MİRASIN DEFTERİNİN TUTULMASINA İLİŞKİN DAVA İLE TEREKEDE RESMİ TASFİYE İSTEMİNE İLİŞKİN DAVA
13 Kasım 2020
A. Mirasın Defterinin Tutulmasına İlişkin Dava
Mirası reddetmeye hakkı olan her mirasçı terekenin resmi defterinin tutulmasını isteyebilir. Mirasçılar, defter tutma isteminde farklı tavır takınmış olabilirler. Örneğin, mirasçılardan bazısının defter tutma istemine karşın diğer mirasçıların mirası mutlak kabul etmiş olmaları halinde, tek bir mirasçı talepte bulunsa bile mirasın defteri tutulur.
Defter tutma, isteme tabi olup, hakim resen bu işleme karar vermez. Defter tutma sadece talepte bulunan kişinin miras payını değil, terekenin tamamını kapsar. Ne var ki mirası önce kabul eden mirasçılar defter tutmanın sonuçlarından yararlanamazlar, yani mirası ret, mirası tutulan defter sonunda kabul veya resmi tasfiye isteminde bulunamazlar.
Mirasçılardan bazısının mirası reddetmiş olmaları halinde defter tutma talebinde bulunanların istemi ile defter tutulur. Reddedenlerin mirasçılık hak ve sıfatları son bulur. Defter tutma talebi yanında diğer mirasçıların resmi tasfiye isteminin bulunması halinde, mirasçılar arasında mirası kabul eden biri varsa, diğerlerinin resmi tasfiye istekleri muteber olmaz.
Mirasçı, bizzat veya vekili vasıtasıyla defter tutma isteminde bulunabilir. İsteminin bir mirasçı tarafından yapılması yeterli olup, mirasçıların hepsinin defter tutma isteminde bulunmasına gerek yoktur. İstek sulh hakimince tutanağa geçirilmek suretiyle sözlü veya yazılı olarak yapılır.
Deftere geçirmede, bu deftere terekeye ait aktif ve pasifler mirasın açıldığı tarihteki takdir edilen değeriyle yazılır. Miras bırakanın mali durumu hakkında bilgi sahibi olan herkes, sulh mahkemesi tarafından istenen bilgiyi vermekle yükümlüdür. Haklı bir sebep olmaksızın bilgi vermeyenler veya yanlış ya da eksik bilgi verenler, bundan doğacak zararları mirasçılara, vasiyet alacaklılarına veya 3. Kişilere tazminle yükümlüdürler.
Deftere geçirme süresi bittikten sonra her mirasçı, mahkemece bir ay içinde beyanda bulunmaya çağırılır. Beyandan amaç, mirası ret veya kabul konusundaki kararların bildirime davet edilmesidir.
B. Terekede Resmi Tasfiye İstemine İlişkin Dava
Her bir mirasçı, mirası ret ya da tutulacak defter sonucu kabul etmek yerine, terekenin tasfiyesini de isteyebilir. Terekeyi kabul eden bir mirasçı varsa resmi tasfiye istenemez. Mirasçının mirası kabulü ister tasfiye istemeden önce vaki olsun isterse tasfiye sırasında yapılmış olsun durum aynıdır, yani mirasın herhangi bir mirasçı tarafından kabulü halinde terekenin resmi tasfiyesi söz konusu olmaz. Tasfiye sırasında mirasın kabul edilmesi durumunda resmi tasfiyenin durdurulmasına karar verilir.
Tereke bir bütün halinde tasfiye edilir. Tereke kapsamında kalan bir taşınmaz yalnız başına tasfiyeye tabi tutulamaz. Resmi tasfiye, miras bırakanın alacaklılarının istemi ile de mümkündür. Resmi tasfiyede amaç, mirasçıları ve 3. Kişilerin hakkını korumaktır.
Miras bırakandan alacaklarını elde edemeyeceklerinden inandırıcı sebeplerle kuşku duyan alacaklıları, istedikleri halde alacakları ödenmediği veya kendilerine güvence verilmediği takdirde, miras bırakanın ölümünden ya da vasiyetnamenin açılmasından başlayarak 3 ay içinde terekenin resmi tasfiyesini isteyebilirler.
C. Yargıtay Kararı
“… Davacılar, 03.12.2004 tarihinde Antalya Sulh Hukuk Mahkemesinde 2006/714 esas sayılı dosyasında açtıkları davada terekenin kabul veya reddi konusunda beyanda bulunmak amacıyla TMK 619. Maddesi gereğince resmi defterin tutulmasını istemişler, Mahkemece, 13.4.2007 tarihli karar ile terekenin borca batık olduğunun tespitine karar verilmiş, ancak mirasçılar TMK 626. Maddesi uyarınca bir ay içinde beyanda bulunmaya çağırılmamışlardır. Bunun üzerine davacılar temyize konu bu davayı açarak, TMK 627. Maddesi uyarınca mirası reddettiklerine ilişkin karar verilmesini talep etmişlerdir. Mahkemece yapılacak iş, mirasçıları mirası tutulan defter gereğince kabul veya ret için beyana davet etmek ve bu beyanların sonucuna göre işlem yapmaktan ibarettir. Açıklanan yol izlenmeden, nitelendirmede hata ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
*Yararlanılan Kaynak: Erhan GÜNAY: Soru ve Cevaplarla Miras El Kitabı