AD - SOYAD DEĞİŞİKLİĞİ DAVASI VE KONUYA İLİŞKİN YASAL DÜZENLEMELER
10 Mart 2021
Kişinin adı ve soyadı üzerindeki hakkı, kişilik haklarının bütün özelliklerini taşır ve mutlaktır; şahsa sıkı sıkıya bağlı haklardan olup, bir başkasına devredilemezler.
1587 Sayılı Nüfus Yasasının 16. maddesi hükmüne göre, ahlak kurallarına uygun düşmeyen veya kamuoyunu inciten adlar konulamaz. Adın ahlak kurallarına uygun düşüp düşmediği veya kamuoyunu inciten nitelikte bulunup bulunmadığı ve hak sahibi kişinin çevresinde bu adla tanınıp tanınmadığı araştırılarak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekir.
Soyadı, nesilden nesile intikal eden ve bir kişinin, bir soya bir aileye bağlılığını ifade eden addır veya nesep bağı ile ya evlenme yolu ile ya da evlat edinme yolu ile yahut da idari kararla kazanılır. 24 Haziran 1934 günü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, 2525 Sayılı Soyadı Kanunu ile kişiye seçerek soyadı kazanma hakkı tanınmıştır.
Soyadı, şahsa sıkı sıkıya bağlı bir haklardandır. Reşit olmayan bir çocuk, reşit olana kadar aile soyadını kullanmak zorundadır ancak reşit olduktan sonra soyadını değiştirmek üzere dava açabilir. Şahsa sıkı sıkıya bağlı haklar, kural olarak bizzat şahsın kendisi tarafından kullanılabilir.
Ad-Soyad değişikliği ya da düzeltilmesi davası davacının bağlı olduğu Nüfus Müdürlüğüne karşı açılmaktadır. İsim değişikliği davasında Yargıtay, bazı haklı sebepler aramaktadır. Bu haklı sebeplerin mahkemeye ispat edilmesi gerekmektedir. Bu sebeplerden bazıları şu şekildedir:
- Kişinin isminden ciddi anlamda rahatsız olarak kişiliği ile bağdaşmadığını düşünmesi,
- Kişinin dini inancını değiştirmesi,
- Kişinin isminin gülünç ve alay konusu olması,
- Kişinin sosyal çevrede, okulda, işte veya arkadaş çevresinde başka isimle tanınıyor olması,
- Kişinin ismi nedeniyle toplumda ayrımcılığa uğruyor olması.
Adın değiştirilmesi, sadece adın veya soyadının aynen, yani tümüyle değiştirilmesi halinde değil, adın bir harfinin kaldırılması, eklenmesi, ada bir kelime eklenmesi ya da kaldırılması halinde de söz konusu olacaktır. Adın yazılış şeklinin değiştirilmesi de adın değiştirilmesi kavramı içerisinde değerlendirilecektir. Burada dikkat edilmesi gerek bir diğer konu ise, adın kayıtlara yanlış geçmesi halidir. Bu durumda adın yerine başka bir adın konulması söz konusu olmadığından, adın değiştirilmesinden değil, adın düzeltilmesinden bahsedilecektir.
İlgili Yargıtay Kararı – Yeni Takılan Soyadları Türk Dilinden Alınır.
Yargıtay 18. Hukuk Dairesine göre, din değiştirme nedeniyle özad değiştirilebilirse de soyad değiştirilemez: “2525 Sayılı Soyadı Yasasının 3. ve Soyadı Tüzüğünün 5. maddesinde “yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır” hükümlerine yer verilmiş olup, davacının almak istediği soyadının anılan Yasa ve tüzüğün sözü edilen hükümlerine aykırı olduğu gözetilmeden, Aslaniskender olan soyadının “Paramabindu” olarak değiştirilmesine karar verilmiş bulunması usul ve yasaya aykırıdır” denilmiştir. (Yargıtay 18. HD. Esas No: 2005/791, Karar No: 2005/738, Karar Tarihi: 14.02.2005).
Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin bir kararında da “Somut olayda; davacı, isteği ile Hıristiyan dinini tercih etmek suretiyle dinini değiştirmiş ve bu husus, 29.01.2007 gününde idari kayıt düzeltme ile nüfus kaydına işlenmiştir. Ramazan olarak taşıdığı ad İslam dininin kutsal aylarından birinin adıdır. Davacının dinini değiştirmesinin yanında kendi dinini ve kültürel yapısını yansıttığına inandığı adı kullanmak istemesi haklı neden sayılmalıdır. O halde, mahkemece yukarıda açıklanan hususlar da dikkate alınarak, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi yolunda hüküm kurulması doğru görülmemiştir” denilmektedir. (Yargıtay 18.HD. Esas No: 2007/7881, Karar No: 2007/8649, Karar Tarihi: 22.10.2007).
Son olarak belirtelim ki,
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nunda 2017 yılında yapılan düzenleme ile Soyadı Kanunu’nun 3’üncü maddesine aykırı yazılan, yazım ve imla hatası veya düzeltme işareti kullanılmasından kaynaklanan anlam değişlikleri bulunan ad ve soyadları il ve ilçe idare kurulunun vereceği kararla bir kereye mahsus mahkeme kararı aranmaksızın değiştirilebilmesine imkan tanınmıştı.
7196 sayılı Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 24/12/2019 tarih ve 30998 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanarak yürürlüğe girmiş, ve belirlenen süre 3 yıl daha uzatılmıştır.
Söz konusu Kanunla 5490 sayılı Kanuna eklenen Geçici 11 inci Maddede “(1) Kişinin üç yıl içerisinde yerleşim yerinin bulunduğu nüfus müdürlüğüne yazılı olarak başvurması kaydıyla; 21/6/1934 tarih ve 2525 sayılı Soyadı Kanununun 3 üncü maddesine aykırı soyadları ile yazım ve imla hatası veya düzeltme işareti kullanılmamasından kaynaklanan anlam değişiklikleri bulunan, genel ahlaka uygun olmayan, toplum tarafından gülünç karşılandığı değerlendirilen ad ve soyadları, mahkeme kararı aranmaksızın il veya ilçe idare kurulunun vereceği kararla bir defaya mahsus olmak üzere değiştirilebilir. İl ve ilçe idare kurullarının vereceği karar kesindir. Soyadı değiştirilen erkek ise, kendisi ile birlikte varsa eşinin ve müracaat tarihinde ergin olmayan çocuklarının da soyadları düzeltilir. Soyadı değiştirilen kadın ise kendisi ile birlikte ergin olmayan evlilik dışı çocukları varsa onların da soyadları düzeltilir. Bu maddede belirlenen sürenin bir katına kadar uzatılmasında Cumhurbaşkanı yetkilidir.” hükmü yer almıştır.
Kaynakça: “Hukuk Davaları: Asliye Hukuk Mahkemesi Davaları” eserinden yararlanılmıştır.