HAYVAN REHNİ NEDİR? TÜRK MEDENİ KANUNU’DA DÜZENLENME AMACI NEDİR? HAYVAN REHNİNİN HUKUKİ NİTELİĞİ NEDİR? HANGİ NİTELİKTE HAYVANLAR REHNE KONU OLABİLİRLER?
13 Ekim 2019
Tarih boyunca insanlar ve hayvanlar arası etkileşim oldukça sıkı bir şekilde devam etmiştir. Sürekli olarak hayvanlara ihtiyaç duyan insan, dünyasında hayvana da yer vermek zorundadır. İşte bu noktada hayvanın hukuki niteliğinin ne olması gerektiği sorunu ortaya çıkmaktadır.
Bunun yanında tarım ve hayvancılık alanında faaliyet gösteren işletmelerin ve kişilerin zaman zaman nakdi kredi ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Zira bu durum işin niteliği gereği sezon beklendiğinden dolayı oldukça sık rastlanan bir durumdur. O halde işletmeler yahut kişiler elindeki hayvanları başkasına devretmeden, onları krediye teminat olarak gösterip hem likidite sorununu çözecek hem de faaliyetlerine devam edecektir.
Türk Medeni Kanunu’nda ve detaylı olarak Hayvan Rehni Tüzüğünde düzenlenmiş olan hayvan rehni müessesesi ile bu durumun sağlanması mümkündür.
Hayvan kavramının hukuki nitelendirmesi, hayvanların insan hayatı üzerinde çeşitli yerlerde bulunmasının sonucu olarak oldukça tartışmalıdır. Ancak mevzuatımız gereğince hayvanlar taşınır eşya olarak kabul edilse de bu durumun ilerleyen zamanlarda değişeceği düşünülebilir.
Hayvan rehninin amacı, elinde hayvanları bulunan bir kişinin alacağı krediye teminat olarak hayvanları üzerinde rehin tesis etmesi ve bu süre boyunca hayvanlardan ve semerelerinden faydalanmaya devam etmesidir. Bu durumda hem borç alan ekonomik faaliyetine devam edecek hem de kredi veren hayvanlara bakma külfetinden kurtulacaktır. İşte bu sebeple taşınır eşya olan hayvanların rehni bakımından teslim şartı aranmamaktadır.
Ayrıca hangi hayvanların rehnedilebileceği noktasında kanuni bir açıklık bulunmamaktadır. Ancak amaçsal yorumla bu durum aşılabilecektir. Üzerinden ticari ve ekonomik faaliyet yürütülen hayvanların, Türk Medeni Kanunun 940. maddesinde yer alan hayvan rehnine konu olabileceği düşünülmektedir.
Tüzükteki rehin süresi bitmeden başka bir rehin tesis edilememesi hükmünün yorumlanması noktasında farklı görüşler vardır. Ancak bu hükmün aynı sıradaki rehinler bakımından uygulanabileceği farklı sıradaki rehinler bakımından sakınca doğurmadığını belirtmek de mümkündür.