İŞ YERİ DIŞINDA KURULAN SÖZLEŞMELER
28 Temmuz 2024
Tüketici sözleşmeleri, genel olarak girişimciler ile gerçek ya da tüzel kişi olan tüketiciler arasında gerçekleştirilen ve girişimcilerin kendi işletme faaliyetleri çerçevesinde, tüketicilerin ticari, mesleki ya da işletmesiyle ilgili olmayan nihai özel ihtiyaçlarını karşılamak üzere bir malın mülkiyetini veya kullanım hakkını devretmeyi ya da hizmetin sağlanmasını, tüketicilerin ise bunlar karşılığında bir bedel ödemeyi yükümlendikleri sözleşmelerdir. Bu yazımızda iş yeri dışında kurulan sözleşmeleri inceleyeceğiz.
Kapıdan satış olarak bilinen işyeri dışında kurulan sözleşmeler, doğrudan pazarlama teknikleri arasında önemli bir yere sahiptir. Bu tür işlemlerde çoğu zaman tüketicilerin sağlıklı düşünemeden ve karar alma süreçlerini işletemeden sözleşme yapma durumunda kalma tehlikesi söz konusudur. Bu sözleşmeler olağan sözleşme mekanı dışında yapılan sözleşmelerdir. Bu sözleşmeler karşımıza şu şekilde çıkmaktadır:
Teklifin kimden geldiği önem arz etmeksizin tarafların eş zamanlı fiziksel birlikteliğinde iş yeri dışında kurulan sözleşmeler,
Tarafların eş zamanlı fiziksel birlikteliğinde iş yeri dışında görüşülmesinin hemen akabinde, iş yerinde ya da herhangi bir uzaktan iletişim aracılığıyla kurulan sözleşmeler,
Mal ve hizmetlerin tüketiciye tanıtımı ya da satışı amacıyla satıcı veya sağlayıcı tarafından düzenlenen bir gezi sırasında yapılan sözleşmeler.
İş yeri dışında kurulan sözleşmeler, Bakanlık tarafından yetkilendirilmiş satıcı veya sağlayıcı tarafından akdedilir. Satıcı veya sağlayıcı bu tür bir sözleşme yapmadan tüketiciyi; sözleşme konusu mal veya hizmetin temel nitelikleri, satıcı veya sağlayıcının adı veya unvanı ile iletişim bilgileri, mal veya hizmetin Türk lirası olarak vergiler dahil toplam fiyatı, cayma hakkının olduğu durumlarda, cayma hakkının kullanılma şartları konusunda bilgilendirmek zorundadır. İş yeri dışında kurulan sözleşmeler TKHK 47’nci maddesi gereği yazılı şekle tabidir. İş yeri dışında kurulan sözleşmelere ilişkin İş Yeri Dışında Kurulan Sözleşmeler Yönetmeliği’nde ayrıntılı düzenlemeler mevcuttur.
Bu tür sözleşmelerde kural olarak on dört günlük cayma hakkı vardır (TKHK m.47/V). Ancak aksi kararlaştırılmamışsa şu hallerde cayma hakkı kullanılamaz:
Çabuk bozulabilen veya son kullanma tarihi geçebilecek malların teslimine ilişkin sözleşmeler,
Tesliminden sonra ambalaj, bant, mühür, paket gibi koruyucu unsurları açılmış mallardan; iadesi sağlık ve hijyen açısından uygun olmayanların teslimine ilişkin sözleşmeler,
Tüketicinin istekleri veya kişisel ihtiyaçları doğrultusunda hazırlanan mallara ilişkin sözleşmeler,
Cayma hakkı süresi sona ermeden önce, tüketicinin onayı ile ifasına başlanan hizmetlere ilişkin sözleşmeler,
Malın tesliminden sonra ambalajın açılmış olması halinde maddi ortamda sunulan dijital içerik ve bilgisayar sarf malzemelerine ilişkin sözleşmeler.
İş yeri dışında kurulan sözleşmelerde cayma hakkının kullanımına bağlı sözleşme iptali davasına ilişkin Yargıtay kararı şu şekilde örneklenebilir:
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/28878 E. 2019/3909 K. sayılı kararı:
“Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı, davalı şirket ile arasında internetten canlı ders izlemek amacıyla 24.11.2015 tarihinde kapıdan satış sözleşmesi imzalandığını, telefonla arayarak sözleşmeyi iptal ettiğini, ancak davalı yanca sözleşme bedelinin talep edildiğini ileri sürerek sözleşmenin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, cayma hakkının süresinde kullanılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da “Kapıdan Satışlar” başlığı ile düzenlenen hükümler (m. 8-9), 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Kanunda da, “İş yeri dışında kurulan sözleşmeler” başlığı ile değiştirilmiş, yapılan değişiklik 47. maddede hüküm altına alınmıştır. İş yeri dışında kurulan sözleşmelerde tüketici, 4077 sayılı TKHK’da yedi gün olarak öngörülen geri alma hakkını, 6502 sayılı Kanunda yapılan düzenlemeyle on dört gün içinde kullanabilecektir.
1-Somut olayda, uyuşmazlığın çözümü sözleşme tarihi itibariyle 6502 sayılı yasa uygulamasına tabi olup, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve ilgili yönetmelik uyarınca sözleşmede tüketicinin el yazısı, ad, soyad, imza ve tarihin el yazısı ile yazılması gerektiği, satıcının, sözleşmenin bir nüshasının elden aldım ve on dört gün içerisinde satıştan vazgeçme hakkımın olduğu konusunda bilgilendirildim ibaresinin tüketicinin kendi el yazısı ile yazılması gerektiği, cayma hakkını kullandığına dair bildirimin cayma süresi dolmadan, yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısıyla satıcı veya sağlayıcıya yöneltilmesine ilişkin bildirime sözleşmede yer verilmesi gerekli olduğu düzenlemesine yer verilmiş olup, yine 6502 sayılı tüketicinin korunması hakkında kanunun 47. maddesinde; Tüketicinin, iş yeri dışında kurulan sözleşme yada buna karşılık gelen herhangi bir öneri ile bağlanmadan önce ayrıntıları yönetmelikte belirlenen hususlarda açık ve anlaşılır şekilde bilgilendirilmesi zorunludur. Tüketicinin bilgilendirildiğine ilişkin ispat yükü satıcı veya sağlayıcıya aittir. Satıcı veya sağlayıcının bu maddede belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket etmesi veya tüketiciyi cayma hakkı konusunda gerektiği şekilde bilgilendirmemesi durumunda tüketici cayma hakkını kullanmak için on dört günlük süreyle bağlı değildir. Her halükarda bu süre cayma süresinin bittiği tarihten itibaren bir yıl sonra sona erer. Sözleşmenin zorunlu içeriği, kapsam dışı sözleşmeler, doğrudan satışlar, tüketici ile satıcı ve sağlayıcının hak ve yükümlülükleri, cayma hakkı, bilgilendirme yükümlülüğü, teslimat, satış yapacaklarda aranacak nitelikler ile diğer uygulama usul ve esasları yönetmelikle belirlenir.
İş Yeri Dışında Kurulan Sözleşmeler Yönetmeliğinin " ön Bilgilendirme" başlıklı 5. maddesinde; Cayma hakkının olduğu durumlarda, cayma hakkının kullanılma şartları, hususlarında satıcı veya sağlayıcı tarafından en az on iki punto büyüklüğünde, anlaşılabilir bir dilde, açık, sade ve okunabilir bir şekilde yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı ile bilgilendirilmek zorundadır. Ön bilgilendirme yapıldığına ilişkin ispat yükü satıcı veya sağlayıcıya aittir. Cayma hakkının kullanımı" başlıklı 10. Maddesinin (3) fıkrasında "Satıcı veya sağlayıcı bu Yönetmeliğin ekinde yer alan formu sözleşmenin kurulduğu anda tüketiciye vermek zorundadır." düzenlemesi yer almaktadır. Satıcı veya sağlayıcı bu belgeyi tüketiciye verdiğini ispat etmekle yükümlüdür. Aynı yönetmeliğin " Eksik bilgilendirme" başlıklı 9. Maddesinde; Satıcı veya sağlayıcı, cayma hakkı konusunda tüketicinin bilgilendirildiğini ispat etmekle yükümlüdür. Satıcı veya sağlayıcının bu Yönetmelikte belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket etmesi veya tüketiciyi cayma hakkı konusunda gerektiği şekilde bilgilendirmemesi durumunda tüketici cayma hakkını kullanmak için on dört günlük süreyle bağlı değildir. Bu süre her halükarda cayma süresinin bittiği tarihten itibaren bir yıl sonra sona erer.
Davaya konusu sözleşmenin ve eklerinin incelenmesinde davalının, tüketici davacıya cayma hakkı konusunda ön bilgilendirme yaptığına ve teslimine ilişkin bir belge sunmadığı, cayma belgesinin sözleşme metine ilave edilmek suretiyle düzenlendiği Hal böyleyken davalının İş Yeri Dışında Kurulan Sözleşmeler Yönetmeliğine uygun olarak davacı tüketiciyi bilgilendirmediği dikkate alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan 1. bent gereğince temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA,”
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/7945 E.2018/10264 K. sayılı kararı:
“Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı, davalı şirket ile arasında internetten canlı ders izlemek amacıyla 06.02.2015 tarihli kapıdan satış sözleşmesi imzalandığını, ancak daha sonra telefonla arayarak sözleşmeden caydığını ileri sürerek, sözleşmenin iptali ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının, davalı şirketi telefonla arayarak süresinde caydığını ileri sürdüğü telefon kayıtlarının incelenmesinden, davacının davalı şirketi sözleşme tarihinden 6 gün sonra 12/02/2015 tarihinde aradığı, konuşma süresinin 79 sn sürdüğünü, toplanan delillerden süresinde caydığı anlaşılmış ddavanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da “Kapıdan Satışlar” başlığı ile düzenlenen hükümler (m. 8-9), 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Kanunda da, “İş yeri dışında kurulan sözleşmeler” başlığı ile değiştirilmiş, yapılan değişiklik 47. maddede hüküm altına alınmıştır. İş yeri dışında kurulan sözleşmelerde tüketici, 4077 sayılı TKHK’da yedi gün olarak öngörülen geri alma hakkını, 6502 sayılı Kanunda yapılan düzenlemeyle on dört gün içinde kullanabilecektir. Somut olayda uyuşmazlığın çözümü sözleşme tarihi itibariyle 6502 sayılı yasa uygulamasına tabi olup, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve ilgili yönetmelik uyarınca sözleşmede tüketicinin el yazısı, ad, soyad, imza ve tarihin el yazısı ile yazılması gerektiği, satıcının, sözleşmenin bir nüshasının elden aldım ve on dört gün içerisinde satıştan vazgeçme hakkımın olduğu konusunda bilgilendirildim ibaresinin tüketicinin kendi el yazısı ile yazılması gerektiği, cayma hakkının kullandığına dair bildirimin cayma süresi dolmadan, yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısıyla satıcı veya sağlayıcıya yöneltilmesine ilişkin bildirime sözleşmede yer verilmesi gerekli olduğu düzenlemesine yer verilmiş olup, taraflar arasında imzalanan 06.02.2015 tarihli sözleşmenin incelenmesinde, cayma hakkı olarak 14 gün olarak öngörüldüğü, ancak sadece "14 günlük deneme süremi biliyorum 1 nüsha aldım" ibaresini yer verildiği "on dört gün içerisinde satıştan vazgeçme hakkımın olduğu konusunda bilgilendirildim" ibaresine yer verilmediği anlaşılmış olup Hal böyle olunca, mahkemece, "on dört gün içerisinde satıştan vazgeçme hakkımın olduğu konusunda bilgilendirildim" ibaresine yer verilmediği bu nedenle cayma hakkının süresinde kullanıldığının kabulünün gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne gerekirken, yazılı gerekçe ile kabul edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden sonucu itibariyle doğru olan hükmün gerekçesi değiştirilerek onanması HUMK 438/son maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin kararının gerekçesi yönünden düzeltilerek ONANMASINA,”