Publications

İNFAZ KURUMLARI

14 Temmuz 2025

Ceza adalet sistemi, toplum düzenini sağlamak ve bireylerin temel haklarını korumak amacıyla kurulmuş bir mekanizmadır. Bu mekanizmanın en önemli unsurlarından biri infaz kurumlarıdır. İnfaz kurumları yalnızca suç işleyen kişilerin özgürlüklerinden yoksun bırakıldığı yerler değil, aynı zamanda onların eğitilerek, rehabilite edilerek ve topluma yeniden kazandırılmalarını amaçlayan merkezlerdir.

İnfaz kurumlarının hukuki temeli hem ulusal hem de uluslararası belgelerden oluşmaktadır. Bu düzenlemeler, infaz kurumlarının işleyişi, hükümlülerin hakları ve yükümlülükleri ile denetim mekanizmalarının çerçevesini belirler. Başlıca dayanaklar şunlardır:

  • 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun
  • Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi Hakkında Tüzük
  • Türkiye Cumhuriyeti Anayasası (madde 17, kişi dokunulmazlığı; madde 19, özgürlük ve güvenlik hakkı)
  • Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (madde 3, işkence yasağı; madde 5, özgürlük ve güvenlik hakkı)
  • Birleşmiş Milletler Mandela Kuralları
  • Avrupa Cezaevi Kuralları (EPR)

Türkiye’de infaz kurumları, 2005 yılında yürürlüğe giren 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile yeniden düzenlenmiştir. Bununla birlikte, uluslararası belgeler ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları da Türkiye’nin infaz kurumları sistemini doğrudan etkilemektedir. Ancak uygulamada kapasite yetersizliği, fiziki koşulların eksiklikleri ve insan hakları ihlalleri, infaz kurumlarının işlevlerini tam olarak yerine getirmesine engel olmaktadır.

Türk hukukunda infaz kurumları farklı kategorilerde düzenlenmiştir

1. Güvenlik ve Yapı Temelli Sınıflandırma

Türk hukukunda infaz kurumlarının sınıflandırılması açısından en temel ölçütlerden biri güvenlik ve kurumların fiziki yapısıdır. Güvenlik ve yapı temelli sınıflandırma, hükümlülerin suç türüne, suçun ağırlığına, bireyin kişisel özelliklerine ve toplum güvenliği açısından doğurduğu risklere göre düzenlenmiştir. Bu sınıflandırma ile hem hükümlülerin haklarının korunması hem de toplum güvenliğinin sağlanması amaçlanmaktadır.

Kapalı ceza infaz kurumları, en katı güvenlik tedbirlerinin uygulandığı yapılardır. Bu kurumlarda hükümlülerin hareket özgürlüğü son derece sınırlıdır, dış dünya ile temasları minimum düzeydedir.

Yüksek güvenlikli kapalı kurumlarda ise özellikle terör suçluları, organize suç örgütü liderleri ve çok ağır suçlardan mahkûm olan kişiler bulunmaktadır. Bu kurumlarda hücre sistemi uygulanır; hükümlüler çoğunlukla tek veya küçük gruplar halinde tutulur. Psikolojik ve sosyal destek programları sınırlı olup, güvenlik kameraları, elektronik kontrol sistemleri ve disiplin uygulamaları yoğun biçimde kullanılmaktadır.

Bunun dışında gözlem ve müşahade merkezleri de güvenlik ve yapı temelli sınıflandırmanın bir parçasıdır. Bu merkezler, yeni gelen hükümlülerin kişilik özelliklerinin, sağlık durumlarının ve sosyal geçmişlerinin analiz edildiği, uygun infaz kurumuna yönlendirme yapılmadan önce gözlem altında tutuldukları yerlerdir. Bu merkezlerde psikolog, sosyal çalışmacı ve sağlık görevlileri birlikte çalışarak hükümlünün en uygun kuruma yerleştirilmesini sağlar.

2. Hedef Grup (Yaş/Cinsiyet) Temelli Sınıflandırma

İnfaz kurumlarının ikinci temel sınıflandırma ölçütü, hükümlülerin demografik ve sosyo-psikolojik özelliklerine göre yapılmaktadır. Yaş, cinsiyet ve özel durumlar dikkate alınarak oluşturulan bu sınıflandırma, hem ulusal mevzuatın hem de uluslararası belgelerin zorunlu kıldığı bir ayrımdır.

Kadın ceza infaz kurumları, kadınların ihtiyaçlarına özel olarak tasarlanmış yapılardır. Bu kurumlarda anneler için çocuklarıyla birlikte kalabilecekleri özel bölümler oluşturulmuştur. Ayrıca kadınlara yönelik psikososyal destek, mesleki eğitim ve istihdam projeleri uygulanmaktadır. Bu uygulamalar, kadının suç işleme sürecinde karşılaştığı sosyo-ekonomik sorunları çözmeye yönelik rehabilitasyon çabalarının bir parçasıdır.

Çocuk kapalı cezaevleri ve eğitimevleri ise, çocukların cezadan çok eğitim ve rehabilitasyon odaklı bir yaklaşımla topluma kazandırılmalarını hedefler. Çocuklara yönelik kurumlarda eğitim programları, spor etkinlikleri, rehberlik ve psikolojik danışmanlık hizmetleri sunulur. Eğitimevlerinde ise çocukların okula devam etmesi, meslek öğrenmesi ve sosyo-kültürel gelişimlerinin desteklenmesi amaçlanır.

Genç (ergen) kapalı kurumları, 18-21 yaş arasındaki genç hükümlüler için oluşturulmuş yapılardır. Bu kurumlarda gençlerin enerjilerini doğru yönlendirmeleri amacıyla spor, sanat ve meslek kursları düzenlenir. Aynı zamanda psikolojik destek de sağlanarak suça yeniden yönelmeleri önlenmeye çalışılır.

Yabancı uyruklu hükümlüler için de özel düzenlemeler yapılmıştır. Konsolosluk bilgilendirmesi, tercüman desteği, kültürel farklılıkların gözetilmesi ve iadeye ilişkin uluslararası prosedürler bu kapsamda önem taşır.

3. Açıklık Seviyesi ve Rejime Göre Sınıflandırma

Türk hukukunda infaz kurumları açıklık seviyelerine göre de sınıflandırılmaktadır. Bu sistemde kurumlar kapalı, yarı-açık ve açık olmak üzere üç kategoride incelenir.

Kapalı ceza infaz kurumları, en sıkı güvenlik önlemlerine sahip yapılardır. Hükümlüler bu kurumlarda sıkı bir denetime tabi tutulur, hareket özgürlükleri ciddi biçimde kısıtlanır ve dış dünyayla bağlantıları asgarî seviyededir. Bu nedenle kapalı kurumlar, özellikle ağır suçlular için kullanılmaktadır.

Yarı-açık ceza infaz kurumları ise geçmişte Türkiye’de uygulanan bir modeldir. Burada hükümlüler belirli ölçülerde dışarıya çıkabilmekte, açık alanlarda çalışabilmekteydi. Ancak uygulamada yarı-açık sistemin giderek terk edildiği, açık kurumların tercih edildiği görülmektedir.

Açık ceza infaz kurumları, infaz sisteminin en esnek kurumlarıdır. Hükümlüler gündüzleri kurum dışında çalışabilmekte, mesleki eğitim alabilmekte veya öğrenimlerine devam edebilmektedir. Akşamları ise kurumlarına geri dönmektedirler. Açık kurumlar, denetimli serbestlik sürecine geçişte en önemli basamağı oluşturur. Bu kurumların amacı, hükümlüyü adım adım topluma yeniden kazandırmaktır.

4. Altyapı ve Kapasiteye Göre Sınıflandırma

Türkiye’de infaz kurumlarının sınıflandırılmasında bir diğer önemli ölçüt, kurumların mimari yapısı ve kapasitesidir. Adalet Bakanlığı tarafından farklı tipler halinde tasarlanan bu kurumlar, hem fiziki yapı hem de kapasite bakımından farklılık göstermektedir.

E-Tipi ceza infaz kurumları, koğuş sistemine dayalı geleneksel yapılardır. Genellikle küçük ve orta ölçekli şehirlerde bulunan bu kurumlar, fiziki koşullarının yetersizliği nedeniyle insan hakları açısından sık sık eleştirilmiştir.

L-Tipi ceza infaz kurumları, daha modern yapılar olup, geniş kapasiteleri ile büyük şehirlerde yoğun olarak kullanılmaktadır. Burada hem koğuş sistemi hem de hücre sistemi bir arada uygulanmaktadır.

M-Tipi ceza infaz kurumları ise orta ölçekli yapılardır. Güvenlik ve rehabilitasyon faaliyetlerinin dengeli şekilde yürütüldüğü kurumlar olarak tasarlanmıştır.

T-Tipi ceza infaz kurumları ve F-Tipi cezaevleri ise yüksek güvenlikli yapılar arasında yer almaktadır. Özellikle örgütlü suçlar, terör suçları ve çok ağır suçlardan hükümlüler burada tutulmaktadır. F Tipi cezaevleri, bireysel hücre sistemiyle öne çıkmakta ve sıkı disiplin kurallarıyla bilinmektedir.

Bu mimari tipler, infaz kurumlarının yalnızca fiziki yapısını değil, hükümlülerin sosyal ilişkilerini, rehabilitasyon olanaklarını ve insan haklarına erişimlerini de doğrudan etkilemektedir. Dolayısıyla altyapı ve kapasiteye göre yapılan sınıflandırma, ceza adalet sisteminin işleyişi açısından büyük önem taşımaktadır.

Yararlanılan Kaynaklar:

Veli Özer Özbek vd., İnfaz Hukuku, 19. Baskı, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2024.

Mehmet BALI, “Türkiye' De Ceza İnfaz Kurumları Ve Tipleri (1923- 2018)”, Yüksek Lisans Tezi, Bursa Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021.

Bu sitede paylaşılan çalışmalar yalnızca bilgilendirme amaçlı olup, Türkiye Barolar Birliği'nin ilgili düzenlemeleri uyarınca reklam, teklif, hukuki öneri veya danışmanlık teşkil etmez.

Popular

Featured

Recent

Toplu İş Sözleşmesinin Yapılması Sürecinde Toplu Görüşmelere Kadar Yaşanan Yasal Prosedür
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
01 Mayıs 2019
YLSY Öğrenim Programı Kapsamında Yurtdışında Lisansüstü Öğrenim Gören Öğrencilerin Karşılaştığı Hukuki Sorunlar
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
03 Mayıs 2019
İş Makinelerinin Mülkiyetinin Tespiti ve Tescili
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
06 Mayıs 2019
Doktorların Kamu Hastanelerinde ve/veya Özel Hastanelerde Çalışma Halleri
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
09 Mayıs 2019
Kamulaştırma Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
11 Mayıs 2019
Trafik Kazaları Sonrasında Karşılaşılan Hukuki Süreç ve Problemler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
14 Mayıs 2019
Aldatan Eşin Sevgilisinin, Aldatılan Eşe Manevi Tazminat Ödemesi Hakkında
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
16 Mayıs 2019
Karşılıksız Çek Şikayetinde Başvuru Hakkı ve Şirket Yetkilisinin Belirtilmesi
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
19 Mayıs 2019
Konkordato Halinde İşçi Alacaklarının Durumu
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
21 Mayıs 2019
Konkordato Nedir?
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
24 Mayıs 2019
Tahkim Nedir?
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
26 Mayıs 2019
Kişiler Hukukuna İlişkin Davalar
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
29 Mayıs 2019
Kredi Kullanımında Hayat Sigortasının Yapılması Durumu, Vefat Eden Kişinin Kredi Borcuna İlişkin Mirasçıların Karşılaştığı Problemler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
01 Haziran 2019
Lex Mercatoria And Arbitration
Av. Fatmira MULAJ
03 Haziran 2019
Maçlarda Görev Alan Polis Memurlarının Harcırah Alacağı
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
06 Haziran 2019
Medeni Hukukun Tanımı ve Kapsamı
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
08 Haziran 2019
Milletlerarası Tahkimde Ayrılabilirlik İlkesi
Av. Fatmira MULAJ
11 Haziran 2019
Miras Hukukunda Ortaklığın Giderilmesi Davası (Paylaşma Davası)
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
14 Haziran 2019
Miras Hukukuna İlişkin Dava ve Talepler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
16 Haziran 2019
Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) Davası
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
19 Haziran 2019