TACİR OLMANIN HÜKÜM VE SONUÇLARI
23 Şubat 2020
Türk Ticaret Kanunu'nda yapılan düzenleme, esas itibariyle ticari işletme üzerine oturtulmuştur. Ancak Kanunun sistemi içinde tacir kavramının da büyük önemi bulunmaktadır. Her şeyden önce TTK 19’uncu maddenin birinci fıkrasındaki ticari iş karinesi hükme bağlanırken, tacirin yaptığı işler esas alınmıştır. Diğer yandan Kanunun bazı hükümlerinin uygulanabilmesi için de, ilgili kişi ya da kişilerin tacir sıfatına sahip olmaları koşulu aranmıştır.
Büyük işletme niteliğinde olan ticari işletmeleri işleten tacirlerin tercih ve davranışlarının, ülke ekonomisi üzerinde önemli etkilerinin olacağı açıktır. Bu husus, her sistemde olduğu gibi Türk Ticaret Kanunu'nda da, tacirlerin faaliyetlerinin özel birtakım düzenlemelere bağlanmasını gerektirmiştir.
Tacir olmanın "nimetine göre külfeti de mevcuttur." Bu düşünceyle, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 18 ila 23’üncü maddeleri arasında tacir sıfatına bağlanan ve yerine göre "nimet" (hak) yerine göre "külfet" niteliği arz eden hukuki sonuçlar, toplu şekilde düzenlenmiştir:
- İflasa Tabi Olma
- Ticaret Siciline Kaydolma
- Odalara Kaydolma
- Ticaret Unvanı Seçme ve Kullanma
- Ticari İş Karinesine Tabi Olma
- Ticari Örf ve Adete Tabi Olma
- Ticari Defter Tutma
- Basiretli İş Adamı Gibi Davranma
- Ücret ve Faiz İsteme
- Fatura Verme
- Ücret ve Cezanın İndirilmesini İsteyememe
- Fatura ve Teyit Mektubuna Sekiz Gün İçinde İtiraz Etme
- İhbar ve İhtarları Belli Şekilde Yapma
- Hapis Hakkını Kullanmada Kolaylıktan Yararlanma
- Satış ve Mal Değişimlerinde Özel Hükümlere Tabi Olma
Kaynak: Sabiha Arkan, Ticari İşletme Hukuku