KENTLİ HAKLARI
23 Eylül 2024
Yurttaşların yönetime katılımı demokratik rejimin ana ayırıcı unsurlarındandır. İleri demokrasilerde ve anayasalarında yurttaşların yönetime katılımına çok önem atfedilmiş ve temel bir hak olarak korumaya alınmıştır. Yurttaşın yönetime katılım hakkı yurttaş olmanın bir gereğidir. Kimse yurttaşı yönetime katılım konusunda dışlayamayacak olup, bu yönde kanunlar çıkartılamayacaktır. Günümüzde yurttaşların seçimler dışında yönetime katılımı, siyasi partilerde yer alma, toplantı ve gösteri yürüyüşleri, düşüncesine açıklama özgürlüğünün aktif kullanımı, bilim ve sanat özgürlüğü, sivil toplum kuruluşlarında görev alma gibi değişik şekillerde tezahür etmekte olup, bu hak ve özgürlükler anayasal metinlerle de güvenceye kavuşturulmuştur. Bilhassa sivil toplum kuruluşların kuruluşuna önderlik etmek, kurulu bulunan sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerine katkı sunmak artık çağdaş yöntemlerle yönetilen ülkelerin vazgeçilmezi durumuna gelmiştir.
Gelişmiş demokrasiler, kişileri hak ve sorumluluklarla donatarak hem yönetim kalitelerini geliştirmekte hem de yurttaşların yaşadığı ülkede ve şehirde mutlu olmasının yollarını açarak kendilerinin daha uzun ömürlü olmalarının önünü açmaktadır. Bu çerçevede kentli hakları 17-19 Mart 1992 tarihlerinde Avrupa Konseyi’nin 27. oturumunda kabul edilen “Avrupa Kentsel Şartı” ile düzenleme bulmuştur. Buna göre kentli hakları;
- a. Ulaşım ve dolaşım,
- b. Çevre ve doğa,
- c. Kentlerin fiziki yapıları,
- d. Tarih Kentsel Yapı Mirası,
- e. Konut,
- f. Kentsel güvenliğin sağlanması,
- g. Kentlerdeki özürlüler ve ekonomik bakımdan engelliler,
- h. Spor ve boş zamanları değerlendirme,
- ı. Kültür ve kültürler arası kaynaşma,
- i. Kentlerde sağlık,
- j. Halk katılımı,
- k. Kent yönetimi ve kent planlaması,
- l. Kentlerde ekonomik kalkınmanın sağlanması,
olarak belirlenmiştir.
Ülkemizde de kentli haklarının kullanımının sağlanabilmesi için gerek anayasal gerekse yasal düzeyde düzenlemeler mevcuttur. Örneğin, Anayasa’nın “Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması” başlıklı 56’ncı maddesinde “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir” denilmektedir. Bunun gibi Anayasanın 5’nci, 23’üncü, 57’nci maddelerinde bu çerçevede düzenlemelere yer verilmiştir. Ayrıca kentli haklarının rahat kullanılması amacıyla Anayasa’nın 125’inci maddesiyle idarenin tüm eylem ve işlemleri yargı denetimine açılmıştır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) m.12, bu konuda duyarlı olan yurttaşlara; idari işlemleri yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden iptal ettirilebilme imkanı tanımaktadır. Öte yandan 3194 sayılı İmar Kanunu ile belediye meclislerince kabul edilen imar planlarının 30 gün süreyle askıda kalmasını zorunlu hale getirilmiş ve böylece planlara yurttaşın itiraz etme olanağı doğmuştur. Aynı şekilde 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 13’üncü ve 24’üncü maddeleriyle gerek bireylere gerekse sivil toplum kuruluşlarına belediye hizmetlerine katılım hakkı sağlanmıştır. Örneğin 13’üncü maddede şu hüküm yer almaktadır: “Herkes, ikamet ettiği beldenin hemşehrisidir. Hemşehrilerin, belediye karar ve hizmetlerine katılma, belediye faaliyetleri hakkında bilgilenme ve belediye idaresinin yardımlarından yararlanma hakkı vardır.”
Dünyadaki gelişmelere paralel olarak 2005 sonrası gündeme gelen ve yasal mevzuata kavuşturulan kent konseyleri kentli haklarının önemli bir güvencesi olabilecek yapılanmalardır. Kent konseyleri de yine Belediye Kanunu ile kabul edilmiş bir yapılanmadır ve kentli haklarının kullanımında önemli bir işlev görme potansiyeline sahiptir. Kent Konseyleri, 2005’de çıkarılan 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 76’ncı maddesiyle hukuksal bir zemine kavuşmuştur. Söz konusu düzenlemede kent konseylerinin görevleri; kent vizyonunun ve hemşehrilik bilincinin geliştirilmesi, kentin hak ve hukukunun korunması, sürdürülebilir kalkınma, çevreye duyarlılık, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılık ve yerinden yönetim ilkelerinin hayata geçirilmesidir. Kent konseylerinin bu kadar kapsayıcı olması, kentli haklarının en büyük güvencelerinden biridir.