Davalar & Makaleler

MECRA HAKKI (İRTİFAK) DAVALARI

15 Eylül 2024

A. GİRİŞ

Mecralar, bir arazinin altından veya üstünden geçen her şeyin ve arazideki yapıların o arazinin bütünleyici parça (mütemmim cüzü) ve bu sıfatla da mülkiyetlerinin arazi sahibine ait olması şeklindeki genel hukuk kuralının istisnalarından biri olup, kuvvet ve maddelerin taşınması ve dağıtımına yarayan teknik yapılardır. Mevzuatımızda mecralar konusu 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda 727’nci ve 744’üncü maddelerinde düzenleme bulmuştur. Bu düzenlemelere göre mecralar; elektrik, su, gaz gibi akıcı maddelerin iletilmesini sağlamak üzere arazinin üstünden veya altından geçirilen teknik tesisatı ifade etmektedir.

Mecra irtifakı tesisine ilişkin davalarda leh ve aleyhine mecra tesis edilecek tüm taşınmaz maliklerinin davada davacı veya davalı olarak bulunması gerekir. Mecra irtifakı sadece tapulu taşınmazlar üzerinde kurulabilmektedir. Tapu tahsis belgesi, tapu yerine geçmediği için buna dayanılarak, bu tür davalar açılamaz. Tapu belgesi ve tapu kütüğünde kayıtlı olma hali esastır.

  • Türk Medeni Kanunu (TMK) 744’üncü maddesi ile su yolu, kurutma kanalı, gaz ve benzerlerine ait boruları, elektrik hat ve kablolarını başkasına ait taşınmazdan geçirmek zorunluluğunda bulunan, yani mecra ihtiyacı içinde bulunan taşınmaz malikine ya da maliklerine davacı sıfatıyla mecra hakkı davası açma hakkı tanınmıştır. Tapu sicilinde ayrı bir sayfaya kaydedilmiş daimî ve müstakil hak sahibi de hakkıyla bağdaşması durumunda davacı olabilmektedir.
  • Üzerinde kat mülkiyeti tesis edilmiş bir binanın bağımsız bölümleri lehine mecra hakkı tesis edilmiş ise, lehine mecra irtifakı istenen taşınmaz maliki davacı olur. Eğer zorunlu mecra hakkı, kat irtifakı kurulmuş bir binanın ihtiyacı için söz konusu olursa, bu durumda tüm kat malikleri davacı olmak durumundadır.
  • Paylı mülkiyet (müşterek mülkiyet) durumunda, taşınmazda paydaşlardan her birinin bölünemeyen ortak menfaatlerinin korunması konusunda, diğer paydaşları tek başına temsil edebileceği kanun hükmü ile kabul edilmiştir. Zorunlu mecra geçirme ihtiyacı içinde bulunan paylı mülkiyet hükümlerine tabi bir taşınmaz yararına, paydaşlardan her birinin müstakilen (tek başına) dava açma hakkı vardır.
  • Elbirliği mülkiyetinde ise (miras gibi, payların belli olmadığı mülkiyet hali için kullanılan bir hukuki terim) taşınmaz sahiplerinin hepsi birlikte dava açmak zorundadır. Bir taşınmazda üst hakkı sahibi olan kişinin ihtiyacı olan mecra için, zorunlu mecra isteme talebiyle dava açma hakkı vardır.
  • Aynı şekilde kaynak hakkı sahibi ve intifa hakkı sahiplerinin de mecra hakkı için dava açma hakları vardır.
  • Kiracıların mecra hakkı için dava açma hakları bulunmamaktadır. Böyle bir durum söz konusu ise davayı ev sahibi (kiralayan) açmak durumundadır.
  • Bu tür davalarda dava açıldığı tarihte, kendisinden mecra hakkı talep edilen özel mülkiyete tabi taşınmazın tapuda kayıtlı maliki ya da malikleridir. Bu arada mecra isteyen taşınmaz ile yükümlü taşınmaz arasında mecranın geçeceği güzergahta bulunan ilgili tüm taşınmaz malikleri de davalı olurlar.

B. ZORUNLU MECRA HAKKI DAVASI

Mecra hakkının konusu, altından veya üstünden mecra geçirilecek olan taşınmazdır. Ancak böyle bir hakka konu teşkil edebilmesi için taşınmazın tapuya kayıtlı olması gerekmektedir. Diğer bir deyişle, hem lehine mecra kurulması istenen taşınmazın hem de aleyhine mecra kurulacak olan taşınmazların tapuya kayıtlı olması gerekir.

Zorunlu mecra hakkı davalarında davacı, mecra ihtiyacı içindeki taşınmaz maliki ya da malikleri olan kişidir. Mecraya ihtiyacı olan taşınmazın malikinin gerçek, özel hukuk ya da kamu hukuku tüzel kişisi olması davacı olmaya engel olmayıp, tapu kaydında malik olarak gözüken gerçek veya tüzel kişiler davacı sıfatı ile bu davayı açabilirler. Kamu hukuku tüzel kişileri, özel mülkiyetlerinde bulunan taşınmazları yararına ihtiyaç duydukları mecra irtifakının kurulmasını isteyebilirler. Mecra ihtiyacı duyan taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak sahibi olanların da (üst hakkı sahibi, kaynak hakkı sahibi, intifa hakkı sahibi) zorunlu mecra talepli dava açma hakları vardır.

Zorunlu mecra hakkı davalarında davalı, tapuya kayıtlı yükümlü taşınmazın malikidir. Bu dava türünde, mecra isteyen taşınmaz ile yükümlü taşınmaz arasında mecranın geçeceği güzergahta bulunan ilgili tüm taşınmaz maliklerinin davalı olarak gösterilmesi gerekmektedir. Üzerinde yükümlülük doğacak taşınmazın paylı mülkiyete konu olması durumunda, müşterek maliklerin tamamının davalı olarak gösterilmesi zaruridir. Aynı şey elbirliği mülkiyetine konu taşınmazlar için de geçerlidir. Elbirliği mülkiyetine sahip olan herkes davalı sıfatıyla dava dilekçesinde yer almalıdır.

C. RIZAİ MECRA HAKKI DAVASI

Rızai mecra hakkı davalarında davacı, mecra irtifakının taşınmaza bağlı veya kişiye bağlı olması yönünden değerlendirilmektedir.

Taşınmaza bağlı rızai mecra irtifakında davacı, mecra hakkından yararlanmak için taşınmazı lehine sözleşme yapan maliktir. Zira rızai mecra irtifakı, yararlanan ve yükümlü taşınmaz malikleri arasında yapılan bir sözleşme ile kurulmaktadır. Böyle bir sözleşmenin varlığına rağmen bazen yükümlü taşınmaz maliki tescilden kaçınabilmektedir. Bu durumda mecra hakkından yararlanmak isteyen malik sözleşmenin uygulanması ve mecra hakkının tescili için davacı sıfatıyla dava açmak zorunda kalabilmektedir. Müşterek mülkiyete konu bir taşınmazda bir kısım pay sahibinin sadece kendi payları için mecra irtifakı sözleşmesi düzenlemeleri mümkün değildir. Müşterek mülkiyete sahip tüm paydaşların birlikte dava açmaları gerekir.

Kişiye bağlı olarak kurulan rızai mecra irtifakında, yükümlü taşınmaz üzerinde kurulu başka sınırlı ayni hak bulunması durumunda, bu haklar kuruluş tarihlerine göre sıralarını koruyacaklarından, sırada daha önce gelmek isteyen mecra irtifakı sahibi, onların onayını almak üzere dava açabilir. Taraflar arasında düzenlenecek resmi sözleşme ile rızaen kurulması kararlaştırılan mecra irtifakları nedeniyle açılacak davalarda davalı, yükümlü taşınmaz maliki ya da malikleridir. (TMK. m.716/1) Üzerinden mecra geçirilecek taşınmazın müşterek ya da iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi olması durumunda tüm paydaşlara dava yöneltilir. Davalı olarak gösterilirler.

D. YARGITAY KARARLARI

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2014/2189 E. 2014/5806 K. Sayılı Kararı:

“Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.05.2013 gününde verilen dilekçe ile mecra hakkı istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; davalı Hazine ve O.. A..'e yönelik davanın reddine, diğer davalılara yönelik davanın ise kabulüne dair verilen 26.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR

Dava, TMK'nın 744. maddesi gereğince mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkindir.

Davalılardan Hazine vekili takdiri mahkemeye bırakmış, davalılar N.. T.. ve D.. D.. davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davalı Hazine ve O.. A.. yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne, davacıların paylı malik olduğu 1643 ve 2197 parsel sayılı taşınmazlar lehine dava konusu 1942, 1715, 1711, 1645, 2941 ve 1657 parsel sayılı taşınmazlardan mecra hakkı kurulmasına karar verilmiştir.

Hükmü, davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.

TMK'nın 744. maddesi uyarınca "Her taşınmaz maliki, uğrayacağı zararın tamamının önceden ödenmesi koşuluyla su yolu, kurutma kanalı, gaz ve benzerlerine ait boruların, elektrik hat ve kablolarının, başka yerden geçirilmesi olanaksız veya aşırı ölçüde masraflı olduğu takdirde, kendi arazisinin altından veya üstünden geçirilmesine katlanmakla yükümlüdür."

Mecra irtifakı kurulması istemine ilişkin davalarda, irtifak hakkı taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından, leh ve aleyhine irtifak hakkı kurulması istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına mecra irtifakı kurulacak taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise, dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.

Mecra irtifakı kurulması istemine ilişkin davalarda başlangıçta davacı tarafından öngörülemeyen dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da mecra irtifak hakkı kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nın 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.

Mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkin davalar, özünü komşuluk hukuku ilkelerinden alması nedeniyle yapılacak araştırma ve incelemede, öncelikle davacının mecra ihtiyacının bulunup bulunmadığı saptanmalıdır. İhtiyacın saptanması halinde de, çevre taşınmazların tamamının üzerinde irtifak hakkı kurmaya elverişli olup olmadığı incelenip, hukukun genel bir ilkesi olan “fedakârlığın denkleştirilmesi ilkesi” uyarınca taraf yararları da gözetilerek en az masrafı gerektiren ve bundan da en az zarar görecek kişi taşınmazı üzerinden mecra irtifakının bağlanacağı su, elektrik, gaz ve benzerine ait yol ya da kaynak ile yararına mecra hakkı kurulan taşınmaz arasında kesintisiz bağlantı sağlayacak şekilde kurulmalıdır. Ayrıca mecranın niteliği, nasıl ve hangi araçlarla geçirileceği ayrıca belirlenerek kararda gösterilmelidir.

İrtifak hakkının bedeli, taşınmazların niteliğine göre uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak saptanmalı ve bedel hükümden önce mahkeme veznesine depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin saptanmasından sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.

Davanın niteliği gereği, yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.

Anılan maddenin son fıkrası uyarınca, istem halinde gideri davacı tarafından karşılandığında mecra hakkının tapu siciline kaydına da karar verilmelidir.

Aleyhine mecra irtifakı kurulacak taşınmazın tüm paydaş veya ortaklarının davada yer alması gerekir.

Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; aleyhine mecra irtifak hakkı kurulan 1711 ve 1715 parsel sayılı taşınmazın maliki S.. Ö..'ın dava tarihinden önce 05.05.1997 tarihinde öldüğü, mirasçıları İlyas, Nazmiye, Feray, Halil, Zübeyde ve D.. Ö..'ın davada yer almadığı anlaşılmıştır. Davalı

S.. Ö..'ın tüm mirasçıları davaya dahil edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.”

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/14544 E. 2014/1543 K. Sayılı Kararı:

“Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 01.06.2012 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 06.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

Dava, TMK'nın 744. maddesi gereğince mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkindir.

Mahkemece, davacıya ait .. ve ... parsel sayılı taşınmazlar lehine, davalı Hazineye ait .. parsel sayılı taşınmaz aleyhine geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.

Hükmü, davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.

TMK'nın 744. maddesi uyarınca “Her taşınmaz maliki, uğrayacağı zararın tamamının önceden ödenmesi koşuluyla su yolu, kurutma kanalı, gaz ve benzerlerine ait boruların, elektrik hat ve kablolarının, başka yerden geçirilmesi olanaksız veya aşırı ölçüde masraflı olduğu takdirde, kendi arazisinin altından veya üstünden geçirilmesine katlanmakla yükümlüdür.”

Mecra irtifakı kurulması istemine ilişkin davalarda, irtifak hakkı taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından, leh ve aleyhine irtifak hakkı kurulması istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına mecra irtifakı kurulacak taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise, dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.

Mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkin davalar, özünü komşuluk hukuku ilkelerinden alması nedeniyle yapılacak araştırma ve incelemede, öncelikle davacının mecra ihtiyacının bulunup bulunmadığı saptanmalıdır. İhtiyacın saptanması halinde de, çevre taşınmazların tamamının üzerinde irtifak

hakkı kurmaya elverişli olup olmadığı incelenip, hukukun genel bir ilkesi olan “fedakârlığın denkleştirilmesi ilkesi” uyarınca taraf yararları da gözetilerek en az masrafı gerektiren ve bundan da en az zarar görecek kişi taşınmazı üzerinden mecra irtifakının bağlanacağı su, elektrik, gaz ve benzerine ait yol ya da kaynak ile yararına mecra hakkı kurulan taşınmaz arasında kesintisiz bağlantı sağlayacak şekilde kurulmalıdır. Ayrıca mecranın niteliği, nasıl ve hangi araçlarla geçirileceği ayrıca belirlenerek kararda gösterilmelidir.

Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacı .. ve ..parsel sayılı taşınmazlarına kanaldan sulama yapmak amacıyla su yolu geçirilmesini istemiştir. Mahkemece, yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarında iki alternatif gösterilmiş olup 2.707,00 TL geçit hakkı bedeli karşılığında 6720 m2 yüzölçümlü tarla vasfındaki .. parsel sayılı taşınmazdan 462,74 m2 geçit hakkı tesis edilmiştir. Yüzölçümü daha büyük olan ve diğer davalıya ait 7.710 m2 tarla vasıflı .. parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı tesisi fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince daha uygun olup alternatifler arasında gösterilmemiştir.

Bu durumda mahkemece, davacının mecra ihtiyacında olduğu kesin olarak belirlendikten ve hangi yolla geçirileceği tespit edildikten sonra kesintisizlik ilkesi gereği 1000 parsel sayılı taşınmaz ile de bağlantı kurularak yüzölçümü daha büyük olan taşınmazdan su yolu geçit irtifakı kurulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde gerekçesi de açıklanmadan yüzölçümü küçük olan taşınmazdan geçit hakkı kurulması doğru görülmemiş, açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.”

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/7091 E. 2010/7829 K. Sayılı Kararı

“Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.02.2008 gününde verilen dilekçe ile mecra irtifakı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 31.12.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı, deniz yolu ile gelen LPG’nin 1701 parsel sayılı taşınmazında bulunan depolama ve dolum tesislerine boru hattı ile nakledilmesi için davalılara ait 3494, 3395 ve 3405 parsel sayılı taşınmazlardan Türk Medeni Kanunu’nun 744. maddesi uyarınca mecra irtifakı kurulmasını istemiştir.

Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.

Türk Medeni Kanunu’nun 744. maddesi uyarınca “Her taşınmaz maliki, uğrayacağı zararın tamamının önceden ödenmesi koşuluyla su yolu, kurutma kanalı, gaz ve benzerlerine ait boruların, elektrik hat ve kablolarının, başka yerden geçirilmesi olanaksız veya aşırı ölçüde masraflı olduğu takdirde, kendi arazisinin altından veya üstünden geçirilmesine katlanmakla yükümlüdür.”

Mecra irtifakı kurulması istemine ilişkin davalarda, irtifak hakkı taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından, leh ve aleyhine irtifak hakkı kurulması istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına mecra irtifakı kurulacak taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise, dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.

Mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkin davalar, özünü komşuluk hukuku ilkelerinden alması nedeniyle yapılacak araştırma ve incelemede, öncelikle davacının mecra ihtiyacının bulunup bulunmadığı saptanmalıdır. İhtiyacın saptanması halinde de, çevre taşınmazların tamamının üzerinde irtifak hakkı kurmaya elverişli olup olmadığı incelenip, hukukun genel bir ilkesi olan “fedakârlığın denkleştirilmesi ilkesi” uyarınca taraf yararları da gözetilerek en az masrafı gerektiren ve bundan da en az zarar görecek kişi taşınmazı üzerinden mecra irtifakının bağlanacağı su, elektrik, gaz ve benzerine ait yol ya da kaynak ile yararına mecra hakkı kurulan taşınmaz arasında kesintisiz bağlantı sağlayacak şekilde kurulmalıdır. Ayrıca mecranın niteliği, nasıl ve hangi araçlarla geçirileceği ayrıca belirlenerek kararda gösterilmelidir.

İrtifak hakkının bedeli, taşınmazların niteliğine göre uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak saptanmalı ve bedel hükümden önce mahkeme veznesine depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin saptanmasından sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.

Davanın niteliği gereği, yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.

Yukarıda açıklandığı gibi mecra irtifakının, mecranın bağlanacağı kaynak ile yararına mecra hakkı kurulan taşınmaz arasında kesintisiz bağlantı sağlayacak şekilde kurulması gerekir. Somut olayda, davalılara ait 3494, 3395 ve 3405 parsel sayılı taşınmazlardan mecra irtifakı kurulmasına karar verilmiş ise de, kesintisizlik ilkesi ihlal edilmiş ve kaynaktan davacıya ait taşınmaza kadar olan kesintisiz mecra irtifakı kurulmamıştır.

Öte yandan, çekişmeli yerden LPG boru hattı geçirilmesinin kamu güvenliği açısından sakınca teşkil edip etmediği yetkili mercilerden sorulup araştırılmadan ve özellikle uzman bilirkişilere boru hattının plan ve projesi yaptırılarak mecranın nasıl ve hangi araçlarla geçirileceği, LPG boru hattının güvenliğinin hangi tedbirlerle sağlanacağı hüküm fıkrasında açıklanmadan davanın kabulü doğru değildir.

Karar açıklanan bu nedenlerle bozulmalıdır.”

Yararlanılan Kaynaklar: Efrail AYDEMİR/Ahmet Cemal RUHİ/Sema GÜLEÇ UÇAKHAN/Çilem BAHADIR/Mutlu DİNÇ: Hukuk Davaları-Cilt 3, Seçkin Yayıncılık, 2016.
Bu sitede paylaşılan çalışmalar yalnızca bilgilendirme amaçlı olup, Türkiye Barolar Birliği'nin ilgili düzenlemeleri uyarınca reklam, teklif, hukuki öneri veya danışmanlık teşkil etmez.

Popüler

Öne Çıkan

Yeni

Toplu İş Sözleşmesinin Yapılması Sürecinde Toplu Görüşmelere Kadar Yaşanan Yasal Prosedür
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
01 Mayıs 2019
YLSY Öğrenim Programı Kapsamında Yurtdışında Lisansüstü Öğrenim Gören Öğrencilerin Karşılaştığı Hukuki Sorunlar
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
03 Mayıs 2019
İş Makinelerinin Mülkiyetinin Tespiti ve Tescili
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
06 Mayıs 2019
Doktorların Kamu Hastanelerinde ve/veya Özel Hastanelerde Çalışma Halleri
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
09 Mayıs 2019
Kamulaştırma Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
11 Mayıs 2019
Trafik Kazaları Sonrasında Karşılaşılan Hukuki Süreç ve Problemler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
14 Mayıs 2019
Aldatan Eşin Sevgilisinin, Aldatılan Eşe Manevi Tazminat Ödemesi Hakkında
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
16 Mayıs 2019
Karşılıksız Çek Şikayetinde Başvuru Hakkı ve Şirket Yetkilisinin Belirtilmesi
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
19 Mayıs 2019
Konkordato Halinde İşçi Alacaklarının Durumu
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
21 Mayıs 2019
Konkordato Nedir?
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
24 Mayıs 2019
Tahkim Nedir?
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
26 Mayıs 2019
Kişiler Hukukuna İlişkin Davalar
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
29 Mayıs 2019
Kredi Kullanımında Hayat Sigortasının Yapılması Durumu, Vefat Eden Kişinin Kredi Borcuna İlişkin Mirasçıların Karşılaştığı Problemler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
01 Haziran 2019
Lex Mercatoria And Arbitration
Av. Fatmira MULAJ
03 Haziran 2019
Maçlarda Görev Alan Polis Memurlarının Harcırah Alacağı
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
06 Haziran 2019
Medeni Hukukun Tanımı ve Kapsamı
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
08 Haziran 2019
Milletlerarası Tahkimde Ayrılabilirlik İlkesi
Av. Fatmira MULAJ
11 Haziran 2019
Miras Hukukunda Ortaklığın Giderilmesi Davası (Paylaşma Davası)
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
14 Haziran 2019
Miras Hukukuna İlişkin Dava ve Talepler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
16 Haziran 2019
Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) Davası
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
19 Haziran 2019