USULSÜZ ÖLÜ GÖMÜLMESİ
08 Ağustos 2023
Türk Ceza Kanunu’nun Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar kısmı içerisinde TCK. 196’ncı maddesinde düzenlenen usulsüz ölü gömülmesi suçu, ölü gömülmesi için ayrılmış yerlerden başka bir yere ölünün gömülmesi veya ölüyü gömdürmek fiilleri ile oluşabilen bir suçtur.
Bu suç genel bir suç olduğu için herkes fail olabilir yani fail, ölü gömen veya ölü gömdüren herkes olabilecektir. Bu maddenin düzenlenmesinin amacı kamu sağlığının korunmasıdır. Kasten işlenen bir suç olup, fiil hukuka aykırılık taşımalıdır. Bu suç tek başına işlenebileceği gibi iştirak halinde de işlenebilir. Bu suça teşebbüs mümkün olup, ölünün gömülmesi, üzeri kapatılması halinde suç tamamlanmış olur. Usulüne uygun olarak veya yetkili makamların izninin olması durumunda ise, fiil hukuka uygun olacağı için bu suç oluşmayacaktır.
1593 Sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu “Mezarlıklar ve Ölülerin Defni” başlıklı m.211’de, “Mezarlık ittihaz olunan yerlerden başka yerlere ölü defni memnudur. Fevkalade hallerde ve sıhhi mahzur mevcut olmadığı takdirde Cumhurbaşkanı karariyle muayyen ve malüm mezarlıklar haricinde ölü defnine müsaade edilir.” denilmektedir.
Ölü gömülmesine ayrılan yerlerden başka yerlere ölü gömen veya gömdüren kişi, altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır. Usulsüz ölü gömülmesi suçunun soruşturması ve kovuşturması için şikayet aranmamakta, süreç re’sen yürütülmektedir. Usulsüz ölü gömülmesi suçu uzlaşmaya tabi değildir. Ön ödeme kurumu ise, bu suç için uygulanabilmektedir.
Kovuşturma sürecinde görevli mahkeme ise, asliye ceza mahkemesidir.
Yargıtay kararlarına göre usulsüz ölü gömülmesi suçu şu şekilde örneklendirilebilir:
“Sanığın üzerine atılı suçun hükümden sonra, 24.11.2016 tarih ve 6763 sayılı Kanunun 12. maddesiyle değişik 5237 sayılı TCK'nın 75. maddesi uyarınca önödeme kapsamına girdiği anlaşıldığından, sanık hakkında önödeme prosedürü uygulanarak, sonucuna göre sanığın hukukî durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükmün BOZULMASINA,” (Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2017/4820 E., 2019/4611 K.)
“…
B) Sanık ... hakkında “Usulsüz Ölü Gömme” suçundan verilen beraat hükmünün incelenmesinde; 1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu’nun 211. maddesindeki "Mezarlık ittihaz olunan yerlerden başka yerlere ölü defni memnudur. Fevkalade hallerde ve sıhhi mahzur mevcut olmadığı takdirde Cumhurbaşkanı karariyle muayyen ve malum mezarlıklar haricinde ölü defnine müsaade edilir" hükmü ile mezarlık olarak belirlenen yerler dışında ölü defninin yasak olduğu hususunun düzenlendiği, aynı Kanunun 213. maddesinde köyler için tesis edilecek mezarlıkların mülki amirlikçe belirleneceği, yine aynı konuyu düzenleyen 19.01.2010 tarihli R.G.'de yayımlanan Mezarlık Yerlerinin İnşaası ile Cenaze Nakil ve Defin İşlemleri Hakkındaki Yönetmeliği’n 39. maddesinde mezarlık olarak seçilmiş yerlerden başka yerlere cenaze defninin, 1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu’nun 211'inci maddesinde belirtilen istisna haricinde yasak olduğu belirtilmiş olup; somut olayda müteveffa ….. sanıklar tarafından yukarıda belirtilen istisnai durumlar kapsamında bulunmamasına rağmen herhangi bir izin alınmadan mülki amirlik tarafından mezarlık yeri olarak belirlenmeyen yere defnedildiği anlaşılmış olup; dosya içeriğine göre, sanığın usulsüz ölü gömme suçu sabit olduğu halde sanığın mahkûmiyeti yerine suç kastı ile hareket etmediği şeklinde yasal olmayan gerekçeyle beraatine karar verildiği ancak; hükümden sonra 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunu’n 12. maddesi ile değişik TCK.’nın 75. maddesi gereğince usulsüz ölü gömme suçunun ön ödeme kapsamına alınması nedeniyle, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirmiş …” (Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/16689 E., 2021/4588 K.)