Davalar & Makaleler

KREDİ AÇMA SÖZLEŞMESİ

24 Mayıs 2024

Kredi açma sözleşmesi, kredi işleminin temelini oluşturan ve kredi vereni, öngörülen tutara kadar nakdi, ayni veya sorumluluk kredisi açmak, kullandırmak ve vadeye kadar geri ödeme talebinde bulunmamak yükümlülüğü altına sokan sözleşme olarak tanımlanabilecektir. Bankanın borcu, krediyi müşterisinin emrine hazır tutmak, yani müşterinin çekme hakkını kullanmasına imkan vermek; müşterinin borcu ise krediyi geri ödemek veya kabul kredisinde olduğu gibi vadesinden önce bankaya bedeli, faiz ve komisyonu ödemektir. Taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmelerinde genellikle bankanın kredi müşterisine açacağı kredinin limiti de saptanmaktadır. Öte yandan sözleşme limitini aşan kredi kullanımı talepleri karşısında bankalarca kredi sözleşmesine ek sözleşmeler yapılmakta ve bu sözleşmede ana sözleşme ile bağlantı kuran bir hüküm bulunmaktadır.

Faiz, gelir ve giderlerden bağımsız olarak, bankanın riski üstlenmiş olduğu süreye göre değişen ve kredi alanın, kendisine belli bir miktar paranın geçici olarak bırakılmasına karşılık gelen edimini ifade eder. Banka tarafından açılan kredi, masraf ve faizler üzerinden fiyatlandırılmaktadır. Merkez Bankası, bankaların ödünç para verme işlemleri ve mevduat kabulünde uygulanacak azami faiz oranlarını, katılma hesaplarında kar ve zarar katılma oranlarını, özel cari hesaplar dahil her türlü işlemlerinden elde edecekleri ücret, masraf, komisyon ve diğer menfaatlerin nitelikleri ile azami miktar ya da oranlarını tespit etmeye, bunları kısmen veya tamamen serbest bırakmaya yetkilidir. Bildirilen oranlar üzerindeki kredi faiz uygulamasının yaptırımı idari para cezasıdır. Banka tarafından kullandırılan krediye uygulanacak faiz ve fer’ileri, kredi müşterisi ile yapılmış ve imzası inkar edilmeyen veya imzası kanıtlanmış sözleşme hükümlerine göre belirlenir. Kredi sözleşmesinin bulunmaması veya imza inkarının kanıtlanamamış olması borçluya yapılan ikraz ve ana borcu etkilemeyeceği, ancak bu borca kanıtlanamayan veya geçerli olmayan sözleşme hükümleri uygulanamayacağından faizin kararlaştırılmadığı kabul edilerek, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunu’n 1. Maddesine istinaden, kanuni faiz uygulanacağına ilişkin görüşler bulunmaktadır.

Banka kredi sözleşmeleri iki ana başlık altında incelenebilecektir. Bunlardan biri, krediyi kullananın genellikle belirli bir parayı bankadan nakden aldığı, özellikle taşıt, konut ve ihtiyaç kredileridir. Tüketici kredisi olarak da adlandırılan bu kredilerde müşteri kredi olarak kullandığı anaparayı, işleyen faizi ve sair giderlerin toplamını belirli bir vadede ya da tarihi ve tutarları belirlenmiş taksitler halinde öder ve bu surette kredi borcu kapanmış olur.

Bir diğer banka kredi sözleşmeleri ise cari hesap şeklinde işleyen rotatif, yani dönerli kredilerdir. Cari hesap şeklinde işleyen kredi türünde banka belirli bir tutarda krediyi müşterinin talimatı çerçevesinde kullandırmak üzere hazırda tutar ve genel kredi ilişkisi içinde nakdi ya da gayrinakdi kredi biçimleri gündeme gelebilir. Cari hesap şeklinde işleyen kredide müşteri kullandığı tutarı ve belirli dönemlerde tahakkuk ettirilen faiz ile komisyon gibi sair borçlarının tamamını ödese bile kredi ilişkisi sona ermez. Bakiyesi “sıfır” gösterse bile, sona ermemiş kredi ilişkisine dayalı yeni kullanma talepleri banka tarafından karşılanabilir. Bu tür kredi sözleşmeleri sürenin dolması, dönme, fesih, rızayı fesada uğratan sebeplerin varlığı halinde bağlamazlık beyanının bildirilmesi ile sona erer. Cari hesap sözleşmelerinin yazılı olması geçerlilik şartıdır ve taraflardan sadece biri imzalamış ise geçersizdir. Banka uygulamasında nakdi kredilerin büyük bölümü cari hesap şeklinde açılmaktadır. Banka uygulamasında cari hesap uygulamasında genelde (31 Mart, 30 Haziran, 30 Eylül, 31 Aralık) şeklinde üç aylık dönemler kabul edilir. Dönem sonu kabul edilen bu tarihlerde bakiye tespit edilir. Bakiye bankanın alacağını gösterir. Fakat bankaya bu alacağını talep hakkı vermez. Bakiye ondan sonraki hesap döneminin müşteri açısından ilk zimmet kalemini oluşturur. Bankanın alacağının muaccel olması, ancak hesabın kesilmesi, yani sözleşmenin banka tarafından kat edilerek Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 18. Maddesi hükmüne göre noter aracılığıyla iadeli taahhütlü mektup, telgraf veya güvenli elektronik posta ile müşteriye bildirilmesiyle mümkün olmaktadır. Cari hesap sözleşmesinin sona erme halleri TTK’nın 98. maddesinde; a. Kararlaştırılan sürenin sona ermesi, b. Bir süre kararlaştırılmadığı takdirde taraflardan birinin fesih ihbarında bulunması, c. Taraflardan birinin iflas etmesi şeklinde düzenlenmiştir. Ancak banka uygulamasında cari hesap sözleşmesinin sona ermesi konusunda bir müddet kararlaştırılmamakta ve banka sözleşmede dilediği zamanda kat etme hakkını saklı tutmaktadır. Ayrıca hesabın kat edilmesiyle birlikte tüm alacağın muaccel olacağına ilişkin de hükümler konulmaktadır. Bunun sonucunda da rehin ile teminat altına alınmamış alacak için muaccel olur olmaz müşterinin mal varlığı üzerine ihtiyati haciz koydurma imkanı doğmaktadır. Cari hesapta faiz konusunda TTK m. 8’de “Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir. Üç aydan aşağı olmamak üzere, faizin anaparaya eklenerek birlikte tekrar faiz yürütülmesi şartı, yalnız cari hesaplarla ve her iki taraf bakımından da ticari iş niteliğinde olan ödünç sözleşmelerinde geçerlidir. Şu şartla ki bu fıkra, sözleşenleri tacir olmayanlara uygulanmaz” denilmek suretiyle birleşik faize kapı aralanmıştır.

Yararlanılan Kaynaklar: Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Arabuluculuk Daire Başkanlığı, Banka Ve Finans Hukukunda Uzman Arabuluculuk, 2020.

Bu sitede paylaşılan çalışmalar yalnızca bilgilendirme amaçlı olup, Türkiye Barolar Birliği'nin ilgili düzenlemeleri uyarınca reklam, teklif, hukuki öneri veya danışmanlık teşkil etmez.

Popüler

Öne Çıkan

Yeni

Toplu İş Sözleşmesinin Yapılması Sürecinde Toplu Görüşmelere Kadar Yaşanan Yasal Prosedür
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
01 Mayıs 2019
YLSY Öğrenim Programı Kapsamında Yurtdışında Lisansüstü Öğrenim Gören Öğrencilerin Karşılaştığı Hukuki Sorunlar
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
03 Mayıs 2019
İş Makinelerinin Mülkiyetinin Tespiti ve Tescili
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
06 Mayıs 2019
Doktorların Kamu Hastanelerinde ve/veya Özel Hastanelerde Çalışma Halleri
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
09 Mayıs 2019
Kamulaştırma Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
11 Mayıs 2019
Trafik Kazaları Sonrasında Karşılaşılan Hukuki Süreç ve Problemler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
14 Mayıs 2019
Aldatan Eşin Sevgilisinin, Aldatılan Eşe Manevi Tazminat Ödemesi Hakkında
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
16 Mayıs 2019
Karşılıksız Çek Şikayetinde Başvuru Hakkı ve Şirket Yetkilisinin Belirtilmesi
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
19 Mayıs 2019
Konkordato Halinde İşçi Alacaklarının Durumu
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
21 Mayıs 2019
Konkordato Nedir?
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
24 Mayıs 2019
Tahkim Nedir?
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
26 Mayıs 2019
Kişiler Hukukuna İlişkin Davalar
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
29 Mayıs 2019
Kredi Kullanımında Hayat Sigortasının Yapılması Durumu, Vefat Eden Kişinin Kredi Borcuna İlişkin Mirasçıların Karşılaştığı Problemler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
01 Haziran 2019
Lex Mercatoria And Arbitration
Av. Fatmira MULAJ
03 Haziran 2019
Maçlarda Görev Alan Polis Memurlarının Harcırah Alacağı
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
06 Haziran 2019
Medeni Hukukun Tanımı ve Kapsamı
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
08 Haziran 2019
Milletlerarası Tahkimde Ayrılabilirlik İlkesi
Av. Fatmira MULAJ
11 Haziran 2019
Miras Hukukunda Ortaklığın Giderilmesi Davası (Paylaşma Davası)
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
14 Haziran 2019
Miras Hukukuna İlişkin Dava ve Talepler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
16 Haziran 2019
Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) Davası
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
19 Haziran 2019