KİRA GARANTİLİ SATIŞ SÖZLEŞMELERİ
15 Aralık 2023
Satış konusunda hususi olarak kararlaştırılan ya da gerçekleşmesi muhtemel olumsuzluklar içermesi alıcının sözleşme iradesini etkileyebilecektir. Dolayısıyla alıcının beklediği menfaat, öncelikle ayıptan doğan sorumluluk düzenlenmeleriyle başta TBK’da teminat altına alınmış bulunmaktadır. Esas olarak satıcının ayıptan doğan sorumluluğunun kanundaki düzenleniş tarzı öncelikle alıcının mala ilişkin çıkarlarını yeterince tatmin eden bir düzenleme olarak görülse de bu düzenlemeler, satış sözleşmesinin temelini oluşturmaz. İstisnalar haricinde de emredici hüküm niteliği taşımaz. Dolayısıyla taraflar eğer isterlerse, kanunun kendilerine sunduğu düzeni iradi bir biçimde değiştirebilirler.
Taraflar böyle farklı bir düzenleme yapmak yoluna gidecek olurlarsa sözleşmesel garanti taahhütlerinden bahsedilecektir. Sözü edilen garanti taahhütleri kimi zaman bizzat doğrudan verilen teminatın kapsamına ilişkin olarak düzenlemeler öngörmekte; kimi zaman ise sadece ayıptan doğan sorumluluktaki gözden geçirme, bildirim ve zamanaşımı süreleri bakımından bir değişiklik getirmektedir. Bu şekilde taraflar, kanunun ve dürüstlük kuralının kendilerine tanıdığı serbesti çerçevesinde istedikleri şekilde sözleşmesel kayıtlar ortaya koyabileceklerdir. Ayrıca iradi olarak tasarlanabilecek olan bu türden kayıtlar, sadece satış sözleşmesi bakımından değil edim sonucunun somutlaştığı tüm sözleşme ilişkilerinde de karşımıza çıkabilecektir.
Garanti sözleşmeleri, bu yönüyle kendine özgü (sui generis) teminat sözleşmeleridir. Garanti verenin borcu, karşı tarafın uğrayabileceği ekonomik bir rizikonun karşılanmasını üstlenmesi nedeniyle bir miktar para borcudur.
Tarafları garanti alan ve garanti verenden oluşan bu kendine özgü sözleşmenin genel itibarıyla teminatı amaçlayan (kefalet benzeri veya başkasının fiilini taahhüt şeklinde) garanti sözleşmesi, diğeri ise yöneltmeyi amaçlayan (saf) garanti sözleşmesi olarak sınıflandırılabilir. Genel olarak, her iki sözleşme çeşidini de kapsayacak şekilde garanti sözleşmesinin tanımı şu şekilde verilebilir. Garanti alanın belli bir davranışa girişmesinden veya kendisiyle borç ilişkisine girdiği bir üçüncü kişinin edimini yerine getirmemesinden doğan zarar tehlikesini, garanti verenin bağımsız bir taahhütle üzerine aldığı sözleşme garanti sözleşmesidir.
Somut olarak kira garantisini hangi hallerde görebiliriz? Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde veyahut diğer gayrimenkul satış sözleşmelerinde konutun geç teslimi halinde inşaat firması tarafından kira ödeneceğine ilişkin sözleşmeye konulan bu garanti taahhüdü geçerli olacak mıdır? Bu halde sözleşme maddesine eklenen garanti hükümlerinin geçerli olduğu söylenebilecektir fakat sözleşmenin tamamında verilen sürelere dikkat edilmesi gerekmektedir zira garanti taahhüdünün sınırlandırılacağı öngörülmelidir.
Garanti sözleşmeleri bakımından garantide bulunanın borcunun konusunun genel olarak para borcu olması nedeniyle, bu sözleşmelerde imkânsızlığın farklı olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Örneğin, bankalarca akdedilen garanti sözleşmelerinde verilen garantilerin azami limit belirlendiği yahut asıl sözleşmede yer alan rizikonun tümünü kapsayacak biçimde götürü usul ile garanti sözleşmesi yapıldığı görülmüştür.
Garanti sözleşmesinin geçerlik koşulları TBK kapsamında düzenleme altına alınan sözleşmelerin tabi olduğu genel geçerlilik koşullarına tabi olduğundan, TBK md.603 vd. maddeler değerlendirilmelidir. Ek olarak TBK’nın 27/1. maddesine göre Kanun’da sayılan emredici mahiyetteki düzenlemeler, ahlaki kurallar, kamusal düzen ve kişilik haklarına aykırılık oluşturan yahut konusu bakımından imkânsızlığı öne sürülebilen sözleşmeler kesin hükümsüz sayılmaktadır. Buna göre;
- Garanti verenin sorumlu olduğu miktarın belirtilmesi,
- Yazılı şekilde yapılması,
- Eşin rızasının alınmış olması,
- Ehliyet şartı,
- Konunun kanuna, emredici hükümlere, ahlak ve adaba aykırı olmaması,
- Edimlerin imkânsız olmaması,
- İrade ve kabul beyanlarının uygunluğudur.
Yargıtay’a göre garanti sözleşmelerinde hangi riskin temin edildiğinin belirli ya da belirlenebilir olması, hatta riskin boyutlarının dahi tereddüt yaratmayacak şekilde belirlenebilir olması gereklidir. Temin edilen ve ödeneceği garanti edilen borcun hangi borç ilişkisinden doğduğu ya da doğacağının belirli ya da belirlenebilir olması gerekmektedir. Bu durumda garanti edilen edimin kira karşılığı para alacağı olduğu, bu miktarın yazılı bir şekilde belirtilerek müphem olmaması, var ise eş/kefilin şekle uygun rızası, tarafların bu borçlandırıcı işlemde bulunmasına engel bir iradeyi sakatlayan hali olmaması, garanti sözleşmesinin konusunun yani kiranın edim olarak olağan akışa uygun olması ve tarafların esaslı ve yan huşular üzerinde anlaşmaya varmış olması sırasıyla şekle uygun bir sözleşmenin varlığını gösterecektir.
Özüyle; Garanti sözleşmesi iki taraflı bir hukuki ilişkidir. Tarafları, garanti veren ile garanti alandır. Sözleşmenin kurulması için garanti veren ile garanti alanın birbirine uygun irade beyanlarının bulunması yeterli olup lehtarın rızası aranmaz. Garanti sözleşmesinin geçerlilik koşullarından biri de tarafların iradesinin yanılma, aldatma, korkutma gibi irade bozuklukları sebebiyle sakatlanmamış olmasıdır. Eğer taraflardan birinin iradesi bozukluğa uğramışsa yanılma veya aldatmanın öğrenilmesinden, korkutma söz konusuysa korkutmanın etkisinin ortadan kalkmasından itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içinde yapmış olduğu sözleşmeyi onaylayabilme veya onaylamayarak sözleşmenin geçersizliğini sürdürme imkânı bulunmaktadır.
Sinem ATAOĞLU, Garanti Sözleşmesinin Geçerlilik Koşulları, AndHD, C:8, S:2, Temmuz 2022, s.309-325.