ÇEVRENİN KASTEN VEYA TAKSİRLE KİRLETİLMESİ
17 Temmuz 2023
A. ÇEVRENİN KASTEN KİRLETİLMESİ SUÇU (TCK. M.181)
a.) Suçun Tanımı
Çevrenin kasten kirletilmesi suçu, ilgili kanunlarla belirlenen teknik usullere aykırı olarak ve çevreye zarar verecek şekilde atık veya artıkları toprağa, suya veya havaya kasten verilmesidir. Çevrenin kasten kirletilmesi suçu, Türk Ceza Kanunu(TCK.)’nda “Topluma Karşı Suçlar” arasında “Çevreye Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenmektedir.
Suçun hukuki konusunu, kişilerin zararlı atıklarına ya da artıklarına karşı çevrenin korunmak zorunda olduğu kamusal yara oluştururken; suçun maddi konusunu ise, atık veya artıklar oluşturmaktadır.
b.) Suçun Unsurları
Fail ve Mağdur: Herkes bu suçun faili olabilir. Suçun mağduru ise çevrede yaşayan ve zarar tehlikesine maruz kalan herkestir.
Fiil: Çevrenin kasten kirletilmesi suçunun hareket öğesini ilgili kanunlarla belirlenen teknik usullere aykırı olarak ve çevreye zarar verecek şekilde, atık veya artıkları toprağa, suya veya havaya kasten atılması veya karıştırması oluşturmaktadır.
Atık ve artıkların havaya verilmesi, suya karıştırılması, toprağa karıştırılması ilgili kanunlarda belirlenmiş olan usullere aykırı olmasıyla birlikte çevreye de zarar verecek şekilde olmalıdır, sonuç olarak bu suçun oluşabilmesi için bu iki durum birlikte olmalıdır. Atık veya artıkları toprağa, suya veya havaya kasten verilmesi hem icrai hem de ihmali hareketle yapılabilir.
Atık veya artıkların izinsiz olarak ülkeye sokulması hangi araçla olursa olsun ülkeye sokuldukları anda suç işlenmiş olur. Mutlaka gümrük kapılarında da geçmiş olması gerekmez.
Suça teşebbüs mümkündür. Fail eylemine başlayıp ancak elinde olmayan nedenlerle gerçekleştirmezse teşebbüsten dolayı cezalandırılmaktadır.
Manevi Unsur: Bu suç kasten işlenebilen bir suçtur. Doğrudan kast ve dolaylı kast (zarar tehlikesine kayıtsız kalındığında) ile işlenebilir. Kastın olmaması, taksirden dolayı sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Atık veya artıkların ülkeye izinsiz sokulmasında genel kast yeterlidir ve fiili hata kastı kaldırır.
Hukuka Aykırılık Unsuru: Yetkili merciden izin alınmış ve atık ve artıklar bu şekilde ülkeye sokulmuşsa fiil hukuka uygun olur.
c.) Ceza Miktarı ve Nitelikli Halleri:
TCK. m.181/1’de, ilgili kanunlarla belirlenen teknik usullere aykırı olarak ve çevreye zarar verecek şekilde, atık veya artıkları toprağa, suya veya havaya kasten veren kişinin altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabileceği düzenlenmiştir.
TCK. m.181/2’de, atık veya artıkları izinsiz olarak ülkeye sokan kişinin bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabileceği düzenlenmiştir.
TCK. m.181/3’te, atık veya artıkların toprakta, suda veya havada kalıcı özellik göstermesi halinde yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza iki katı kadar artırılacağı ifade edilmiştir.
TCK. m.181/4’te, bir ve ikinci fıkralarda tanımlanan fiillerin, insan veya hayvanlar açısından tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkmasına, üreme yeteneğinin körelmesine, hayvanların veya bitkilerin doğal özelliklerini değiştirmeye neden olabilecek niteliklere sahip olan atık veya artıklarla ilgili olarak işlenmesi halinde, beş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına ve bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunacağı ifade edilmiştir.
TCK m.181/5’te, bu maddenin iki, üç ve dördüncü fıkrasındaki fiillerden dolayı tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunacağı ifade edilmiştir.
d.) Yargılama Usulü
- Çevrenin kasten kirletilmesi suçu suçunun soruşturması ve kovuşturması için şikayet aranmaz; re’sen yapılır.
- Görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi’dir.
- Dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.
- Uzlaşmaya tabi değildir.
Yargıtay kararlarına göre çevrenin kasten kirletilmesi suçunun şu şekilde örneklendirilebilir:
“Sanığın, B.. isimli balık avlama teknesiyle yasadışı dip trolü ile avlanma yaptığı esnada şikayetçi M.. Ş..'in A.. isimli teknesine ait 15 paket toplam 1500 metre boyunda misinadan yapılan uzatma dip ağının parçalanmasına ve kaybolmasına neden olduğu, sahil güvenlik ekiplerinin geldiğini fark etmesi üzerine teknesindeki kasalardaki balıklar ile katı atıkları denize döktüğünden mala zarar verme ve çevrenin kasten kirletilmesi suçlarını işlediğinin iddia olunduğu olayda; …çevrenin kasten kirletilmesi suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde; sanığın, teknesiyle yasadışı dip trolle avlandığının sahil güvenlik görevlilerince fark edilmesi üzerine yakalanmamak amacıyla teknesiyle kaçarken yakaladığı kasalardaki balıkları ve katı atıkları denize dökmesi şeklinde gerçekleşen eyleminde TCK’nın 181/1. maddesi uyarınca ilgili kanunlarla belirlenen hangi teknik usullere aykırı olarak atık veya artıkları toprağa, suya veya havaya kasten verdiğinin ve eyleminin idari para cezasını gerektiren 2872 sayılı Çevre Kanun'un 8. maddesinin yollamasıyla 20/ı bendindeki yasal düzenlemeye uyup uymadığının tartışılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması, bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA…” (Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/15110 E., 2015/6537 K.)
“Sanığın, kendisine ait besihanede baktığı hayvanların gübrelerini avluda biriktirmesi suretiyle çevrenin kirlenmesine neden olduğu iddia edilmiş ve fekal atık bırakılan alıcı ortam olan toprağın altında, Yeraltı Sularının Kirlenmeye ve Bozulmaya Karşı Korunması Hakkında Yönetmeliğin 4/ö maddesinde ki tanıma uygun, durgun veya hareket halindeki bir suyun varlığı kanıtlanmamıştır. … Fekal atık, alıcı ortam olan toprağı kirleten ya da kirletme ihtimali bulunan atık olmadığından alıcı ortam olan toprağın, dolayısıyla çevrenin kirletilmesi suçu oluşmayacaktır. Ancak sanığın, sahibi olduğu hayvanlardan kaynaklanan fekal atığı muhafaza ederken, zamanında ve yeterli seviyede tedbir alma yükümlülüğüne aykırı davranarak üçüncü kişileri rahatsız ettiği veya üçüncü kişilere zarar verdiği takdirde…idari yaptırım kararı verilmiştir. … Maddi olayda, sanığın, kendisine ait besihanede baktığı hayvanların sıvı hayvan pisliğini köy yoluna akıtması suretiyle çevrenin kirlenmesine neden olduğu iddia edildiği eyleminin çevrenin kasten kirletilmesi suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu suç bakımından "fiilin haksızlık içeriğinin azlığına" dayalı ceza vermekten vazgeçilmesine dair kanuni bir hüküm bulunmadığı, yukarıda açıklanan nedenlerle sanık hakkında BERAAT kararı verilmesi yerine kanuni olmayan gerekçeyle çevrenin kasten kirletilmesi suçunda uygulama imkanı bulunmayan CMK'nın 223/4-d madde ve fıkrası uyarınca "ceza verilmesine yer olmadığına" kararı verilmesi, … CEZA VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA" ibaresi çıkartılarak yerine "Sanığın eyleminin Kanunda suç olarak tanımlanmaması nedeniyle CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca BERAATİNE" ibaresinin eklenmesi biçiminde HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA” (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/13203 E., 2015/10285 K.)
“Sanık hakkında çevrenin kasten kirletilmesi suçundan verilen beraat kararına yönelik temyiz isteğinin incelenmesinde; … Sanığın 3 adet büyükbaş ve 40 adet küçükbaş hayvana ait atıkları çevreye zarar verebilecek şekilde bıraktığı iddiasıyla hakkında dava açıldığının anlaşılması, çevre sağlığı teknisyeninin bilirkişi raporunda sanığın usulsüz hayvan yetiştiriciliği yapması nedeniyle insan ve çevre sağlığı açısından sakınca bulunduğunun belirtilmesi karşısında, sanığın 5237 sayılı TCK.nun 181/1.maddesinde öngörülen “ilgili kanunlarla belirlenen teknik usullere aykırı olarak atık veya artıkları toprağa, suya veya havaya kasten verip vermediği” hususu ile eylemin 2872 sayılı Çevre Kanunun 8.maddesinin yollamasıyla 20/j bendindeki yasal düzenlemeye uyup uymadığı gerekçede tartışılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken yazılı şekilde suç işleme kastı bulunmadığı gerekçesi ile beraatine karar verilmesi, bozmayı gerektirmiş, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 Sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA,” (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2012/13368 E., 2013/8839 K.)
B. ÇEVRENİN TAKSİRLE KİRLETİLMESİ SUÇU (TCK M.182)
a.) Suçun Tanımı
Çevrenin taksirle kirletilmesi suçu, kanunda iki fıkra şeklinde düzenlenmiştir.
Birinci fıkrasında suç, çevreye zarar verecek şekilde, atık veya artıkların toprağa, suya veya havaya verilmesiyle oluşur. Bu fıkrada yer alan suçun basit taksirli halidir. Bu suçun faili herkes olabilir. Atık veya artıkların toprağa, suya veya havaya verilmesi çevreye zarar verecek şekilde zarar tehlikesi neticesi doğurduğu zaman taksirli suç işlenmiş olur aksi halde suçtan söz edemeyiz. Bilinçli taksirle de işlenebilir, o halde cezası üçte birden yarısına kadar ağırlaştırılır. Atık ve artıkların taksirli bir fiille toprakta, suda veya havada çevreye zarar verecek şekilde kalıcı etki bırakması halinde aynı durum söz konusudur.
İkinci fıkrasında suç, insan veya hayvanlar açısından tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkmasına, üreme yeteneğinin körelmesine, hayvanların veya bitkilerin doğal özelliklerini değiştirmeye neden olabilecek niteliklere sahip olan atık veya artıkların toprağa, suya veya havaya taksirle verilmesiyle oluşur. Birinci fıkrada yapılan açıklamalar burada da geçerlidir.
b.) Ceza Miktarı
TCK. m.182/1’de, çevreye zarar verecek şekilde, atık veya artıkların toprağa, suya veya havaya verilmesine taksirle neden olan kişinin adli para cezası ile cezalandırılacağı ifade edilmektedir. Bu atık veya artıkların, toprakta, suda veya havada kalıcı etki bırakması halinde iki aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunacağı belirtilmiştir.
TCK. m. 182/2’de, insan veya hayvanlar açısından tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkmasına, üreme yeteneğinin körelmesine, hayvanların veya bitkilerin doğal özelliklerini değiştirmeye neden olabilecek niteliklere sahip olan atık veya artıkların toprağa, suya veya havaya taksirle verilmesine neden olan kişinin bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı ifade edilmiştir.
c.) Yargılama Usulü
- Çevrenin taksirle kirletilmesi suçu suçunun soruşturması ve kovuşturması için şikayet aranmaz; re’sen yapılır.
- Suçun teşebbüsü mümkün değildir.
- Görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi’dir.
- Dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.
Yargıtay kararlarına göre çevrenin taksirle kirletilmesi suçunun şu şekilde örneklendirilebilir:
“…somut olayda, ... Tatil Sitesi'nde yönetim kurulu üyesi olan sanıkların sitenin atık su arıtma tesislerinin istenilen verimde çalışmadığı halde gerekli tedbiri almadıkları, sitenin atık sularını "Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği"nde belirtilen değerleri aştığı halde çevreye bırakmak suretiyle çevrenin kirletilmesine sebebiyet verdiklerinden bahisle “Çevrenin Kasten Kirletilmesi” suçunu işledikleri iddiası ile haklarında açılan kamu davasının yapılan yargılaması neticesinde, anılan suçtan mahkumiyetlerine karar verildiği, sanıkların üzerilerine atılı suçu; hakkında Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme neticesinde eyleminin taksirle çevrenin kirletilmesi suçu olduğundan ön ödeme sebebiyle düşme kararı verilen ve aynı site yönetim kurulu başkanı olan sanık ... ile iştirak halinde işledikleri, öte yandan, sanıkların 19/07/2015 tarihinde ... Tatil Sitesi yönetim kuruluna seçildikleri, Mersin Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü görevlileri tarafından adı geçen siteden 08/09/2015 tarihinde atık su numunesi alındığı ve sitede atık su arıtma tesisinin bulunduğunun anlaşılması karşısında, atık su tesisinin tam kapasite ile çalışıp çalışmadığı hususunda site yönetim kurulu üyesi olan sanıkların yükümlülüklerini yerine getirmeyerek ihmali davranışları sonucu atık suların çevreye zarar verecek şekilde suya bırakılmasından ibaret eylemlerinin, 5237 Türk Ceza Kanunu'nun 182. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesinde düzenlenen çevrenin taksirle kirletilmesi suçunu oluşturduğu, anılan madde kapsamındaki suçun ise, 5237 sayılı Kanun’un 75. maddesi uyarınca ön ödemeye tabi olduğu cihetle, mahkemece sanıklara usulüne uygun şekilde ön ödeme ihtarı yapılıp sonucuna göre hukukî durumlarının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesinde verilmesinde isabet görülmemiştir.” Denilmektedir. 5237 Türk Ceza Kanunu'nun 182. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesinde düzenlenen çevrenin taksirle kirletilmesi suçunu oluşturduğu, anılan madde kapsamındaki suçun ise, 5237 sayılı Kanun’un 75. maddesi uyarınca ön ödemeye tabi olduğu ve mahkemece sanıklara usulüne uygun şekilde ön ödeme ihtarı yapılıp sonucuna göre hukukî durumlarının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu gözetilmeden, haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır. … Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, 1-Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 06/06/2017 tarihli ve 2017/341 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 2- Aynı kanun maddesinin 4-B fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,” ( Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2021/30758 E., 2021/28581 K.)
“Sanıkların ... çalışanları olduğu, olay günü temyize gelmeyen diğer sanıkların işletmeciliğinden sorumlu oldukları akü geri dönüşüm tesisinden meydana gelen tehlikeli atıkların, sanıkların gözetim ve kontrolünde bulunan hafriyat alanına döküldüğü ihbarıyla yapılan tespitte, sanıkların çöp döküm alanına, gereken yükümlülüklere uymaksızın tehlikeli atıkların doğrudan alıcı ortam olan toprağa verilmesi eylemine iştirak ederek çevrenin kasten kirletilmesine neden oldukları iddia edilmiştir. Bilirkişi raporunda, suça konu atıkların kurşun ısıl metalürjiden kaynaklanan atıklar olduğu belirlenmiş, tehlikeli atık sınıfında olduğu anlaşılmıştır. Sanıkların, akü geri dönüşüm işleminden meydana gelen tehlikeli atıkların hafriyat alanına dökülmesi şeklinde gerçekleşen eylemde, dikkatsizlik ve tedbirsizlik nedeniyle çevrenin taksirle kirletilmesine neden oldukları anlaşılmıştır. … Sanıklara yükletilen çevrenin taksirle kirletilmesi eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, cezanın kanuni bağlamda uygulandığı, anlaşıldığından sanıklar ... ve ... müdafiinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA” (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/42110 E., 2016/14345 K.)
“Artvin Merkez İlçeye bağlı ...Köyü sakini olan müştekilerin 18/12/2009 tarihli ihbar dilekçeleri ve alınan beyanlarında ... Ticaret A.Ş şirketi tarafından ...Köyü'nde 2008 yılının Mart ayında ... HES proje çalışmalarına başlandığını, şirketin çalışmalar sırasında çevreye gerekli duyarlılığı göstermediğini köy halkı tarafından sulama suyu ve hayvanları için içme suyu olarak kullandıkları dere yatağının kirletildiğini bu nedenle şirket sorumlusundan şikayetçi olduklarını bildirdikleri, ilgili işletmenin işveren vekili olarak görev yapan şüphelinin suçlamayı kabul etmediği çalışmaları sırasında dere yatağının kirletilmediğini bitki örtüsüne bir zarar verilmediğini bildirdiği, Artvin Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2009/9 D.İş sayılı dosyası kapsamında olay yerinde 13/08/2009 tarihinde yapılan keşif işlemine istinaden ziraat mühendisi ve çevre mühendisi bilirkişiler tarafından tanzim edilen raporda sulama suyu olarak kullanılan dere suyuna tünel içi betonlaması sırasında açığa çıkan kimyasal sızıntının karıştığının, kirlenmiş suyun 4.sınıf(çok kirlenmiş su)kapsamına girdiği, sulama suyunda bulunan ağır metallerin toprakta birikerek sebze tarımını olumsuz etkileyeceğinin bildirildiği yine Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından orman yüksek mühendisi, çevre mühendisi, su ürünleri mühendisinden oluşan bilirkişi heyetine aldırılan 21/12/2010 tarihli raporda tünel inşaatı esnasında oluşan ve tünelden sızarak yeterli derecede arıtılmadan dereye verilen atık suyun kirliliğe sebep olduğu, firma yetkililerinin gerekli önlemleri alarak kirliliği kabul edilebilir sınır değerlere düşürebilecekken bu önlemleri almayarak çevrenin kirlenmesine sebebiyet verdiğinin bildirildiği iddiasıyla çevrenin taksirle kirletilmesi suçundan dava açılmıştır.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde, temin edilen bilirkişi raporları, suça konu eylem açısından birden fazla kez yapılmış denetimler ve sanığın yetkilisi olduğu tesis kapsamında çevre kirliliğini önleyecek nitelikte gerekli tedbirlerin alınmadığı şeklindeki yerel Mahkeme kabulü de değerlendirildiğinde, sanığın yetkilisi olduğu tesis tarafından çevrenin kasten kirletildiği anlaşılmasına karşın, çevresel etkinin genişliği, çok sayıda mağdurun zarar görmesi hususları da göz önüne alınarak TCK’nın 181/1.maddesi uyarınca çevrenin kasten kirletilmesi suçundan teşdidden hüküm kurulması gerekirken, TCK’nın 182/1.maddesi uyarınca çevrenin taksirle kirletilmesi suçundan hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuştur. Kabule göre de, TCK’nın 182/1. maddesinde tanımlanan suçun önödemeye tabi olması karşısında, yöntemine uygun olarak önödeme teklifinde bulunularak, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmelidir. … HÜKMÜN BOZULMASINA,” (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/12057 E., 2017/3009 K.)