MEMUR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN UYARILMASI, YAZILI UYARI YA DA YAZILI İKAZ İŞLEMİNİN NİTELİĞİ VE DAVA YOLU

02 Aralık 2021
Kamu personeli ile amirleri arasında mevcut olan hiyerarşi uyarınca, amirler personele talimat verebilir, işlerin gereği gibi yapılıp yapılmadığını denetleyebilir ya da eksikliklerin giderilmesi hususunda sözlü veya yazılı uyarı ve talimat verebilirler. Kamu hizmetleri yürütülürken işin gereği gibi yürütülmesi, hata ve aksaklıkların en aza indirilmesi esastır.
Bu amaçla amirlerce uygulanan yöntemlerden biri ise uyarı, yazılı uyarı, yazılı ikaz gibi çeşitli adlar altında personelin uyarılması yöntemidir. Bu tür işlemler, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda düzenlenen disiplin cezası niteliğindeki uyarma cezasından farklıdır.
Uyarma disiplin cezası verilebilmesi için disiplin soruşturmasının başlatılması, personelin savunmasının süresi içerisinde istenmesi ve usulüne uygun olarak soruşturmanın tamamlanarak karar verilmesi gereklidir. Oysa uyarı, yazılı uyarı, yazılı ikaz gibi çeşitli adlar altında yapılan işlemlerde disiplin hükümlerine dayanılmamakta ve disiplin cezası sonuçları ortaya çıkmamaktadır.
Personele uygulanan uyarı, yazılı uyarı veya yazılı ikaz gibi işlemler, personelin özlük dosyasında tutulması gereken kayıtlardan olmamakla birlikte, bu tür işlemlerin hiçbir şekilde sonuç doğurmayacağını söylemek mümkün değildir. Bu tür işlemler, özlük dosyasında tutulabilir veya personel ile ilgili ileride verilecek kararlarda takdir yetkisinin kullanılmasında ya da performans değerlendirmesinde gerekçe olarak kullanılabilir. Dolayısıyla söz konusu nitelikteki işlemlere karşı iptal davası açmak mümkündür. İşlemin hukuka aykırı olması halinde iptaline karar verilecektir. Danıştay ve Anayasa Mahkemesi kararları da bu yöndedir. Dava süresi, uyarı işleminin personele tebliğinden itibaren altmış gün olup, bu süre içerisinde idare mahkemelerine başvurulmalıdır.