TOPLU İŞ UYUŞMAZLIKLARININ ARABULUCULUK YOLUYLA ÇÖZÜMLENMESİ
29 Haziran 2019
Sanayi toplumunda gelişen ekonomik sistemlerde üretim faktörleri arasındaki paylaşımda emek ve sermaye arasında ciddi bir çatışma bulunmaktadır. Çalışanlar ile işverenler çoğu zaman meselelere aynı pencereden bakamamaktadırlar. İşçi bakımından ücret konusu ön planda iken, işveren ortaya çıkan maliyetleri göz önünde tutarak hareket etmektedir. Bu durum zaman zaman birtakım uyuşmazlıkları doğurmaktadır.
Bu çerçevede, işçi sendikası ile işveren sendikası(kuruluşu) veya işveren arasında toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında menfaat uyuşmazlığı yani mevcut çalışma şartlarında, haklarda değişiklik yapılması ya da yeni hakların kabul ettirilmesi amacıyla ortaya çıkan uyuşmazlıklar toplu iş uyuşmazlığı olarak tanımlanmıştır. Ortaya çıkan toplu iş uyuşmazlıklarının çözümünde, barışçı yollar olarak uzlaştırma, arabuluculuk, tahkim ve mücadeleci çözüm yollar olarak ise grev ve lokavt öngörülmüştür.
Toplu iş uyuşmazlıklarının barışçı yollarla çözümlemek için çeşitli yollardan faydalanılmaktadır. Her ülkenin sosyal, ekonomik ve hukuki bünyesinin kendine özgü birtakım farklılıklar taşıması bakımından, barışçı çözüm yollarının düzenlenme şekli değişiklik göstermektedir. Genel itibariyle barışçı çözüm yolları, ulusal ekonominin ve kamu düzeninin olumsuz yönde etkilenmesini göz önüne alarak tarafların grev ve lokavt haklarına bazı kısıtlamalar getirerek sulhen uyuşmazlığı halletmek amacı taşımaktadır. Bu yollar uzlaştırma, arabuluculuk ve tahkim olup, çalışmamızda arabuluculuk kurumu incelenmiştir.
2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu ile getirilen yeni düzenleme ile barışçı çözüm yollarından biri olan uzlaştırma kurumu yerine, daha hızlı ve etkin olabilmesi amacıyla birincil bir çözüm yol olarak öngörülerek mevzuatımıza giren arabuluculuk kurumu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ile birtakım değişiklikleri barındırarak uygulanmaya devam etmiştir. Toplu iş sözleşmesinin yapılması aşamalarına göre olağan arabuluculuk (m.49, m.50) ile olağanüstü arabuluculuk kurumu (m.60, m.63) olarak yapılabilecek bir ayrım içerisinde düzenlenmiştir.
Olağan arabuluculuk kurumunda, 6356 sayılı Kanun sisteminde tarafların grev ve lokavta başvurmaları ya da grev ve lokavtın yapılamayacağı hallerde de zorunlu tahkime(Yüksek Hakem Kurulu) gitmenin ön koşulu olarak, barışçıl çözüm yolu olan arabuluculuk aşamasından geçilmiş olması ve anlaşmanın bu aşamada da uyuşmazlığın giderilmemiş olması aranmaktadır. Buna göre toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde, taraflar uyuşmazlığın çözümü için öncelikle barışçıl yolu olarak arabuluculuk aşamasından geçecek, buna rağmen uzlaşma sağlanamaması halinde mücadeleci yollara başvurabileceklerdir.
Olağanüstü arabuluculuk olarak adlandırılan kurumda ise, kanuni bir grev kararı alınan bir uyuşmazlıkta(m.60/VII) ya da grev ve lokavtın ertelenmesi halinde(m.63/II) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının bizzat veya arabuluculuk faaliyeti için atayacağı bir kişi ile toplu menfaat uyuşmazlığını çözüme kavuşturulması amaçlanmaktadır.