HAKARET SUÇU, SUÇUN İNTERNET YOLUYLA İŞLENMESİ̇ VE MANEVİ̇ TAZMİ̇NAT
07 Ekim 2021
Hakaret suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Şerefe Karşı Suçlar” başlıklı 125. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre hakaret suçu;
- Bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat edilmesi ya da,
- Sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldırılması, şeklinde işlenebilir.
İsnat edilen ve suç oluşturan fiilin ispat edilmiş olması halinde kişiye ceza verilmez.
İspat ise, hakaret edilen kişi hakkında isnat edilen fiil nedeniyle kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı verilmesi ile mümkündür. Bunun dışındaki hallerde isnadın ispatının kabulü, ancak fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı bulunmasına veya şikayetçinin ispata razı olmasına bağlıdır.
Hakaret Suçunda Fail ve Mağdur
Hakaret suçunun faili ancak gerçek kişiler olabilirken, mağduru gerçek ve tüzel kişiler olabilir. Hakaret suçu işlenirken mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş veya isnat üstü kapalı geçiştirilmiş olsa dahi; niteliğinde ve mağdurun şahsına yönelik bulunduğunda tartışmasız bir durum varsa, hem mağdurun ismi belirtilmiş ve hem de hakaret açıklanmış sayılacaktır.
Hakaret Suçunun Nitelikli Hali
Hakaret suçunun;
- Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
- Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
- Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,
- Hakaretin alenen işlenmesi, durumlarında verilecek ceza artırılır.
- Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır.
Haksız Fiil Nedeniyle veya Karşılıklı Hakaret
Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi halinde, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi halinde ise, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
Hakaret Suçunun İnternet Unsurları Üzerinden İşlenmesi
İnternet toplumun temel ihtiyaçları arasında önemli bir yer edinmişken ve iletişim aracı olarak ön sıralarda yer alıyorken, uygun nitelikte suça konu fiillere de internet ortamında denk gelinmesi olağandır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/2. maddesine göre;
“Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.”
Söz konusu hükmün internet ve sosyal medyayı da kapsadığı şeklinde yorum yapılması yanlış olmayacaktır.
Nitelikli Hal Teşkil Eden Aleniyet Unsuru Bakımından
İnternet yoluyla hakaret suçunda; Facebook, Twitter gibi mecralarda herkese açık bir ileti üzerinden gerçekleştirilen fiillerde aleniyet unsuru da kaçınılmaz bir şekilde ortaya çıkmaktadır.
Aleniyet unsuru içeren fiiller, Türk Ceza Kanunu 125/4. maddesinde düzenlenen; “Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.” kapsamında değerlendirilmelidir.
Ancak, bahsi geçen mecraların özel mesajlaşma bölümünde yer verilen hakaret içerikli isnat ya da sövme fiilleri bakımından aleniyet unsurundan bahsedilemeyecektir.
İnternet Mecraları Aracılığıyla Gerçekleştirilen Hakaret Suçuna İlişkin Delillerin Toplanması ve Değerlendirilmesi
İnternet mecraları aracılığıyla gerçekleştirilen hakaret suçunun ispatında; ekran görüntüleri, URL adresi, IP adresi, trafik bilgilerinin (log kayıtlarının) tutulması ve saklanması delil olarak değerlendirilebilir.
Takdir edilir ki; elektronik deliller kolay zarar görebilen, değiştirilebilen ya da yok edilebilen deliller olmaları nedeniyle bahsi geçen delillerin gerçekliği yargılama sürecinde objektif ve tarafsız yargılama bakımından oldukça önemlidir.
Fiilin İfade Özgürlüğü Kapsamında Kalıp Kalmaması Bakımından
İnternet ortamında gerçekleştirilen ve hakaret suçuna konu olup olmadığı tartışılan fiilin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasal haklara göre eleştiri niteliğinde olup ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususu oldukça önemlidir.
Yargıtay içtihatları da her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözün hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını içermesi gerektiği yönündedir.
İnternet Mecralarında Hakaret Fiilini İçeren Gönderinin Beğenilmesi ve/veya Paylaşılmasında Cezai Sorumluluk
İnternet mecraları üzerindeki hakaret içerikli bir gönderinin beğenilmesi ve/veya paylaşılması hali, beğeniyi ya da paylaşımı yapan kişiyi doğrudan hakaret suçunun faili haline getirdiği sonucuna götüremez.
Ancak paylaşımın daha çok kullanıcı tarafından görülmesine, beğenilmesine ve paylaşılmasına aracılık edildiği için şahsın söz konusu eylemiyle içeriğe onay vermesi, içeriği kendine mal etme niteliği taşıdığından pratikte fail sıfatını haiz olduğu şeklinde değerlendirilebilmektedir.
Soruşturma ve Kovuşturma Usulü
Hakaret suçunun temel şeklinin soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlardandır. Suçun mağduru, fiili ve faili öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içerisinde şikayet hakkını kullanmalıdır.
Ancak kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçu şikayete tabi değildir. Hakaret suçunun bu şekli, herhangi bir şikayet süresi ile sınırlanmamıştır, Cumhuriyet savcılığı resen soruşturma açabilir. Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçu dışındaki tüm hakaret suçları, uzlaştırma kapsamındadır.
Hakaret Suçu Nedeniyle Manevi Tazminat Davası
Kişi, uğradığı haksız fiil nedeniyle maddi ve/veya manevi zararının karşılanması için tazminat davası açabilir. Bu husus hakaret suçu bakımından da mümkündür. Ancak hakaret suçlarında çoğunlukla manevi zarar söz konusu olup, hakaret suçuna bağlı olarak manevi tazminat davası açılabilecektir.
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Av. Fırat ACAY: Sosyal Medya Aracılığıyla Hakaret Suçu ve Suçun Tespitine İlişkin Uygulamalar, Hukuk Fakültesi Dergisi Yıl 7 Sayı 1 - Haziran 2021
Anayasa Mahkemesi, 02/04/2014 tarihli ve 2014/3986 sayılı kararı
T. C. Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2019/7321 E., 2020/4136 K. 10.02.2020
T. C. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/2955 E., 2016/8684 K., 26.12.2017 T.