Davalar & Makaleler

HIRSIZLIK SUÇU

14 Haziran 2023

A. SUÇUN TANIMI

Hırsızlık suçu, zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır malın, kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden almaktır. Hırsızlık suçu Türk Ceza Kanunu (TCK.)’nda “Malvarlığına Karşı Suçlar” arasında düzenlenmektedir. Türk Ceza Kanunu’nun 141’inci maddesinde hırsızlık suçunun basit şekli düzenlenmişken; 142’nci maddesinde hırsızlık suçunun nitelikli şekli düzenlenmiştir.

B. SUÇUN UNSURLARI

Hırsızlık suçunun hukuksal konusu zilyetliktir. Bu suçta, zilyetliğin hukuka uygun ya da aykırı olmasının bir önemi yoktur; yani, hırsızın çaldığı taşınır malın tekrar başka biri tarafından çalınması sonucunda yine hırsızlık suçu oluşur. Hırsızlık suçunda zilyetlik korunmaktadır. Suçun maddi konusu taşınır bir mal oluşturmaktadır. (Örneğin; cüzdan, araba vs.)

Hırsızlık suçu genel bir suç olduğu için herkes bu suçun faili olabilir. Bu suçun mağduru taşınır malın zilyedi olan herkes olabilir; malın maliki olması gerekmez, zilyedi olması yeterlidir. Malın niteliği önemli olmamakla birlikte bir maldan söz edebilmemiz için maddi bir varlığının bulunması gerekmektedir, mülkiyete konu olacak nitelikte olmalıdır.

Hırsızlık suçu ancak taşınır mallar üzerinde işlenebilir, taşınmaz mallar üzerinde hırsızlık suçu işlenemez. Ancak taşınmaz maldan sökülebilen parçalar (örneğin; kapı vs.) hırsızlık suçunu oluşturur.

Kişi kendi malı üzerinde hırsızlık suçunu işleyemez ancak başkasının malı üzerinde işleyebilir. Sahipsiz, terk edilmiş ve unutulmuş mallar üzerinde hırsızlık suçu işlenebilir. Kimsenin malik ya da zilyet olmadığı mallar üzerinde işlenemez.

Paylı mülkiyet ya da elbirliği mülkiyette, mallar maliklerin ortak malı olduğu için hırsızlık suçu işlenebilir. Rehinli, hacizli ya da el konulmuş taşınır mallar, rıza dışında alınması halinde TCK.’ya özel bir hüküm getirilmiştir ve hırsızlık suçu hükümleri uygulanır.

TCK. m.290/2: “Muhafaza edilmek üzere başkasına resmen teslim olunan rehinli veya hacizli veya herhangi bir nedenle elkonulmuş olan taşınır malın bu kişinin elinden rızası dışında alınması halinde hırsızlık, cebren alınması halinde yağma, hileyle alınması halinde dolandırıcılık, tahrip edilmesi halinde mala zarar verme suçuna ilişkin hükümler uygulanır. Kişinin bu malın sahibi olması halinde, verilecek cezanın yarısından dörtte üçüne kadarı indirilir.”

Hırsızlık suçunun hareket öğesi, taşınır malı bulunduğu yerden almaktır. Alma unsurunun gerçekleşmesi için failin mal üzerindeki fiili egemenliğinin önceki zilyedinden bağımsız olarak kullanabilmesidir. Örneğin, bir mağazadaki ürünü denemek hırsızlık suçunu oluşturmazken o ürünü gizlice çantasına koyarak o mağazan çıkması hırsızlık suçunu oluşturur, fail o mal üzerinde yeni bir egemenlik kurmaktadır.

Hırsızlık suçu taşınır malın zilyedine karşı işlenmektedir. Bu nedenle taşınır malın önceki zilyedinin zilyetliğini kaybetmesi anı ile yeni zilyedinin zilyetliği kazanma anı aynı an olmayabilir.

Bu suçun işlenmesi için taşınır malın bizzat fail tarafından alınmasına gerek yoktur. (Örneğin; eğitilmiş bir hayvan ile bu suç işlenebilir.)

Hırsızlık suçuna teşebbüs mümkündür. Hırsızlık suçu, malın alınmasıyla tamamlanırken, güvence altına alınmasıyla sona ermektedir.

Fail, aynı anda aynı kişiye ait birden fazla malını almışsa burada tek bir hırsızlık suçu oluşur. Örneğin elektronik alet satan bir mağazadan 5 adet televizyonun çalınması.

Fail, aynı zamanda içerisinde, eşyalar üzerinde müşterek zilyetlik olan kişilere karşı hırsızlık suçunu işlemişse tek hırsızlıktan sorumlu olur. (Örneğin; bir ailenin evine girip o evden televizyon çalması.)

Hırsızlık suçu zincirleme suç şeklinde de işlenebilir. (Örneğin; failin birer hafta aralıklarla aynı mağazadan kablo çalması.)

Zilyedin rızası hırsızlık suçunda hukuka uygunluk nedenidir. Meşru savunma da hukuka aykırılığı ortadan kaldırır. Hırsızlık suçu kasten işlenebilen bir suçtur. Ancak kast tek başına yeterli olmayıp suçun oluşabilmesi için failin kendisine ya da bir başkasına yarar sağlamak amacıyla hareket etmesi gerekmektedir.

C. CEZA MİKTARI VE NİTELİKLİ HALLERİ:

  1. Suçun Temel Cezası Miktarı

TCK. m.141’de “Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye” bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.

  1. Suça İlişkin Nitelikli Hallerin Uygulanması

TCK. m.142’de ise nitelikli hallerine yer verilmiştir. TCK. m.142/1’de suçun;

  • Kime ait olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında veya ibadete ayrılmış yerlerde bulunan ya da kamu yararına veya hizmetine tahsis edilen eşya hakkında,
  • Halkın yararlanmasına sunulmuş ulaşım aracı içinde veya bunların belli varış veya kalkış yerlerinde bulunan eşya hakkında,
  • Bir afet veya genel bir felaketin meydana getirebileceği zararları önlemek veya hafifletmek maksadıyla hazırlanan eşya hakkında,
  • Adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında,

işlenmesi hâlinde, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

TCK. m.142/2’de suçun;

  • Kişinin malını koruyamayacak durumda olmasından veya ölmesinden yararlanarak,
  • Elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle ya da özel beceriyle,
  • Doğal bir afetin veya sosyal olayların meydana getirdiği korku veya kargaşadan yararlanarak,
  • Haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak veya kilitlenmesini engellemek suretiyle,
  • Bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle,
  • Tanınmamak için tedbir alarak veya yetkisi olmadığı halde resmi sıfat takınarak,
  • Büyük veya küçükbaş hayvan hakkında,
  • Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında,

işlenmesi hâlinde, beş yıldan on yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Suçun, bu fıkranın (b) bendinde belirtilen surette, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan kimseye karşı işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranına kadar artırılır.

TCK. m.142/3’te, suçun “sıvı veya gaz hâlindeki enerji hakkında ve bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerde” işlenmesi halinde, beş yıldan on iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunacağı ifade edilmiştir. Bu fiilin bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde ise, cezanın yarı oranında artırılacağı ve on bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunacağı belirtilmiştir.

TCK. m.142/5’te, hırsızlık suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması hâlinde, yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılacağı ifade edilmiştir.

  1. Cezanın Belirlenmesinde Uygulanacak Diğer Haller

Kanunumuz, hırsızlık suçu için şahsi cezasızlık veya cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebepler öngörülmüştür:

  • TCK. m.167/1’de “a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin, b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın, c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin, zararına olarak işlenmesi halinde,” ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmayacağı,
  • TCK m.167/2’de ise, “Bu suçların, haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi halinde;” ilgili akraba hakkında şikayet üzerine verilecek cezanın yarısı oranında indirileceği ifade edilmiştir.
  • TCK. m. 143’üncü maddesi gereğince suçun gece vakti işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılması gerektiği düzenlenmiştir.

Aşağıda belirtilen hallerde ise daha az cezaya hükmedilmesi gerektiği ifade edilmiştir:

  • TCK m. 144’üncü maddesinde, hırsızlık suçunun;

Paydaş veya elbirliği ile malik olunan mal üzerinde, Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla,

işlenmesi halinde, şikayet üzerine, fail hakkında iki aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunacağı ifade edilmiştir.

  • TCK. m. 145’inci maddesinde ise,

Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebileceği ifade edilmiştir.

  • Hırsızlık suçunun ağır ve acil bir ihtiyacı karşılamak için işlenmesi halinde, olayın özelliğine göre, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir. (TCK. m.147) Örneğin, Yargıtay borç nedeniyle suyu kesilip sayacı sökülerek yerine kör tapa takıldığı halde, tapayı çıkarıp hortum takarak kaçak su kullandığının tespit edildiği olayda, sanık hakkında ağır ve acil bir ihtiyaç olmadığına karar vermiştir. (Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2009/53080 E., 2011/12896 K.)
  • Hırsızlık suçunun malın geçici bir süre kullanılıp zilyedine iade edilmek üzere işlenmesi halinde kullanma hırsızlığı gündeme gelmektedir. Kullanma hırsızlığı için 3 koşul bir arada olmalıdır. Birinci koşul, geri vermeye niyetli olmalıdır. İkinci koşul, malın geri verilmesidir. Üçüncü ve son koşul ise, malın başka bir suçta kullanılmamasıdır, yani suç işlemek için kullanılmış olması halinde bu hüküm uygulanmayacaktır. Kullanma hırsızlığında şikayet üzerine, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir.

D. SUÇUN SORUŞTURMASI VE KOVUŞTURMASI

Hırsızlık suçunun soruşturması ve kovuşturması re’sen yapılır. Ancak 3 durumda şikayet aranır:

  • Paydaş veya elbirliği ile malik olunan mal üzerinde işlenmesi halinde.
  • Bir hukuksal ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi halinde.
  • Kullanma hırsızlığı şeklinde işlenmesi halinde.

TCK. m.142/4 kapsamında, hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla konut dokunulmazlığının ihlâli veya mala zarar verme suçunun işlenmesi halinde, bu suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikâyet aranmayacaktır.

Suç, uzlaşma kapsamında olup, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanılması mümkündür.

E. YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA HIRSIZLIK SUÇU

“… sanığın su borcunu ödeyebilecek durumda olmadığı, suyun insan hayatını devam ettirebilmesi için ağır ve acil bir ihtiyaç olduğu, sanığın ekonomik ve sosyal konumu, 58 yaşında çalışmayan dul bir bayan olması sebebiyle TCK nun 147/1 maddesinde yazılı bulunan zorunluluk halinin gerçekleştiği göz önüne alındığında” biçimindeki yasal ve yerinde olmayan gerekçeyle yazılı şekilde sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, bozmayı gerektirmiş…”

“… elektrik sayacı borcundan dolayı sökülen evinde kablo uçlarını direk bağlayarak sayaçsız olarak kaçak elektrik kullandığı sabit olan sanığın eyleminde atılı suçun unsurlarının oluştuğu ve 5237 sayılı TCK’nın 147.maddesindeki ağır ve acil ihtiyacı karşılama zorunluluğunun bulunmadığı gözetilmeden yüklenen suçtan mahkumiyeti yerine "elektriğin gönümüzde hava, su gibi yaşamsal bir ihtiyaç olduğu sanığın zorunlu olduğu için elektrik aldığı, kendisine menfaat sağlamak amacıyla hareket etmediği, zaruri bir ihtiyacını acilen gidermeye yönelik davranış tarzı içine girdiği, eylemin hırsızlık suçunu oluşturmadığı, sebepsiz iktisap oluşturduğu ve hukuki ihtilafın devam etmekte olduğu ve sanığın bilerek ve isteyerek suç işleme kastı ile hareket etmediği" biçimindeki yasal ve yerinde olmayan gerekçeyle yazılı şekilde beraat hükmü kurulması, bozmayı gerektirmiş…”

“… 18 müştekiye ait kapı tokmağını çaldığı, müştekilerin beyanına göre kapı tokmaklarının tanesinin 2,00 TL değerinde olduğu, ancak sanığın kapı tokmaklarını çalıp satarak bunu gelir elde etme yöntemi olarak gördüğü, uyuşturucu bağımlısı olup hırsızlığı bu nedenle yaptığını beyan ettiği, sanığın amacı ve soruşturma aşamasındaki her bir tokmak için ortalama takdiri kıymet miktar 10 TL olarak değerlendirilmesi karşısında; hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin, 5237 sayılı Yasa'nın 145. maddesinde tanımlanan “değerin azlığı” ile örtüşmediği yasada unsur olarak belirtilen “Suçun işleniş şekli ve özelliklerinin” de göz önünde bulundurulduğunda TCK 145. maddesine göre sanığın cezasından indirim yapılması gerekirken yasal takdir şartları tam olarak oluşmadığı halde yazılı şekilde ceza verilmekten vazgeçilmesi, bozmayı gerektirmiş … ”

“Suçun işlendiği 08/09/2013 günü Çaycuma ilçesinde güneşin saat 18:15'da battığı, yaz saati uygulaması da gözetildiğinde TCK'nın 6/1-e maddesi uyarınca saat 20:15'dan sonra gece vaktinin başladığı, müşteki beyanına göre; suçun saat 20:30 sıralarında işlendiğinin anlaşılması karşısında, hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi halinde eylemin nitelikli hırsızlık suçuna dönüşeceği…”

“… internet üzerinden Vodafone hattına ait kontör satış işiyle uğraştığı, olay tarihinde sanığın şikayetçinin internet sayfasındaki şifresini kırarak ele geçirdiği 121,96 TL'lik kontörü babasının adına kayıtlı ancak kendisinin kullandığı ... nolu GSM hattına ve 150 TL'lik kontörü ise ... nolu GSM hattına gönderdiği anlaşılan somut olayda; sanığın eyleminin telefonun kullanılması için gerekli olup ekonomik bir değer ifade eden, ancak bedeli karşılığında alınabilen ve sistemde veri ile temsil edilen kontörü telefona aktarıp kullanması şeklinde gerçekleştiği, bu işlem nedeniyle bilişim sisteminin doğru ve işlevine uygun olarak çalışmasına engel bir durumun da meydana gelmediği, katılanın rızasına aykırı olarak malvarlığında azalmaya neden olunduğu; başka bir anlatımla sanığın amaç ve kastının var olan veriyi başka bir yere göndermekten ziyade, bu verinin temsil ettiği ve ekonomik bir değeri olan, ancak bir bedel ödemek suretiyle alınabilecek olan kontörleri alarak mal edinmeye yönelik olduğunun anlaşılması karşısında; sanığın eyleminin zincirleme şekilde TCK.nın 142/2-e, 43. madde ve fıkrasında düzenlenen ''zincirleme şekilde bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle hırsızlık'' suçunu oluşturduğu…”

“Kargo ile nakledilen veya araçtan indirilen yahut yüklenmek üzere hazırlanan eşyanın da bu kapsama alındığının, eşyanın muhafaza altına alınmış olması koşulunun aranmadığı” anlaşılmakla dosya kapsamına göre, sanığın gündüz vakti birden fazla cep telefonu bulunduğu belirtilen suça konu kolinin kargo aracından indirildiği sırada, kargo şirketine ait bina içine henüz alınmadan, sokakta kaldırım üzerinde iken çalındığının anlaşılması karşısında, eylemin 5237 sayılı Kanun'un 142/1-c maddesindeki "Halkın yararlanmasına sunulmuş ulaşım aracı içinde veya bunların belli varış veya kalkış yerlerinde bulunan eşya hakkında" hırsızlık suçuna uyduğu…”

“… suç tarihinde sanığın Van depremiyle ilgili toplanan yardım eşyalarının depolandığı Başbakanlık ... Kalkınma Ajansına ait eski tekel fabrikasına girmek suretiyle çuval içine istiflenmiş vaziyette bulunan ikinci el giyim eşyalarını çalmaya teşebbüs eyleminin “bir afet veya genel bir felaketin meydana getirebileceği zararları önlemek veya hafifletmek maksadıyla hazırlanan eşya hakkında” hırsızlık suçunu oluşturduğu…”

“Sabit bir noktaya bağlı olmaksızın açık alana park edilen suç konusu motosikletin çalınması şeklindeki eylemin, kullanım gereği açıkta bırakılan eşya hakkında hırsızlık suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir.”

“Sanığın, suça konu 40 adet kalıp bağlama demiri, 17 adet demir çubuk, 17-18 kg civarında çiviyi cami inşaatından almak biçimindeki eyleminin 5237 sayılı TCK' nun 142/1-e maddesindeki "adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya" hakkında hırsızlık suçunu oluşturduğu…”

“.. sanığın hastanede beklemede odasında bulunan müştekiye ait cep telefonunu hırsızlamasından ibaret olayda sanığa atılı hırsızlık suçunun 5237 sayılı Kanun’un 142/2-h maddesinde düzenlenen “Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında.” hırsızlık suçuna nazaran daha özel nitelikte bulunan aynı Kanun’un 142/1-a bendinde düzenlenen “Kime ait olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında veya ibadete ayrılmış yerlerde bulunan ya da kamu yararına veya hizmetine tahsis edilen eşya hakkında..” hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin anılan Kanun'un 142/2-h maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilerek yazılı şekilde fazla ceza tayin edilmesinde isabet görülmediğinden anılan kararın bozulması gerektiğinin ihbar olunduğu anlaşılmıştır. .. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun Dairemizce de benimsenen 28.02.2017 gün ve 2016/833 Esas ve 2017/115 Karar sayılı kararıyla, 28.06.2014 tarihinden sonra işlenen hırsızlık suçunun bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında işlenmesi halinde 5237 sayılı TCK'nın 142/2-h maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunu oluşturacağına karar verildiği de gözetilerek anılan hususa yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE”

“.. sanık ...'in katılanın kız kardeşi ile gönül ilişkisi olduğu, katılanın bankada bulunan ve bir başka bankaya transfer edeceğini öğrenmesi üzerine sanıkların paraların çalınması konusunda yaptıkları plan dahilinde sanık ...'in sevk ve idaresindeki 44 MF 057 plaka sayılı araç ile yanında katılan da olduğu halde bankaya para yatırmak üzere giderken sanık ...'ün temin ettiği, sanık ...'ın sevk ve idaresindeki 06 HA 4752 plaka sayılı araçla çarpması suretiyle oluşturulan maddi hasarlı trafik kazası üzerine olay yerine sanıklar Ali ve ... ile ...'nin de intikali ile olayın telaşı ile araçtan inen katılanın araç içerisinde kalan 52.600 Euro ve beyanına göre ayrıca 132 Euro, cep telefonu, kimlik vb. eşyaların bulunduğu çantayı çaldıkları anlaşılmış olup, hırsızlık suçunun kişinin malını koruyamamasından istifade ile işlendiği açıktır.”

“Tanık ...'ın işyeri içersinde iken sanığın müştekinin elindeki çeki kargaşadan yararlanarak çekip aldığının anlaşılması karşısında; eylemin TCK'nın 142/2-b maddesi kapsamında kaldığının…”

“Kredi Yurtlar Kurumuna ait öğrenci yurdunda kalan müştekilerin olay tarihinde meydana gelen depremin hemen sonrasında yaşanan kargaşa ve korku nedeniyle yurt binasını boşalttıkları ve söz konusu yurtta öğrenci olarak kalmayan sanığın bu doğal afet nedeniyle oluşan kargaşadan faydalanarak öğrenci yurduna girerek öğrencilerin yurdu boşaltmış olmalarının sağladığı kolaylıkla gerçekleştirdiği eyleminin TCK'nın 142/2-c maddesinde ki yazılı suçu oluşturduğu…”

“Sanığın park halinde bulunan ve kapıları kilitli olan ambulansın kapısını ele geçirilemeyen çay kaşığı ile açması şeklindeki eyleminde, kaşığın maymuncuk olarak kullanılarak açıldığı anlaşılmakla, sanığın eyleminin TCK'nun 142/2...d madde ve fıkrasında düzenlenen, haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla veya diğer bir aletle kilit açmak veya kilitlenmesini engellemek maksadıyla hırsızlık suçunu oluşturduğu…”

“…olay anını gösteren kamera görüntülerine göre, sanığın tanınmamak için kafasına sadece gözleri görünür şekilde puşi takarak müştekiye ait büfeden hırsızlık yaptığının anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin TCK'nın 142/2-f maddesinde düzenlenen ''Tanınmamak için tedbir alarak veya yetkisi olmadığı hâlde resmî sıfat takınarak hırsızlık'' suçuna uyduğu…”

“…. sanıkların tanınmamak için yüzlerine kar maskesi takarak katılana ait iş yerinden suça konu malları çaldıklarının anlaşılması karşısında; sanıkların eylemlerinin TCK'nın 142/2-f maddesinde düzenlenen ''Tanınmamak için tedbir alarak veya yetkisi olmadığı hâlde resmî sıfat takınarak hırsızlık'' suçuna uyduğu…”

“Müşteki beyanı ve dosyada mevcut kolluk tutanaklarına göre, müştekiye ait evin, etrafı 1,5 metre yükseklikte duvar ile çevrili bahçesinde bulunan kümesten tavuk çalmaya teşebbüs edilmesi şeklindeki olayda, 5237 sayılı TCK'nın 142/2-g. maddesinde düzenlenen suçun oluşabilmesi için eylemin, barınak yerlerinde, sürüde veya açık yerlerde bulunan büyük veya küçükbaş hayvan hakkında gerçekleştirilmesi gerektiği gözetildiğinde, öncelikle küçük baş hayvan niteliğinde kabul edilmeyen tavukların çalınmaya teşebbüs edilmesi şeklindeki eylemin TCK’nın 142/2-g. maddesindeki suçu oluşturmayacağı, suça sürüklenen çocuğun eyleminin suç tarihi itibariyle TCK'nın 142/2-h maddesinde tanımlanan suçu oluşturduğu…”

“…. müstakilen barınaklarda, sürüde veya açık yerlerde bulunan büyük veya küçükbaş hayvan hakkında işlenen hırsızlık suçunun TCK'nın 142/2-g maddesi kapsamında kaldığı, somut olayda; müşteki beyanı ve sanık savunmalarına göre, keçilerin park yerinden çalınması şeklinde tarif edilen eylem, TCK'nın 142/2-g maddesine uyduğundan…”

“… suça konu bisikleti, müştekinin kaldığı otelin önünde yol kenarından alarak, kısa bir süre sonra, otelin yanında bulunan kafenin önüne bıraktığı olayda, TCK'nın 146.maddesinde düzenlenen kullanma hırsızlığının uygulanma şartlarının oluştuğu…”

Bu sitede paylaşılan çalışmalar yalnızca bilgilendirme amaçlı olup, Türkiye Barolar Birliği'nin ilgili düzenlemeleri uyarınca reklam, teklif, hukuki öneri veya danışmanlık teşkil etmez.

Popüler

Öne Çıkan

Yeni

Toplu İş Sözleşmesinin Yapılması Sürecinde Toplu Görüşmelere Kadar Yaşanan Yasal Prosedür
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
01 Mayıs 2019
YLSY Öğrenim Programı Kapsamında Yurtdışında Lisansüstü Öğrenim Gören Öğrencilerin Karşılaştığı Hukuki Sorunlar
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
03 Mayıs 2019
İş Makinelerinin Mülkiyetinin Tespiti ve Tescili
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
06 Mayıs 2019
Doktorların Kamu Hastanelerinde ve/veya Özel Hastanelerde Çalışma Halleri
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
09 Mayıs 2019
Kamulaştırma Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
11 Mayıs 2019
Trafik Kazaları Sonrasında Karşılaşılan Hukuki Süreç ve Problemler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
14 Mayıs 2019
Aldatan Eşin Sevgilisinin, Aldatılan Eşe Manevi Tazminat Ödemesi Hakkında
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
16 Mayıs 2019
Karşılıksız Çek Şikayetinde Başvuru Hakkı ve Şirket Yetkilisinin Belirtilmesi
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
19 Mayıs 2019
Konkordato Halinde İşçi Alacaklarının Durumu
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
21 Mayıs 2019
Konkordato Nedir?
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
24 Mayıs 2019
Tahkim Nedir?
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
26 Mayıs 2019
Kişiler Hukukuna İlişkin Davalar
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
29 Mayıs 2019
Kredi Kullanımında Hayat Sigortasının Yapılması Durumu, Vefat Eden Kişinin Kredi Borcuna İlişkin Mirasçıların Karşılaştığı Problemler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
01 Haziran 2019
Lex Mercatoria And Arbitration
Av. Fatmira MULAJ
03 Haziran 2019
Maçlarda Görev Alan Polis Memurlarının Harcırah Alacağı
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
06 Haziran 2019
Medeni Hukukun Tanımı ve Kapsamı
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
08 Haziran 2019
Milletlerarası Tahkimde Ayrılabilirlik İlkesi
Av. Fatmira MULAJ
11 Haziran 2019
Miras Hukukunda Ortaklığın Giderilmesi Davası (Paylaşma Davası)
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
14 Haziran 2019
Miras Hukukuna İlişkin Dava ve Talepler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
16 Haziran 2019
Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) Davası
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
19 Haziran 2019