FOTOĞRAF SAHİPLİĞİNİN TESPİTİ
20 Ekim 2024
Fotoğraf sahibi fotoğrafa ilişkin hakları kullanacak olan kişi olup, bu noktada önemli konuların başında fotoğraf sahipliğinin tespiti gelmektedir.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun “Eser Sahibi” başlıklı 2’nci bölümünde yer alan 8, 9 ve 10’uncu maddelerinde yer alan hükümler çerçevesinde kural olarak deklanşöre basan kişinin fotoğraf sahibi olarak kabul edileceğini ifade etmek gerekir. Fotoğrafın oluşturulmasında bütün katkıları toplayıp fotoğrafı ortaya koyan kişi, deklanşöre basan kişidir.
- Kanun’un 8’inci maddesi “Bir eserin sahibi, onu meydana getirendir. Bir işlenmenin ve derlemenin sahibi, asıl eser sahibinin hakları mahfuz kalmak şartıyla onu işleyendir.” hükmü,
- Kanun’un 9’uncu maddesi “Birden fazla kimselerin birlikte vücuda getirdikleri eserin kısımlara ayrılması mümkünse, bunlardan her biri vücuda getirdiği kısmın sahibi sayılır. Aksi kararlaştırılmış olmadıkça, eseri birlikte vücuda getirenlerden her biri bütün eserin değiştirilmesi veya yayımlanması için diğerlerinin iştirakini isteyebilir. Diğer taraf muhik bir sebep olmaksızın iştirak etmezse, mahkemece müsaade verilebilir. Aynı hüküm mali hakların kullanılmasında da uygulanır.” hükmü,
- Kanun’un 10’uncu maddesinin 3’üncü fıkrası “Bir eserin vücuda getirilmesinde yapılan teknik hizmetler veya teferruata ait yardımlar, iştirake esas teşkil etmez” hükmü,
- Kanun’un 10’uncu maddesinin 4’üncü fıkrası “Birden fazla kimsenin iştiraki ile vücuda getirilen eser, ayrılmaz bir bütün teşkil ediyorsa bir sözleşmede veya hizmet şartlarında veya eser meydana getirildiğinde yürürlükte olan herhangi bir yasada aksi öngörülmediği takdirde birlikte eser üzerindeki haklar eser sahiplerini bir araya getiren gerçek veya tüzel kişi tarafından kullanılır. Sinema eseri ile ilgili haklar saklıdır.” hükmü,
kapsamında fotoğraf sahipliğinin çerçevesi çizilmeye çalışılmıştır.
5846 sayılı Kanun’daki düzenlemeden hareketle fotoğrafçının ancak gerçek kişi olabileceğini ifade etmek gerekir. Ancak örneğin bir şirket çalışanı olarak kişi fotoğraf çekmişse fotoğrafa ilişkin mali hakların şirket tarafından kullanılabileceğini de unutmamak gerekir. Fotoğraf, doğrudan çekilmemiş ve bir fotoğrafı işlemek suretiyle oluşturulmuşsa, işlemeyi yapan fotoğrafın sahibidir. Fotografik derlemelerde ise derlemeyi meydana getiren kişi derleme sahibi sayılmaktadır. Şayet fotoğrafın sahibi tespit edilemiyorsa ve fotoğraf birden fazla fotoğrafçının katkısıyla ortaya çıkmışsa, bu durumda fotoğrafın sahibi birden çok kişi de sayılabilir.
Fotoğraf sahibinin tespitinde, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 11’inci maddesindeki düzenleme kapsamında karinelere de müracaat etmek mümkündür. Söz konusu düzenlemede, “Yayımlanmış eser nüshalarında veya bir güzel sanat eserinin aslında, o eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine tanınmış müstear adını kullanan kimse, aksi sabit oluncaya kadar o eserin sahibi sayılır. Umumi yerlerde veya radyo-televizyon aracılığıyla verilen konferans ve temsillerde, mutat şekilde eser sahibi olarak tanıtılan kimse o eserin sahibi sayılır. Meğer ki birinci fıkradaki karine yoluyla diğer bir kimse eser sahibi sayılsın” hükmüne yer verilmiştir. Konuya ilişkin Kanun’daki bir diğer düzenleme de “Yayımlanmış olan bir eserin sahibi 11’inci maddeye göre belli olmadıkça yayımlayan ve o da belli değilse çoğaltan eser sahibine ait hak ve salahiyetleri kendi namına kullanabilir” şeklindedir (m.12). Kural olarak eser sahibi eserin üzerinde adı geçen, belirlenen kişidir. Ancak bu durum her türlü ispat yöntemiyle ortadan kaldırılabilecektir.
Yararlanılan Kaynaklar:
Sıddık Çinko: 101 Soruda Fotoğrafçının ve Fotoğraflanan Kişinin Hakları, 3. Baskı, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2024.