AYIPLI MAL VE HİZMETE KARŞI TÜKETİCİNİN HAKLARI
15 Şubat 2024
Ayıplı mal, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun madde 8’de “Tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan mal” şeklinde tanımlanmıştır. Devamında ise “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir.” diyerek ayıplı malın tanımını genişletmiştir. Satıcının bu hususta yükümlülüğü malı satış sözleşmesine uygun olarak tüketiciye teslimi noktasında toplanmaktadır. Peki, satıcı malın sözleşmeye uygun bir biçimde teslim ettiğini, tüketici ise sözleşmeye aykırı teslim yapıldığı hususunda ihtilafa düştüklerinde sorumluluk nasıl işleyecektir? Örneğin bir aracın tarife uygun olmayan yani yukarıda tanımlandığı şekliyle hukuki ayıplı onarımında tamir hizmeti vericisinin sorumluluğuna nasıl gidilecektir? 6502 S.K. “Teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir. Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz.” diyerek ispat yükünü satıcının üzerine bırakmıştır. O halde tüketicinin, sözleşmenin kurulduğu tarihte ayıptan haberdar olduğu veya haberdar olmasının kendisinden beklendiği hallerde, sözleşmeye aykırılık söz konusu olmayacaktır. Bunların dışındaki ayıplara karşı tüketicinin seçimlik hakları TKHK md. 15 uyarınca saklıdır. Bu durumda ayıbın sözleşme esnasında mı yoksa sonradan mı ortaya çıktığına göre ayrım yapılmıştır. Mevzuata göre ayıp, akit kurulurken tüketici tarafından bilgisi dahilinde olduğu veyahut olabileceği varsayıldığında hukuki ayıptan bahsedilemeyecektir. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. Ayıbın ortaya çıkma tarihi ise 6 ay içerisinde gerçekleşmişse teslim tarihinde bu ayıbın varlığını bir karine olarak kabul etmekteyiz. Onarım hizmetinin ayıplı ifa edildiği durumlarda tüketici, hizmetin yeniden görülmesi, hizmet sonucu ortaya çıkan eserin ücretsiz onarımı, ayıp oranında bedelden indirim veya sözleşmeden dönme haklarından birini firmaya karşı kullanabilir. Firma, tüketicinin seçimlik hakkını yerine getirmekle mükelleftir ayrıca seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar firma tarafından karşılanacaktır. Tüketici, bu seçimlik haklarından biri ile birlikte Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca ayıplı onarımın niteliğine göre tazminat da talep edebilir. Firmanın sorumluluğu bu onarımlarda makul sayılabilecek bir süre ile sınırlandırılmıştır. Bu sürenin 30 iş gününü geçemeyeceği, aksi takdirde diğer seçimlik haklara başvurulabileceğinin yolu tüketici yönünden açıktır. Bu noktada karşılıklı olarak makul süre hususunda tüketicinin de ayıbın bildirilmesiyle ilgili bir sınırlandırma yapılmıştır. Ayıpların bildirilmesine ilişkin temel düzenleme, tüketicinin onarılanda, firmanın sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde firmaya bildirmek zorundadır. Uygun bir süreden kasıt, ayıp görülür görülmez, şartların da değerlendirilmesiyle, zaman geçirmeksizin bildirimdir. Firmanın sorumluluğu firmanın onarılanın hatalı olmasından doğan zararlardan dolayı giderim yükümlülüğünü ifade eder. Bu sorumluluk, gerek zarar gerekse ayıp kavramları itibariyle farklılık arz eden, herhangi bir sözleşme ile bağlantılı olmaksızın, ayıplı bir malın üreticisi tarafından piyasaya sürülmesi ve bu malın, kişilerin hukuk sistemince korunan varlıklarına zarar vermesi halinde sorumluluğu konu edinen özel bir düzenlemedir: Kişilerin piyasaya sürülen maldan bekledikleri haklı güvenin bulunmamasını ihtiva eder. Nitekim, bu amacı sağlamak bakımından, bir sebep sorumluluğu söz konusudur. Ayıbın bilinmesinin sorumluluğu ortadan kaldırmayacağına ilişkin düzenlemeler kusursuz sorumluluk olarak değerlendirilebilir. Özetle ayıplı ifadan firmanın sorumluluğunu doğurabilmesi için mal veya hizmetin ayıplı olması, ayıbın önemli nitelikte olması, alıcının ayıbı bilmemesi, ayıptan doğan sorumluluğun sözleşme ile kaldırılmamış olması ve gözden geçirme ve bildirim yükümlülüğünün süresinde ve usulüne uygun olarak karşı tarafa bildirilmesi gerekmektedir.