Davalar & Makaleler

BOŞANMA DAVALARI HAKKINDA SIKÇA KARŞILAŞILAN SORULAR VE CEVAPLARI

29 Nisan 2020

Ülkemizde giderek artan boşanmalar nedeniyle, boşanma davaları da merak edilen konular arasında yer almaktadır. Bizler de avukat olarak bu alanda çok fazla soruyla muhatap olduğumuzdan bir yazı hazırlayarak sorulara cevap vermek istedik.

1- Davayı Hangi Taraf Açmalıdır? Davacı Ya Da Davalı Olmanın Dava Sürecinde Bir Önemi Var Mıdır?

Boşanma davasında davacı ya da davalı olmanın hiçbir farkı yoktur. Davayı önce açan kişinin avantajlı olması mümkün değildir. Ancak hukuk muhakemeleri kanunu gereği davacıya ve davalıya farklı yükümlülükler yüklenmektedir. Örneğin davacı, dava açarken ödenmesi gereken harç ve masrafları karşılamak zorundadır. Dava açarken T.C. Mahkemeleri veznesine gerekli harçlar ve masraflar davacı tarafça ödenir.

Ancak davayı karşı taraf açtı diye davalı hiç mi masraf yapmaz? Hayır. Davalı sıfatına haiz kimseler de Mahkeme Veznesine gider avansı adı altında bir ödeme yapmak durumundadır. Yine davalı sıfatına haiz kişi eğer karşı dava açmak istiyorsa; dava açılırken ödenmesi gereken harçlar karşı dava dilekçesi ile birlikte yine Mahkeme veznesine ödenmek zorundadır.

Belirtmek gerekir ki; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereği; kaybeden tarafa yargılama için yapılan harç ve masraflar yüklenir.

2- Boşanma Davası Ne Kadar Sürede Sonuçlanır?

Davalar, iki tür olup Anlaşmalı Boşanma ve Çekişmeli Boşanma olarak ikiye ayrılmaktadır.

Anlaşmalı boşanma davaları; Mahkeme Hakiminin yoğunluğu ve Mahkeme dosya sayısına göre 1 hafta ile 2 ay arasında değişmektedir. Ancak mahkeme hakiminin izinli olması ve sair durumlarda bu süre daha da uzayabilir.

Çekişmeli boşanma davaları; Ankara Mahkemelerinde ortalama olarak 12-18 ay arasında değişiklik göstermektedir. Tabi bu durum dosyanın genel durumu ile ilgilidir. Dosyada iddiaların çeşitliliğine ve taleplerin fazlalığına göre bu süre değişiklik göstermektedir. Yine taraflardan birisi Yurt dışında ikamet ediyor ise, tebligat işlemleri uzun sürdüğünden sürenin 2 yıldan fazla sürmesi de olasıdır.

3- Boşanma Davası İçin Avukat ile Çalışmak Zorunlu Mudur?

Kişiler ayırt etme gücüne haiz ve hukuken ehliyetli iseler, kendi davalarını kendileri yürütebilirler. Eğer davanız teknik olarak karışıksa ya da çok fazla talebiniz varsa ya da duruşmaları takip etmek ve katılmak mümkün değil ise, avukat ile çalışması gerekmektedir. Yine boşanma davasının daha kısa sürede ve hukuken hata yapılmadan ilerlenmesi isteniyorsa avukat ile çalışılmalıdır.

4- Taraflar Duruşmayı Takip Etmek Zorunda Mıdır?

Bu soruyu da, iki türlü incelemek gerekir.

Anlaşmalı boşanma davalarında; tarafların mutlaka duruşmaya gelmesi gerekir. Tarafların her ikisinin de avukatı varsa bile duruşmaya avukatlarla birlikte tarafların gelmesi zorunludur.

Ancak duruşma sonrası yapılacak her türlü işlem avukat tarafından yapılabileceğinden tarafların işlemleri takip etmesine gerek yoktur. (Tarafların avukatları yoksa duruşma sonrasında gerekçeli karar tebliği - istinaftan feragat - kesinleştirme ve nüfus müdürlüğüne müzekkere konularının taraflarca takip edilmesi gerekir. )

Çekişmeli boşanma davalarında; eğer davacı sıfatına haiz iseniz; bir avukatınız da yoksa her duruşmanın davacı tarafça takip edilmesi gerekir. Dosyayı takipsiz bırakırsanız davanız düşecektir. Bir avukat ile çalışıyorsanız, avukatın duruşmayı takibi yeterlidir. Ayrıca davacının da duruşmaya gelmesine lüzum yoktur.

Davalı sıfatına haiz iseniz, boşanmayı istemiyor ya da davaya karşı itirazınız veya talepleriniz yoksa duruşmaya katılmak zorunda değilsiniz. Yine avukatınız var ise, avukatınızın dosyayı takibi yeterli olduğundan davalının duruşmalara katılmasına gerek yoktur. Ancak davalı tarafın bilhassa ön inceleme duruşmasına katılmasında hukuken büyük menfaat vardır.

5- Boşanma Davası Hangi Sebeplerle Açılır?

Bu kısım oldukça ayrıntılı şekilde kanunda düzenlenmiştir. Yargıtay emsal kararları ile de kanun hükmünün uygulaması yerleşik bir hale gelmiştir. Ancak, biz burada sadece başlıklar altında kısaca açıklamalarda bulunacağız.

Yalnız özellikle belirtmek gerekir ki kanunda yazan sebepler dışında başka bir sebebe dayanarak dava açılamayacak olup, açılan davanın reddine karar verilmesi gerekir. Sadece kanunda hüküm altına alınan hususlarda belirtilen sebeplere bağlı kalınarak boşanma davası açılabilmektedir.

Birinci Sebep: Zina (Türk Medeni Kanunu (TMK.) - Madde 161)

Taraflardan biri zina ederse, karşı taraf bu hususta boşanma davası ikame edebilir. Ancak bu davanın açılması için de bazı hususlara dikkat etmek gerekir. Öncelikle "ZİNA" sebebine dayanabilmek için kanunda bir süre belirlenmiştir.

Zina sebebiyle dava açacak eş, zinanın yapıldığını öğrendiği tarihten 6 ay içerisinde davayı açmak zorundadır. Ve bu süre eylemin üzerinden 5 yıl geçmesi ile sona erer ve bu sebebe dayalı olarak boşanma davası açılamaz.

İkinci Sebep: Hayata Kast, Pek Kötü Veya Onur Kırıcı Davranış (TMK-Madde 162)

Taraflardan biri diğer eşin hayatına ya da vücut bütünlüğüne kast eder ise, bu maddeye dayanılarak evlilik birliği sona erdirilebilir. Örneğin taraflardan biri eşini zehirlemeye kalkar ise, eylemi sonucuna ulaşmasa dahi bu maddeye dayanılarak boşanma davası açılabilir.

Yine taraflardan biri diğerine eziyet eder, psikolojik şiddet uygular ve onur kırıcı bir davranış sergiler ise bu maddeye dayanılarak dava ikame edilebilir. Örneğin, taraflardan biri eşini başka bir kimse ile cinsel ilişkiye zorlar ise, bu maddeye dayanılarak boşanma davası ikame edilir.

Yine zina sebebinde olduğu gibi bu hüküm içinde dava açılması için bir süre söz konusudur. Dava açılabilmesi için de işbu süre; davranış üzerinden 6 ay geçmesi ile ve her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden 5 YIL geçmesi ile düşer.

Üçüncü Sebep: Suç İşleme Ve Haysiyetsiz Hayat Sürme (TMK- Madde 163)

Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.

Ancak Türk Ceza Mevzuatında küçük düşürücü olarak tanımlanan bir suç grubu yoktur. Biz bu suç kavramını yerleşik Yargıtay kararlarını dayanak alarak belirlemekteyiz. Bu suçlar da genel olarak şöyle tanımlanır: " Ahlak düzeninin şiddetle reddettiği, meydana çıktığında toplumda nahoş karşılaşılan ve toplumda yüz kızartıcı olarak bilinen suçlar." Bu duruma da örnek vermek gerekirse; eşlerden biri dolandırıcılık suçuna karışır ve nam-ı böyle anılır ise diğer eşin evlilik birliğini devam ettirmesi zorlaşacaktır. Bu kişi bu sebeple dava ikame edebilir. Yine eşlerden biri 3. bir kişiye cinsel tacizde bulunur ve nam-ı böyle anılır ise, diğer eş bu sebebe dayalı olarak boşanma davası ikame edebilir.

Burada önemli olan husus, bu suç nedeniyle eşin cezasının kesinleşip kesinleşmediği hususudur. Boşanma davasının açılması için boşanmak isteyen taraf, diğer tarafın cezasının kesinleşmesine gerek duymakta mıdır?

Kanunda bu hususta bir kesinleşme aranmamaktadır. Evlilik birliği içerisinde eş, böyle bir suça konu eylem gerçekleştirirse, diğer eş boşanma davası açabilir. Eş hakkında herhangi bir ceza soruşturması ya da ceza kararına ihtiyaç duyulmaz. Ancak hakim, bu suçun diğer eş tarafından işlendiğine kanaat getirmeli ve bu sebeple evlilik birliğinin sürdürülemez olduğuna karar vermelidir. Burada önemli olan husus, (suç şüphesi ya da eylemi nedeniyle) evlilik birliğinin taraflar için devamının sağlanamayacak durumda olmasıdır. Bu hadisenin diğer eş için çekilmez hale gelmiş olup olmadığı araştırılmaktadır.

Dördüncü Sebep: Terk (TMK- Madde 164)

Terk sebebine dayalı boşanma davası açılması teknik ayrıntılar içerdiğinden en az tercih edilen dava sebeplerindendir.

Taraflardan biri herhangi bir haklı nedene dayanmaksızın evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek amacıyla diğer eşi terk ederse diğer eş boşanma davası açabilir. Ancak bu davanın da bazı şartları vardır.

Eş evden haklı bir sebebi olmadan ayrılmış ise ayrılık en az 6 ay sürmüş ve halen devam etmekteyse, terkedilen eş hakimden veya noterden bir ihtar gönderilmesini talep eder. Burada ihtarı hakimden(Mahkemeden) talep etmek daha avantajlı olacaktır. (İhtarda usulü eksikliklerin olmaması adına.) Gönderilen ihtara rağmen evi terk eden eş eve dönmez ise ve ihtar sonuçsuz kalmışsa terk edilen eş boşama davası açabilir.

Beşinci Sebep: Akıl hastalığı (TMK- Madde 165)

Eşlerden biri akıl hastası olup da, bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.

Altıncı Sebep: Evlilik birliğinin sarsılması (TMK- Madde 166)

Uygulamada açılan davaların büyük çoğunluğu bu sebeple açılmaktadır. Eski kanun metninde ve halk arasındaki bilinen adı, “ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİK” 'tir.

Evlilik birliği, tarafların ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Bu sebepler genel sebepler olduğu için birçok husus bu hüküm içerisine dahildir. Burada önemli olan evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olmasının yanı sıra bu sarsılmanın evlilik birliğinin devamını imkansız kılmasıdır.

Hangi hallerin evlilik birliğini temelinden sarsacağına ilişkin kanunda bir hüküm yoktur. Ancak yerleşik içtihatlara göre bazı olayların evliliği temelinden sarsacağı kabul edilmiştir. (Ekonomik şiddet, eşlerin birbirini ihmal etmesi, fiziksel şiddet, hakaret ve benzeri..)

Her ne kadar Yargıtay içtihatları ile bu husus açıklığa kavuşturulsa da, her boşanma davasının kendi içerisinde değerlendirilmesi esastır. Mahkeme hakimi her davayı / olayı birbirinden farklı olarak inceler ve buna uygun şekilde kararını tesis eder. Bir aile için boşanma sebebi olarak görülen hadiseler, diğer aileler için boşanma sebebi olmayabilir. Bu aileler arasındaki sosyo-kültürel, sosyo-ekonomik farklılıklardan kaynaklanmaktadır.

Bu nedenle her dava dosyası için kendine özgü argümanlar ile dava dilekçesi hazırlanmalı ve savunma yapılmalıdır.

6- Tek Celsede Boşanmak Mümkün Müdür?

"Tek celsede boşanmak" deyiminden anlaşmalı boşanma davalarını anlamak gerekmektedir. Anlaşmalı boşanma davaları tek celsede karara çıkan dava türlerindendir. Ancak anlaşmalı boşanma davalarında dahi davada 2. ya da 3. celse açılması söz konusu olabilir.

Yine kanunda yer alan özel hükümlerden biri mevcut ise ve duruşma gününe kadar deliller bildirilmiş-deliller toplanmış ve araştırılacak bir husus kalmadı ise, davanın ilk celsede karara çıkması mümkündür. Ancak ilk celsede karara çıkan çekişmeli boşanma davalarının oranına bakacak olursak, çok az olduğu belirtmek gerekir. Çekişmeli boşanma davaları en az 3 celse, ortalama 4 ya da 5 celse kadar sürmektedir.

7- Öne Alım Dilekçesi Ne Demektir?

Eğer bir boşanma davası açtıysanız ve davanız için duruşma günü verildiyse, duruşma gününü daha erken bir tarihe almak için Mahkeme'ye bir dilekçe vermeniz gerekmektedir. Bu dilekçenin adı da öne alım dilekçesidir.

Örneğin çekişmeli boşanma davası açtınız, ancak dava sürecinde boşanma davanızı anlaşmalı olarak bitirmeye karar verdiniz, bu halde mahkemeye protokol ile dilekçe vermeniz ile duruşma gününü daha yakın bir tarihe çekebilirsiniz. Ya da anlaşmalı boşanma davası açtıktan sonra duruşma Mahkemece uzak bir tarihe verildiyse, duruşma gününü öne almak için nedenler ile birlikte bu dilekçeden verebilirsiniz. Bu dilekçe daha çok yurtdışında yaşayan ve sınırlı sürede Türkiye'de bulunan müvekkillerimiz için kullanılmaktadır.

8- Karşı Dava Ne Demektir?

Eşiniz size karşı bir dava açmışsa ve bu dava dilekçesi size tebliğ edilmişse, 2 hafta içinde davaya cevap dilekçesi vermek zorundasınız. Ancak davaya ilişkin sizin de talepleriniz varsa, siz de cevap dilekçesi süresi içerisinde (2 hafta) karşı dava ikame edebilirsiniz. Yukarıda bahsedildiği üzere işbu karşı dava için de gerekli harç ve masrafların ödenmesi zorunludur.

Eğer 2 haftalık süre içerisinde dava açamazsanız ne olur?

Bu halde yeni bir dava açarak, eşinizin size karşı açmış olduğu dava ile birleştirilmesini talep etmeniz gerekmektedir.

Bu sitede paylaşılan çalışmalar yalnızca bilgilendirme amaçlı olup, Türkiye Barolar Birliği'nin ilgili düzenlemeleri uyarınca reklam, teklif, hukuki öneri veya danışmanlık teşkil etmez.

Popüler

Öne Çıkan

Yeni

Toplu İş Sözleşmesinin Yapılması Sürecinde Toplu Görüşmelere Kadar Yaşanan Yasal Prosedür
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
01 Mayıs 2019
YLSY Öğrenim Programı Kapsamında Yurtdışında Lisansüstü Öğrenim Gören Öğrencilerin Karşılaştığı Hukuki Sorunlar
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
03 Mayıs 2019
İş Makinelerinin Mülkiyetinin Tespiti ve Tescili
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
06 Mayıs 2019
Doktorların Kamu Hastanelerinde ve/veya Özel Hastanelerde Çalışma Halleri
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
09 Mayıs 2019
Kamulaştırma Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
11 Mayıs 2019
Trafik Kazaları Sonrasında Karşılaşılan Hukuki Süreç ve Problemler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
14 Mayıs 2019
Aldatan Eşin Sevgilisinin, Aldatılan Eşe Manevi Tazminat Ödemesi Hakkında
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
16 Mayıs 2019
Karşılıksız Çek Şikayetinde Başvuru Hakkı ve Şirket Yetkilisinin Belirtilmesi
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
19 Mayıs 2019
Konkordato Halinde İşçi Alacaklarının Durumu
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
21 Mayıs 2019
Konkordato Nedir?
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
24 Mayıs 2019
Tahkim Nedir?
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
26 Mayıs 2019
Kişiler Hukukuna İlişkin Davalar
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
29 Mayıs 2019
Kredi Kullanımında Hayat Sigortasının Yapılması Durumu, Vefat Eden Kişinin Kredi Borcuna İlişkin Mirasçıların Karşılaştığı Problemler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
01 Haziran 2019
Lex Mercatoria And Arbitration
Av. Fatmira MULAJ
03 Haziran 2019
Maçlarda Görev Alan Polis Memurlarının Harcırah Alacağı
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
06 Haziran 2019
Medeni Hukukun Tanımı ve Kapsamı
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
08 Haziran 2019
Milletlerarası Tahkimde Ayrılabilirlik İlkesi
Av. Fatmira MULAJ
11 Haziran 2019
Miras Hukukunda Ortaklığın Giderilmesi Davası (Paylaşma Davası)
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
14 Haziran 2019
Miras Hukukuna İlişkin Dava ve Talepler
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
16 Haziran 2019
Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) Davası
Av. Dr. Aydın Ebrar GÜNAL
19 Haziran 2019