FİKİR VE SANAT ESERLERİNİN İHLALİ SEBEBİYLE AÇILABİLECEK HUKUK DAVALARI
03 Şubat 2020
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda eser, sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri olarak sayılmıştır. Söz konusu haklar, uygulamada birçok ihlal eylemine konu olmaktadır. Bu hakların ihlali durumunda, hak sahiplerinin başvurabileceği çeşitli düzenlemeler mevcuttur. Bunlar;
Eser Sahibini Tespit Davası
Eserin, kimin tarafından vücuda getirildiği ihtilaflıysa veya herhangi bir kimse eserin sahibi olduğunu iddia ediyorsa hakiki sahibi, hakkının tespitini mahkemeden isteyebilir. Eser sahibini tespit davası, eseri meydana getirdiği iddia edilen kişi ölmüşse, vasiyeti tenfiz memuru, bu tayin edilmemişse sırasıyla sağ kalan eş ile çocukları ve mansup mirasçıları, ana/babası, kardeşleri tarafından ikame edilebilir. Bu kişiler, eser sahibine tanınan söz konusu hakları eser sahibinin ölümünden itibaren yetmiş yıl kendi namlarına kullanabilirler. Bunun yanında, bunların davayı açmaması durumunda, eser sahibinden veya haleflerinden mali bir hak iktisap eden kimse meşru bir menfaati bulunduğunu ispat şartıyla söz konusu davayı açabilir.
Tecavüzün Tespiti Davası
Eser sahibi ve yukarıda sayılan kişiler, telif hakkına tecavüz edilmesi durumunda, tecavüzün tespiti davası da açabilirler. Tecavüzün tespiti davasında, davalının kusurlu olması gerekmez. Bu sebeple, söz konusu dava için tecavüzün varlığı yeterlidir.
Tecavüzün Önlenmesi ve Kaldırılması Davası
Telif hakkına tecavüz sebebiyle kişilerin maddi veya manevi hakları ihlal edilir. Bunun üzerine hak sahipleri, henüz başlamamış fakat başlama tehlikesi bulunan veya başlamış tecavüzün devamını önleyebilir veya tecavüzün sonuçlarını ortadan kaldırmasını talep edebilir. Tecavüz sona ermesine rağmen etkileri devam ediyorsa da tecavüzün önlenmesi ve kaldırılması davası ikame edilebilir.
Tecavüzün önlenmesi ve kaldırılması davaları, ihlal eden kişiye açılabileceği gibi tecavüz, hizmetlerini ifa ettikleri sırada bir işletmenin temsilcisi veya çalışanları tarafından yapılmışsa işletme sahibi aleyhine de açılabilir. Tecavüzün önlenmesi ve kaldırılması davasında bu kişilerin kusurlu olmaları aranmaz.
Tecavüzün önlenmesi ve kaldırılması davasında mahkeme, eser sahibinin maddi ve manevi haklarını, tecavüzün kapsamını, kusurun varlığını, varsa ağırlığını ve tecavüzün kaldırılması halinde tecavüz edenin uğraması muhtemel zararlarını takdir ederek halin icabına göre tecavüzün kaldırılması için lüzumlu göreceği tedbirlerin uygulanmasına karar verir.
Tazminat Davası
Telif hakkına tecavüz sebebiyle maddi ve manevi hakların ihlali durumunda, ihlal edene karşı tazminat davası açılabilir. Manevi hakları ihlal edilen kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat ödenmesi için dava açabilir. Mahkeme, bu para yerine veya bunlara ek olarak başka bir manevi tazminat şekline de hükmedebilir. Maddi hakları ihlal edilen kişi ise tecavüz edenin kusuru varsa haksız fiil hükümleri kapsamında tazminat talep edebilir. Ayrıca hak sahibi, maddi ve manevi tazminattan başka temin edilen karın kendisine verilmesini de isteyebilir.
Tazminat davasını, eser sahibi ve mirasçıları açabileceği gibi, mali hak sahibi ve tam lisans sahibi de açabilir. Dava, tecavüz edene karşı açılır. Tazminat davası, tecavüz, hizmetlerini gerçekleştirdikleri sırada bir işletmenin temsilcisi veya çalışanları tarafından gerçekleştirilmişse, işletme sahibi hakkında da açılabilir.