Publications

HASTA HAKLARI

01 Ağustos 2025

1. HASTA HAKLARININ ÖNEMİ VE ORTAYA ÇIKIŞI

Hasta hakları kavramı modern sağlık hukukunun temel taşlarından birisidir. Sağlık hizmetlerinin yalnızca teknik bir tıbbi müdahaleden ibaret olmadığı, aynı zamanda insan haklarıyla doğrudan ilişkili bir alan olduğu gerçeği günümüzde daha da önem kazanmıştır. Sağlık hizmetleri, bireylerin yaşam hakkını, beden bütünlüğünü ve insan onurunu doğrudan ilgilendirdiği için, bu hizmetlerden yararlanan kişilerin korunması ve haklarının güvence altına alınması, demokratik hukuk devletlerinin temel sorumlulukları arasında yer almaktadır.

Hasta hakları, esasen insan haklarının sağlık alanındaki yansımasıdır. İnsan hakları evrensel bildirgelerinde tanımlanan yaşam hakkı, özel hayata saygı, işkence ve kötü muameleden korunma gibi haklar, sağlık hizmetleri bağlamında özel bir düzenleme ile güvenceye alınmıştır. Türkiye’de bu düzenlemelerin başında 1998 yılında yürürlüğe giren Hasta Hakları Yönetmeliği gelmektedir. Bunun yanı sıra Anayasa, Türk Ceza Kanunu, Türk Medeni Kanunu, Borçlar Kanunu ve uluslararası sözleşmeler de hasta haklarının hukuki temelini oluşturmaktadır.

Hasta haklarının korunması, yalnızca hastaları değil, aynı zamanda sağlık çalışanlarını da ilgilendiren bir meseledir. Çünkü sağlık hizmeti, karşılıklı güven ilişkisine dayalı bir süreçtir. Hastaların haklarının güvence altına alınması, sağlık çalışanlarının görevlerini şeffaf, güvenilir ve etik ilkeler çerçevesinde yürütmesini sağlar. Böylelikle hem hasta hem de sağlık personeli açısından adaletli bir sağlık ortamı oluşur.

Günümüzde sağlık hizmetleri, bireylerin en temel ihtiyaçları arasında yer almakta ve devletin sosyal sorumluluklarının merkezinde bulunmaktadır. Sağlık hakkı, doğrudan yaşam hakkıyla bağlantılı olduğu için, devletin sağlık hizmetlerini düzenleme ve denetleme yükümlülüğü vardır. Ancak bu yükümlülüğün yerine getirilebilmesi için bireylerin sağlık hizmetlerinden yararlanırken sahip oldukları hakların belirlenmesi ve korunması gerekir.

Hasta hakları;

  • hastaların bilinçli kararlar almasını sağlar,
  • tedavi sürecine aktif katılımı teşvik eder,
  • tıbbi hataların ve ihmallerin önlenmesine katkıda bulunur,
  • hasta-hekim arasındaki güven ilişkisini güçlendirir.

Bu nedenle hasta hakları, yalnızca hukuki bir kavram değil, aynı zamanda etik, sosyal ve psikolojik boyutları olan çok yönlü bir konudur.

Hasta hakları, sağlık hizmetlerinden faydalanan bireylerin;

  • sağlık hizmetine erişim,
  • bilgilendirilme,
  • onam verme veya reddetme,
  • mahremiyet,
  • güvenlik,
  • şikâyet etme,
  • dava açma

gibi geniş bir yelpazede düzenlenmiş haklarını içerir. Bu haklar yalnızca hasta olan bireyleri değil, potansiyel olarak tüm toplumu ilgilendirir. Çünkü herkes yaşamının bir döneminde sağlık hizmetine ihtiyaç duyar.

Hasta hakları, yalnızca ulusal mevzuatla sınırlı değildir. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) sağlık hakkı ile ilgili standartları, Avrupa Konseyi’nin 1997 tarihli Biyotıp Sözleşmesi, 1981 tarihli Lizbon Hasta Hakları Bildirgesi ve 1994 tarihli Amsterdam Bildirgesi uluslararası alanda hasta haklarının çerçevesini belirlemiştir. Bu belgeler, sağlık hizmetlerinde insan onurunun korunmasını ve hasta-hekim ilişkisinin etik temeller üzerinde yükselmesini öngörmektedir. Türkiye, taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle hasta haklarının korunması yükümlülüğünü üstlenmiştir.

Türkiye’de hasta hakları alanındaki gelişmeler, 1980’li yıllardan itibaren hız kazanmıştır. Dünya genelinde tıbbi malpraktis davalarının artışı, sağlık sektöründe hasta güvenliği kavramının öne çıkması ve insan hakları bilincinin gelişmesi, Türkiye’de de hasta haklarının düzenlenmesi ihtiyacını doğurmuştur. Bu doğrultuda Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan Hasta Hakları Yönetmeliği, 1998 yılında yürürlüğe girerek sağlık hukukunun önemli bir boşluğunu doldurmuştur.

Yönetmelik, hasta haklarını;

  • sağlık hizmetlerinden adalet ve hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde faydalanma,
  • bilgilendirilme ve rıza,
  • mahremiyet,
  • başvuru ve şikâyet hakları

gibi başlıklar altında düzenlemiştir. Bu düzenleme hem hasta hem de sağlık çalışanı açısından bağlayıcı bir norm haline gelmiştir.

Hasta hakları kavramı, yalnızca hastaların korunmasını değil, aynı zamanda sağlık çalışanlarının da adil bir çalışma ortamına sahip olmasını gerektirir. Çünkü hasta haklarının kötüye kullanımı, sağlık çalışanlarının mesleki itibarını zedeleyebilir. Bu nedenle, hasta hakları ile sağlık çalışanı hakları arasında hassas bir denge kurulmalıdır. Bu dengenin sağlanması için şikâyet mekanizmalarının objektif işlemesi, keyfi ithamların engellenmesi ve sağlık çalışanlarının da hukuki güvencelerle korunması gerekir.

2. HUKUKİ DAYANAKLAR

Hasta haklarının hukuki temeli, ulusal ve uluslararası düzeyde birçok düzenlemeye dayanmaktadır. Bu düzenlemeler, bireylerin sağlık hizmetlerinden eşit, adil ve insan onuruna yakışır biçimde faydalanmasını güvence altına alır. Türkiye’de hasta haklarının dayanakları; Anayasa, kanunlar, yönetmelikler ve uluslararası sözleşmeler olmak üzere dört ana grupta incelenebilir.

2.1. ANAYASAL DAYANAKLAR

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, temel hak ve özgürlüklerin çerçevesini çizen en üst normdur. Anayasada doğrudan “hasta hakları” ifadesi geçmemekle birlikte, hasta haklarının temelini oluşturan birçok madde bulunmaktadır.

  • Madde 17 – Kişinin Dokunulmazlığı, Maddi ve Manevi Varlığı

Herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Tıbbi müdahaleler, ancak kişinin rızasıyla ve kanunda öngörülen hallerde yapılabilir.

  • Madde 56 – Sağlık Hakkı

Devlete, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlama yükümlülüğü getirilmiştir. Sağlık hizmetlerinin düzenlenmesi ve denetimi, devletin görevi olarak tanımlanmıştır.

  • Madde 20 – Özel Hayatın Gizliliği

Hastaların kişisel bilgilerinin korunması, mahremiyet hakkı ve sağlık kayıtlarının gizliliği anayasal güvence altındadır.

  • Madde 10 – Eşitlik İlkesi

Sağlık hizmetlerinden yararlanmada hiçbir ayrımcılık yapılamayacağı anayasal güvence altındadır.

Bu hükümler, hasta haklarının anayasal zeminini oluşturur ve alt düzenlemelerin bu çerçeveye uygun olması gerekir.

2.2. KANUNİ DAYANAKLAR

Hasta haklarının somutlaşmasında çeşitli kanunlar da rol oynamaktadır.

  • Türk Medeni Kanunu

Kişilik hakları, beden bütünlüğü ve özel hayatın korunması konularında düzenlemeler içermektedir. Özellikle beden üzerinde rıza olmadan yapılacak müdahalelerin hukuka aykırı olacağı kabul edilmiştir.

  • Türk Borçlar Kanunu

Hekim-hasta ilişkisini sözleşmesel bir ilişki olarak görür. Hekimin hastaya karşı özen yükümlülüğü vardır. Tedavi sürecinde kusur, ihmalkârlık veya bilgilendirmeme durumunda tazminat sorumluluğu doğabilir.

  • Türk Ceza Kanunu (TCK)

Tıbbi müdahalelerin hukuka uygunluk sınırlarını çizer.

Madde 86 – Kasten yaralama, rıza olmadan yapılan tıbbi müdahaleleri kapsayabilir.

Madde 90 – İnsan üzerinde deney ve Madde 91 – Organ veya doku ticareti, sağlık alanında hasta haklarını korumaya yöneliktir.

Madde 257 – Görevi kötüye kullanma, kamu görevlisi sağlık personeli açısından önemlidir.

  • 1219 Sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun

Türkiye’de hekimlik mesleğinin esaslarını düzenler. Hekimlerin görev ve yetkileri ile mesleki sorumluluklarını belirler.

  • 1593 Sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu

Toplum sağlığını korumaya yönelik düzenlemeler içerir. Bulaşıcı hastalıkların önlenmesi, aşı ve tedavi konularında düzenlemeler yapar.

2.3. YÖNETMELİKLER VE İDARİ DÜZENLEMELER

Hasta haklarını doğrudan düzenleyen en önemli idari metin 1998 tarihli Hasta Hakları Yönetmeliğidir. Yönetmelik;

  • sağlık hizmetlerinden faydalanma hakkı,
  • bilgilendirilme ve rıza,
  • mahremiyet, başvuru ve şikâyet yolları

gibi konuları kapsamlı şekilde düzenlemiştir.

Ayrıca Sağlık Bakanlığı tarafından çıkarılan Sağlıkta Kalite Standartları ve Hasta Hakları Uygulama Yönergeleri de hasta haklarının uygulanmasına katkı sağlamaktadır.

2.4. ULUSLARARASI HUKUKİ DAYANAKLAR

Hasta hakları, yalnızca ulusal hukukla değil, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle de güvence altındadır.

  • İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi (1948)

Madde 25’te herkesin sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı tanınmıştır.

  • Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (1950)

Madde 2 – Yaşam hakkı, sağlık hizmeti bağlamında da uygulanmaktadır.

Madde 8 – Özel hayatın gizliliği, hasta bilgilerinin korunmasını kapsar.

  • Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi (1966)

Madde 12, en yüksek sağlık standardına ulaşma hakkını tanır.

  • Oviedo Biyotıp Sözleşmesi (1997)

Hasta haklarını doğrudan düzenleyen en kapsamlı uluslararası belgedir. Türkiye, bu sözleşmeye taraftır.

İnsan onuru önceliklidir.

Her tıbbi müdahale için bilgilendirilmiş onam zorunludur.

Genetik müdahaleler sınırlanmıştır.

  • Lizbon ve Amsterdam Bildirgeleri

Dünya Tabipler Birliği’nin kabul ettiği bildirgeler, uluslararası etik standartlar getirmiştir.

2.5. YARGI KARARLARI İLE PEKİŞEN HUKUKİ DAYANAKLAR

Hasta hakları, yargı içtihatlarıyla da güçlenmiştir. Özellikle Yargıtay kararlarında şu ilkeler öne çıkmaktadır:

  • Bilgilendirme yükümlülüğünün ihlali, tazminat sebebidir.
  • Rıza olmadan yapılan tıbbi müdahaleler, hukuka aykırıdır.
  • Malpraktis davalarında hekimin özen yükümlülüğü esas alınır.

Bu içtihatlar, hasta haklarının uygulanmasında yol gösterici rol oynamaktadır.

3. TEMEL HASTA HAKLARI

Hasta hakları, sağlık hizmetlerinden faydalanan bireylerin yalnızca hasta olmaları nedeniyle sahip oldukları özel haklardır. Bu haklar, hem ulusal mevzuat hem de uluslararası belgelerle güvence altına alınmıştır. Hasta hakları, bireyin yaşam hakkı, insan onuru, beden bütünlüğü ve özel hayatın gizliliği gibi en temel haklarının sağlık alanındaki yansımalarıdır.

Türkiye’de hasta hakları, başta Hasta Hakları Yönetmeliği olmak üzere Anayasa, Türk Medeni Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve Borçlar Kanunu gibi düzenlemelerle tanımlanmıştır. Ayrıca Dünya Tabipler Birliği’nin bildirgeleri, Oviedo Sözleşmesi ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi gibi belgeler de bu hakların evrensel temellerini ortaya koyar.

3.1. YAŞAM HAKKI VE SAĞLIK HİZMETİNE ERİŞİM HAKKI

Her bireyin en temel hakkı, yaşama hakkıdır. Yaşama hakkı, Anayasa’nın 17. maddesiyle güvence altına alınmış ve hiçbir şekilde sınırlandırılamaz bir hak olarak tanımlanmıştır. Sağlık hizmetine erişim hakkı ise yaşama hakkının doğal bir uzantısıdır.

Eşitlik İlkesi: Hiç kimse, dil, din, ırk, cinsiyet, ekonomik durum veya sosyal statü nedeniyle sağlık hizmetlerinden mahrum bırakılamaz.

Devletin Yükümlülüğü: Anayasa’nın 56. maddesi gereğince devlet, herkesin sağlık hizmetlerinden faydalanabilmesi için gerekli düzenlemeleri yapmak ve tesisleri kurmakla yükümlüdür.

Acil Durumlar: Hasta Hakları Yönetmeliği’ne göre, acil durumlarda ödeme gücü olup olmadığına bakılmaksızın herkes sağlık hizmeti alma hakkına sahiptir.

3.2. BİLGİLENDİRİLME HAKKI

Hastaların en önemli haklarından biri, sağlık durumu, uygulanacak tedaviler, riskler ve alternatif yöntemler konusunda bilgilendirilme hakkıdır.

Açık ve Anlaşılır Bilgi: Hekim, tıbbi terimlerden kaçınarak hastanın anlayabileceği şekilde bilgi vermek zorundadır.

Kapsamı: Hastalığın tanısı, seyri, uygulanacak tedavi yöntemleri, riskler, başarı şansı ve tedavi sonrası süreç hakkında detaylı bilgilendirme yapılmalıdır.

Bilgi Alma Yetkisi: Hasta, kendisi hakkında bilgi alabileceği gibi, istediği bir yakınının bilgilendirilmesini de talep edebilir.

Bilgi Verilmeme Hali: Hasta, sağlık durumu hakkında bilgilendirilmek istemediğini beyan edebilir. Bu durumda hekim, hukuken sorumluluktan kurtulur.

Bu hak, “aydınlatılmış onam” kavramının temelini oluşturur.

3.3. ONAM VE RIZA HAKKI

Hiçbir tıbbi müdahale, hastanın açık rızası olmadan yapılamaz. Bu, hasta haklarının en önemli ilkelerinden biridir.

Aydınlatılmış Onam: Hastanın bilgilendirilmiş olması ve özgür iradesiyle karar vermesi gerekir. Sadece “imza” alınması yeterli değildir; karar, bilinçli bir tercihe dayanmalıdır.

Rızanın Şekli: Yazılı olması esastır; acil durumlarda sözlü rıza da geçerli kabul edilir.

Rızanın Geri Alınması: Hasta, verdiği rızayı tedavi sürecinde her zaman geri çekebilir.

Hukuki Dayanak: TCK’nın 26. maddesi, rızayı hukuka uygunluk sebebi olarak kabul eder. Rıza olmadan yapılan müdahale ise “kasten yaralama” suçu kapsamında değerlendirilebilir.

3.4. MAHREMİYET VE ÖZEL HAYATA SAYGI HAKKI

Mahremiyet hakkı, hasta haklarının en hassas alanlarından biridir. Hasta, sağlık hizmeti sürecinde kişisel bilgileri ve özel yaşamı açısından korunma talep etme hakkına sahiptir.

Hasta Dosyalarının Gizliliği: Tıbbi kayıtlar yalnızca hasta veya yetki verdiği kişilerce görülebilir.

Muayene ve Tedavi Sırasında Gizlilik: Hasta, mahremiyetini koruyacak şekilde muayene edilme hakkına sahiptir.

Kişisel Verilerin Korunması: 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) da hasta bilgilerinin korunmasını zorunlu kılar.

Dini ve Ahlaki Hassasiyetler: Mahremiyet hakkı, aynı zamanda hastanın inançları ve değerleri çerçevesinde korunmalıdır.

3.5. TEDAVİYİ REDDETME VE DURDURMA HAKKI

Hastalar, kendilerine önerilen tedaviye rıza göstermeme hakkına sahiptir. Bu hak, kişinin beden bütünlüğü ve kendi kaderini tayin hakkı ile ilgilidir.

Yasal Dayanak: Hasta Hakları Yönetmeliği’nin 13. maddesi, hastanın tedaviyi reddedebileceğini düzenler.

Hastanın Sorumluluğu: Tedaviyi reddeden hasta, ortaya çıkabilecek sonuçları da kabul etmiş sayılır.

İstisna: Bulaşıcı hastalıklar söz konusu olduğunda, kişinin tedaviyi reddetmesi toplum sağlığını tehlikeye atacağından kısıtlanabilir.

3.6. GÜVENLİ VE KALİTELİ HİZMET ALMA HAKKI

Her hasta, güvenli, kaliteli ve çağdaş standartlara uygun sağlık hizmeti alma hakkına sahiptir.

Hasta Güvenliği: Sağlık kurumları, hasta güvenliği standartlarını uygulamakla yükümlüdür.

Sağlıkta Kalite Standartları: Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği standartlara uygun tedavi sağlanmalıdır.

İhmal ve Malpraktis: Tıbbi hata veya ihmal durumunda hasta, tazminat davası açabilir.

3.7. DİNİ İNANÇ VE KÜLTÜREL DEĞERLERE SAYGI HAKKI

Hasta, tedavi sürecinde dini inançlarına uygun şekilde hizmet talep etme hakkına sahiptir. Dini vecibelerin yerine getirilmesi için uygun ortam sağlanmalıdır. Tedavide kullanılacak yöntemler, hastanın dini hassasiyetleri gözetilerek belirlenebilir. Zorunlu haller dışında bu taleplerin reddi hasta haklarına aykırıdır.

3.8. ŞİKÂYET, BAŞVURU VE DAVA HAKKI

Hasta, sağlık hizmeti sırasında haklarının ihlal edildiğini düşündüğünde şikâyette bulunma ve dava açma hakkına sahiptir.

Hasta Hakları Birimleri: Her hastanede başvuru yapılabilecek birimler kurulmuştur.

Alo 184 Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi: Hasta ve yakınlarının şikâyetlerini iletebileceği bir platformdur.

Hasta Hakları Kurulları: Şikâyetleri değerlendirerek çözüm üreten kurullardır.

Yargı Yolu: İdari dava, tazminat davası veya ceza davası yoluyla hak arama mümkündür.

3.9. ARAŞTIRMALARA KATILMAYI REDDETME HAKKI

Hiçbir hasta, rızası olmadan bilimsel araştırmalara veya deneysel tedavilere tabi tutulamaz. Helsinki Bildirgesi ve Oviedo Sözleşmesi bu konuda uluslararası güvence sağlar. TCK’nın 90. maddesi, insan üzerinde izinsiz deney yapılmasını suç saymaktadır.

4. HASTA HAKLARI İHLALLERİ VE BAŞVURU YOLLARI

Hasta haklarının hukuki düzenlemelerle güvence altına alınmış olması, bu hakların her zaman fiilen korunduğu anlamına gelmemektedir. Uygulamada hasta hakları sıklıkla ihlal edilmekte, hastalar veya yakınları mağduriyet yaşayabilmektedir. Bu nedenle hem ihlallerin doğru şekilde tanımlanması hem de bu ihlaller karşısında başvurulabilecek yolların açıkça bilinmesi önemlidir.

4.1. HASTA HAKLARI İHLALLERİNİN YAYGIN TÜRLERİ

Hasta hakları ihlalleri, sağlık hizmetinin farklı aşamalarında ortaya çıkabilir. En sık rastlanan ihlaller şunlardır:

a) Sağlık Hizmetine Erişimde Eşitsizlik

Hastaların sosyoekonomik durumları veya bölgesel farklılıklar nedeniyle sağlık hizmetlerinden eşit ölçüde yararlanamaması.

Acil durumlarda hastaların ödeme gücü olmaması nedeniyle hizmet verilmemesi (hukuka aykırıdır).

b) Bilgilendirme ve Rıza Hakkının İhlali

Hastanın, tedavi seçenekleri ve riskler hakkında yeterince bilgilendirilmemesi.

Cerrahi müdahalelerde aydınlatılmış onam alınmadan işlem yapılması.

Bilgilendirme yapılmadan hasta üzerinde deneysel tedavi uygulanması.

c) Mahremiyetin İhlali

Hastaların özel bilgilerinin yetkisiz kişilerle paylaşılması.

Muayene ve tedavi sırasında mahremiyetin korunmaması.

Medya aracılığıyla hastaların rızaları olmadan görüntülerinin paylaşılması.

d) Tedaviyi Reddetme Hakkının İhlali

Hastanın tedaviyi reddetmesine rağmen zorla müdahale edilmesi.

Acil olmayan durumlarda hastanın iradesine aykırı tedavi uygulanması.

e) Tıbbi Hata ve İhmaller (Malpraktis)

Yanlış teşhis veya tedavi uygulanması.

Cerrahi hatalar (örneğin ameliyat sırasında yabancı cisim unutulması).

Enfeksiyon kontrol önlemlerinin ihmal edilmesi.

f) Saygı ve İnsan Onurunun Zedelenmesi

Hastaya kaba veya küçültücü davranışlarda bulunulması.

Ayrımcılık yapılması (örneğin dil, din, etnik köken, cinsiyet veya engellilik sebebiyle).

4.2. HASTA HAKLARI İHLALLERİNİN SONUÇLARI

Hasta hakları ihlalleri yalnızca bireysel mağduriyet doğurmaz, aynı zamanda sağlık sisteminin güvenilirliğini de zedeler. Şu şekilde sınıflandırılabilecektir.

Hastalar açısından: Fiziksel ve psikolojik zarar, güven kaybı, telafisi güç mağduriyetler.

Sağlık çalışanları açısından: Şikâyet, disiplin cezası, tazminat ve ceza sorumluluğu.

Toplumsal açıdan: Sağlık kurumlarına duyulan güvenin azalması, sağlık hizmetlerinin etkinliğinin düşmesi.

4.3. BAŞVURU MEKANİZMALARI

Hasta hakları ihlal edildiğinde bireylerin başvurabileceği çeşitli yollar vardır. Bu yollar idari başvuru mekanizmaları ve yargısal başvuru yolları olarak ikiye ayrılır.

4.3.1. İDARİ BAŞVURU MEKANİZMALARI

a) Hasta Hakları Birimleri

Türkiye’de her hastanede, Hasta Hakları Yönetmeliği çerçevesinde bir Hasta Hakları Birimi bulunmaktadır.

Şikâyetler yazılı veya sözlü olarak bu birimlere yapılabilir.

Şikâyet kayıt altına alınır ve ilgili sağlık çalışanından bilgi istenir.

Gerekli görüldüğünde dosya, Hasta Hakları Kuruluna gönderilir.

b) Hasta Hakları Kurulları

İllerde ve büyük hastanelerde oluşturulan kurullar, hasta şikâyetlerini değerlendirir.

Kurullar, hasta temsilcileri, hekimler, sağlık çalışanları ve hukukçulardan oluşur.

Şikâyetler genellikle 30 gün içinde sonuçlandırılır.

Kararlar bağlayıcı olmamakla birlikte idari ve hukuki süreçlerde delil niteliği taşır.

c) Alo 184 Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi

Sağlık Bakanlığı, hastaların kolayca şikâyette bulunabilmesi için Alo 184 hattını kurmuştur.

Bu hat üzerinden yapılan başvurular ilgili hastane veya birimlere iletilir.

Şikâyetler elektronik ortamda kayıt altına alınır.

d) Kamu Denetçiliği Kurumu (Ombudsman)

Sağlık hizmetlerinden kaynaklanan hak ihlalleri için Kamu Denetçiliği Kurumu’na başvurulabilir.

Kurum, idarenin eylem ve işlemlerini denetler.

Kararlar tavsiye niteliğinde olsa da uygulamada etkili olmaktadır.

4.3.2. YARGISAL BAŞVURU YOLLARI

İdari başvurular sonucunda tatmin edici bir sonuç alınamaması halinde, yargı yoluna başvurulabilir.

a) Ceza Davaları

Tıbbi müdahale sırasında ihmal veya kast nedeniyle hastaya zarar verilmesi halinde, Türk Ceza Kanunu hükümleri uygulanır.

Kasten yaralama (Madde 86),

Taksirle yaralama (Madde 89),

Görevi kötüye kullanma (Madde 257),

İnsan üzerinde deney (Madde 90).

Hekim veya sağlık çalışanı ceza sorumluluğu altına girebilir.

b) Tazminat Davaları

Hasta haklarının ihlali sonucu maddi veya manevi zarar gören bireyler, Türk Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde tazminat davası açabilir.

Maddi tazminat: Tedavi giderleri, iş gücü kaybı, gelir kaybı.

Manevi tazminat: Ruhsal acı ve elem karşılığı ödenecek tazminat.

c) İdari Davalar

Kamu hastanelerinde meydana gelen hak ihlalleri için idari yargıya başvurulabilir.

İdare Mahkemeleri, hizmet kusuru nedeniyle idarenin sorumluluğuna hükmedebilir.

Bu davalarda “tam yargı davası” açılarak zararların tazmini talep edilir.

4.4. BAŞVURU SÜRECİNİN İŞLEYİŞİ

Hasta hakları ihlali durumunda başvuru süreci genellikle şu adımlardan oluşur:

Şikâyet: Hasta, önce hastanedeki Hasta Hakları Birimi’ne başvurur.

Değerlendirme: Birim veya Kurul, şikâyeti inceler ve ilgili kişilerden savunma alır.

Karar: 30 gün içinde karar verilir ve taraflara bildirilir.

İtiraz: Hasta, karara itiraz edebilir veya doğrudan yargı yoluna gidebilir.

Yargısal Süreç: Tazminat veya ceza davası açılabilir.

4.5. HASTA HAKLARI İHLALLERİNDE DELİL VE İSPAT

Hasta hakları ihlallerinde deliller büyük önem taşır.

Hasta dosyaları ve tıbbi kayıtlar en önemli delillerdir.

Tanık beyanları (hem sağlık personeli hem hasta yakınları).

Uzman raporları: Özellikle malpraktis davalarında bilirkişi raporu belirleyici olur.

Hasta Hakları Kurulu kararları: Yargı sürecinde destekleyici niteliktedir.

5. SAĞLIK ÇALIŞANLARININ HAK VE YÜKÜMLÜLÜKLERİ

Hasta hakları tartışılırken çoğu zaman göz ardı edilen ancak en az hasta hakları kadar önemli olan bir diğer konu, sağlık çalışanlarının hakları ve yükümlülükleridir. Sağlık hizmetleri, yalnızca hastaların korunması gereken bir alan değildir; aynı zamanda bu hizmeti sunan hekimler, hemşireler, teknisyenler ve diğer sağlık personeli de hukuki, etik ve mesleki çerçevede haklara sahiptir. Bu nedenle hasta hakları ile sağlık çalışanı hakları arasında hassas bir denge kurulmalıdır.

5.1. SAĞLIK ÇALIŞANLARININ TEMEL HAKLARI

a) Güvenli Çalışma Ortamı Hakkı

Sağlık çalışanlarının en temel hakkı, güvenli ve sağlıklı bir ortamda çalışmaktır. Özellikle Türkiye’de son yıllarda artan sağlıkta şiddet olayları, bu hakkın önemini ortaya koymuştur. Anayasa’nın 17. maddesi, herkesin yaşam ve vücut bütünlüğünü koruma hakkını güvence altına alır. Devlet, sağlık çalışanlarını şiddetten korumak için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. 2020 yılında çıkarılan düzenlemelerle, sağlıkta şiddete karşı cezalar ağırlaştırılmıştır.

b) Mesleki Bağımsızlık Hakkı

Hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının tıbbi kararlarını bilimsel ve etik ilkelere göre, baskı altında kalmadan vermeleri gerekir. Tıbbi Deontoloji Tüzüğü, hekimin mesleki bağımsızlığını korur. Hastane yönetimlerinin veya üçüncü kişilerin, hekimin kararlarına keyfi şekilde müdahale etmesi hukuka aykırıdır.

c) Eğitim ve Mesleki Gelişim Hakkı

Sağlık çalışanları, mesleki bilgi ve becerilerini geliştirme hakkına sahiptir. Şu şekilde ifade edilebilir:

Sürekli eğitim programlarına katılım,

Kongre ve seminerlere erişim,

Araştırma yapma ve bilimsel yayınlarda yer alma.

d) Dinlenme ve İnsanca Çalışma Koşulları

Yoğun çalışma saatleri, nöbet yükümlülükleri ve personel eksikliği, sağlık çalışanlarının tükenmişlik yaşamasına neden olmaktadır. İş Kanunu hükümleri uyarınca dinlenme hakkı güvence altındadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), aşırı uzun çalışma saatlerini insan hakları ihlali saymıştır.

e) Hukuki Güvence Hakkı

Sağlık çalışanlarının mesleki faaliyetleri nedeniyle açılan davalarda, savunma ve adil yargılanma hakları vardır. Malpraktis davalarında hekimin kusuru, bilimsel standartlara göre değerlendirilmelidir. Kamu hastanelerinde görev yapan personel için idarenin hizmet kusuru da dikkate alınır.

5.2. SAĞLIK ÇALIŞANLARININ YÜKÜMLÜLÜKLERİ

Hakların yanında sağlık çalışanlarının birtakım yükümlülükleri de bulunmaktadır. Bu yükümlülükler, hasta haklarının korunmasının temelini oluşturur.

a) Mesleki Özen ve Dikkat Yükümlülüğü

Hekim ve diğer sağlık çalışanları, mesleklerini özenle icra etmek zorundadır. Yanlış teşhis, tedavide ihmal veya dikkatsizlik, hukuki sorumluluk doğurabilir.

b) Bilgilendirme ve Aydınlatma Yükümlülüğü

Hasta haklarının temel taşlarından biri olan bilgilendirilme hakkı, sağlık çalışanlarının yükümlülüğü ile gerçekleşir. Hastaya teşhis, tedavi yöntemleri, riskler ve alternatifler anlatılmalıdır. Aydınlatma yapılmadan alınan onam geçerli değildir.

c) Mahremiyete Saygı Gösterme Yükümlülüğü

Sağlık çalışanları, hasta bilgilerinin gizliliğini korumakla yükümlüdür. Hasta dosyaları yalnızca yetkili kişilerle paylaşılabilir. Muayene ve tedavi sırasında mahremiyet korunmalıdır.

d) Eşitlik ve Ayrımcılık Yasağı

Hastalar arasında dil, din, ırk, cinsiyet veya sosyal statü nedeniyle ayrım yapılamaz. Bu yükümlülük hem Anayasa’nın eşitlik ilkesi hem de uluslararası sözleşmelerle güvence altındadır.

e) Mesleki Etik Kurallara Uygunluk

Sağlık çalışanları, Tıbbi Deontoloji Tüzüğü ve meslek odalarının etik kuralları çerçevesinde hareket etmelidir.

5.3. HASTA HAKLARI İLE SAĞLIK ÇALIŞANI HAKLARI ARASINDAKİ DENGE

Hasta hakları ile sağlık çalışanlarının hakları zaman zaman çatışabilir. Örneğin; Hastanın tedaviyi reddetme hakkı ile hekimin yaşamı koruma yükümlülüğü çelişebilir. Hastanın şikâyet hakkı ile sağlık çalışanının mesleki itibarı arasında denge kurulmalıdır. Bu denge, objektif mekanizmalarla sağlanmalıdır. Hasta Hakları Kurulları hem hastanın hem de sağlık çalışanının beyanlarını dikkate alır. Yargı kararları, genellikle “hekimden beklenen özen” ölçütünü esas alır. Hukukun amacı, ne sadece hastayı ne de sadece sağlık çalışanını korumaktır; adaletli bir denge tesis etmektir.

5.4. SAĞLIKTA ŞİDDET VE HUKUKİ DÜZENLEMELER

Son yıllarda Türkiye’de en önemli sorunlardan biri sağlıkta şiddettir. Sağlık çalışanlarının hasta veya hasta yakınları tarafından sözlü veya fiziksel saldırıya uğraması, hasta-hasta yakını ile sağlık çalışanı arasındaki güveni zedelemektedir. 2020 yılında yapılan düzenlemelerle sağlık çalışanlarına yönelik şiddet suçları katalog suç kapsamına alınmış, tutuklama sebepleri genişletilmiştir. Ceza Kanunu’nda cezalar artırılmış, failin uzlaşma yoluyla kurtulmasının önüne geçilmiştir. Ancak uygulamada sağlık çalışanlarının hala risk altında olduğu görülmektedir.

Yararlanılan Kaynaklar:

Hakan Hakeri, Tıp ve Sağlık Hukuku El Kitabı 4. Baskı, 2024.

Bu sitede paylaşılan çalışmalar yalnızca bilgilendirme amaçlı olup, Türkiye Barolar Birliği'nin ilgili düzenlemeleri uyarınca reklam, teklif, hukuki öneri veya danışmanlık teşkil etmez.

Popular

Featured

Recent

Toplu İş Sözleşmesinin Yapılması Sürecinde Toplu Görüşmelere Kadar Yaşanan Yasal Prosedür
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
01 Mayıs 2019
YLSY Öğrenim Programı Kapsamında Yurtdışında Lisansüstü Öğrenim Gören Öğrencilerin Karşılaştığı Hukuki Sorunlar
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
03 Mayıs 2019
İş Makinelerinin Mülkiyetinin Tespiti ve Tescili
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
06 Mayıs 2019
Doktorların Kamu Hastanelerinde ve/veya Özel Hastanelerde Çalışma Halleri
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
09 Mayıs 2019
Kamulaştırma Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
11 Mayıs 2019
Trafik Kazaları Sonrasında Karşılaşılan Hukuki Süreç ve Problemler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
14 Mayıs 2019
Aldatan Eşin Sevgilisinin, Aldatılan Eşe Manevi Tazminat Ödemesi Hakkında
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
16 Mayıs 2019
Karşılıksız Çek Şikayetinde Başvuru Hakkı ve Şirket Yetkilisinin Belirtilmesi
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
19 Mayıs 2019
Konkordato Halinde İşçi Alacaklarının Durumu
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
21 Mayıs 2019
Konkordato Nedir?
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
24 Mayıs 2019
Tahkim Nedir?
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
26 Mayıs 2019
Kişiler Hukukuna İlişkin Davalar
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
29 Mayıs 2019
Kredi Kullanımında Hayat Sigortasının Yapılması Durumu, Vefat Eden Kişinin Kredi Borcuna İlişkin Mirasçıların Karşılaştığı Problemler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
01 Haziran 2019
Lex Mercatoria And Arbitration
Av. Fatmira MULAJ
03 Haziran 2019
Maçlarda Görev Alan Polis Memurlarının Harcırah Alacağı
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
06 Haziran 2019
Medeni Hukukun Tanımı ve Kapsamı
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
08 Haziran 2019
Milletlerarası Tahkimde Ayrılabilirlik İlkesi
Av. Fatmira MULAJ
11 Haziran 2019
Miras Hukukunda Ortaklığın Giderilmesi Davası (Paylaşma Davası)
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
14 Haziran 2019
Miras Hukukuna İlişkin Dava ve Talepler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
16 Haziran 2019
Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) Davası
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
19 Haziran 2019