NİŞANIN BOZULMASI SEBEBİYLE TAZMİNAT DAVASI
02 Haziran 2020
Türk örf ve adetleri gereği evliliğe adım atacak kişiler, söz verme niteliği taşıyan evlilik öncesi döneme ilişkin olarak nişanlanma adı altında ön birliktelik kurarlar. Yerleşmiş olan bu örf gereği, Türk Hukuku da toplumun sistematiği gereği nişanlanmaya ve nişanlılık sürecine ilişkin yasal düzenlemelere yer vermiştir. Nitekim Türk Medeni Kanunumuzun Evlilik Hukuku’na dair ikinci kitabında 118’inci madde ve devamında nişanlılık düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunumuzun 118’inci maddesine göre “nişanlanma, evlenme vaadiyle olur” denilerek kişilerin Türk Hukuku bağlamında ne şekilde nişanlı sayılacakları belirtilmiştir.
Nişanlanma, kadın ve erkeğin birbirleriyle evlenmek istediklerini karşılıklı olarak açıklamasıyla meydana gelen durumdur. Yani nişanlanma aslında bir evlenme vaadi olup, aile hukuku sözleşmesidir. Nişanlanma, tarafların evlenmeden önce birbirlerini ve ailelerini tanıdığı bir dönemdir. Nişanlanmanın hukuki durumu ve nişan bozmasına göre sonuçları Türk Medeni Kanunu’nda geçmektedir.
Nişanlanmada kız isteme, yüzük takma, tören gibi prosedürlerin gerçekleşmesi şartı bulunmamaktadır.
Sözlenme ile nişanlılık arasında fark bulunmaktadır. Sözlenme, nişanlanmanın bir önceki evresidir ve hukuki olarak kanunda bir karşılığı bulunmamaktadır. Sözlenme durumunda ancak nişanlanma gibi bir hukuki nitelendirme olduğu takdirde nişanlanma hükümler geçerli olacaktır.
Nişanın bozulmasıyla birlikte taraflar maddi ve manevi açıdan sıkıntıya girecek, belki de yaşantıları boyunca bu manevi çöküntünün etkilerini hissedecekler. İşte bu nedenle Türk Medeni Kanunu, nişanın bozulması neticesinde taraflara maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı tanımıştır. Türk Medeni Kanunumuzun 120’nci maddesi maddi tazminatı düzenlerken, 121’inci maddesi de manevi tazminatı düzenlemiştir.
A) Nişanın Bozulması Nedeniyle Maddi Tazminat
Türk Medeni Kanunumuzun 120’nci maddesine göre “nişanlılardan biri haklı bir sebep olmaksızın nişanı bozduğu veya nişan, taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulduğu takdirde; kusuru olan taraf, diğerine dürüstlük kuralları çerçevesinde ve evlenme amacıyla yaptığı harcamalar ve katlandığı maddi fedakarlıklar karşılığında uygun bir tazminat vermekle yükümlüdür. Aynı kural nişan giderleri hakkında da uygulanır” diyerek kanunumuz kusurlu olan taraftan maddi tazminat talep edilmesinin önünü açmıştır.
Yine Türk Medeni Kanunu 120. maddesinde dava açma hakkını yalnızca nişanı atılan kişiye değil, onun anne ve babasına da tanınmıştır. Dava açmaya hakkı olan kişinin anne ve babası da nişan masraflarını talep edebileceklerdir. Nişanın atılması nedeniyle maddi tazminat davasının açılması için bazı şartların varlığı gerekmektedir. Bu şartlar :
- Nişanlılık, tek taraflı irade beyanı ile sona erdirilmelidir.
- Tarafların karşılıklı anlaşarak nişanı sona erdirmeleri halinde herhangi bir tazminat hakkından söz edilemeyecektir.
- Davacı, nişanın bozulması dolayısıyla maddi bir zarara uğramış olmalıdır.
- Nişanlılık, haksız bir sebeple bozulmalıdır.
- Nişanın bozulması ile meydana gelen maddi zarar arasında illiyet bağı olmalıdır.
B) Nişanlanma Sonucu Manevi Tazminat Talebi
Gerçekleşmesi gereken şartlar şunlardır:
- Nişanlılık, tek taraflı irade beyanı ile sona erdirilmelidir. Nişanın bozulması ön koşuldur.
- Nişanı bozulan kişinin kişilik hakları ihlal edilmiş olmalıdır.
- Nişan bozan kişi kusurlu olmalıdır.
- Tazminat isteminde bulunan kişinin nişanın sonlanmasında herhangi bir kusuru bulunmamalı ya da diğer taraftan daha az kusurlu olmalıdır.
- Kusur ile zarar arasında illiyet bağı olmalıdır. Manevi tazminat davası ancak nişanlılar arasında açılabilir.
- Nişanın bozulması sebebiyle kişinin onurunda ve itibarında zedelenme olmalıdır.
Anne veya babalar manevi tazminat isteminde bulunamaz. Manevi tazminat isteme hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan küçük ya da kısıtlılar da yasal temsilcilerinin iznine ihtiyaç duymadan bu davayı açabilirler.
Hâkim genellikle manevi tazminatı uygun miktarda para olarak takdir eder. Busebepten ötürü açılacak olan manevi tazminat davasının zamanaşımı süresi bir yıldır. Nişanın son bulmasından itibaren bu süre işlemeye başlayacaktır.
Manevi tazminatın miktarı hakim tarafından takdir hakkı kullanılarak tayin edilecektir. Tarafların ekonomik ve sosyal durumuna, kültürel özelliğine göre miktar belirlemesi yapılacaktır.