MANEVİ TAZMİNAT DAVASI AÇILABİLECEK HALLER, TÜRK KANUNLARINDA YER ALAN DÜZENLEMELER
14 Ocak 2020
I. Manevi Tazminat Davası Açılabilecek Haller ve Kanuni Düzenlemeler
Manevi tazminat, haksız fiil neticesinde zarar görenin kişilik değerlerinde oluşan eksilmenin giderilmesidir.
Türk Borçlar Kanunu’nun sistematiği göz önüne alındığında, manevi tazminatın yalnızca haksız fiil sorumluluğunda geçerli olacağı düşünülse de, mezkûr Kanunun 114. maddesinin 2. fıkrasında yapılan atıf gereği, manevi tazminat hükümleri sözleşmeye aykırılık halinde de kıyasen uygulanır (TBK m. 114/2).
Kişilik hakları Anayasada ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde koruma altına alınmış ve bu doğrultuda Türk Borçlar Kanunu’nda koruyucu düzenlemelere yer verilmiştir. Bunun yanında Türk Medeni Kanunu’nda da manevi tazminat davası açılabilecek haller belirtilmiştir. Bu düzenlemelerden TBK m. 58 hükmü genel bir düzenleme iken, TBK m. 56, TMK. 24, 26, 121, 158/2, 174/2 hükümleri özel düzenleme olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca Fikri ve Sanat Eserleri Kanunu m.70 hükmünde olduğunda gibi farklı kanunlarda manevi tazminat davasının açılabileceği halleri de görmek mümkündür.
- TBK m. 56’da, kişinin yaşama hakkının ya da vücut bütünlüğünün ihlalinden kaynaklı manevi tazminat davası, (uygulama alanı çok geniş, örneğin trafik kazası, iş kazası, hatalı doktor/hekim uygulamaları neticesinde )
- TBK. m.58’de, şeref, haysiyet, özel hayat, aile hayatının gizliliği gibi bir kişilik hakkı ihlalinden kaynaklı manevi tazminat davası, - genel nitelikte-
- TMK. m.24-25’te kişilik hakkına hukuka aykırı saldırıdan kaynaklı manevi tazminat davası, -genel nitelikte-
- TMK. m.26’de, adın haksız kullanılmasından kaynaklı (adın korunması kapsamında) manevi tazminat davası,
- TMK. m.121’de, nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer tarafa karşı açabileceği manevî tazminat davası,
- TMK. m.158/2’de, evlenmenin butlanından kaynaklı manevi tazminat davası,
- TMK. M.174’de, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan eşin açabileceği manevi tazminat davası,
şeklinde açılabilecek davaları sıralayabiliriz.
Kişilik haklarının ihlalinde maddi ve manevi zarar birlikte doğabileceği gibi, yalnızca manevi zarar da doğabilir. Bir kimseye hakaret edilmesi durumunda çoğu zaman yalnızca manevi zarar doğacaktır. Bu durumda yalnızca manevi tazminat talebinde bulunulabilir. Manevi tazminat talebi, maddi tazminat talebinden bağımsız bir taleptir.
II. Manevi Tazminat Davasının Şartları
Çalışmanın kapsamı açısından bu kısımda yalnızca TBK’da belirtilen manevi tazminat davasının şartları incelenecektir. TBK’nun 56. ve 58. maddelerinde ayrı ayrı manevi tazminat halleri düzenlenmiştir. TBK m. 56’da maddi kişisel değerlerinin, TBK m. 58’de ise diğer kişilik değerlerinin ihlalinden doğan manevi tazminat davaları hükme bağlanmıştır.
1. TBK m. 56’ya göre dava şartları
TBK m. 56’da, kişinin yaşama hakkının ya da vücut bütünlüğünün ihlalinden kaynaklı manevi tazminat davası düzenlenmiştir. TBK m. 56’nın uygulanabilmesi için şartlar şunlardır:
- a-) Bir kişi öldürülmeli veya bedenen bütünlüğü ihlal edilmelidir.
- b-) Manevi bir zarar meydana gelmelidir.
- c-) Yaşama hakkını ya da vücut bütünlüğünü ihlal eden fiil ile manevi zarar arasında uygun bir illiyet bağı bulunmalıdır.
- d-) Hak ihlaline neden olan fiil hukuka aykırı olmalıdır.
- e-) Kusur sorumluluğunun olduğu hallerde failin kusurlu olması gerekirken, kusursuz sorumluluk hallerinde failin kusurlu olması aranmamaktadır.
2. TBK m. 58’e göre dava şartları
TBK m. 58 hükmü diğer manevi tazminat hallerine nazaran daha genel bir hüküm olup, özel bir hükümle korunma altına alınmamış durumlarda uygulanır. Bu davanın şartları şunlardır:
- a-) Şeref, haysiyet, özel hayat, aile hayatının gizliliği gibi bir kişilik hakkı ihlal edilmiş olmalıdır.
- b-) İhlal neticesinde manevi bir zarar doğmalıdır.
- c-) Kişilik hakkının ihlaline neden olan fiil hukuka aykırı olmalıdır.
- d-) Zarar ile fiil arasında uygun illiyet bağı bulunmalıdır.
- e-) Kusur sorumluluğunun olduğu hallerde failin kusurlu olması gerekirken, kusursuz sorumluluk hallerinde failin kusurlu olması aranmamaktadır.
III. Manevi Tazminatın Hesaplanması
İşin doğası gereği, kişilik değerlerindeki eksilmenin para ile ölçülmesi mümkün değildir. Bu sebeple manevi tazminat miktarı belirlenirken hâkime geniş bir takdir yetkisi verilmiştir. Hâkimin bu takdir yetkisini nasıl kullanacağını taraflarca tespit edilmesi beklenemez. Kaldı ki, taraflar bunu hesap etmek zorunda da değildir. Zira kanun koyucu manevi tazminatın hesap edilmesinde hâkime çok geniş bir takdir imkânı tanımıştır.