ABONELİK SÖZLEŞMELERİ
30 Temmuz 2024
Tüketici sözleşmeleri, genel olarak girişimciler ile gerçek ya da tüzel kişi olan tüketiciler arasında gerçekleştirilen ve girişimcilerin kendi işletme faaliyetleri çerçevesinde, tüketicilerin ticari, mesleki ya da işletmesiyle ilgili olmayan nihai özel ihtiyaçlarını karşılamak üzere bir malın mülkiyetini veya kullanım hakkını devretmeyi ya da hizmetin sağlanmasını, tüketicilerin ise bunlar karşılığında bir bedel ödemeyi yükümlendikleri sözleşmelerdir. Bu yazımızda tüketici sözleşmelerinden abonelik sözleşmelerine ilişkin değerlendirmelere yer vereceğiz.
6502 sayılı TKHK m. 52/I’e göre abonelik sözleşmeleri, tüketicinin belirli bir mal veya hizmeti sürekli ve düzenli aralıklarla edinmesini sağlayan sözleşmelerdir. Günümüzde abonelik sözleşmeleri, tüketicilerin asgari düzeyde karşılanması zaruri olan su, elektrik, doğal gaz, iletişim gibi birçok temel mal veya hizmeti edinebilmelerini sağlamaktadır.
Abonelik Sözleşmeleri Yönetmeliği’ne göre; satın alınan mal veya hizmete ilişkin, mevzuata uygun olarak hazırlanan abonelik sözleşmesi ve taahhütname, tüketici ile imzalanarak birer örneği tüketiciye verilecektir. Aynı şekilde tüketicilerin alacakları mal ve hizmete ilişkin olarak ödeyecekleri bedel başta olmak üzere, tarafların hak ve yükümlülükleri sözleşmede ayrıntılı olarak yer alacaktır.
Abonelik sözleşmelerinde hizmetlere ilişkin ücretlendirmeye ön ödemeli hizmetler haricinde, hizmetin tüketiciye fiilen sunulmasıyla başlanılacaktır. Faturalandırma dönemi, sözleşmede aksi kararlaştırılmadıkça bir ay olacak ve dönem değişikliği yapılarak birim fiyat artırılmayacaktır. Son ödeme tarihinde ödenmeyen faturalarla ilgili olarak tüketiciden devlet alacakları için öngörülen gecikme zammı oranını aşmayan oranda gecikme faizi alınabilecektir.
Tüketicinin istemi ve onayı olmadan abonelik sözleşmesi kendiliğinden uzatılamayacaktır. Sözleşme süresinin sonunda tüketicinin istemi ve onayı olmaksızın mal veya hizmet verilmesine devam edilmesi halinde sunulan bu mal veya hizmetler için tüketiciden hiçbir bedel talep edilemeyecektir.
Taahhüt süresince sözleşme ve taahhütname koşullarında değişiklik yapılmayacaktır. Belirli süre abone kalma taahhüdü karşılığında bedel indirimi, malın mülkiyetinin veya kullanım hakkının ve hizmetin ifasını içeren taahhütlü abonelik sözleşmelerinde taahhüt süresince sözleşme ve taahhütname koşullarında tüketici aleyhine değişiklik yapılmayacaktır.
Abonelik sözleşmesinin iptali davasına ilişkin Yargıtay kararlarını şu şekilde örneklendirebiliriz:
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/19352 E. 2014/3714 K. sayılı kararı:
“Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı dava dilekçesinde, davalı Turkcell ile Vınn internet abone sözleşmesi yaptığını, 4 gün Hollanda'ya gittiğinde kullandığı sadece 1/2 günlük süre için 165 MB veri indirme bedeli 2.396,70 TL'lik fatura gönderildiğini, davalı şirket yetkililerin yurt içinde ve yurt dışında farklı fiyat olduğu konusunda kendisini uyarmadıklarını belirterek, 2.396,70 TL'lik faturanın iptalini, abone sözleşmesinin iptalini ve fatura bedelininden sorumlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, davacının 3G internet paketi ile ilgili bilgilendirildiğini, taahhütnamede yurt dışında ayrıca ücret alınacağını kabul ettiğini beyan etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 2.396,70 TL'lik faturadan dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, davacının sözleşmeyi her zaman feshetme hakkı olduğundan bahisle sözleşmenin iptal talebinin reddine karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen 04.08.2009 tarihli sözleşme ile "Mobil Telefon Kurumsal Abonelik Sözleşmesi" imzalandığı, yine "Cihaz Temlikli-3G İnternet Paketleri Kampanya Tahhütnamesi"nin 14.maddesinde ise "İş bu taahhütname konusu "Paket"in sadece yurt içinde kullanılabileceğini, yurtdışındaki kullanımlarının www.turkcell.com.tr adresinde yer alan güncel tarife üzerinden ayrıca ücretlendirileceğini kabul, beyan ve taahhüt ederiz" hükmü yer almaktadır.
Bu durumda, mahkemece; davacının gerek abone sözleşmesi ve gerekse taahhütname hükümleri gereğince yurtdışında farklı tarife uygulanacağından haberdar olduğu kabul edilerek, kullandığı hizmetin bedeli için gerekirse yeniden bilirkişi raporu alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, fatura bedelinin tamamından borçlu olmadığına ilişkin hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA “
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/16784 E. 2015/12327 K. sayılı kararı:
“Taraflar arasındaki tüketicinin açtığı abonelik sözleşmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; ASKİ’ye su abonesi olduğunu, davalı idarenin tek yanlı olarak bu aboneliğindeki su harcamalarını kartlı sayaç ile tahsil ettiğini, tüketici olarak bunu tercih etmediğini, bu abonelik şekline hiç bir şekilde muvafakatinin olmadığını, davalı idareye haricen yaptığı başvuruya karşılık kartlı (ön ödemeli) sayacı değiştirme talebinin kabul edilmediğini beyan ederek, .... Mahallesi, .... Sitesi 594 sokak, No. 6, Keçiören-Ankara adresindeki konutuna... kartlı sayaç no ve .... abone nolu su aboneliğinin kartlı (ön ödemeli) sayaç sistemini kabul etmediğinden bu abonelik şeklinin iptali ile, tercihi olan tüketimden sonra okumalı (mekanik) sayaç sisteminin esas alındığı aboneliğe geçiş yapmasına karar verilmesini, yargı harç ve masrafların davalı idareye yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava; davacının evine takılı bulunan kartlı sayacını rahatsızlığı nedeniyle kullanamadığı gerekçesiyle mekanik sayaçla değiştirilmesi talebidir. Diğer taraftan, davacının sayaç seçiminin abonenin isteğine bırakılması yönündeki talebi mahkemece mekanik sayaç takılması yönünde bir istem olarak değerlendirip, talebinin reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık; sayaç tercih etme hakkının aboneye mi, yoksa su idaresine mi (ASKİ) ait olduğu hususundadır.
ASKİ Tarifeler Yönetmeliği'nin 12. maddesinde yeni abonelikler için mekanik veya kartlı sayaç kullanımı hususunda idareye taktir hakkı tanınmış ise de; idarenin bu taktir hakkı kullanırken objektif iyi niyet kurallarına uygun davranması zorunludur.
Ayrıca; 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 5/3. maddesinde (6502 sayılı kanunun 6/3) “Aksine bir teamül, ticarî örf veya âdet yoksa, satıcı bir mal veya hizmetin satışını o mal veya hizmetin kendisi tarafından belirlenen miktar, sayı veya ebat gibi koşullara ya da başka bir mal veya hizmetin satın alınmasına bağlı kılamaz. Diğer mal satışı ve hizmet sağlama sözleşmelerinde de bu hüküm uygulanır” hükmü amirdir.
Bu bağlamda davalı idarenin tek taraflı olarak çıkardığı yönetmeliği gerekçe göstererek, iltihakî nitelikteki sözleşmeyle, kartlı (ön ödemeli) sayacı zorunlu tutması, Türk Borçlar Kanuna, 4077 ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki yasaların, lafzına, ruhuna, düzenleme amaçlarına ve temel tüketici hakları ile hukukun genel ilkelerine açıkça aykırılık teşkil etmektedir.
Dairemiz uygulaması da sayaç seçiminin (kartlı, ön ödemeli veya mekanik, faturalı, okumalı) aboneye bırakılması gerektiği yönündedir.
O hâlde mahkemece; mekanik sayaç veya kartlı sayaç seçimi hususunun davacının muhtariyetinde bulunduğu göz ardı edilerek, davacının mekanik sayaç takılması yönündeki talebin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple davacı lehine bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,”