Davalar & Makaleler

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ HAKLARI

22 Temmuz 2025

A. HUKUKİ ÇERÇEVENİN GELİŞİMİ

Bireylerin sağlığının korunması, geliştirilmesi ve hastalıkların tedavi edilmesi, yalnızca bireysel refah açısından değil, aynı zamanda toplumsal kalkınma ve sürdürülebilirlik açısından da vazgeçilmezdir. İşte bu noktada sağlık hizmetlerini sunan sağlık çalışanları, toplum sağlığının korunmasında en kritik görevleri üstlenen kesimdir. Onların emeği, fedakârlığı ve mesleki sorumluluğu, sağlıklı bir toplumun temelini oluşturur. Ancak bu önemli sorumluluklara rağmen sağlık çalışanlarının kendi haklarının uzun süre geri planda kaldığı görülmektedir. Türkiye’de ve dünyada sağlık alanında en çok tartışılan konulardan biri hasta hakları olmuş, hastaların bilgilendirilmesi, onam hakları, mahremiyetin korunması gibi başlıklar kamuoyunda geniş yer bulmuştur. Buna karşın sağlık çalışanlarının hakları çoğu zaman göz ardı edilmiş, ancak özellikle son yıllarda artan sağlıkta şiddet olayları ve ağır çalışma koşulları nedeniyle bu konu gündemin ön sıralarına taşınmıştır.

Sağlık alanında hak kavramının gelişimi incelendiğinde, ilk olarak hasta haklarının öne çıktığı görülür. 1990’lı yıllardan itibaren Türkiye’de de hasta haklarına ilişkin yönetmelikler çıkarılmış, hasta ve sağlık çalışanı arasındaki ilişki daha dengeli bir zemine oturtulmaya çalışılmıştır. Ancak zamanla anlaşılmıştır ki, yalnızca hasta haklarını güvence altına almak yeterli değildir. Eğer sağlık çalışanlarının güvenliği, saygınlığı ve mesleki bağımsızlığı korunmazsa, hastaların haklarının da sağlıklı biçimde korunması mümkün olmayacaktır. Bu nedenle günümüzde hasta hakları ile sağlık çalışanlarının hakları birbirini tamamlayan iki unsur olarak ele alınmaktadır.

Son yıllarda Türkiye’de sağlıkta şiddet vakalarında ciddi bir artış yaşandığı kamuoyuna yansımıştır. Çoğunlukla acil servislerde, yoğun bakım ünitelerinde ve polikliniklerde yaşanan bu olaylar, çalışanların can güvenliğini tehlikeye atmakta ve mesleki motivasyonlarını ciddi biçimde zedelemektedir. Sağlık-Sen ve Türk Tabipleri Birliği gibi meslek örgütlerinin raporlarına göre, sağlıkta şiddet vakaları her yıl binlerle ifade edilmektedir. Hakaret, tehdit, fiziki saldırı ve hatta ölümle sonuçlanan olaylar, çalışanların yalnızca mesleki değil, insani haklarının da güvence altına alınmasını zorunlu hale getirmiştir. Toplumsal açıdan bakıldığında ise bu şiddet olayları, sağlık kurumlarına duyulan güveni azaltmakta ve hizmet kalitesini olumsuz etkilemektedir. Şiddete uğrayan bir hekim ya da hemşire, görevini aynı motivasyonla sürdürememekte; bu da doğrudan hastaların aldığı hizmete yansımaktadır. Dolayısıyla sağlık çalışanlarının haklarının korunması, yalnızca bir meslek grubunun değil, tüm toplumun ortak menfaatidir.

Şiddet olaylarının yanı sıra sağlık çalışanlarının karşılaştığı bir diğer önemli sorun da ağır çalışma koşullarıdır. Uzun mesailer, gece nöbetleri, yoğun iş yükü ve yetersiz personel dağılımı, sağlık çalışanlarının tükenmişlik sendromuna sürüklenmesine neden olmaktadır. Pandemi süreci, bu durumun en görünür örneklerinden birini oluşturmuştur. COVID-19 salgını boyunca sağlık çalışanları, kendi hayatlarını riske atarak toplumun sağlığını korumaya çalışmış; bu sırada çok sayıda çalışan hastalanmış veya yaşamını yitirmiştir.

Tüm bu süreçler, sağlık çalışanlarının yalnızca hasta bakımında değil, kendi haklarının korunmasında da güçlü bir güvenceye ihtiyaç duyduğunu göstermiştir. İşte bu nedenle sağlık çalışanlarının hakları, günümüzde sağlık politikalarının ve hukuk düzenlemelerinin merkezinde yer almaktadır.

Türkiye’de sağlık çalışanlarının haklarını korumaya yönelik hukuki düzenlemeler son yıllarda giderek artmıştır. Türk Ceza Kanunu’nda yapılan değişikliklerle sağlık çalışanına yönelik kasten yaralama, tehdit, hakaret ve görevi engelleme suçları daha ağır cezalarla karşılık bulmuştur. Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yapılan değişikliklerle sağlık çalışanına karşı işlenen bazı suçlar tutuklama nedeni sayılmıştır. Ayrıca 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu ve 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile çalışanlara ücretsiz hukuki yardım sağlanması güvence altına alınmıştır.

Bunların yanı sıra, Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan genelgeler ve kurumsal düzenlemeler de çalışan haklarının korunması için önemli bir zemin oluşturmuştur. Beyaz Kod sistemi, Çalışan Hakları ve Güvenliği Birimleri, riskli alanlarda güvenlik önlemlerinin artırılması gibi uygulamalar, çalışan haklarının korunmasına yönelik adımların başında gelmektedir.

B. SAĞLIK ÇALIŞANLARININ TEMEL HAKLARI

Sağlık çalışanlarının mesleki sorumlulukları yalnızca hasta tedavi etmekle sınırlı değildir; aynı zamanda insan yaşamını koruma, topluma sağlık bilinci kazandırma, acil durumlarda hızlı müdahale etme gibi çok geniş bir alanı kapsar. Bu geniş sorumluluk alanı, sağlık çalışanlarının görevlerini yerine getirirken özel korumalara ihtiyaç duymalarını beraberinde getirir. Çünkü şiddet, ağır çalışma koşulları, saygı eksikliği, hukuki tehditler ve mesleki özerklik ihlalleri gibi sorunlar, çalışanların hem bireysel hem de mesleki haklarını ihlal etmektedir.

Bu bölümde sağlık çalışanlarının temel hakları, beş ana başlık altında incelenecektir: güvenli çalışma ortamı hakkı, saygı görme hakkı, mesleki özerklik hakkı, hukuki korunma hakkı ve hizmetten çekilme hakkı.

1. GÜVENLİ ÇALIŞMA ORTAMI HAKKI

Sağlık çalışanlarının en temel hakkı, can güvenliklerinin tehlikeye atılmadığı bir ortamda çalışabilmektir. Sağlıkta şiddet vakaları, Türkiye’de uzun süredir ciddi bir sorun olarak gündemdedir. Hekimler, hemşireler, acil servis personeli ve diğer sağlık çalışanları, çoğu zaman hasta ve hasta yakınlarının öfkesine maruz kalabilmektedir.

Beyaz Kod Uygulaması: Sağlık Bakanlığı tarafından hayata geçirilen bu sistem, şiddete uğrayan sağlık çalışanlarının hızlı şekilde güvenlik ve hukuki destek almasını sağlar. 1111 (kurum içi) veya 184 numaralı telefon hattı üzerinden yapılan bildirimlerle süreç başlatılır.

Riskli Birimler: Özellikle acil servisler, yoğun bakım üniteleri ve poliklinikler, şiddetin en çok görüldüğü alanlardır. Bu nedenle bu birimlerde güvenlik kameraları, panik butonları ve özel güvenlik personeli gibi önlemler alınmaktadır.

Güvenli bir ortam sağlanmadığında, çalışanların yalnızca fiziksel değil, psikolojik olarak da zarar gördüğü, tükenmişlik sendromuna sürüklendiği bilinmektedir. Dolayısıyla güvenlik hakkı, diğer tüm hakların kullanılabilmesi için bir ön koşuldur.

2. SAYGI GÖRME HAKKI

Sağlık çalışanları, mesleklerini icra ederken toplumun ve hastaların saygısını hak eder. Çünkü onların sunduğu hizmet, yalnızca bireysel değil toplumsal bir fayda üretmektedir. Buna rağmen çalışanlara yönelik hakaret, tehdit, küçümseyici davranışlar sıklıkla yaşanmaktadır.

Etik Boyut: Hasta ve çalışan arasındaki ilişkinin karşılıklı saygıya dayanması gerekir. Hasta hakları kadar, çalışanların da kişilik haklarının korunması önemlidir.

Hukuki Boyut: Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesine göre, sağlık çalışanına hakaret suçtur ve 3 ay–2 yıl hapis cezası öngörülmektedir. Aynı şekilde TCK 106. madde tehdit suçunu düzenlemekte ve cezanın artırımlı uygulanmasını öngörmektedir.

Saygı görme hakkı, yalnızca çalışanların motivasyonunu artırmaz; aynı zamanda hasta–çalışan ilişkisinde güven ortamı yaratır. Bu güven ortamı, tedavi sürecinin başarısını da doğrudan etkiler.

3. MESLEKİ ÖZERKLİK HAKKI

Mesleki özerklik, sağlık çalışanlarının en kritik haklarından biridir. Hekimler ve diğer sağlık personeli, bilimsel bilgi, etik ilkeler ve mesleki deneyimleri doğrultusunda tedavi yöntemlerini belirleme hakkına sahiptir.

Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi m.6: “Tabip, tatbik edeceği tedaviyi tayinde serbesttir.”

Hasta İlişkisi: Hekimin bağımsızlığı, hastanın en uygun tedaviyi alabilmesi açısından gereklidir. Dışarıdan baskılar veya müdahaleler, hem tıbbi etik açısından hem de hukuki sorumluluk açısından sakıncalıdır.

Mesleki özerklik hakkı, aynı zamanda sağlık çalışanlarının mesleki tatminini ve motivasyonunu güçlendirir. Bu hakkın korunmadığı durumlarda çalışanlar, baskı altında hisseder ve mesleklerini gerektiği şekilde icra edemez.

4. HUKUKİ KORUNMA HAKKI

Sağlık çalışanlarının hakları yalnızca etik ilkelerle değil, aynı zamanda yasal düzenlemelerle de korunmaktadır.

Türk Ceza Kanunu:

m.86 - Kasten yaralama

m.106 - Tehdit

m.125 - Hakaret

m.265 - Görevi yaptırmamak için direnme

Bu suçlar, sağlık çalışanına karşı işlendiğinde cezalar artırılmakta ve ertelenmemektedir.

Ceza Muhakemesi Kanunu m.100/3-j: Sağlık çalışanına karşı kasten yaralama, tutuklama nedeni sayılmaktadır.

3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu Ek 12: Sağlık çalışanlarına yönelik suçlarda cezaların artırımlı uygulanacağı düzenlenmiştir.

663 sayılı KHK m.54: Çalışanlara, görev sırasında uğradıkları suçlarda ücretsiz hukuki yardım alma hakkı tanınmıştır.

Bu düzenlemeler, sağlık çalışanlarının yalnız bırakılmamasını ve haklarını yargı önünde daha güçlü şekilde savunabilmesini sağlar.

5. HİZMETTEN ÇEKİLME HAKKI

Sağlık çalışanlarının en çok tartışılan haklarından biri de hizmetten çekilme hakkıdır. Şiddete uğrayan veya tehdit edilen bir sağlık çalışanı, acil haller dışında görevden çekilme hakkına sahiptir.

Şartlar: Bu hak yalnızca şiddet durumlarında kullanılabilir. Acil ve hayati risk taşıyan vakalarda hizmetin sürdürülmesi gerekir.

Uygulama: Çalışan yönetime sözlü veya yazılı bildirimde bulunur. Yönetim, hastanın tedavisinin aksamaması için yeni bir görevli atar.

Önemi: Çalışanın can güvenliği ile hastanın sağlık hakkı dengelenmiş olur.

Hizmetten çekilme hakkı, sağlık çalışanlarının kendi güvenliklerini koruma adına sahip oldukları en önemli yasal araçlardan biridir.

C. HAK ARAMA YOLLARI

Sağlık çalışanlarının mesleklerini güvenle sürdürebilmeleri için yalnızca “hak”ların tanımlanması yeterli değildir. Bu hakların ihlal edilmesi hâlinde devreye girecek hukuki ve idari başvuru yollarının da açıkça belirlenmiş olması gerekir. Aksi hâlde, kâğıt üzerinde tanınmış haklar, uygulamada işlevsiz kalır. Türkiye’de sağlık çalışanlarının hak arama yolları, hem ceza hukuku hem idare hukuku hem de kurumsal mekanizmalar çerçevesinde düzenlenmiştir.

1. CEZA HUKUKU MEKANİZMALARI

1.1. SUÇ DUYURUSU

Sağlık çalışanına yönelik şiddet, tehdit veya hakaret fiilleri çoğu zaman suç niteliği taşır. Bu durumda çalışan, Cumhuriyet Savcılığı’na veya kolluk kuvvetlerine suç duyurusunda bulunabilir. Suç duyurusu, yazılı dilekçe ile veya sözlü beyanla yapılabilir; sözlü beyan tutanağa geçirilir.

1.2. TÜRK CEZA KANUNU KAPSAMINDA KORUMA

TCK m.86 (Kasten Yaralama): Sağlık çalışanına karşı işlenmesi hâlinde ceza artırımlı uygulanır.

TCK m.106 (Tehdit): Çalışanı görevini yapmaktan alıkoymaya yönelik tehditler, ağır yaptırımlara bağlanmıştır.

TCK m.125 (Hakaret): Sağlık çalışanının onurunu zedeleyen söz ve davranışlar suçtur.

TCK m.265 (Görevi Yaptırmamak İçin Direnme): Sağlık hizmetini engelleme, daha ağır ceza ile karşılık bulur.

1.3. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU DÜZENLEMELERİ

CMK m.100/3-j, sağlık çalışanına karşı işlenen kasten yaralama suçunu tutuklama nedeni saymıştır. Bu, faillerin cezasız kalmaması açısından önemli bir güvence sağlamaktadır.

Ayrıca şiddet mağduru sağlık çalışanlarının ifadeleri, işyerinde alınabilmekte; böylece mağdurun ikinci kez travma yaşaması engellenmektedir.

1.4. CEZA DAVASININ SEYRİ

Ceza davası, genellikle Cumhuriyet Savcılığı tarafından resen yürütülür. Sağlık çalışanı mağdur sıfatıyla davaya katılır, delil sunar ve süreci takip eder. Burada önemli olan, olayın belgelenmesi ve delillerin (kamera kaydı, tanık ifadesi, tutanak vb.) sağlanmasıdır.

2. İDARİ BAŞVURULAR

2.1. BEYAZ KOD BİLDİRİMİ

Sağlık çalışanlarının şiddete uğradıkları anda başvurabilecekleri en hızlı yol Beyaz Kod sistemidir. 1111 numarası üzerinden kuruma, 184 üzerinden Sağlık Bakanlığı’na bildirilen olay, hem idari hem de hukuki süreçlerin başlatılmasını sağlar.

Beyaz Kod kapsamında:

Olay kayda alınır,

Hukuki süreç başlatılır,

Çalışana psikolojik ve idari destek sağlanır.

2.2. ÇALIŞAN HAKLARI VE GÜVENLİĞİ BİRİMLERİ

Hastanelerde oluşturulan bu birimler, sağlık çalışanlarının şikâyetlerini kayda geçirir, olayın takibini yapar ve gerekli önlemleri alır. Bu birimler, çalışanların yalnız bırakılmadığı bir destek mekanizmasıdır.

2.3. AİLE HEKİMLİĞİ UYGULAMA YÖNETMELİĞİ

Yönetmeliğin 8. maddesine göre, sağlık çalışanına şiddet uygulayan kişinin kaydı mevcut aile hekiminden silinebilir. Böylece çalışanla şiddet faili arasında doğabilecek yeni çatışmalar önlenmiş olur.

3. HUKUKİ YARDIM (663 SAYILI KHK M.54)

Sağlık çalışanları, görevleri sırasında uğradıkları suçlarda yalnız bırakılmamaktadır. 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 54. maddesi ile çalışanlara, Bakanlık tarafından ücretsiz hukuki yardım sağlanmaktadır. Çalışan talep ettiğinde Bakanlık tarafından avukat görevlendirilir. Bu destek, yalnızca çalışanın yaşadığı sürece değil, vefatı hâlinde mirasçılarına da tanınır. Sağlık çalışanı, hukuki süreçte profesyonel destek alarak haklarını daha etkin biçimde savunabilir. Bu düzenleme, çalışanların bireysel olarak maddi yük altına girmeden haklarını aramalarını kolaylaştırmaktadır.

D. SAĞLIK BAKANLIĞI VE KURUMSAL ÖNLEMLER

Sağlık çalışanlarının haklarının korunması yalnızca bireysel başvurular ve ceza hukuku mekanizmaları ile sınırlı değildir. Devletin ve özellikle Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda proaktif politikalar geliştirmesi, kurumsal önlemler alması ve düzenleyici işlemler yapması büyük önem taşır. Çünkü sağlık çalışanları, görevlerini çoğunlukla kamu kurumlarında yerine getirmekte; bu nedenle işveren pozisyonunda olan devletin, onların güvenliğini sağlama yükümlülüğü bulunmaktadır.

Türkiye’de özellikle son on yılda sağlıkta şiddetin artmasıyla birlikte Sağlık Bakanlığı, çalışanların haklarını korumak için çeşitli genelgeler yayımlamış, “Beyaz Kod” uygulamasını hayata geçirmiş, hastanelerde Çalışan Hakları ve Güvenliği Birimleri oluşturmuş ve psikososyal destek mekanizmaları geliştirmiştir.

Yararlanılan Kaynaklar:

Hakan Hakeri, Tıp ve Sağlık Hukuku El Kitabı 4. Baskı, 2024.

Türk Tabipler Birliği Hekimlik Meslek Etiği Kuralları

Hasta Hakları Yönetmeliği

Hemşirelik Yönetmeliği

Bu sitede paylaşılan çalışmalar yalnızca bilgilendirme amaçlı olup, Türkiye Barolar Birliği'nin ilgili düzenlemeleri uyarınca reklam, teklif, hukuki öneri veya danışmanlık teşkil etmez.

Popüler

Öne Çıkan

Yeni

Toplu İş Sözleşmesinin Yapılması Sürecinde Toplu Görüşmelere Kadar Yaşanan Yasal Prosedür
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
01 Mayıs 2019
YLSY Öğrenim Programı Kapsamında Yurtdışında Lisansüstü Öğrenim Gören Öğrencilerin Karşılaştığı Hukuki Sorunlar
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
03 Mayıs 2019
İş Makinelerinin Mülkiyetinin Tespiti ve Tescili
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
06 Mayıs 2019
Doktorların Kamu Hastanelerinde ve/veya Özel Hastanelerde Çalışma Halleri
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
09 Mayıs 2019
Kamulaştırma Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
11 Mayıs 2019
Trafik Kazaları Sonrasında Karşılaşılan Hukuki Süreç ve Problemler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
14 Mayıs 2019
Aldatan Eşin Sevgilisinin, Aldatılan Eşe Manevi Tazminat Ödemesi Hakkında
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
16 Mayıs 2019
Karşılıksız Çek Şikayetinde Başvuru Hakkı ve Şirket Yetkilisinin Belirtilmesi
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
19 Mayıs 2019
Konkordato Halinde İşçi Alacaklarının Durumu
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
21 Mayıs 2019
Konkordato Nedir?
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
24 Mayıs 2019
Tahkim Nedir?
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
26 Mayıs 2019
Kişiler Hukukuna İlişkin Davalar
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
29 Mayıs 2019
Kredi Kullanımında Hayat Sigortasının Yapılması Durumu, Vefat Eden Kişinin Kredi Borcuna İlişkin Mirasçıların Karşılaştığı Problemler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
01 Haziran 2019
Lex Mercatoria And Arbitration
Av. Fatmira MULAJ
03 Haziran 2019
Maçlarda Görev Alan Polis Memurlarının Harcırah Alacağı
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
06 Haziran 2019
Medeni Hukukun Tanımı ve Kapsamı
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
08 Haziran 2019
Milletlerarası Tahkimde Ayrılabilirlik İlkesi
Av. Fatmira MULAJ
11 Haziran 2019
Miras Hukukunda Ortaklığın Giderilmesi Davası (Paylaşma Davası)
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
14 Haziran 2019
Miras Hukukuna İlişkin Dava ve Talepler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
16 Haziran 2019
Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) Davası
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
19 Haziran 2019