davacı, görevli mahkemeye başvururken yeniden harç ödemek zorunda kalmaz.
  • Görevsiz mahkemede dava açılmasıyla kesilen zamanaşımı ve hak düşürücü süreler geçerliliğini korur.
  • Görevsiz mahkeme tarafından verilmiş ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları geçerliliğini sürdürür.
  • Görevsiz mahkemede taraflarca yapılan usul işlemleri görevli mahkemede de geçerlidir. Buna karşılık, görevsiz mahkeme tarafından yapılmış işlemler kural olarak görevli mahkemede geçersizdir.
B. Görevsizlik Kararı Üzerine Süresi İçinde Görevli Mahkemeye Başvurulmazsa;

Bu halde, görevsiz mahkemede açılmış olan davanın açılmamış sayılmasına karar verilir. Dolayısıyla;

  • Açılmamış sayılan davadaki talep de hiç ileri sürülmemiş (vaki olmamış) kabul edilir (HMK m. 150/7).
  • Dava açılmasıyla doğan tüm usulî sonuçlar ortadan kalkar.
  • Davacı, aynı talep için yeniden harç ödeyerek dava açabilir.

8. KONUYA İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI:

Yargıtay 7. H.D 15.05.2024 T. 2023/3274 E. 2024/2608 K. sayılı kararı:

"… Dava, el atmanın önlenmesi istemine ilişkin olup dilekçe içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 683üncü maddesinden kaynaklandığı, anılan davaların taşınmazın aynına yönelik olduğu gözetildiğinde, olayda Tüketici Kanunu'nun uygulama yeri bulunmadığı, bu hali ile eldeki davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu tartışmasızdır.

Bilindiği üzere, görev kamu düzeniyle ilgili olup, yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınması zorunlu bir usül kuralıdır. Hâl böyle olunca, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esası hakkında hüküm kurulması isabetsizdir.’’

Yargıtay 5. H.D. 11.03.2024 T. 2023/11508 E. 2024/2902 K. sayılı kararı:

"…

  1. Somut olaya gelince; dava, kredi kartını veren kuruluş tarafından 08.04.2013 tarihinde (6502 sayılı Kanun’un yürürlüğünden önce, 6100 sayılı Kanun’un yürürlüğünden sonra), tüketici olan kart hamiline karşı açılmıştır. Bankacılık işlemlerinden kaynaklanan davada, 6102 sayılı Kanun'un 4 ve 5 inci maddeleri uyarınca asliye ticaret mahkemelerinin görevli bulunduğu düşünülebilirse de, yukarıda açıklandığı üzere, özel kanun olan 5464 sayılı Kanun’un 44 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve 43 üncü maddelerinin açık hükümleri karşısında görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu kabul etmek gerekmektedir. Bu durumda uyuşmazlığın Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.’’
Yararlanılan Kaynaklar:

AYDEMİR, Efrail / MEMİŞ, Yusuf / RUHİ, Ahmet Cemal / GÜLEÇ UÇAKHAN Sema: Hukuk Davaları, C.1, 1.Bası, Ankara 2016.

KURU Baki: Medenî Usul Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara, 2017.

PEKCANITEZ Hakan/ ATALAY Oğuz/ ÖZEKES Muhammet: Medenî Usul Hukuku, 12. Bası, Yetkin Yayınevi, Ankara, 2011.

Bu sitede paylaşılan çalışmalar yalnızca bilgilendirme amaçlı olup, Türkiye Barolar Birliği'nin ilgili düzenlemeleri uyarınca reklam, teklif, hukuki öneri veya danışmanlık teşkil etmez.

Popular

Featured

Recent

Toplu İş Sözleşmesinin Yapılması Sürecinde Toplu Görüşmelere Kadar Yaşanan Yasal Prosedür
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
01 Mayıs 2019
YLSY Öğrenim Programı Kapsamında Yurtdışında Lisansüstü Öğrenim Gören Öğrencilerin Karşılaştığı Hukuki Sorunlar
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
03 Mayıs 2019
İş Makinelerinin Mülkiyetinin Tespiti ve Tescili
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
06 Mayıs 2019
Doktorların Kamu Hastanelerinde ve/veya Özel Hastanelerde Çalışma Halleri
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
09 Mayıs 2019
Kamulaştırma Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
11 Mayıs 2019
Trafik Kazaları Sonrasında Karşılaşılan Hukuki Süreç ve Problemler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
14 Mayıs 2019
Aldatan Eşin Sevgilisinin, Aldatılan Eşe Manevi Tazminat Ödemesi Hakkında
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
16 Mayıs 2019
Karşılıksız Çek Şikayetinde Başvuru Hakkı ve Şirket Yetkilisinin Belirtilmesi
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
19 Mayıs 2019
Konkordato Halinde İşçi Alacaklarının Durumu
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
21 Mayıs 2019
Konkordato Nedir?
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
24 Mayıs 2019
Tahkim Nedir?
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
26 Mayıs 2019
Kişiler Hukukuna İlişkin Davalar
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
29 Mayıs 2019
Kredi Kullanımında Hayat Sigortasının Yapılması Durumu, Vefat Eden Kişinin Kredi Borcuna İlişkin Mirasçıların Karşılaştığı Problemler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
01 Haziran 2019
Lex Mercatoria And Arbitration
Av. Fatmira MULAJ
03 Haziran 2019
Maçlarda Görev Alan Polis Memurlarının Harcırah Alacağı
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
06 Haziran 2019
Medeni Hukukun Tanımı ve Kapsamı
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
08 Haziran 2019
Milletlerarası Tahkimde Ayrılabilirlik İlkesi
Av. Fatmira MULAJ
11 Haziran 2019
Miras Hukukunda Ortaklığın Giderilmesi Davası (Paylaşma Davası)
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
14 Haziran 2019
Miras Hukukuna İlişkin Dava ve Talepler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
16 Haziran 2019
Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) Davası
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
19 Haziran 2019