KENT KONSEYLERİNİN MALİ YAPISI VE HUKUKİ İLİŞKİLERİ
25 Eylül 2024
Kuruluşu 5393 sayılı Belediyeler Kanunu 76’ncı maddesine dayanan kent konseylerinin ayrı bir bütçesi bulunmamaktadır. 6 Haziran 2009’da Kent Konseyi Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle; “Belediyeler, kent konseylerine bütçelerinde ödenek ayırmak suretiyle ayni ve nakdi yardım yapar ve destek sağlar” hükmü getirilmiştir. Bu hiç şüphesiz kent konseyleri için mali bir imkan olmakla birlikte, kent konseylerinin daha özerk ve bağımsız hareket edebilmelerinin, en büyük yerel yönetim kuruluşları olan belediyelerin olası yanlış icraatlarını eleştirmelerinin önünde ciddi sayılabilecek bir engeldir. Bu konuda İçişleri Bakanlığı veya Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bütçesinden doğrudan, nüfus kriterini göz önünde bulundurarak takdire dayalı olmayan kaynak aktarımı yapılması daha sağlıklı olacaktır. Konuya ilişkin son olarak şunu da söyleyelim ki, kent konseyleri bir tüzel kişiliğe sahip olmadıkları için bağış, kabul etme ya da yardım toplama yetkileri de bulunmamaktadır. Bu nedenle kent konseylerinin mali yapısının başkaca yöntemlerle güçlendirilmesi gerektiği açık bir husustur.
Mevzuatımıza göre (5393 sayılı Belediye Kanunu, Kent Konseyi Yönetmeliği, İl Özel İdaresi ve Belediye Hizmetlerine Gönüllü Katılım Yönetmeliği, İçişleri Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın ilgili genelgeleri vb.), belediye başkanı, hatta vali veya kaymakamlar da şayet kent konseyi genel kurulunda seçilirlerse kent konseyi başkanı olabileceklerdir. Ancak bunun başta özgür karar alma, katılımcılık, sivilleşme gibi alanlarda sıkıntı yaratabileceği göz önünde bulundurulduğundan genellikle bu kişiler kent konseyi başkanı olarak görev almamaktadırlar. Zira söz konusu konseylerin kuruluş amacı, yerelde yapılan ve tüm toplumu ilgilendiren konularda verimliliğin ve katılımcılığın arttırılması suretiyle ortak aklın harekete geçirilmesidir. Bu nedenle gelişmenin en önemli dinamiği olan eleştirel akla ihtiyaç vardır.
Kent konseyleri gönüllülük esasına göre çalıştığı için kent konseyinde görev alan üyelere yaptıkları toplantılar için bir ödeme yapılamaz. Ancak birileri kent konseyinin bir amacını gerçekleştirmek için özel olarak bir yere görevlendirilmişse, Harcırah Kanunu’nun 8’inci ve 39’uncu maddeleri kapsamında harcırah ödenebileceği değerlendirilmektedir. Tekrar söylemek gerekirse söz konusu görevlendirme mutlaka Belediye Kanunu 76’ncı maddesinde kent konseyleri için belirtilen görevlerden biri ile ilişkili olmalıdır. Örneğin, Sayıştay 6. Dairesi 22.05. 2014 tarih ve 365 no lu ilamında; protesto mitingi düzenleme ve katılmayı söz konusu 76’ncı madde kapsamında görmediğinden, Belediye Kanunu’nun 60’ıncı maddesindeki “Belediye Giderleri”ne aykırı gördüğünden bu yönde yapılan ödemeleri geçersiz saymıştır.
Kent konseylerinin tüzel kişilikleri olmadığı için kural olarak dava açamazlar. Çok istisnai olarak bazı mahkemelerin kültür varlıklarının korunması gibi konularda kent konseylerinin dava ehliyetini kabul ettikleri de görülmektedir. (Isparta İdare Mahkemesi’nin 2015/795 E., 2016/988 K. sayılı kararı) Ancak kent konseyi başkanı veya yürütme kurulundaki herhangi bir üye kenti ilgilendiren ve kamu yararının göz ardı edildiği konularda bireysel olarak dava açma hakkına sahiptirler. Bu konuda kent konseylerine bir istisna tanınması ve tüzel kişilikleri olmasa bile yürütme kurulunun kararıyla dava açabilmelerinin önünün açılmasının yerinde olacağı, topluca ve kurumsal kimlikle yapılacak bir dava başvurusunun kamuoyu desteği ile daha etkili sonuçlar doğuracağı düşünülmektedir.
Kent konseyleri karşılıklı maddi yükümlülük doğuran protokoller imzalayamayacaktır. Ancak maddi yükümlülük doğurmayan alanlarda kentin menfaatine olacak şekilde işbirliği protokolleri yapılabilecektir.