DEVRE MÜLK HAKKI VE SÖZLEŞMESİ İLE DEVRE TATİL SÖZLEŞMELERİ
03 Şubat 2023
A. Devre Mülk Hakkı ve Sözleşmesi
Devre mülk hakkı ve sözleşmesi Kat Mülkiyeti Kanunu’nda (KMK) düzenlenmiştir.
KMK m. 57’deki hükme göre devre mülk hakkı, mesken olarak kullanılmaya elverişli bir yapı veya bağımsız bölümün ortak maliklerinden her biri lehine bu yapı veya bağımsız bölümden yılın belli dönemlerinde istifade hakkı sağlayan müşterek mülkiyet payına bağlı bir irtifak hakkı şeklinde ifade edilmektedir.
KMK madde 58/2 uyarınca, devre mülk hakkı ancak mesken nitelikli, kat mülkiyetine veya kat irtifakına çevrilmiş yahut müstakil yapılarda kurulabilecektir.
B. Devre Tatil Sözleşmesi
Devre tatil sözleşmesi, sağlayıcılar ile taşınmazdan zamanla sınırlı yararlanma hakkı talep eden devre tatil hakkı sahipleri arasında sözleşme özgürlüğü ilkesi çerçevesinde doğmuştur.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile Devre Tatil Ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği yasal düzenlemelerinde ayrıntısı ortaya konulduğu üzere, devre tatil sözleşmesi sağlayıcı ile devre tatil sahibi arasında akdedilen, belirli veya belirlenebilir bir tatil ünitesi ile ortak tesislerden yılın belirli veya belirlenebilir zamanlarında periyodik olarak yararlanma hakkını sürekli veya uzun yıllar boyunca sağlamaya yönelik, devre tatil hakkı sahibine belirli bir ücret karşılığında sözleşmenin karşı tarafına yöneltebileceği nisbi nitelikte alacak hakkı bahşeden, üçüncü kişilere devri ve mirasçılara intikali elverişli olan sözleşme veya sözleşmeler bütünüdür.
C. Uygulamada Karşılaşılan Hukuki Uyuşmazlık ve Problemler
Devre mülk ve devre tatil sistemlerine ilişkin yasal boşluklar nedeniyle hakların niteliği ve içeriğinde birçok karmaşa ve mağduriyetler yaşanmış olup, yasal düzenlemelerle hak sahiplerinin etkili olarak korunması hedeflenmektedir.
Uygulamada, tüketicilere verilen evraklar noter onaylı algısı yaratılabilmesi adına yevmiye numarası basılarak geçersiz şekilde hazırlanmaktadır. Tüketiciler de işbu mühür ve yevmiye kayıtlarına istinaden sözleşmenin geçerli olduğunu düşünmektedir. Ancak yapılan sözleşmelerin birçoğu geçersiz niteliktedir.
Yapılan sözleşmelere istinaden belirlenen ödemeler bittikten sonra tüketicilere verilen tapu senedi evrakı, çoğunlukla geçersiz niteliktedir. Her ne kadar bu sözleşmeler geçersiz olsa da, kendisine sahte tapu verilen kişilerden aidat adı altında haksız bedeller tahsil edilmeye de çalışılmaktadır.
Yapılan sözleşmelere istinaden belirlenen ödemeler senetlere de bağlanabilmektedir. Bu durumda tüketici tarafından verilen senetler nama yazılı tüketici senedi olmasına rağmen, kötü niyetli şirketler tarafından ciro edilmekte ya da ödemesi yapılan senetler teslim alınmadığı halde icra takibine konularak tüketicilerden tahsil edilmeye çalışılmaktadır.
Yaşanan bu uyuşmazlıklara yönelik olarak kişiler (tüketiciler) tarafından ilgili sözleşme ve senetlerin iptali, yapılan ödeme ve masrafların iadesine yönelik alacak davaları, borcun bulunmadığına dair menfi tespit davaları gibi birçok dava açılmaktadır.