MALA ZARAR VERME SUÇU
29 Temmuz 2020
Mala zarar verme suçu; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) “Mal Varlığına Karşı Suçlar”başlığı altında, 151. maddede düzenlenmiştir. Buna göre;
“(1) Başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkan, tahrip eden, yok eden, bozan, kullanılamaz hale getiren veya kirleten kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Haklı bir neden olmaksızın, sahipli hayvanı öldüren, işe yaramayacak hale getiren veya değerinin azalmasına neden olan kişi hakkında yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.”
Mala zarar verme suçunun konusunu taşınır ya da taşınmaz mallar oluşturur. Madde hükmü dikkate alındığında hayvanların da bu suça konu olabileceği görülmektedir. Ancak sahipsiz hayvanlara karşı gerçekleştirilen fiillerin bu suç kapsamında değerlendirilmediği, hukuk sistemimizdeki başka düzenlemelerle korunduğu belirtilmelidir. İnsan, eşya olarak kabul edilmediği için mala zarar verme suçunun konusunu oluşturmaz. Ancak insan vücudundan ayrılmış parçalar, somut olayın özelliğine göre eşya niteliği taşıyabilmektedir.
Paylı mülkiyete konu mallar bakımından, malın tamamı üzerinde tasarruf gerektiren işlemler gibi paydaşların oybirliği ile karar alması gereken özel durumlarda, bu şartlara uyulmadan tasarrufta bulunulması halinde de mala zarar verme suçu söz konusu olabilecektir.
Bu suç, kasten işlenebilen bir zarar suçudur ve kanun metninde taksirli hali düzenlenmemiştir. Bununla birlikte özel kast aranmadığından, suçu işlerken failin özel bir amacının varlığının olup olmaması önem teşkil etmeyecektir. Suçun icrai hareketle olabileceği gibi ihmali hareketle de işlenmesi mümkündür. Örneğin fail; bizzat elindeki çekiçle bir başkasına ait aracın camlarını kırarak suçu meydana getirebileceği gibi, bahçe bakım işiyle görevlendirilmiş kişinin bitkileri sulamayarak kurumalarına neden olması da mala zarar verme suçu kapsamında değerlendirilecektir.
Bunlarla birlikte suçun nitelikli; örneğin kamu kurum ve kuruluşlarına ait, kamu hizmetine tahsis edilmiş veya kamunun yararlanmasına ayrılmış yer, bina, tesis veya diğer eşya hakkında işlenmesi halinde olduğu gibi daha ağır cezayı gerektiren halleri de kanunda düzenlenmiştir.
Mala zarar verme suçu tamamlandıktan sonra failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı kısmen ya da tamamen gidermesi halinde, verilecek cezada indirime gidilir. Mağdurun etkin pişmanlığa göstereceği rızanın önemi, uğradığı zararın fail tarafından kısmen ya da tamamen giderilmesi bakımından farklılık göstermektedir. Yine suçun, kanunda sayılan belli başlı kişilere karşı işlenmiş olması halinde ceza verilmemesi ya da daha az cezaya hükmedilmesi mümkündür. Örneğin, kişinin mala zarar verme suçunu eşine veya çocuğuna karşı işlemesi, şahsi cezasızlık sebeplerinden biridir.
Somut olayda bir hukuka uygunluk sebebinin bulunması durumunda fiil, kanunda belirtilen özellikleri taşısa da fail hakkında cezaya hükmedilmeyecektir. Örnek olarak kişinin, kendisine saldıran failin saldırısını bertaraf etmek için müdahalede bulunduğu sırada, failin saatinin yere düşerek parçalanması halinde meşru savunma; polisin, ilgili yasal düzenlemelere uygun olarak bir evin kapısını kırmak suretiyle eve girmesi halinde, kanun hükmünü yerine getirme hukuka uygunluk sebebinin şartları oluşmuş olacaktır.
Mala zarar verme suçunun, TCK madde 151’de sayılan basit halinin takibi şikâyete bağlıdır ve uzlaşma kapsamındadır. Ancak mala zarar verme suçunun nitelikli hali mevcut olması ya da hırsızlık suçunun neticelendirilmesi amacıyla mala zarar verme suçunun işlenmesi durumunda, bu suçtan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikâyet aranmayacaktır. Örnek verilecek olursa, aracın camı kırılarak içerideki telefonun alınması halinde hırsızlık suçu yanında mala zarar verme suçu da oluşmuş olacak ve bu suç bakımından artık şikayet aranmayacaktır.