EVLİ KADININ KENDİ SOYADINI KULLANMASI
08 Haziran 2020
Soyadı, vazgeçilemeyen ve devredilemeyen kişiye sıkı sıkıya bağlı olan bir kişilik hakkı olup, mutlak haklarımızdandır. 1934 Yılında yürürlüğe giren ‘Soyadı Kanunu’nu ile birlikte herkes kendi soyağacına göre, bir soyadı taşıma zorunluluğundadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m.187: “Kadın evlenmekle kocasının soyadını alır. Ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuru ile kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Daha önce iki soyadı kullanan kadın, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabilir.” denilmektedir.
Medeni Kanunumuzda da açıkça ifade edildiği üzere kural, kadının evlenmekle kocasının soyadını almasıdır. Ancak kadın, evlilik soyadı ile birlikte bekarlık soyadını da kullanmak istiyorsa evlendirme memuruna müracaat anında yazılı başvuruda bulunarak ya da daha sonra yeni bir kimlik başvurusu sırasında bir dilekçe ile nüfus idaresine başvuruda bulunarak kocasının soyadı önünde bekarlık soyadını da kullanmaya devam edebilir.
Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer husus; kadın daha önce başka bir evlilik yapmış ve eski kocasının soyadını boşanmış olsalar dahi bekarlık soyadı ile taşımaya devam etmiş ise kadın, tekrar evlenmesi halinde yeni kocasının soyadını kullanabileceği gibi isterse önceki iki soyadından birini seçmek şartıyla yeni kocasının soyadının önünde bu soyadlarından birini kullanabilir.
Kadının soyadı noktasında en önemli sorunlardan biri de, “evlenen kadının bekarlık soyadını tek başına kullanıp kullanamayacağıdır”. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.09.2015 tarihli kararından önce evlenen kadının bekarlık soyadını tek başına kullanabilmesi için Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunması gerekmekte idi. Ancak bu kararla birlikte evlendikten sonra bekarlık soyadını tek başına kullanmak isteyen kadınların Aile Mahkemesi’ne dava açmaları yeterli hale gelmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/ 2-889 E., 2015 / 2011 K. Sayılı kararında “Sebep önemli olmaksızın davacı evlilik birliği içinde sadece kızlık soyismini kullanmak istemektedir. Kızlık soyisminin kullanmak istemek için haklı bir gerekçenin bulunmasına ihtiyaç bulunmamaktadır. Bu hak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 8 ve Anayasa’nın 17. maddeleri kapsamında bir insan hakkıdır ve cinsiyete dayalı olarak bir ayrıma tabi tutulmaksızın erkek ve kadın arasında eşit şekilde uygulanmalıdır. Aksi durum AİHS’nin 14. maddesine aykırılık teşkil edecektir.” Şeklinde de ifade edildiği üzere kadının bekarlık soyadını tek başına kullanmak istemesi için haklı bir gerekçe göstermesi gerekmemektedir.
Anayasa md. 90’da açıkça ifade edildiği gibi “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır.” hükmü de dikkate alındığında, Türk Medeni Kanunu m.187 yürürlükte iken, Türkiye’nin de taraf olduğu AİHS’nin 8. ve 14.maddelerinin esas alınarak karar verilmesinde herhangi bir sakınca olmadığı da son derece açıktır.
Sonuç olarak, evli kadının sadece bekarlık soyadını kullanması ile boşanmış kadının evlilik soyadını kullanmaya devam etmek istemesi, yargıdan bir karar alınmasını gerektirmekle birlikte, eskiye nazaran bu durum gerek Anayasa Mahkemesi kararları, gerek Yargıtay ve yerel Aile Mahkemesi kararları ile hukuk sistemine yerleşmiş olduğundan, olumsuz bir durumla karşılaşılması olasılığı çok düşüktür.