Davalar & Makaleler

DELİL TESPİTİ

19 Eylül 2024

Delil tespiti, ileride açılacak veya açılmış olan bir dava ile ilgili delillerin bazı şartlar altında zamanından önce toplanıp emniyet altına alınmasını sağlamak için kabul edilmiş geçici hukuki koruma sağlayan bir kurumdur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 400’üncü maddesi ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Delil tespiti, değişik iş niteliğindeki davalardandır ve bu davayı güncel hukuki yararı olanlar talep edebilirler. HMK m. 400’e göre; Kanun’da açıkça öngörülen haller dışında, delilin hemen tespit edilmemesi halinde kaybolacağı yahut ileri sürülmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ihtimal dahilinde ise hukuki yarar var sayılır. Delil tespiti davası ivedi ve acil işlerden olduğu için adli tatilde de açılabilmektedir. Şunu da belirtelim ki, delil tespiti davası asıl davadan önce veya asıl dava görülürken, asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilir.

Henüz dava açılmamış olan hallerde delil tespiti, esas hakkındaki davaya bakacak olan mahkemeden veya üzerinde keşif yahut bilirkişi incelemesi yapılacak olan şeyin bulunduğu veya tanık olarak dinlenilecek kişinin oturduğu yer sulh hukuk mahkemesinden istenir. Esas hakkında açılan davada, delil tespiti yapan mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğu ileri sürülemez. Ancak HMK’nun 401’inci maddesi gereği dava açıldıktan sonra yapılan her türlü delil tespiti talebi hakkında sadece davanın görülmekte olduğu mahkemenin yetkili ve görevli olduğunu da göz ardı etmemek gerekir.

Delil tespiti talebi dilekçe ile yapılır. Söz konusu dilekçede; tespiti istenen vakıa, tanıklara veya bilirkişilere sorulması istenen sorular, delillerin kaybolacağı veya gösterilmesinde zorlukla karşılaşılacağı kuşkusunu uyandıran sebepler ile aleyhine delil tespiti istenen kişinin adı ve soyadı ile adresi yer alır. Fiili imkansızlık nedeniyle aleyhine tespit yapılacak olan kişinin ismine dilekçede yer verilmemiş olması bir eksiklik değildir. Dilekçe bu surette de işleme konulabilir.

Tespit talebi mahkemece haklı bulunursa karar, HMK 402’nci maddesi gereği dilekçeyle birlikte karşı tarafa tebliğ edilir. Kararda ayrıca, delil tespitinin nasıl ve ne zaman yapılacağı, tespitin icrası esnasında karşı tarafın da hazır bulunabileceği, varsa itiraz ve ilave soruların bir hafta içinde bildirilmesi gerektiği belirtilir. Talep sahibinin haklarının korunması bakımından zorunluluk bulunan hallerde, karşı tarafa tebliğde bulunulmaksızın da delil tespiti yapılabilmektedir. Tespitin yapılmasından sonra, tespit dilekçesi, tespit kararı ve tespit tutanağı ile varsa bilirkişi raporunun bir örneği mahkemece diğer tarafa tebliğ olunur. HMK 403’üncü maddesine istinaden karşı taraf da tebliğden itibaren bir hafta içinde delil tespiti kararına itiraz edebilmektedir.

Delil tespitinde bilirkişi raporunda belirtilen zarar miktarı davacı lehine kazanılmış hak kazandırmaz. Zira bilirkişi raporu kural olarak hakimi bağlamamaktadır. Yokluğunda tespit yapılan tarafın iki hafta içinde bilirkişi raporlarına itiraz hakkı vardır (HMK m.281). Bu süre geçirilirse bilirkişi raporu taraflar açısından kesinleşir. Ancak hakim açısından bilirkişi raporlarının kesin bir bağlayıcılığı yoktur. Bu durum burada da geçerlidir. Delil tespitine ilişkin dosya, asıl dava dosyasının bir eki durumundadır ve HMK m.405/1 gereği onunla birleştirilir. Delil tespitine dair mahkemenin vereceği karar kesin hüküm niteliğinde değildir. Delil tespiti talebinin reddi halinde, yeniden talepte bulunulabileceği gibi, yapılan tespit de kesin karar niteliğinde olmayacaktır. Delil tespiti kararına karşı doğrudan istinafa başvurulamaz. Ancak esas dava ile birlikte bu konu da istinafa taşınabilir.

Delil tespiti konusuna ilişkin Yargıtay kararları şu şekilde örneklendirilebilir:

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/13665 E. 2013/1671 K. Sayılı Kararı:

“Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacıya ait 73 parsel sayılı taşınmaza tespit dosyası ile belirlenen alana davalılar tarafından yapılan elatmanın önlenmesine, dava konusu 95 parsel sayılı taşınmazın ise davacıya ait olmadığı, davacının dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.

Hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının davadan önce Sarıkaya Asliye Hukuku Mahkemesinin 2011/24 sayılı değişik iş dosyası ile müdahalenin tespitinin yapılmasını talep ettiği ve tespit sonrası alınan 02.08.2011 tarihli bilirkişi rapor ve eki krokisinin taraflara tebliğ edilmediği görülmektedir. Delil tespitinin karşı tarafın yokluğunda yapılmış olması halinde, mahkemece delil tespit tutanağının ve varsa bilirkişi raporunun, davalının huzurunda yapılmış olsa dahi alınan bilirkişi raporunun bir suretinin derhal karşı tarafa tebliğ edilmesi zorunludur. (6100 sayılı HMK'nın 402, 403 m.) Bu aynı zamanda hukuki dinlenme hakkının bir gereğidir. (HMK'nin 27. Bu durumda anılan tespitin taraflar yönünden delil olarak değerlendirilmesi usul açısından mümkün değildir.

O halde; Mahkemece yapılacak iş; yerinde keşif yapılarak, kadastral yöntemlere uygun biçimde tapu fen memuru ya da harita mühendisi sıfatına haiz uzman bilirkişiler aracılığı ile ölçüm yaptırması, delillerin birlikte değerlendirilerek sonucu göre bir karar verilmesinden ibarettir.

Hal böyle olunca; yukarıda değinildiği üzere uygulama yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken davalıyı bağlamayan bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

Davalıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,”

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/19135 E. 2017/4819 K. Sayılı Kararı:

“Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Davacı, ayçiçek ektiği taşınmaza, hasattan evvel 07.10.2014 tarihinde davalı tarafından otlatmak için sokulan küçükbaş hayvanların verdiği zararın 2014/40 D.iş sayılı dosyasında 11.250 TL olarak tespit edildiğini, tespit gideri ile birlikte zararın 11.986,20 TL'ye ulaştığını, davalının Yunak Cumhuriyet Başsavcılığında yürütülen soruşturma dosyasında verdiği ifadede zararı karşılayacağını kabul etmesine karşın ifadan kaçındığını ileri sürerek, 11.986,20 TL'nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı, her ne kadar savcılık ifadesinde zararı karşılamayı kabul edeceğine dair beyanda bulunmuş ise de , eldeki davada istenen zarar miktarı fazla olduğundan zarar miktarına itiraz ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, davanın kabulü ile 11.986,20 TL'nin haksız fiil tarihi olan 07.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1- Somut olayda, davacı davadan evvel davalının yokluğunda Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığıyla tespit yaptırmış, ancak dava dosyasında yeniden keşif yapılarak bilirkişi raporu alınmamıştır.

6100 sayılı HMK.nun 400-406.maddeleri (1086 sayılı HUMK.nun 368-374.maddeleri) gereğince, delil tespitinde, "Taraflardan her biri, görülmekte olan bir davada henüz inceleme sırası gelmemiş yahut ileride açacağı davada ileri süreceği bir vakıanın tespiti amacıyla keşif yapılması, bilirkişi incelemesi yaptırılması ya da tanık ifadelerinin alınması gibi işlemlerin yapılmasını talep edebilir." Delil tespitinin konusunu maddi vakıalar oluşturur ve bilirkişi raporunda belirtilen görüş taraflar lehine kazanılmış hak doğurmaz. Yani delil tespiti kesin delil niteliğinde değildir.

Delil tespiti isteyenin haklarını korumak için zorunluluk varsa veya acele hallerde mahkemece karşı tarafa tebligat yapılmadan delil tespiti yapılabilir, ancak bu durumda mahkemece delil tespiti tutanağının ve bilirkişi raporunun bir sureti derhal karşı tarafa tebliğ edilmelidir.

Dava öncesinde yaptırılan tespit dosyasında delil tespit tutanağı ve bilirkişi raporu davalıya tebliğ edilmemiştir. Davalı tarafa tebliğ edilmeyen delil tespiti dosyasındaki bilirkişi raporu esas alınarak hüküm verilemez.

Hal böyle olunca, mahkemece; davacının uğradığı zararın kapsamı ve miktarının tespiti bakımından konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmasının sağlanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile davalının yokluğunda yapılan ve tebliğ edilmeyen tespit dosyasında alınan bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir.

2- Bozma nedenlerine göre davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA,”

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/12745 E. 2016/5792 K. Sayılı Kararı:

“Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Davacı, dava dilekçesinde; davalıya ait hayvanların, ili, ... İlçesi, ... köyünde bulunan bahçesine girerek dikili olan 3 adet kiraz, 8 adet badem, 2 adet armut ve 30 adet ceviz ağacının tamamına zarar verdiğini, ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2013/8 D.iş sayılı tespit dosyasında zararın 2.256TL olarak belirlendiği, tespit masrafı olan 571TL de dahil edilerek toplam 2.827 TL'nin olay tarihinden yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı, cevabında; hayvanların 4 kişinin ortak malı olduğunu, kendi sürüsünün olay tarihinde yayılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece; davacının ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2013/8 D.iş sayılı dosyası ile zararının 2.256,00 TL olarak tespit edildiği, ilgili dosyada davacının masrafının 456,70 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 2.802,70TL'nin 2.256,00 TL'sine olay tarihinden (10.08.2013) itibaren işleyecek yasal faiziyle bakiye kalan kısmına dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak, delil tespiti giderleri, yargılama giderlerine dahil olup, yargılama giderleri kapsamında değerlendirilip, hüküm altına alınması gerekirken, mahkemece, tespit masraflarının asıl alacağa dahil edilip, bu giderlere de faiz yürütülmesi doğru değil ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının 1 nolu bendinde yer alan"... 2.802,70 TL'nin 2.256,00 TL'sine olay tarihinden (10.08.2013) itibaren

işleyecek yasal faiziyle bakiye kalan kısma dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine," sözlerinin hüküm fıkrasından çıkatılarak, yerine "...2.256,00 TL' nin olay tarihinden (10.08.2013) itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine," sözlerinin yazılarak, hüküm fıkrasının 3. nolu bendinde yer alan " Yargılama aşamasında davacı tarafından yapılan ,24.30 TL başvurma harçı ve 48.30 TL peşin harç , 7 adet davetiye gideri 59 TL, 0,60 TL dosya parası olmak üzere toplam 132.20 TL'nin kabul ve red oranı dikkate alınarak 106.40 TL 'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine," cümlesinin çıkarılarak yerine " Yargılama aşamasında davacı tarafından yapılan ,24.30 TL başvurma harçı ve 48.30 TL peşin harç , 7 adet davetiye gideri 59 TL, 0,60 TL dosya parası ve 456,70 TL tespit gideri olmak üzere toplam 588,90TL'nin kabul ve red oranı dikkate alınarak 562,19 TL 'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine," ifadesinin yazılarak hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA,”

Yararlanılan Kaynaklar: Filiz Berberoğlu Yenipınar: Delil Tespiti ve Diğer Geçici Hukuki Korumalar, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2020.
Bu sitede paylaşılan çalışmalar yalnızca bilgilendirme amaçlı olup, Türkiye Barolar Birliği'nin ilgili düzenlemeleri uyarınca reklam, teklif, hukuki öneri veya danışmanlık teşkil etmez.

Popüler

Öne Çıkan

Yeni

Toplu İş Sözleşmesinin Yapılması Sürecinde Toplu Görüşmelere Kadar Yaşanan Yasal Prosedür
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
01 Mayıs 2019
YLSY Öğrenim Programı Kapsamında Yurtdışında Lisansüstü Öğrenim Gören Öğrencilerin Karşılaştığı Hukuki Sorunlar
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
03 Mayıs 2019
İş Makinelerinin Mülkiyetinin Tespiti ve Tescili
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
06 Mayıs 2019
Doktorların Kamu Hastanelerinde ve/veya Özel Hastanelerde Çalışma Halleri
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
09 Mayıs 2019
Kamulaştırma Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
11 Mayıs 2019
Trafik Kazaları Sonrasında Karşılaşılan Hukuki Süreç ve Problemler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
14 Mayıs 2019
Aldatan Eşin Sevgilisinin, Aldatılan Eşe Manevi Tazminat Ödemesi Hakkında
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
16 Mayıs 2019
Karşılıksız Çek Şikayetinde Başvuru Hakkı ve Şirket Yetkilisinin Belirtilmesi
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
19 Mayıs 2019
Konkordato Halinde İşçi Alacaklarının Durumu
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
21 Mayıs 2019
Konkordato Nedir?
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
24 Mayıs 2019
Tahkim Nedir?
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
26 Mayıs 2019
Kişiler Hukukuna İlişkin Davalar
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
29 Mayıs 2019
Kredi Kullanımında Hayat Sigortasının Yapılması Durumu, Vefat Eden Kişinin Kredi Borcuna İlişkin Mirasçıların Karşılaştığı Problemler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
01 Haziran 2019
Lex Mercatoria And Arbitration
Av. Fatmira MULAJ
03 Haziran 2019
Maçlarda Görev Alan Polis Memurlarının Harcırah Alacağı
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
06 Haziran 2019
Medeni Hukukun Tanımı ve Kapsamı
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
08 Haziran 2019
Milletlerarası Tahkimde Ayrılabilirlik İlkesi
Av. Fatmira MULAJ
11 Haziran 2019
Miras Hukukunda Ortaklığın Giderilmesi Davası (Paylaşma Davası)
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
14 Haziran 2019
Miras Hukukuna İlişkin Dava ve Talepler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
16 Haziran 2019
Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) Davası
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
19 Haziran 2019