VAKIFLARIN KURULUŞU
27 Nisan 2024
A. Vakıfların Kuruluşu
5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nun 5’inci maddesinde, yeni vakıfların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre kurulacağı ve faaliyet göstereceği belirtilmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 102 ila 105’inci maddeleri arasında da yeni vakıfların kuruluşu düzenlenmiştir. “Kuruluş şekli” başlıklı 102’nci Madde aynen şöyledir:
“Vakıf kurma iradesi, resmi senetle veya ölüme bağlı tasarrufla açıklanır. Vakıf, yerleşim yeri mahkemesi nezdinde tutulan sicile tescil ile tüzel kişilik kazanır.
Resmi senetle vakıf kurma işleminin temsilci aracılığıyla yapılması, temsil yetkisinin noterlikçe düzenlenmiş bir belgeyle verilmiş olmasına ve bu belgede vakfın amacı ile özgülenecek mal ve hakların belirlenmiş olmasına bağlıdır.
Mahkemeye başvurma, resmi senet düzenlenmiş ise vakfeden tarafından; vakıf ölüme bağlı tasarrufa dayanıyorsa ilgililerin veya vasiyetnameyi açan sulh hukuk hakiminin bildirimi üzerine ya da Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce re’sen yapılır.
Başvurulan mahkeme, mal ve hakların korunması için gerekli önlemleri re’sen alır.”
Maddeden de açıkça anlaşılacağı gibi vakıflar;
a. Sağlararası işlem ile, b. Ölüme bağlı tasarruf (vasiyetname veya miras sözleşmesi) yoluyla kurulabilmektedir.
- Sağlararası İşlem ile Vakıf Kurulması
Bir vakfın sağlararası işlem ile kurulabilmesi için, öncelikle gerçek veya tüzel kişilerin vakıf kurma iradesini noterde düzenlenecek resmi senetle açıklaması gerekmektedir (Vakıflar Yönetmeliği m.5).
Öte yandan amacı gerçekleştirmeye yetecek bir malvarlığının mevcut olması şarttır. Ayrıca bu mal varlığının vakıf kurma amacına özgülendiğine dair mal sahibi ya da sahiplerinin irade beyanı şarttır. Bu işlemlerin noterlikçe ve resmi senet şeklinde düzenlenmesi zorunludur.
Mal varlığı olarak nakit ve sair taşınır kıymetlerin (hisse senedi, tahvil, döviz, altın vs.) doğrudan kurulmuş bulunan vakıf adına açılacak hesaba yatırılması şarttır.
Tescil için açılacak davanın dilekçesinde mal varlığı olarak özgülenecek taşınmazlara ait tapu bilgileri ile varsa sair haklara ait bilgi ve tapu kayıtlarının gösterilmesi gerekmektedir.
Ayrıca resmi senedin Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün görüşünü alarak mahkemece onanması ve özgülenen mal varlıklarının vakfın mülkiyetine devri ve vakfın tesciline karar verilmesi, bunun akabinde de vakfın hem mahkeme hem de merkezi sicile kaydı gerekmektedir.
Vakıf kurma temsilci aracılığıyla da yapılabilir. Eğer bu temsilci bir avukat ise Avukatlık Kanunu gereği hususi bir vekaletname olması gerekmektedir. Bu vekaletnamede vakfedenin ve temsilcinin fotoğrafının bulunması ve vakıf kurma iradesi yazılı olarak belirtilmek zorundadır.
Vakıflar Yönetmeliği m.5’e göre; tescil işlemleri devam ederken vakfedenin ölmesi halinde, mirasçılardan birisi tarafından tescil talebinde bulunulabilir. Vakıf senedinin düzenlenmesini takip eden üç ay içinde vakfedenin veya ölümü halinde mirasçılardan birisi tarafından tescil talebinde bulunulmamış veya vakfeden tüzel kişiliğe haiz olup da bu süre içinde sona ermiş olursa, vakfın tescili hususundaki başvurma görevi Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce yapılır. Yapılacak harcamalar, ilgili vakıf tarafından karşılanmak üzere Genel Müdürlükçe yapılır.
- Ölüme Bağlı Tasarruf (Vasiyetname veya Miras Sözleşmesi) Yoluyla Vakıf Kurulması
Vakıflar, ölüme bağlı tasarrufla, yani vasiyetname ve miras sözleşmesi yoluyla da kurulabilmektedir. Bu husus için, Türk Medeni Kanunu’nun 102’nci maddesinde “Vakıf kurma iradesi… ölüme bağlı tasarrufla açıklanır” denilirken, aynı Kanunun 526’ncı maddesinde de “Mirasbırakan, terekesinin tasarruf edilebilir kısmının tamamını veya bir bölümünü özgülemek suretiyle vakıf kurabilir” denilmek suretiyle ölüme bağlı tasarrufla vakıf kurulabileceği hükme bağlanmıştır.
Vasiyette bulunacak kişinin ayırt etme gücüne sahip olması ve on beş yaşını da doldurmuş olması gerekmektedir. Vasiyetname yoluyla vakıf kurma resmi şekle tabi değildir. Yazılı ve sözlü şekilde de olabilir. Ancak vasiyetname yoluyla vakıf kurmak isteyenlerin noter huzurunda resmi vasiyetname yaparak bu işi daha güvenceli hale getirmeleri tavsiye edilir. Bu arada 65 yaşın üzerinde olan vasiyetname sahiplerinin, ayırt etme gücünün yerinde olduğunu gösterir bir rapor almaları olası itirazların önünü kesecektir.
Miras sözleşmesi yapacak kişinin ise; ayırt etme gücüne sahip, ergin (on sekiz yaşında ya da evli olacak, çünkü evlenme kişiyi ergin kılar) olması gerekmekte, aynı zamanda kısıtlı bulunmaması da gerekmektedir. Ayrıca miras sözleşmesinin noter huzurunda yapılması gerekmektedir. Sözleşmenin tarafları, arzularını resmi memura aynı zamanda bildirirler ve düzenlenen sözleşmeyi memurun ve iki tanığın önünde imzalarlar.
Vakıflar Yönetmeliği 6’ncı maddesi “Ölüme bağlı tasarruf ile kuruluş” başlığını taşımakta ve şu hususları içermektedir:
“(1) Ölüme bağlı tasarruf yoluyla vakıf, vakfedenin ölümünden sonra tescil edilmek üzere kurulabilir. Bu yolla kurulan vakıflarda sulh hakimi vakıf kurulmasına esas belgenin bir örneğini yedi gün içinde Genel Müdürlüğe gönderir.
(2) Ölüme bağlı tasarrufla kurulan vakıflarda mahkemeye başvuru, ilgililerin veya sulh hakiminin bildirimi üzerine ya da Genel Müdürlükçe resen yapılır. Yetkili mahkemeye başvurulması üzerine, yapılacak harcamalar, ilgili vakıftan alınmak kaydıyla Genel Müdürlükçe karşılanır.
(3) Ölüme bağlı tasarrufla kurulan vakfın, miras bırakanın borçlarından sorumluluğu, özgülenen mal ve haklarla sınırlıdır. Vakfedenin mirasçıları ile alacaklılarının bağışlamaya ve ölüme bağlı tasarruflara ilişkin hükümler uyarınca dava hakları saklıdır.”
Burada şunu belirtelim ki ölüme bağlı tasarruf yoluyla vakıf kurulmasını isteyen kişinin vakıf kurmak için ayıracağı mal varlığı, hem vakfın amacının gerçekleşmesine yeterli olmalı hem de mirasçılara bırakılması gereken saklı payları (mahfuz hisse) ortadan kaldırıcı nitelikte olmamalıdır. Zira yukarıda söz ettiğimiz yönetmelik maddesinde de belirtildiği gibi, saklı payları olumsuz etkilenen mirasçıların dava açıp saklı miras paylarını alma hakları vardır. Bu da vakfın kurulamaması sonucunu doğuracaktır.
B. Vakıf Kurmaktan Vazgeçme
Türk hukukunda vakıf kurmaktan vazgeçme konusunda bir düzenleme mevcut değildir. Bu konuda bir görüş birliği de mevcut değildir. Bu noktada vakıf tescil edilip aleniyet kazanıncaya kadar vakfeden, vakıf kurmaktan vazgeçebileceğini ifade edebiliriz.
Ölüme bağlı tasarrufla vakıf kurma durumunda ise, vasiyet sahibi hem vasiyetnameden hem de miras sözleşmesinden dönerek vakıf kurmaktan vazgeçebilecektir.
Mahkemenin vakfın tescili yönünde verdiği kararı da ilgililerin tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde temyiz etme hakları vardır. Vakıflar Genel Müdürlüğü de temyiz hakkına sahiptir.
C. Yabancıların Vakıf Kurma Hakkı
Vakıflar Kanunu’nun 5’inci maddesine göre yabancılar, Türkiye’de, hukuki ve fiili mütekabiliyet esasına göre yeni vakıf kurabilirler. Bu yabancıların Türkiye’de yerleşme hakkının olması şart değildir.