SÖZLEŞME SERBESTİSİ VE SINIRLARI
14 Nisan 2022
A. Sözleşme Yapma - Yapmama Serbestisi ve Sınırları
Sözleşme yapma serbestisine göre; kişi dilediğiyle istediği sözleşmeyi yapabileceği gibi, herhangi bir sözleşme düzenlemeye de zorlanamayacaktır. Ancak bu serbestinin birtakım istisnaları bulunmaktadır. Bu anlamda sözleşme yapma zorunluluğu, kanundan kaynaklanabileceği gibi bu zorunluluğun dürüstlük kuralından doğması da mümkündür.
Örneğin; restoran, sinema, tiyatro gibi umuma açık yerlerde, haklı bir sebep olmadıkça bu yerleri işletenlerin dürüstlük kuralından doğan sözleşme yapma zorunluluğunun bulunduğu kabul edilir. Fiili tekel durumundaki, yani bulunduğu yerde kendisinden başka aynı tip ve nitelikte al veya hizmet sunulmayan özel kişiler de dürüstlük kuralı nedeniyle, haklı bir sebep olmadıkça sunduğu mal ve hizmetler bakımından talepleri karşılamaktan kaçınamazlar.
B. Sözleşmenin Karşı Tarafını Seçme Özgürlüğü
Kimse istemediği bir kişi ile sözleşme yapmak zorunda olmadığı gibi herkes, sözleşme yapmak istediği kişiyi serbestçe tayin etme hakkına sahiptir. Ancak sözleşme yapmama özgürlüğünün kısıtlandığı noktalarda, sözleşmenin tarafını belirleme özgürlüğünün de etkileneceği açıktır.
C. Sözleşmenin İçeriğini ve Şeklini Belirleme Özgürlüğü
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 26’ncı maddesine göre taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler. Ayrıca belirtmekte fayda vardır ki; sözleşmenin içeriğini belirleme özgürlüğü, tek bir tarafa değil, sözleşmenin tüm taraflarına tanınmış bir özgürlüktür. Zira taraflardan birisinin sözleşme içeriğinde yer almasını ya da almamasını istediği tek bir hususta dahi, diğer taraf ya da taraflarla anlaşılamaması halinde sözleşme kurulamamış olacak, hüküm doğurmayacaktır.
Ancak hukuk sistemimizde birçok hususun istisnası olduğu gibi, bunun da istisnası vardır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu’nun “Satıştan kaçınma” başlıklı 6’ncı maddesine göre;
- “Vitrinde, rafta, elektronik ortamda veya açıkça görülebilir herhangi bir yerde teşhir edilen malın, satılık olmadığı belirtilen bir ibareye yer verilmedikçe satışından kaçınılamaz.
- Hizmet sağlamaktan haklı bir sebep olmaksızın kaçınılamaz.
- Ticari veya mesleki amaçlarla hareket edenler; aksine bir teamül, ticari örf veya adet ya da haklı bir sebep yoksa; bir mal veya hizmetin satışını o mal veya hizmetin, kendisi tarafından belirlenen miktar, sayı, ebat gibi koşullara ya da başka bir mal veya hizmetin satın alınması şartına bağlayamaz.
- Bakanlık ve belediyeler, bu madde hükümlerinin uygulanması ve izlenmesine ilişkin işleri yürütmekle görevlidir.”
Görüldüğü üzere, satılık olmadığı belirtilen bir ibareye yer verilmedikçe öneride bulunan herkesle sözleşme yapma zorunluluğu hükme bağlanarak bahsi geçen hususa istisna getirilmiştir.
Yine yukarıdaki kanun maddesinin 3’üncü fıkrasında, ticari veya mesleki amaçlarla hareket edenlerin aksine bir teamül, ticari örf veya adet ya da haklı bir sebep bulunmadıkça bir mal veya hizmetin satışını o mal veya hizmetin, kendisi tarafından belirlenen miktar, sayı, ebat gibi koşullarla satın alınması şartına bağlayamayacağı düzenlenmiştir. Buradan; istisnalar dışında, teşhirdeki malın miktar ve ölçüsü ne olursa olsun, dürüstlük kuralına uygun olduğu müddetçe, tüketicinin bu maldan dilediği miktar, sayı ve süre için talepte bulunabileceği çıkarılmaktadır.
Ayrıca Türk Borçlar Kanunu 27’nci maddesine göre; kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür. Sözleşmenin içerdiği hükümlerden bir kısmının hükümsüz olması, diğerlerinin geçerliliğini etkilemez. Ancak, bu hükümler olmaksızın sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, sözleşmenin tamamı kesin olarak hükümsüz olur.
Sözleşmenin şeklini belirleme özgürlüğü de, içeriğini belirleme özgürlüğünün ayrılmaz bir parçasıdır. Türk Borçlar Kanunu 12’nci maddesine göre; sözleşmelerin geçerliliği, kanunda aksi öngörülmedikçe, hiçbir şekle bağlı değildir. Kanunda sözleşmeler için bir şekil şartı öngörülmüş ise bu, kural olarak geçerlilik şeklidir. Öngörülen şekle uyulmaksızın kurulan sözleşmeler hüküm doğurmayacaktır.
D. Sonuç
İrade özgürlüğünün borçlar hukukundaki yansıması, şekli sözleşme özgürlüğüdür. Her ne kadar genel anlamda; sözleşme yapıp yapmama, sözleşmenin tarafını, içeriğini, şeklini belirleme özgürlüğünün bulunduğu kabul edilse de, hukuk düzeninin korunması amacıyla bunlara bazı sınırlar konulmaktadır.