İŞ SÖZLEŞMESİNİN BİLDİRİMLİ FESHİ İLE DERHAL FESHİ ARASINDAKİ FARK VE FESİH NEDENİNİN BAĞLAYICILIĞI
02 Mayıs 2020
İşverenler, bünyesinde çalışma yapan personelleri işten herhangi bir nedenle işten çıkarmak isterse; bu iradesini kesin ve açık bir şekilde ortaya koymalıdır.
Fesih sebepsiz veya gerekçesiz olduğu takdirde hem İş Kanunu’ndaki hükümler hem de emsal yargı kararları gereğince feshin geçersiz ya da haksız olduğu sonucu doğmaktadır. Bu ahvalde de, feshin geçersiz veya haksız olması halinde birtakım sonuçlara işveren katlanmak durumunda kalmaktadır.
İşveren işçinin işten çıkarılma anında fesih iradesini açık ve kesin şekilde ortaya koymalı ve bunu gerekçeli ve yazılı olarak işçisine bildirmelidir. Yine işveren işbu bildirim ile bağlı olup, sonradan ortaya çıkan durumlar söz konusu fesih iradesini değiştirmez veya genişletemez.
Örneğin, işveren işçisini 12.02.2000 tarihinde performans düşüklüğü sebebiyle işten çıkarmış ve iş bu performans düşüklüğünü açılan davada ispat edemediğinden feshin geçersizliğine karar verilmişse; 12.05.2000 tarihinde yeni öğrendiğini sonradan tespit ettiğini ileri sürerek başka bir nedene dayanamayacaktır. (Örneğin çalışma arkadaşlarını taciz etme gibi....)
Bu durumda işten çıkışa sebep gösterilen husus ile işverenler bağlı olacaktır.
Emsal yargı kararları da işbu hususa dayanmaktadır. Karar içeriklerinde görüleceği üzere, davacıların iş akdini 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17’inci maddesine göre, bildirimli feshedildikten sonra davalı işverenlerin haklı nedenle işten çıkarma iddiaları mahkemece kabul edilmemiştir. Haklı fesih nedenlerinin somut olayda mevcut olması halinde işverenler haklı nedenle derhal fesih işlemi gerçekleştirmelidir. İşçiye bildirimli fesih yapılması, eylemin haklı bir neden olarak gösterilemeyeceğini doğrulamaktadır.